Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Delifişek - José Mauro de Vasconcelos | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Delifişek Kitap Bilgileri


Yazar: José Mauro de Vasconcelos
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 24 dk.
Sayfa Sayısı: 85
Basım Tarihi: Kasım 2021
İlk Yayın Tarihi: 1963
Yayınevi: Can Yayınları
Orijinal Dil: Portekizce
ISBN: 9789750724787
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Delifişek Kitap Tanıtımı


Brezilyalı Jose Mauro de Vasconcelos'un, kendi yaşam kesitlerinden yola çıkarak yazdığı Şeker Portakalı'nı, Türkiye'de yediden yetmişe herkes yıllardır severek okuyor. Romanın kahramanı olan küçük Zeze, çocukların olduğu kadar büyüklerin de yüreklerinde yer etmeyi becermiş sevgili bir çocuktur. Şeker Portakalı'nın ikinci bölümü olan Güneşi Uyandıralım'da sevgili Zeze biraz daha büyümüştür. Küçüklüğündeki biricik dostu Şeker Portakalı fidanı yoktur artık. Onun yerini yeni bir dost almıştır: yüreğinde yer eden sevgili bir kurbağa'dır bu yeni dost. Dizinin üçüncü kitabı olan Delifişek'te ise Zeze'yi daha da büyümüş bulacaksınız. Yeniyetmelikten çıkmakta, tam bir delikanlı olmaktadır. Yaşamın katı gerçekleriyle yüzyüzedir artık. Haklarını arayan, özgürlüğünü yaratmaya çalışan biridir Zeze.

(Arka Kapak)

 




Delifişek Kitaptan Alıntılar


1. ""Ayağımıza bir parça çamur bulaşması, günün birinde toprak olacağımızı hatırlatır. ""




2. "Güneşe doğru yürüdüm ama ruhumda bir şey ölmüştü…"




3. "~



.

~"




4. "İnsanın kendini bulması uzun sürer..."




5. "ẞütün hayatım boyunca böyle olmuştu, istediklerim, artık onlara sahip olmayacağım zaman karşıma çıkıyordu ."




6. "Ne insanlardı yahu.
Hiçbirinde sevginin katresi yoktu."




7. "Güneşe doğru yürüdüm ama ruhumda bir şey ölmüştü."




8. "~

Bir daha 𝗮ğ𝗹𝗮𝗺𝗮𝘆𝗮𝗰𝗮𝗸𝘁ı𝗺
Bir daha hiç kimseyi 𝘀𝗲𝘃𝗺𝗲𝘆𝗲𝗰𝗲𝗸𝘁𝗶𝗺.
Hiç kimseyi.
Dünya çok kötüydü...

~"




9. "Ama gerçekten her şey iyiye gidecek miydi?"




10. ""Kimse benim yavaş yavaş ölmekte olduğumun farkında değildi.""




11. "~



.

~"




12. "~



,

.

~"




13. "“Beni sevmek isteyen, olduğum gibi kabul eder.""




14. ""Kimse benim yavaş yavaş ölmekte olduğumun farkında değildi.""




15. "Öyle korkmuştum ki... Ölme isteğim geçmişti."





Delifişek Kitap İncelemeleri


Zeze'nin yaşam çizgisini bizlere sunan bu üçlemeyi bütünsel olarak değerlendirmenin heyecanı içerisindeyim aslında. Haylaz Zeze. Şeytan çocuk (!). İnsan kılığına girmiş canavar. Temiz kalpli melek. İçinde hep kendimizden bir parça bulduğumuz Zeze'nin büyüyüşü, kabullendikleri, vedaları ama hiç yüreğinden ayrılmayan o fedakar hisleri bana -eminim ki bize- anılarımızı, belki de hiç söyleyemediklerimizi yansıtmakta. Evet, Zeze okul yıllarından da öncesine dayanan zaman diliminde bir kalabalığın etrafında yaşam öyküsünü sürdürmeye devam ederken çocukluk yıllarının ardından bu kez yalnızlığı tanıyarak vicdanıyla yüzleşmekte.

Zaman değiştiği gibi bu kez karşılaşılan sorunlar da değişmekte. Serinin bir önceki kitabında söz edilen Zeze'nin yaşam kaygısı bu kitapta açıkça hissedilmekte ve farklı diyaloglarla sıkça ifade edilmekte. Kaygıların sebebi çoğu zaman toplum yargıları, ahlaki kalıplar olsa da benim fikrim ayrım noktalarının Zeze'yi sürüklediği seçimler yönünde.

Sevgili Zeze, kaygılarını ve hesaplaşmalarını okumak zaman zaman yaptığım içsel muhakemelerin bazen tetikleyicisi bazen de özeti oldu. Şu hayatta her sorunun cevabı var mı ben de bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki sorular biterse bu yaşam senaryosu da biter. Ya Portuga? Adam ve Maurice? Kalbiyle gelen, kalbinde kaldı Zeze. Tüm cevaplar onlarla birlikte yüreğinde...




Brezilyalı yazarın kendi yaşam kesitlerinden yola çıkarak yazdığı şeker portakalı'yla başlayan serinin son kitabı. Şeker portakalı'nın ikinci bölümü olan güneşi uyandıralım'da romanın kahramanı Zezé biraz daha büyümüştür. çocukluğunun biricik dostu şeker portakalı fidanı yoktur artık. Onun yerini yeni bir dost almıştır: yüreğinde yer eden sevgili bir kurbağadır bu. İlk iki kitap özellikle yüzünüzde tebessümle okuyacaklarınızdan. Serinin üçüncü kitabı delifişek'te ise Zezé daha da büyümüştür. Bir delikanlı olmuştur. Yaşamın katı gerçekleriyle yüz yüzedir; haklarını arayan, özgürlüğünü yaratmaya çalışan bir genç adamdır. Nispeten daha kısa olan bu kitabı da bitirdiğinizde, istemsiz bir huzura kapılıyorsunuz. Çok özel bir karakteri tanıdınız. Hayal dünyasına misafir oldunuz. Onun büyümesine şahit oldunuz ve hatta onunla birlikte büyüdünüz. Nihayetinde her şey gibi bu da bitiyor, ya da yeni başlıyordur, bilemeyeceğim. Ben bu serüveni uzun uzun zamana yayarak okudum. Veda etmek istemediğim için tekrar tekrar karıştırdım sayfaları. Şeker portakalı herkesin okumasa bile bildiği bir kitap sonrasındaki diğer iki kitaba da bir şans vermenizi öneririm. Bitirmeden önce kitaplarını birkaç gün içinde transa geçerek, daktilodan parmakları acıyana kadar yazan yazarımıza da teşekkürü bir borç bilirim.




“Güneşe doğru yürüdüm, ama ruhumda bir şey ölmüştü.”(82)

Hüznün çocuğu Zeze artık büyüdü ve kitabın adından da anlaşılacağı üzere delikanlı oldu. Küçüklüğünden beri öyle çok acı yaşadın ki sağlam bir psikolojide olmanı bekleyemezdik. İçindeki güneş doğmuyordu ölmek istedi … ölemedi…

“Ama mademki yaşıyordum, daha da büyük acılara katlanmak zorundaydım.” dedi ve yaşama sarılmayı bırakmadı.

Gerçek aşkla tanıştı delifişeğimiz… Öyle çocukluk aşkı gibi değil.O zaman baskın bir utanma duygusu vardı.Şimdi deli gibi aşk yaşıyordu sevgilisiyle…

Üvey babasıyla arasındaki buz dağının erimesi beni en mutlu eden şeydi bu kitapta. Zeze konusunu okumak keyifliydi ama Delifişek kitabı daha da basitti. Tamamen nasıl olsa satılır düşüncesiyle yazılmış, içi resimli falan bir kitap resmen.

İnceleme yazmakta bile zorlanıyorum .Yazma sebebim tamamen ilk kitaba aldanıp hepsini okumaya çabalamasın okurlar diye fikrimi söylemek istedim. Kütüphaneden alın okuyun,arkadaşınızdan alın okuyun ama kağıda gelen zamlardan sonra para verip okunacak değerde değil ne yazık ki .Biraz sert olmuş olabilir çıkışım.Ticari amaca hizmet eden her kitaba çok tepkiliyim aslında.

Son olarak bu üçlemenin tek kitapta toparlanabileceği düşüncesinde olduğumu belirtmek isterim.
Zeze’yi her ne kadar büyümüş ve her şeyin yoluna girdiğini okumuş olsak da hüzün dolu yüreğini sözlerinden anlıyoruz.
“Gülümsemek, zevk olmaktan çıkıp bir zorunluluk halini almıştı.”(87)

Teşekkürler… Sevgiler…




Şeker Portakalı'nın devam kitabının üçüncüsü. Yine Zeze karşımızda ama bu defa yetişkin biri olarak.

"Dur bakalım, sakin ol. Neden hep böyle yapıyorsun oğlum? Ya çok hüzünlüsün ya da aşırı neşeli, ya fazlasıyla seviyorsun ya da nefret ediyorsun, ya birazcık üzülüyorsun ya da kendini öldürüyorsun, ya plaja gitmez oluyorsun ya da saatlerce orada kalıyorsun...
-Sizler bana her zaman ya sekiz ya da seksen sekiz olduğumu söylemiyor musunuz?

Babasıyla Zeze arasında geçen bu konuşma, aslında Zeze'nin bu kitaptaki karakteri, hayatı hakkında fazlasıyla bilgi veriyor bize, artık delikanlı olan ve hayatın gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalan, çok iyi bir yüzücü olarak karşımıza çıkan, babasının hastalığı yüzünden fedakarlıklar yapmak zorunda bırakılan, hayatımın aşkı dediği Silvia'dan babasının isteği nedeniyle vazgeçen bir Zeze. Ama bu kitapta bence şöyle bir şey var, sanki Güneşi Uyandıralım kitabında, anlatılmayan kısımları detaylarıyla anlatmış gibi. Ekstra bir şey anlatmamış bence burada yazar. Güneşi Uyandıralım' da mesela en son Zeze ailesinin yanına dönüyor kitap o şekilde bitiyor, haliyle bu kitapta ailesinin yanına döndükten sonra neler oldu oradan başlamasını bekliyorsunuz ama yine Zeze'nin evlatlık verildiği yerdeki babasıyla, oradaki arkadaşıylarıyla olayları dinliyorsunuz, şaşırdım açıkçası, beklentimi karşılamadı ama elbette anlatımı çok güzeldi.




Şeker Portakalı, Güneşi Uyandıralım ve son olarak Delifişek :) Birbirinin devamı olan 3 Romanda ayrı ayrı güzeldi. Ahh küçük Zeze. Sen kendi içinde bir çok yetenek, güzel düşünceler, farklı yaratıcı istekler bulunan bir çocuksun. 5 yaşından başlayıp 20 li yaşlarına kadar Zeze'nin hayatını okumak gerçekten çok güzeldii. Zeze ufacık şeylerden mutlu olabilen, bir o kadar da kendi doğrularıyla özgür büyümek, yaşamak isteyen bir çocuk. Ama hayat şartları, belli kurallar buna engel oluyor. Yaptığı herşeyin sonucu üzülmekle son buluyor. Ailesi tarafından sevgi görmeyen Zeze, sevgiye aç bir çocuk. Okurken neden böyle yapıyorlar ? Keşke çocuğu biraz dinleyip yaptıklarını güzellikle yapmaması gerektiğini ona anlatsalar dedim :) Tabiki çok sevdiği dostları da oldu. Onlar iyi ki vardı :) Delifişek kitabında artık büyüdü. Ve hayal dünyası daraldı. Ahh Zeze senin hayal dünyan öyle güzel kii. İnsanlardan göremediğin sevgiyi, desteği kendi hayal dünyanda yaşatmış olduğun, Şeker Portakalı ağacından, Minik kurbağadan ve keşke babam olsaydı diye düşündüğün kişiden gördün. Hayal kurmanın insanın içinde ne kadar güzel şeyler yarattığını çok güzel hissettirdin.
-Gerçekte eksik olan şeyler hayallerde tamamlandı.-
Zeze'yi gerçek hayatta anlayacak çok az kişi olsa bile hayal dünyasında kendini anlatacak birilerini buldu.
Kitabın sonunda olmasını istediği bir şey uğruna, çok emek verdiği, çok istediği şeyden vazgeçmesi çok anlamlıydı. Çünkü Zeze kocaman yüreği olan, sadık bir genç.
Ben seriyi çok beğendim. Okumamış olan herkes, mutlaka okumalı. Küçücük çocuğun kalbinde, ne kadar güzellikler dolu olduğunu.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: