Deli Kurt Kitap Bilgileri
Yazar: Hüseyin Nihal Atsız
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 48 dk.
Sayfa Sayısı: 240
Basım Tarihi: Şubat 2020
Yayınevi: Ötüken Neşriyat
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789754378016
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Deli Kurt Kitap Tanıtımı
"Deli Kurt", Osmanlı tarihinde Yıldırım Bayazıd'dan sonra "Şehzadeler Kavgası" diye anılan devrin tarihî bir romanıdır. Bir bakıma göre de "Bozkurtlar"da başlayan Orta Asya'daki hayat kavgasının yeni vatan Anadolu'da devamıdır. Şehzadeler arasında süren ve tafsilâtı henüz yeterince aydınlanmamış bulunan çarpışmada Yıldırım'ın oğulları hayat ve taht mücadelesinin hem kahramanca, hem şairane, hem de sefîhane bir örneğini vermişler ve birbiri ardınca hayata veda ederek meydanı içlerinden birisine bırakmışlardır. Bunlar arasında en talihsizi ve hayatı en az bilineni İsa Çelebi'dir. Deli Kurt, İsa Çelebi'nin meçhul bir oğlunun dramıdır. Bu dram daha sonraki asırlarda daha büyük bir şiddetle sürüp gidecek ve yüzlerce şehzadenin hayatına mal olacaktır. Romanda görülen parlak bakışlı, gözlerine bakılamayan kız, hayalî bir tip değildir. Zamanımızda Muğla köylerinden birinde böyle bir kız yaşamıştır ve belki de hâlâ yaşamaktadır. Roman yazarı, bu parlak ve büyülü bakışları beş yüz yıl öncesine götürmekle esere çeşni vermekten başka bir şey yapmamıştır.
Deli Kurt Kitaptan Alıntılar
1. "Bu sevgi bir savaştı. Savaş olduğu için de kıyasıya bir uğraşma, karşı taraf ne kadar kuvvetli olursa olsun sonuna kadar bir didişme gerekti. Sevdiğini söylemek teslim olmak demekti. Hiç insan son kozlarını oynamadan yenilmeyi kabul eder, teslim olur mu?"
2. "Unutulan yara daha çabuk iyileşir."
3. "-"Hepimiz, kaderimizin götürdüğü yoldan, kendi sonumuza doğru gideceğiz!""
4. "-"Ölüm o kadar güç değildir. Unutulmak yamandır."
Babası fısıldadı:
- "Asıl ölüm unutulmaktır.""
5. ""Sana nasıl gönül verdim, bir bilsen.""
6. "Yalnız onun sesini işitmek yahut dizinde yatmak veya gözlerini görmek bir ömre değerdi."
7. ""Hayat birkaç hâtıradır.""
8. "Asıl ölüm unutulmaktır…"
9. ""Asıl ölüm unutulmaktır.""
10. ""Asıl ölüm unutulmaktır.""
11. "Hayat bir kaç hatıradır..."
12. "Ölmemişti. Fakat artık kendisine yaşıyor denebilir miydi?"
13. ""Asıl ölüm unutulmaktır.""
14. "-"İlle o gözleri yok mu? İşte onlar belâ... Kime bakarsa öldürüyor...""
15. "Babası fısıldadı:
- Asıl ölüm unutulmaktır.
Amcası ilâve etti:
- Unutmak da ölmektir.
İsa Beğ devam etti:
- Hayat birkaç hatıradır.
Balâ Hatun bitirdi:
- Hayat ölümün başlangıcıdır."
Deli Kurt Kitap İncelemeleri
Hüseyin Nihal Atsız eserleriyle tanışmam Geri Gelen Mektup Şiirini dinlemem ile oldu. Daha sonra eserlerine ilgi duyup önce Ruh Adam peşi sıra Bozkurtlar, Yolların Sonu gibi eserlerini okudum. Deli Kurt romanı uzun süredir elimde vardı ancak başlamak nasip olmamıştı. Deli Kurt adlı romanda Hüseyin Nihal Atsız bizlere adeta tarihi yeniden yaşatıyor.Deli Kurt adlı roman 1402 yılında yapılan Ankara Savaşı’ndan sonra Yıldırım Beyazıt'ın oğulları arasında çıkan taht savaşları ve sonrasındaki olayları ele alan romandır. Deli Kurt lakaplı Murat çalışkan, zeki, çevik , savaşmayı seven , gözü kapalı her tehlikeye atılan bir karakter. Asıl kişiliği ve kimliği hiç beklemediği anda beklenmedik bir şekilde karşısına çıkıyor. Eserde fazla betimlemeler olmamış , gerektiği kadar var tabi. Varna Savaşı ve diğer muharebeler , ilik ilik kan kokuyor ortalık. Bir yanda Murad diğer yanda Evren, Satı kadın , Çakır Bey. Küçüklükten başlayıp sipahi olma isteğiyle yaşayan Murad ve hayallerine kavuşması. Tarihi roman olması hasebiyle Gökçen Kız ve Esen Börü motifleri ön plandadır. Gökçen Kız bakışları ile erkekleri kendine aşık edebilen, insanları öldürebilen, yaraları iyileştiren ve Esen Börü ise geleceğe yönelik tahminleriyle ön plana çıkmıştır.
Roman Fetret Devri sonrası Çelebi Mehmet'in Anadolu siyasi birliğini sağlamaya yönelik çabaları ve efsanevi karakter Gökçen kız ile Deli Kurt'un aşkını ela alır.
Tarihi roman seven herkes okumalı...
"Hayat ölümün başlangıcıdır". Diyerek başlamak istiyorum;
Tarihin tozlu yollarına yapılan yolculuğa çıkmak isteyenlerin okuyacağı, biraz mitolojik, biraz aşk ama fazlası ile Osmanlı Dev. dönemindeki hanedan mensuplarının can korkusu ile verdikleri karar ile birlikte hepsi arındıran şaheser diyebilirim.. Özellikle belirtmem gerekir ki ATSIZ’ın kitaplarında kadın karakterler çok baskın özellikte. Bu sebeple düşünürün kitaplarının özellikle kadın okuyucular üzerindeki etkisinin daha fazla olduğunu söylemeliyim(gözlemlediğim kadarıyla) Kadın karakterleri; cesur, korkusuz, güçlü ve erkeklerle boy ölçüşen, erkekleri yenen özellikte yazdığı için ATSIZ’ın Asena, Tomris, Altun Can Hatun, gibi TÜRK savaşçı kadınlardan esinlediğini görebilirsiniz, ispatlayamam ama düşüncenin o yönde olduğunu söyleyebilirim.
Kitap daha çok Yıldırım Beyazıd Han'ın torunu olan ama bir şehzade olduğundan habersiz, sipahi olan Murat'ın Gökçen'e olan aşkını anlatıyor. Gökçen’in güzelliği kitaba sığmamış desem yeridir. Deli Kurt Teşbih'i Tamda uyuyor karaktere tabi Gökçen peri kızı mı yoksa bir büyücü mü bilinmiyor. Ama dünya güzeli olduğu, görenlerin vurulduğu, gözüne bakanın öldüğü bir kız.
Bu okuduğum ATSIZ kitaplarından başlangıcı devamı gelecek diyebilirim. siyasi yönü ve görüşlerini bir yana bırakın kitapları gerçekten insanı sıkmayan kitaplar. Bu açıdan edebi yönünü ve fikirlerini çok sevdim.. Herkese tavsiye ederim. İyi Okumalar Dilerim..
#Okudumbitti.
Bu bir incelemeden çok bir itiraf olucak.
Birkaç ay önce bu uygulamadan bir mesaj almıştım. Sen de bir Gökçensin diye ve anlamadım tabi... İnsanım ve onca mesajdan sonra artık içeriğin ne olduğunu çokta algılayamıyorum zira mesajlara bile bakmıyorum artık... Bir tür umursamazlık durumu sanırım.
Bugünlere nasipmiş Atsız'la tanışmak...
Breur'un dediği gibi hafızamız ve bilinçaltımız bizden çok daha fazlasını bilerek anımsayabiliyor. Kitabı okurken beynimde şimşekler çaktı. Dedim ki benden nasıl Gökçen olur!!! Bir mesaja gitmiş bulundum. O kadar zamandır kitaplardaki kadın karakterin zayıflığına ya da tüm kadınların kötüleniyor olmasına sitem ederken Atsız da böylesi bir karakteri görmek beni büyüledi. Türkmen kadınını anlayışı, onun gücünden kudretinden bu kadar sade ve etkileyici bahsediyor oluşu... Eşini, evlatlarını, kardeşlerini şehit veren gene de dimdik ayakta durabilen bir Satı Kadın imgesi hala geçerli değil mi...
Tarihin can sızlatan şehzade ölümlerini gözler önüne seriyor eser. Kurgusal olarak gayet akıcı ve başarılı. Osmanlı'nın adaleti, cesareti, Osmanlı ahlakı o kadar güzel işlenmiş ki. Tam bir dönem kitabı.
Gökçen karakteri büyücü veya cadı olmakla suçlanan aslında bilge Uygur kökenli şifacı bir soydan belki de... Atsız bu karakteri nasıl oluşturdu bilemiyorum ama iyi ki oluşturmuş. Okurken gururum okşandı itiraf ediyorum :)
Tarihe ilgisi olanlara tavsiye ediyorum, iyi okumalar :))
Hemen sıcağı sıcağına yazmak istiyorum çünkü sinirliyim. Kitap çok güzel ve akıcı olmasına rağmen beni rahatsız eden bir şey var ki okurken acayip sinirlendim. Okuduysanız Atsız’ın Ruh Adam kitabındaki Selim Pusat karakterini hatırlarsınız. Tıpkı o kitapta olduğu gibi Deli Kurt kitabında da evli bir adamın delicesine ve hastalıklı bir şekilde başka bir kadına aşık olduğunu görüyoruz. Atsız bunu neden yapıyor, anlamış değilim ama benim sinirimi çok bozdu. Evet, kitaplar kurgu gereği fantastik ve epik öğeler içeriyor ama bu bence çok başka bir konu. Zaten bu sıra aşkla ilgili şeyler okumaktan hiç hazzetmiyorum bir de işin içine böyle çirkin bir şekilde aşk koyulunca hepten sinir oluyorum. Kitabın sonunda ise iyi oldu diye düşünmem umarım beni kalpsiz birisi yapmaz çünkü Murad’a acayip gıcık oldum. Bence zaten hiçbir şeyi hak etmiyordu.
En sevdiğim karakter daha ilk sayfalardan itibaren Çakır oldu. Kitap su gibi akıp gidiyor. Okurken çok keyif aldım. Gökçen ve Murad hariç bütün karakterleri çok sevdim. Kitapta yine Atsız’ın Ruh Adam’da değindiği gibi meçhul bir şehzade var ve olaylar öyle başlıyor. Okuyun, tavsiye ederim ben çok sevdim dediğim gibi sevmediğim tek bir yönü var onu da açıkladım ama benim favori Atsız kitabım her zaman Bozkurtlar olacak :)
, Romanın Yazarı,
, Türk yazar, Türkolog, şair, düşünür ve öğretmendir. Türklerin tarihini konu edindiği edebî eserleri ve tarih araştırmaları olan Atsız, Türkçü-Turancı dünya görüşüne sahiptir.
Deli Kurt, 1402 yılında yapılan Ankara Savaşı’ndan sonra Yıldırım’ın oğulları arasında çıkan "Şehzadeler Kavgası" diye anılan taht savaşları ve sonrasındaki olayların anlatıldığı tarihî bir romanıdır.
Yıldırım Beyazıt’ın oğlu, İsa Çelebi'nin meçhul bir oğlunun dramı anlatılmaktadır. Yıldırım Beyazıt’ın torunu olan Murat Bey’in yaşamı, savaşlarda göstermiş olduğu kahramanlık destanlarını ve aşkını konu edinmiştir.
Romanda görülen parlak bakışlı, gözlerine bakılamayan kız olan Gökçen Kız’ın yalan olmadığını, Zamanımızda Muğla köylerinden birinde böyle bir bir kız yaşamış olduğu iddia edilmiştir.
Karakterler
DELİ KURT: Yıldırım Beyazıt’ın torunudur. Asıl adı Murat Bey’dir. Romanın ana karakteridir.
Gökçen: Bir Türkmen köyünde yaşayan kızdır. Köylüler, gözlerinin büyülü olduğu düşünülen bu kıza peri kızı derler. Deli Kurt’un âşık olduğu kızdır.
Satı Kadın: Deli Kurt’u büyüten kadındır.
Evren: Deli Kurt ile büyüyen ve savaşlara katılan Satı Kadın’ın oğludur.
Şehzade İsa Bey: Yıldırım Beyazıt’ın oğludur.
Bala Hatun: Deli Kurt’un annesidir.