Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Değirmen - Sabahattin Ali | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Değirmen Kitap Bilgileri


Yazar: Sabahattin Ali
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.
Sayfa Sayısı: 144
Basım Tarihi: Ocak 2025
İlk Yayın Tarihi: 1935
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750806603
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Değirmen Kitap Tanıtımı


1930’lu yıllarda öyküye taze bir soluk getiren Sabahattin Ali, öykülerinde insanın zavallılığını ve gücünü sarsılmaz bir üslupla, masalsı ve destansı biçimde yansıtmayı başardı. Şiir, hikâye ve roman yazan, çeviriler yapan Ali, tüm eserlerinde insan ruhuna ayna tuttu ve gerçeğe bu aynadan baktı. Türk edebiyatının “özgür” sesinden yıllara meydan okuyan 16 öykü…




Değirmen Kitaptan Alıntılar


1. "“Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegane tesellidir…”"




2. "“Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: ‘Dünyada neler gördünüz?’ dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki…”"




3. "“Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: Dünyada neler gördünüz?dese herhalde verecek cevap bulamayız.
Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki...""




4. "Odamda beni kitaplarım bekler.
Bu yegâne tesellidir."




5. "Düşünüyordum: Gidersem istikbalimi kaybedecektim, fakat durursam aklımı… Yalnız kaldığım günlerde benim yegâne dostum olan aklımı… Her şeyden fazla sevip beğendiğim akılcağızımı!"




6. ""Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegâne tesellidir.""




7. ""Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegâne tesellidir.""




8. ""Boğmaya mecbur olduğum hislere gitgide daha çok esir oluyorum...""




9. "''Halbuki en çok okuduğum bir kitabın, en çok okuduğum bir satırı bile bana bazen başka şeyler söyleyebilir...''"




10. ""Her şeyden, herkesten ayrı ve uzak kalmak, yalnız kendisini dinlemek istiyordu.""




11. "“Hiçbirimizin yüzünde gülmek takati kalmamıştı…”"




12. "Sen sevgiline ne verebilirsin sanki?
Kalbini mi?
Pekala, ikincisine?
Gene mi o?
Üçüncü ve dördüncüye de mi o?..
Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?.
Hem biliyormusun, bu aptalca bir laftır.
Kalbin olduğu yerde duruyor ve
sen onu filana veya falana veriyorsun..
Göğsünü yararak o eti
oradan çıkarır ve sevgilinin önüne atarsan o zaman kalbini vermiş olursun..."




13. ""Zeki kimseler çok hoşuma gider.""




14. ""Sen aşkın ne olduğunu bilir misin adaşım, sen hiç sevdin mi?""




15. "Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: "Dünyada neler gördünüz!" dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki.."





Değirmen Kitap İncelemeleri


Merhaba.
Gayet zengin bir dile sahip olan Sabahattin Ali'nin öykülerinden derlenmiş bu eser,16 farklı öyküden oluşmaktadır. Yani her öyküsü farklı bir konu ihtiva etmektedir. Lakin şahsımca hepsinin ortak elde ettiği özellik; Yazarın her ne kadar bu derlenmiş öyküleri hakkında 'Sadece kendim için bir ehemmiyeti vardır ki, bu da onları başkalarına okutmak için bir sebep olmaz' dediyse de şahanelik ve ustalık barındırmalarıdır. Evet her öykü birbirinden iyi kurgu ve zengin bir dille neşredilmiş. Sabahattin Ali'nin okuduğum eserlerinden oldum olası kelime dağarcığım hep istifade etmiştir. Bu

adlı eserinde de farketmeksizin durum aynı oldu. Kitap bu kadar Arapça ve diğer dil kökenli kelimeler barındırmasına karşın gayet akıcıkla bir çırpıda bitiveriyor.

İçerisinden en beğendiğim öyküler sırasıyla, "Değirmen, Kurtarılamayan Şaheser,Viyolonsel"oldu. Fakat yenilemek istiyorum ki; Edebiyat dünyası'nın usta kalemlerinden biri olan Sabahattin Ali'nin bu eserinin her öyküsü okunmaya değer. Sizlere bu eseri okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Şimdiden okuyacaklara ve hâlihazırda okuyanlara keyifli okumalar dilerim..

Kitaptan alıntılarım;

"Gerçi ellerim kımıldamakta güçlük çekiyor ve gözlerim yazdıklarımı görmüyor, fakat ne ehemmiyeti var? Artık hakikatin pek yakınındayım."

"Bilhassa bu kadar kalabalığın içinde yalnızlık ne acı oluyor yarabbi!.."




Çiçeklerin açtığı bir mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında oturtmak ve öpüşmek, yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir… Seni gördüğü zaman zalimce başını çeviren mağrur bir dilberin kapısı önünde ve ay ışığı altında sabaha kadar dolaşmak, bunu candan arkadaşlara ağlayarak anlatmak, -söz aramızda- gene hoş şeydir.

Bu kitap, her ne kadar öykü kitabı olsa da içinde 16 farklı öykü barından bir kitap. Her bir hikâyesinin konusu farklı olsa da ortak olan konu, hepsinin müthiş bir kalemle ele alınmış olmaları. Sabahattin Ali, kimi öyküsünde bir Çingene'nin sevdiği için ne kadar ileri gidebileceğinden bahsederken, bir öyküsünde de devletin ileri gelenlerinin hiçbir taşa elinin altını sokmaması ve halka tepeden nasıl baktığını gözler önümüze sermiştir.

Değirmen adlı kitabın kendi alanı içindeki yeri ve önemine gelecek olursam, türü öykü olduğu için ve Sabahattin Ali’nin kaleminden çıktığı için dönemin aşkını da haksızlığını da çok güzel yansıttığı için o dönemki hayat koşullarını anlatmada önemli bir eser olduğunu düşünüyorum.

Değirmen adlı hikâye kitabının hedef kitlesi; bütün insanlık diyebilirim rahatlıkla. Çünkü herhangi bir yerde Sabahattin Ali varsa orada hayatın dramını, eleştirisini her insanın da tattığı estetikle en derinden bulabilirsiniz. Derdiniz mi var? Biraz daha dert dinlemek isterseniz ve derdinizin aslında dert olmadığını da öğrenmek isterseniz, buyurun Sabahattin Ali sizi bekliyor…




Birbirinden buruk, birbirinden hüzünlü ve birbirinden sürükleyici 16 öykünün bulunduğu; Sabahattin Ali’nin önsözde “İyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim.” notunu düşerek eleştiriye ve yoruma açtığı derleme bir eser.

Özellikle bazı öykülerin başına taç takmak istedim.
Yazar öykülerini 3 kategoriye ayırmış. Birinci kategorideki öyküler aslında en sevdiklerim. Daha çok bireysel konulara dönük bu öykülerde sanata, aşka, düşünmeye sevkeden karakterler ve olaylar örüntüsü şeklinde bir araya getirtilmiş.

İkinci kısımda ise dönemin koşullarını, halkın maddi sıkıntılarını, haksızlığa maruz kaldığı için hapse giren köylüleri, yaşam mücadelesi verirken kana bulanmış çiftçileri görmediğimiz ya da görmek istemeyeceğimiz hayatın en çirkin yüzüne maruz kalmış Anadolu insanı öyküleri yer alıyor.

Üçüncü kısımda ise devlet idaresinde yer alan makamların kişisel çıkarları uğruna mevcut görevlerini ne kadar haysiyetsiz ve çirkince kötüye kullanabileceklerini gözler önüne seriyor.

Özellikle ikinci ve üçüncü bölümdeki öyküler birbirine benzeyen, okuyucuyu şaşırtan ve sorgulamaya sevk eden nitelikli yapıya sahip.

Değirmen öyküsündeki Atmaca ise gönlüme taht kurdu.

Her birini hiç ara vermeden okumak isteyeceğiniz öykü dizisi halinde nadide bir Sabahattin Ali klasiği…

Tavsiyedir.




Lise yıllarımda bir edebiyat öğretmenim Değirmen kitabındaki Değirmen hikayesini okumuştu,hikaye bittiğinde göz yaşlarıma hakim olamayıp kendimden bir yer bulmuştum,kendimde kusur bildiğim bir şey bu hikayede anlatılıyordu,aşk,sevgi veya çok sevmek, bunlara dair hiçbir şey yaşamamış birisi olarak hikayede aşk uğruna yapılan bir eyleme çok fazla bir şekilde tutkulu kalmıştım,bir insanın bir insanı kendinden bir parçadan vazgeçecek şekilde sevmesi benim günlerce bunu düşünmeme sebep olmuştu,şimdilerde nerede aşk konusu açılsa tutar herkese bu kitabı önerir özellikle Değirmen hikayesini okuyun derim.Aşka,sevgiye,bir insanı sevmeye olan bakış açımı değiştiren çok güzel bir kitap,keşke insanlar birbirlerine,"seni seviyorum,sana aşığım" gibi sadece hayatta sevgisinden emin olduğumuz insanlara kurulabilecek bu cümleleri sevgisiz kalplere sunmasalar,çünkü sevgi basit bir şey değil... İnsanı yaşamaya bağlayan bu hisler,insanı yaşatırda öldürürde... Bir solukta okuyabileceğimiz bir kitap olmuş,şimdilerde Sabahattin Ali canlansa bu hikayesini nasıl duygularla kaleme aldığını öğrenmeyi çok isterim,birbirinizi kusurlarınızla
sevin,ve sizin kusurlarınıza aşık olan insanları hayatınıza alın. Bu denli bakış açımı değiştiren kitabı alıp mutlaka okumanızı isterim hatta ve hatta sevgisinden şüphe ettiğiniz insanlara hediye edinde sevginin ne olduğunu bir kez daha öğrensinler :)) Keyifli okumalar diler,yine bir kitabı şiddetle öneririm!!!




Değirmen’i gerçek bir hayat hikayesi olarak ele alacak olsam etkilenirdim. Fakat düşünüyorum düşünüyorum bir türlü anlam veremiyorum. Bana biraz abartılmış gibi geliyor. Acaba var mıdır böyle sevenler? Elbet vardır fakat kolunu kesecek kadar mı? Sevgilideki eksiye karşılık kendinde fazla gördüğünü feda edecek kadar mı? Atmaca, gerçek bir seven ve onun bu fedakarlığı her okuru, hiç olmazsa çoğunu, etkileyecek bir olay yaşıyor. Atmaca’nın sevdiği kızın hali üzücü ve Atmaca’nın bir kol, bir kalpten daha mı az değerlidir?” sözüne rağmen ona, “Düşün ki her karşına çıktığımda senden utanacağım, başım yerde olacak, beni böyle aşağılamak ister misin?” diyor. Atmaca’nın ısrarının ve sözlerinin hiçbir etkisinin olmaması şaşırtıcı. Onu o haliyle kabul ettiğini söylemesine ve onun için uğraşmasına rağmen kızın ona böyle üzücü bir son yaşatması, Atmaca’nın kolunu feda etmesine, öylesine büyük bir acı yaşamasına değdiğini düşünmüyorum. Elbette kız istemezdi böyle olmasını ve bu sevenin sevdiği için göze aldığı bir tercih. Hikayenin sonundaki söz gerçek sevgiyi özetliyor ve bu şekilde baktığımız zaman belki anlayabiliriz: “Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.” Günümüzdeki ilişkilere baktığımızda sevginin böylesine basit kazanılması ve çok basit bir şekilde hiçe sayılması, en ufak fedakarlık gerektiğinde sevilenden vazgeçilmesi bize bu aşk hikayesini abartılı göstermesi sanırım çok normal.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: