Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Dedemin Bakkalı - Şermin Yaşar | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Dedemin Bakkalı Kitap Bilgileri


Yazar: Şermin Yaşar
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 40 dk.
Sayfa Sayısı: 200
Basım Tarihi: 1 Mayıs 2018
İlk Yayın Tarihi: 1 Mayıs 2018
Yayınevi: Taze Kitap
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786058422841
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Dedemin Bakkalı Kitap Tanıtımı


O, tuz ruhu isteyen müşteriye yemek tuzu gönderip "ruhu arkadan gelecek" diyen bir girişimci…

O, fakir müşterilere bedava ürünler satıp ücreti zenginlerin hesabına yazan bir kahraman…

O, bakkaldaki içecekleri birbirine karıştırıp daha güzelini bulmak ve müşterilerine sunmak için uğraşan bir sivri zeka…

O, Afrikalı çocuklara yardım göndermek için arkadaşlarının ellerinden kandil yiyeceklerini toplayan bir yardımsever…

O, attığı her adım olay olan, aşırı eğlenceli, cin fikirli, fena halde yenilikçi bir bakkal çırağı…



Ticaret hayatında tam gaz koştu ama her seferinde yetişkinlerin dünyasına tosladı. Yetişkinler yüzünden başına gelmeyen kalmadı… Ve tüm deneyimleriyle, senin için harika bir rehber hazırladı.

Çocukların Yetişkinlerle İletişimde Dikkat Etmesi Gereken Hassas Konular, bu kitapta.

Tam on madde. Oku ve dikkat et…

Sana bir sır vereyim:

Yetişkinler...

Her yerdeler…



Şermin Çarkacı'nın kendi hatıralarından ilhamla kaleme aldığı Dedemin Bakkalı, büyüklere çocukların gözünden kendilerini görme imkânı verirken; küçüklere ticaretin, yenilikçi düşünmenin, büyüklerin dünyasının ve insan ilişkilerine dair inceliklerin ipuçlarını veriyor. Epey güldürüyor, biraz hüzünlendiriyor, uzun uzun düşündürüyor.




Dedemin Bakkalı Kitaptan Alıntılar


1. "“Ama asıl hata, insanları bu kadar düşünüyor olmamdı.”"




2. "“Çocuk kalbi affeder ama asla unutmaz!”"




3. "Belki de haklılar. Onlar yetişkin ama ben
çocuğum.
Benim hiçbir şey bilmediğimi sanıyorlar. Hiçbir şeye üzülmediğimi, işimin gücümün yaramazlık olduğunu sanıyorlar.
Bir gün onlara çok yanıldıklarını göstereceğim. Bunun için okumam lazım. Okuyacağım, sınıf birincisi, hatta okul birincisi olacağım.
Üniversiteye de giderim. Hepsinin ağzı açık kalır. Görür onlar.. Hani hep bana "Sen kime çektin?" diye çemkirip duruyorlar ya..

İşte o gün sıraya girecekler, Bana çektin. "Aynı bensin, bana çok benziyorsun" diyecekler.

Bugün "Bıktım senden!'' diyenler, o gün benim için ağlayacaklar.. Göreceksin..

Şimdilik hoşçakal defterim.
Bunlarla vakit kaybedemem, çok işim var, daha büyüyüp adam olacağım."




4. "O, tuz ruhu isteyen müşteriye yemek tuzu gönderip "ruhu arkadan gelecek" diyen bir girişimci.

O, fakir müşterilere bedava ürünler satıp ücreti zenginlerin hesabına yazan bir kahraman...

O, bakkaldaki içecekleri birbirine karıştırıp
daha güzelini bulmak ve müşterilerine sunmak için uğraşan bir sivri zeka...

O, Afrikalı çocuklara yardım göndermek için
arkadaşlarının ellerinden kandil yiyeceklerini
toplayan bir yardımsever...

O, attığı her adım olay olan, aşırı eğlenceli, cin fikirli, fena halde yenilikçi bir bakkal çırağı.

Ticaret hayatında tam gaz koștu ama her seferinde yetişkinlerin dünyasına tosladı. Yetişkinler yüzünden bașına gelmeyen kalmadı... Ve tüm deneyimleriyle, senin için harika bir rehber hazırladı.
...

Sana bir sır vereyim:
Yetişkinler.
Her yerdeler.."




5. ".. Eskiden olsa o sorardı.

Yorulmuş. 35 yıl işletmiş bakkalı.
"Artık emekli olacağım, sabah erken kalkamıyorum, gece geç saate kadar bakkali açık, tutamıyorrum. Yoruldum, çok yoruldum" dedi.

Kabul et, bensiz yürütemiyorsun. dedim.
Güldü.
"Kabul ediyorum. Gittin, beni yalnız bıraktın bu deli müşterilerle. dedi.

Ben başka bir şehirde yaşıyorum artık . Deftere yazdığım son maddeyi uyguladım. Okudum. Çok çalıştım. Okul birincisi olmadım ama üniversiteye gittim. Yazar oldum. Ağızları açık kaldı.

Bana zamanında "Kime çektin sen?" diyenler şimdi Aayynı ben!" diyorlar
Hi..." diyorum içimden. "Aynı sen!

Olanları unuttum mu sandınız? Unutmam..
Çocuklar asla unutmaz, büyüseler de unutmaz..

Çocuk kalbi affeder ama asla unutmaz!"




6. "Büyüyünce ne olacaksın?

Dostum, bu bir yetişkin sorusudur. Eğer etrafında, kendinden küçüklerle nasıl konuşması gerektiğini bilmeyen yetişkinlerden fazlaca varsa, bu ve bunun gibi sorulara alışsan iyi edersin. Çünkü cevabını alana kadar gitmezler..

Bu yetişkinlerin, çocuklarla nasıl konuşulması gerektiğine dair fikirleri yoktur. Neler söyleyeceklerini, nasıl sohbet edeceklerini bilemezler."




7. "Soru: Büyüyünce ne olacaksın?
Dışımdan verdiğim cevap: Doktor.

İçimden verdiğim cevap: Yahu ne bileyim.. Kariyer plani lise yıllarında yapılıyor. Insan sevdiği işi yapmalı. Onu da henüz bilmiyorum. Göreceğiz yıllar içerisinde...

Bu, yetişkinlerin son sorusudur. Buradan öteye gidemezler. Çocukla iletişim orada kesiliyor. Ama insanın aklında derin bir iz bırakıyor bu son soru.

Doktor mu olsam? Mühendis mi yoksa? Mühendis ne yapar, onu da bilmiyoruz ki..

Öğretmen mi olsam yaa? Polis olayım polis! Yoksa gazeteci mi olsam? Futbolcu?

Şarkıcı ? Ooo bu çok iyi yaaa! Filmlerde mi oynasam? Tiyatrocu olayım, en güzeli.. Berber mi olsam?

Aman yaaa! Hakikaten.
BÜYÜYÜNCE ne olacağım ben?"




8. "Çocuk kalbi affeder ama asla unutmaz!"




9. "“Çocuklar mükemmel insanlar..”"




10. "“Yetişkinler böyledir. Gereksiz şeylerle kendilerini üzmeye bayılırlar..”"




11. "“Çocuk kalbi affeder ama asla unutmaz""




12. "Çocuklar asla unutmaz, büyüseler de unutmaz...
"Çocuk kalbi affeder ama asla unutmaz!""




13. "“Kitap ruhun gıdasıdır ama sen çikolata da al..”"




14. "“Çocuk kalbi affeder ama asla unutmaz!”"




15. "Su istiyorum ‘Sen artık büyüdün, kendin al’ diyorlar. ‘Kendi başıma yaşamak istiyorum’ diyorum, ‘Sen daha küçüksün diyorlar."





Dedemin Bakkalı Kitap İncelemeleri


Öğrencilerimin bayram harçlıklarından ayırdıkları para ile alıp hediye ettikleri bir kitap olmasından dolayı bendeki yeri her zaman çok büyük olacak bir kitap...

Kitabı okuduktan sonra her ay okuduğumuz Türk ve Dünya Klasiklerinin arasına bir çocuk kitabı ilave etmenin çok doğru olacağı kanısındayım. Bu konuda benimle hemfikir olan okurlarımız incelemenin altında okuyup etkisinde kaldığı çocuk kitaplarının isimlerini yazabilirler.

Lafı uzatmadan gelelim su misali akıp giden bir çırpıda okunup biten ve hiç bitmeseydi dediğim kitabımıza.

Okurken sık sık güldüğüm ama kimi zaman da beni duygulandıran bir kitap oldu Dedemin Bakkalı.

Yazar kendi çocukluğunda yaşadığı dedesinin bakkalındaki ticari zeka ile dolu çıraklık hikayelerini çok çekici ve eğlendirirken düşünerek bir dille anlatmış. Bir de "Çocukların Yetişkinlerle İletişimde Dikkat Etmesi Gereken Hassas Konular" diye defterine 10 madde ile almamış bu süreçte. Aslında biz yetişkinlere ders niteliğinde olan 10 madde...

Aslında biz çocuklar gayet dürüst insanlarz. Yaptıklarımızı gizlemeye, gizli işleri çevirmeye bizi kendilerini sevk ediyorlar. Sonunda bizi de kendilerine benzetecekler... "

Kitabın içinde yer alan en güzel alıntıydı benim için..

Keyifle okudum, keyifle okunsun dilerim.

Bu arada unutmadan Mayıs ayı içerisinde de Dedemin Bakkalı Çırak adlı kitabı okuyacağım. Yol arkadaşlarımızı bekliyoruz..




Çocuktuk, büyümeyi dört gözle beklerdik. Büyüyünce mutlu olacaktık çünkü. İstediğimiz her şeyi kimseye sormadan alabilecek, canımız nereye gitmek istiyorsa oraya gidecektik. Ve beklediğimiz an gelmişti. Hem de sandığımızdan daha hızlı bir şekilde.

Mutlu ve özgür bir yetişkin olmayı beklerken hayatın beraberinde getirdiği sorumluluklarla tanıştık. Sırtımıza sorumluluklarımızı alarak yola devam ettik. Yükümüz ağırdı fakat mutluluk için her şeye katlanırdık. Yolumuz bizim gibilerle kesişti bir süre sonra. Yürüdük, yürüdük... Her şey tam da istediğimiz gibi gidiyordu. Fakat hiç beklemediğimiz bir anda mutluluğumuzun bizden uzaklaştığını gördük. Bir de baktık ki bel bağladığımız o duygu, sevdiğimiz insanların ardına takılmış gidiyor. Çocuk olsak küsüp hemen barışırdık ve kimse kimseden gitmezdi. Mutluluk hep bizimle kalırdı. Oysa artık büyümüştük. Büyüklerin dünyasında küsmek yoktu. Büyüklerin dünyasında saklambaç, körebe, yerden yüksek yoktu. Büyüklerin dünyasında yalan, nefret ve ikiyüzlülük var ama mutluluk yoktu. Oysa biz büyüdüğümüzde mutlu olacaktık. Evet tam bir fiyaskoydu bu. Çocuk olmak istedik o an. Zaman aksi yönde işlemeliydi. Olmadı. İçimizdeki çocukla idare edecektik. Onu besleyecek, onunla konuşacak, onunla mutlu olacaktık.

Dedemin Bakkalı; içimdeki çocuğu beslemekle kalmadı, hayatın daha güzel ve insanların daha vicdanlı olduğu zamanlara olan hasretimi de bir nebze olsun azalttı.




Şermin Yaşar’ın “Dedemin Bakkalı” kitabı, hem çocuklara hem yetişkinlere sıcak ve samimi bir hikâye sunuyor. Ana karakter Şebnem’in gözünden, küçük bir köy bakkalında geçen günlük hayatı, esnaflık kültürünü ve değerleri sade, eğlenceli bir dille anlatıyor.
Şebnem, çevresindekilerin sıkça sorduğu “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna “Bakkal olacağım” diyerek cevap veriyor. Dedesi köy bakkalcısı ve Şebnem, onun yanında çıraklık yapıyor. Bu deneyim ona sadece iş değil, hayatın içinden pek çok ders de veriyor.
Şebnem’in yenilikçi fikirleri ve enerjisi, dedesinin yılların deneyimi ve geleneksel bakkal anlayışı arasında tatlı bir çatışma var. Şebnem dükkanı canlandırmak için kampanyalar yapıyor, ürünleri farklı sergiliyor; dedesi ise esnaflığın dürüstlük, güven ve saygı üzerine kurulu olduğunu öğretiyor.
Kitapta kuşak farkı, sorumluluk alma, hayal kurma ve dürüstlük gibi temalar mizahi ve içten bir dille işleniyor. Şebnem zaman zaman hata yapsa da dedesinden yeni şeyler öğreniyor. Büyümenin sadece yaş almak değil, deneyim kazanmak olduğunu gösteriyor.
Köy hayatı, mahalle kültürü ve eski usul esnaflık sıcak ve gerçekçi şekilde anlatılıyor. Kitabın sonunda ise, Şermin Yaşar’ın dedesine ait gençlik fotoğrafları ve dedesinin bakkal dükkânına dair fotoğraflar yer alıyor. Bu detaylar hikâyenin gerçek yaşanmışlıklardan süzüldüğünü göstererek anlatıya ayrı bir samimiyet katıyor.
“Dedemin Bakkalı”, çocukların dünyasını ve büyüklere unutulmuş değerleri samimi bir şekilde anlatan, hem güldüren hem düşündüren bir kitap. Geçmişle bağ kurmak isteyen herkese tavsiye edilir.




Gülerken analiz yazmak gerçekten de zormuş :) Evet böyle diyorum çünkü gerçekten hayatımda okuduğum en tatlı, en anlamlı ve en komik çocuk kitabı... Aslında sadece çocuklar için yazılmış bir kitap olduğunu söylemek hem yazara hem de bu kitabı okumak isteyen insanlara haksızlık olur. Çünkü çocuk kitabı kategorisinde olmasına rağmen içeriğinde yetişkinlere çok ince ve çok güzel mesajlar verilmiş. ‘ Çocukların yetişkinlerle iletişimde dikkat etmesi gereken hassas konular ’ başlığı altında on adet minik minik çok tatlı cümleler yazılmış. Ben kitabı çok beğendim Yazarı zaten seviyordum fakat daha önce hiç kitabını okumamıştım. Şimdi kitabını okudum ve gerçekten daha çok sevdim. Böyle yazarlar iyi ki varlar diye düşünüyorum... Hayatın o stresli ve sıkıntılı zamanlarında bu tarz kitaplarla elimizden tutup ayrı bir güç verdiklerini düşünüyorum ve hissediyorum da. Çünkü o yoğun ve stresli dönemler de en çok içimizde ki çocuk yorulup, yıpranıyor... En çok o zarar görüyor... Bunu fark etmeliyiz bence...
Kitabın içeriğinden biraz bahsetmek gerekirse ; küçük bir çocuğun yetişkinlerin sürekli sorduğu ‘ Büyüyünce ne olacaksın ? ‘ sorusuna cevap aramaya başlayıp, meslekleri gözden geçirdikten sonra dedesi gibi bakkal olmaya karar vermesini ve o bakkal dükkanında çırak olarak çalışmaya başlamasını, ayrıca bu çalışma süresinde olan biteni anlatan bir kitap. Çoğunlukla güldüren, arada gözlerin dolmasına sebebiyet veren duygu yüklü bir eser. Okuyalım, okutalım inşaAllah... Vesselam.




Şermin Yaşar'ın sadece bir kitabını okudum. Çok etkilenmiştim, diğerlerini de okuyacağım demiştim ama henüz okuyamadım-fiyatları uçuk maalesef-. İlk kısmetli bu eseriymiş.
Bakkal dedesinin yanında çalışmaya başlayan, girişimci ruhlu, biraz deli dolu ve zaman zaman evlerden ırak diyebileceğim huylara sahip olan bir kızın dilinden anlatılıyor. Çocuk kitabı ama açık olmak gerekirse benim çocuğum olsa bu kitabı okuması konusunda tereddüt ederdim. Hoş Şermin Hanım benden daha iyi bilemez, ona göre yazmıştır ama çocuğum olsa fazla titizlik gösteririm bu konuda sanırım. Mesela bi bölümde çocuk dükkana gelen yaşlılara dedesinin ilaçlarından satıyor. Biraz senaryoyu iyileştirip gelenlerin şikayetlerine göre farklı ilaçlar veriyor. Durum fark edilince doktor kendisine nasihat ve uyarılarda bulunuyor lakin kızımız bu esnada zemindeki şekilleri izlemekle meşgul. Yaptığının hata olduğuna inanmayıp Vehbi Amcasına mide ilacı ulaştırıyor. Hikaye devam eder ve bunun aslında yanlış bir şey olduğu vurgulanır diye bekledim ama olmadı. Diğer hikayelerde de aynısı oldu. Bir çocuk bunların yanlış olduğuna nasıl inanabilir ki sonra. Hikayedeki kızla özdeşleşirse üstelik, sürekli nasihat eden anne babadansa böyle bir kahramanı dikkate alabilir.
Kitabın sonunda kızımızdan güzel cümleler okuyoruz ama bu bana yeterli gelmedi. Dediğim gibi belki ben çok titiz davranıyor olabilirim ama çocuğum olsa bu hikayeyi okuması konusunda iki kez düşünürüm.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: