Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Dede Korkut Hikâyeleri - Anonim | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Dede Korkut Hikâyeleri Kitap Bilgileri


Yazar: Anonim
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 188
Basım Tarihi: Ocak 2024
İlk Yayın Tarihi: 1970
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786052954270
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Dede Korkut Hikâyeleri Kitap Tanıtımı


Dede Korkut (tahmini olarak IX-XI. yüzyıl): Oğuzların Bayat boyundan, yarı efsanevi bir bilge ve kendi adını taşıyan destansı hikâyelerin anlatıcısıdır. Hakkındaki bilgiler büyük ölçüde rivayetlere ve Dede Korkut Hikâyeleri’nde yer alan ifadelere dayanır. Hikâyelerinde Oğuzların geleneklerini, yaşantılarını ve çeşitli olaylar karşısındaki tutumunu anlatan Dede Korkut ozanlar piri olarak nitelenmiş, coşkulu bir üslupla aktardığı destanlarında iyiliği, doğruluğu ve erdemli olmayı öğütlemiştir. Sözlü halk edebiyatının ürünü olan destanları yüzyıllar boyunca yaşamış, XV. yüzyılda yazıya geçirilerek günümüze ulaşmıştır.



Ayşegül Çakan (1960): Çeşitli gazete ve yayınevlerinde 1978’den bu yana editörlük yapan ve Eski Türk Edebiyatı alanında çalışmalarını sürdüren çevirmen, Türk kültürünün en eski sözlü edebiyat ürünlerinden Dede Korkut Hikâyeleri’ni Vatikan nüshasının iki katı hikâye içeren Dresden nüshasını esas alarak günümüz Türkçesine aktardı. Ayşegül Çakan’ın daha önce Fergana nüshasından yaptığı Kutadgu Bilig ve Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndeki Uygur Türkçesi ile yazılmış nüshadan yaptığı Atebetü’l-Hakayık çevirileri de Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nde yayımlandı.




Dede Korkut Hikâyeleri Kitaptan Alıntılar


1. "Hani dediğim bey erenler
Dünya benim diyenler
Ecel aldı, yer gizledi
Fani dünya kime kaldı"




2. "Vay göz açıp gördüğüm
Gönül verip sevdiğim
Vay al duvağımın sahibi
Vay alnımın başımın umudu"




3. "Eski pamuktan bez olmaz, eski düşman dost olmaz."




4. "Hani dediğim bey erenler
Dünya benim diyenler
Ecel aldı, yer gizledi
Fâni dünya kime kaldı
Gelimli gidimli dünya
Ahir son ucu ölümlü dünya"




5. "Kara eşek başına gem vursan katır olmaz"




6. "Allah Allah demeyince işler yürümez
Kadir tanrı vermeyince er zenginleşmez
Ezelden yazılmasa kul başına kaza gelmez
Ecel vakti ermeyince kimse ölmez"




7. "Hani dediğim bey erenler
Dünya benim diyenler
Ecel aldı, yer gizledi
Fâni dünya kime kaldı
Gelimli gidimli dünya
Ahir son ucu ölümlü dünya"




8. "Nerde sızılar varsa çeken bilir
Gafil başın ağrısını beyni bilir"




9. ".
Ne dersin, ne söylersin?
Göz açıp gördüğüm, gönül verip "sevdiğim"
."




10. "Dünya benim diyenler
Ecel aldı, yer gizledi
Fâni dünya kime kaldı"




11. "Beri gel, gel başımın bahtı, evimin tahtı
Evden çıkıp yürüyende selvi boylum
Topuğunda sarmaşanda kara saçlım
Kurulu yaya benzer çatma kaşlım(…)"




12. ".
ALLAH,
DOĞUM,
DİN ve ÖLÜM düşüncesi,
HAYATIN her anında kendisini gösterir.
."




13. "Fani dünya kime kaldı."




14. "Aç görürsen doyur
Çıplak görürsen donat
Borçluyu borcundan kurtar"




15. "Eski pamuktan bez olmaz, eski düşman dost olmaz"





Dede Korkut Hikâyeleri Kitap İncelemeleri


Türk töresinin sözü dinlenir aksakallısı Korkut Ata'nın on iki hikayesinden oluşan kapsamlı bir eser. Hemen herkesin henüz ilkokuldayken tanıştığı bu klasik eserin tam metnini okuma fırsatını şimdi buldum. Sözde anlatı geleneğinin muhteşem yapıtlarındandı öyküler.
Korkut Ata, kitapta tüm Oğuz beylerinin hürmet ettiği, sözünden çıkmadığı bir büyük kişidir. Hatta kimi öykülerde Dede Korkut, mistik güçlere sahip bir evliya gibi gösterilir. İslam'ın yeni kabul edildiği ve Oğuz geleneklerinin hala çok kuvvetli olduğu bir dönemde oluşturulmuş hikayeler. Büyüğe saygı, merhamet, misafirperverlik, cesaret, mertlik, alçak gönüllülük gibi Türk töresinin erdemleri hikayelerin başat konusuydu. Bu tam metni okuduğumda çok ilginç bir ayrıntıya tesadüf ettim. Basat'ın Tepegözü öldürdüğü bölüm ( bkz. 138. Sayfa) Homeros'un Odysseia'sında Truva Savaşı'ndan dönüşte yaptığı yolculukta Odysseus'un bir mağarada tek gözlü dev kiklopu öldürüşü birebir aynıdır. Milattan önce 6. yüzyılda yazılan bir eserden bin yılı aşkın bir süre sonra aynı sahne bir Oğuz söylencesinde ortaya çıkar. Söylencenin transfer yönünü de merak ettirdi bana bu sahne. Acaba Türklerin Anadolu'ya gelişi 1071'den daha önce mi oldu? Homeros'la yaşıt bir Türk göçü mümkün mü? Yahut da Yunan söyleyenceleri bugünkü Azerbaycan sınırlarına kadar ulaşmış mıdır?
Çok keyif alarak okudum, tavsiye ederim




DEDE KORKUT HİKÂYELERİ

Dede Korkut Hikâyeleri kitabının yorumuyla sizlerleyim. Türklerin İslamiyeti kabul ettiği döneme ait en önemli eserlerden bir tanesidir. Kitapta anlatılan hikâyeler Dede Korkut tarafından anlatılmıştır.

Dede Korkut Hikâyeleri kitabından bahsedecek olursam; Dede Korkut, Oğuz Türklerinin geleneklerini, törelerini tam anlamıyla bilen yarı efsanevi bir bilgedir. Dede Korkut, kitabı bir mukaddime ve destansı özellikler gösteren on iki hikâyeden oluşmuştur. Bu on iki hikâyeye Dresden nüshası adı verilir. Bunun dışında Vatikan nüshası adı verilen 6 hikâye daha mevcuttur.

Oğuz Türklerinin, bilinen en eski destansı hikâyeleridir. Destanlar önceleri kopuz eşliğinde söylemiş, dilden dile aktarılmıştır. 14-15 yüzyılda yazıya geçirilmiştir.

Birbirinden bağımsız, olan bu on iki hikâye belirli karakterlerin birkaç hikayede birden bulunması dolayısıyla bir bütünlük oluşturuyor. Oğuz boylarının yurt kurma mücadeleleri, Doğu Anadolu'dan Azerbaycan'a, Kafkasya'ya Gürcistan sınırını geçerek yaptıkları akınlar ve kâfirlerle girdikleri savaşlar anlatılmıştır. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Kitapla kalın dostlar

#okudumbitti #kitapyorumu #bookstagram #kesfet #öneçıkar #destan #oğuzboyları #türkmen #kopuz #erdeminkitapligi #dedekorkuthikâyeleri #türkiyeişbankasıkültüryayınları #sayfa187




Merhaba kitap dostları,size bugün Dede Korkut Hikayeleri isimli eserden bahsetmek istiyorum.

Destan döneminden halk hikayeciliğine geçiş döneminin en önemli ürünü Dede Korkut Hikâyeleridir. Bu hikayeler, Orta Asya'da şekillenmeye başlamış; Türklerin Müslüman olmalarından ve Anadolu'ya gelmelerinden sonra din ve çevre motiflerine göre bazı değişikliklere uğramıştır. Dede Korkut'un hikâyeleri, parça parça ve değişik versiyonlarda Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaşamaktadır. Bugün Türkiye'de en yaygın olarak bilinen hikâyeler, 15-16. yüzyıllarda meçhul biri tarafından yazıya geçirilmiştir.
Destan özellikli ve pek çok halk kahramanının mücadeleleri anlatılan Dede Korkut hikayelerinde; güzel ve hikmetli sözler, Türklerin tarihine ait rivayetler, han ve beyler hakkında methiyeler, Türk töresine ait pek çok konu işlenmiştir. Bugün elimizdeki iki nüshanın, Akkoyunlu Devleti'nin (1403-1508) çökmeye başladığı dönemlerde yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir. Nüshalardan biri tamdır ve Almanya Dresten Kitaplığında bulunmaktadır. Altı hikayenin bulunduğu eksik bir nüsha ise Vatikan'dadır.

Okumuş olduğum eserde 12 farklı hikaye anlatılmakta. Hepsinin de içeriği birbirinden farklı olsa da genel anlamda kahramanlık, savaş ve benzeri unsurların yoğun olarak geçtiğini belirtmek gerekiyor. Anlatılanlarda mübalağa oldukça fazla ancak geçmişimizin kahramanlıklarla dolu olduğunu düşününce bunların ne kadarının gerçeği ne kadarının abartıyı içerdiğini bilemiyorum.Bu güzel ata mirasını okumanızı tavsiye ederim.




Çocukluğum , gençliğim ve artık yavaş yavaş ilerlediğim hayatımın olgunluk kazanma evreleri. Ben bu üç zamanda Dedem Korkut'u okudum. İlk evrede masal diye okudum ikinci evrede kabaran Türklük damarlarımın verdiği heyecanla okudum ve son evrede artık ilk iki evreye ek olarak bir edebi eser olduğu bilerek okudum.

Trt' de eskiden Dede Korkut Hikayelerini kısa dizi şeklinde yayınlarlardı. Ben o zaman merak sardım Dede Korkut'a. Bunlar bizim milli öykülerimiz içlerinde çok güzel mesajlar veren hikayeler benim için en güzelleri.

Eserin en önemli özelliği hem İslam öncesi hem de İslam sonrası dönemlerin etkisinde kalmış hikayeler barındırıyor. Bu da demek ki Tarihimiz hakkında bize çok şey anlatıyor. Yaşam biçimi, toplumsal yapı,inanışlar ve en önemlisi örf ve adetler hakkında atalarımızın nasıl bir yaşam sürdüğünü hikayelerle birlikte bize enjekte ediyor.

Türk edebiyatı tarihi Profesörü Fuat Köprülü'nün, derslerinde söylediği bir söz vardır: “Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut'u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar."

Milli Destan olan Dede Korkut hikayeleri milli bir destandır. Bu da onu Edebiyatımızda çok önemli bir yere koyar. Çünkü hem geleneksel izleri taşır hem de okuduğunuz zaman anlayacaksınız ki çok sade ve anlaşılır bir yapı olarak edebiyat tarihimizin temellerini atmıştır.




“Kitab-ı Dedem Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan…” Asıl adı bu olan ve Türk edebiyatının en değerli eserlerinden biri olan Dede Korkut Hikayelerini bence herkes okumalı. Çünkü Türk tarihi ve kültürü hakkında bir kaynak niteliğinde. Dede Korkut Hikayeleri ile ilgili olarak Fuat Köprülü şöyle söyler: “Terazinin bir kefesine Dede Korkut’u, diğer kefesine de bütün Türk edebiyatını koysanız yine Dede Korkut ağır basar.” Türk edebiyatı araştırmacılarının öncülerinden olan Fuat Köprülü’nün bu sözü bile eserin ne kadar kıymetli olduğunu göstermektedir.

Eserin içeriğine baktığımızda 1 ön söz ve 12 hikaye karşımıza çıkmakta. Bu hikayelerde Oğuz Türklerinin kafirlerle, olağanüstü varlıklarla ve kendi içlerinde verdikleri mücadeleler anlatılmaktadır. Nazım-nesir karışık olarak yazılan eserde yer alan hikayelerin sözlü gelenekte tam olarak ne zaman ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte 9-11. asır olduğu tahmin ediliyor. Eser ise 15. yüzyılda kim olduğunu bilmediğimiz biri tarafından Eski Anadolu Türkçesiyle kaleme alınmış. Hikayelere adını veren Dede Korkut, nam-ı diğer Korkut Ata, ise hikayelerin anlatıcı ve kahramanıdır. Oğuzların sevgi, saygı besledikleri Dede Korkut; “Ozanlar Piri” olarak tanınır.
Genel hatlarıyla hakkında bilgi vermeye çalıştığım Dede Korkut Hikayeleri, elbette bu söylediklerimden çok daha fazlasını içermekte. Merak edenler buyursunlar efendim.
#dedekorkuthikayeleri



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: