Deccal Kitap Bilgileri
Yazar: Friedrich Nietzsche
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 38 dk.
Sayfa Sayısı: 128
Basım Tarihi: Ağustos 2016
Yayınevi: Tutku Yayınevi
ISBN: 9786059734264
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Deccal Kitap Tanıtımı
1888 de yazılmasına karşın tartışmalı içeriği nedeniyle ilk olarak 1895 yılından yayınlandı. Nietzsche bu kitabında Hıristiyanlığın yozlaşan yapısına sert eleştirilerde bulunuyor. Nietzsche'ye göre yaşamı reddedip köleleştiren ve sürü psikolojisini hayata geçiren Hristiyanlık yok edilmelidir. Yazarın yıllar sonra yayımlanabilen bu eseri Nietzsche'nin Hıristiyanlığa duyduğu nefreti çok net bir şekilde gözler önüne seren seriyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Deccal Kitaptan Alıntılar
1. "..’Yargılamayın’ derler ama yollarında duran her şeyi cehenneme gönderirler."
2. "Kimileri öldükten sonra doğar."
3. "Kandırılmanıza izin vermeyin: büyük akıllar kuşkucudur."
4. "İnanç insanı mutlu kılar:
Bu yüzden varlığı doğrudur."
5. "#
Hristiyanlık, bugüne dek insanlığın başından geçen en büyük talihsizliktir.
#"
6. "''Hakikat burada'': bu söylenince, orada bir rahip yalan söylüyor demektir..."
7. "•
"Sen acıdan nasıl kurtulacaksın?"
•"
8. "Yalanın en yaygın biçimi, kişinin kendini kandırmasıdır: başkalarının aldatılması göreceli olarak daha ender bir durumdur."
9. "İnsan, göreceli olarak, en bozuk yapılı hayvan, en hastalıklı hayvandır."
10. "Kişi dışına değil, kendi içine bakmalıdır.."
11. "###
Bu kitap en azlarındır.
Belki de onlardan hiçbiri yaşamıyor daha. Onlar, benim Zerdüşt'ümü anlayanlar olacaklar : kendimi, daha bugünden işitilecek kulaklar bulanlar ile nasıl karıştırabilirdim ki?
Ancak öbürgündür benim olan. Kimileri öldükten sonra doğar.
###"
12. "Benim içtenliğime, tutkuma dayanabilmek için, düşünsel konularda katılık kertesinde dürüst olması gerekir kişinin. Dağlarda yaşamaya alışkın olması gerekir."
13. "•
Tanrının evladı olarak herkes herkesle eşittir...
•"
14. ""
15. "###
Mutluluğu keşfettik biz, yolu biliyoruz artık, binlerce yılın labirentinden çıkışı bulduk. Başka kim bulabilirdi ki bu çıkışı? —Modern insan mı? —«Ne ettiğimi bilmiyorum; ne ettiğim bilmeyen herşeyim ben» diye iç geçirir modern insan...
Bu modernlikti bizi hasta eden,
###"
Deccal Kitap İncelemeleri
Alman düşünür olan Nietzsche 17 yaşına kadar babası ve dedesinin yolundan gidip bir papaz Olmak isterken araştırmalarının sonucunda Hristiyanlıktan çıkmıştır ve hatta Hristiyanlığa karşı kini o kadar büyümüştür ki ''deccal''adlı eserinde bunu bariz bir şekilde görebiliyoruz kitapta İsa'ya karşı herhangi bir kötü söylem bulunmayıp pavlus ve diğer din adamlarına karşı birçok Hiciv yer almaktadır Yüzyıllardır Hristiyanlar insanların beynine bulayarak insanlığa sürülmüş çıkmayan bir kara leke olarak hristiyanlığı tanımlar. Yeni ahitten bölümler vererek aslında ne kadar saçmaladılarını gözler önüne sürer Hatta şöyle bir ifade kurar yalnızca tek bir hoş özellik bulmak için yeni ayeti inceledim ama nafile içinde samimi iyi niyetle güvenilir ve dürüst hiçbir şey yok. hakikat adı altında insanların ne kadar ezdikleri ve kandırdıkları öteki dünyayı sunarak insanları korkutup bilimle uğraşmalarını engelledikleri Hristiyanlığın gerçekte Hristiyan diye bir şey olmadığ hiç 2000 yılından beri Hristiyan denen şey aslında psikolojik bir kendini kandırma durumu idi diye tanımlar. Budizm ve hristiyanlığı Birçok yerde karşılaştırır mesela :Budizm söz vermez, doğrudan yerine getirir; Hristiyanlık hep söz verir ama bunları asla yerine getirmez. Diyerek hristiyanlığı bütün çıplaklığıyla gözler önüne sürer.
“Benim için önce yarın değil, öbür gün gelmeli. Bazı adamlar ölümünden sonra doğarlar. Herhangi birinin beni anlayacağı koşullar - onları çok iyi biliyorum. O kişi benim ciddiyetime, tutkuma tahammül edebilmek için bile katı bir entelektüel bütünlüğe sahip olmalıdır.
Kimsenin sormaya cesaret edemediği soruları sorabilmeli; yasakları, kader dolambacını, sorgulayabilmelidir.
Şimdiye kadar duyulmamış gerçekler için yeni bir vicdan. Ve büyük meselede tasarruf etme arzusu -gücünü, arzusunu bir arada tutma isteği.. Kendine saygı, sevgi, kesin özgürlük hissi...”
Dipçem; Tartışmalı içeriği nedeniyle yazıldıktan yedi yıl sonra yayınlanmış eser, başından sonuna kadar Nietzsche’nin o kendine has üst perdeden üslubuyla Hristiyanlık eleştirisidir. Teoloji ile ya da incilden ayetlerin didik didik edilmesiyle pek ilgilenmiyorsanız, en azından yazardan bu kitap çok ilginizi çekmeyebilir. Fakat; elinden çıkma hangi eseri okursanız okuyun, inanç konusundaki tavrını direkt ya da endirekt mutlaka farkedersiniz. Ben paralel olarak biyografisini de okuduğumdan, girişteki iddialı hitabı, kitabın kalanında yakalayamadım. Kendimi tekrarın tekrarını okuyormuş hissinden kurtaramamış olma sebebim, okuma sıralamam oldu maalesef. Yine de bir göz atmanızı tavsiye ederim.
Herkese merhabalar tekrardan! Nasılsınız? Ben iki güneş görüp hemen enerji doldum
Deccal, çok uzun zaman boyunca elimde süründü bildiğiniz üzere... Ama en nihayetinde bitirebildim, kendimi tebrik ediyorum bu yüzden
Felsefi okumalar başımı ağtıttığı için pek soğuğumdur kendilerine ama ne yazık ki sevmeye çalışmak zorundayım Deccal da bu nedenle bana biraz ağır geldi fakat anlatılmak isteneni fark edince biraz da olsa kolaylaşıyor.
Nietzsche, Hristiyanlık ve onun ilkelerini ele alıyor bu eserinde. Tabi bunu yaparken mutluluk, iyi, kötü, ve üst insan kavramlarına rastladığımız bir eleştiri sunuyor bize. Kilisenin baskısını göz ardı ederek cesaret dolu yorumları, kendinden sonra gelen düşünürlere de büyük ölçüde ilham kaynağı oluyor kanımca.
Hristiyanlığın toplum bilinci ve yapısına karşı gösterdiği olumsuz etkileri yüzümüze yüzümüze vuruyor tabiri caizse. Nasıl ki güçlü yaşamaya çalışıyorsak bir o kadar da boyun eğmeyi bırakmalıydık. Bunları okuduğum zaman anladım bir şeyleri bize yanlış aşıladıklarını, aktardıklarını. Sadece burada dini odaklı değil öğretilmek istenen şey, toplumsal horgörü de söz konusu ve bu duvarları bir yolunu bulup yıkmamız gerektiği vurgulanıyor kitabın her satırında.
•
Yeni okuyacaklar için bende olduğu gibi biraz ağır kaçabilir ama mutlaka hatta tekrar tekrar okunacaklar arasında bulunacak bir eserdi.
Keyifli günler
Nietzsche'yi kendi yapan nedir diye soran olursa sivri dili derim. Her daim hiçbir toplumsal mağduriyet barındırmadan olduğunca konuşan biridir. Deccal yani İsa!
Yaşayan tek bir Hristiyan vardır der, o da İsa'dır. Böyle bir cümlesi var. Derinlemesine açılabilecek bir cümledir. Nietzsche neden mi bunu demiştir. Bana göre Almanların iğrenç Hristiyanlaşma evrimi geçirmesidir. Almanlar dinlerini kötüye kullanmışlardır. Hatta Nietzsche sorsalar Almanlar olmamalıydı diyecektir. O zamanın Almanlarını bilemem ama şuan ki Almanlar iyi ki varlar. Onların disiplinini çok severim.
Tanrı'nın canı sıkıldığı için insanı yarattığını söyleyen pos bıyıklı insanın da canının sıkıldığını gören Tanrı'nın insana bilimi hediye ettiğini söylüyor. Bilimde Tanrı'nın sonunu getiren bir araç haline gelmiştir. Tanrı kendi sonunu kendi getirmiştir açıkçası.
Kendi dönemdaşlarını ve diğer Alman filozofları ile arası hiç iyi değildir. Özellikle Kant'a karşı söylemleri serttir. Schopenhauer karşı da atıflar da bulunur fakat onu bir dönem sevmiştir. Bu kitapta geçmese de tıpkı Wagner'e olan bağı gibi.
Nietzsche felsefesi çok ağırdır. Okuyanların birçoğu onu yanlış anlar. Çok azı iyi bir Nietzsche anlayıcısıdır. Zaten Zerdüşt kitabında ben bu kulaklara göre ağız değilim diyerek de kendini ifade etmiştir.
Pos bıyıklı benim için en değerli filozoftur. Zirvedir. Nietzsche Ağladığında filminden şu sahne sizlere hediyem olsun;
Felsefe denince akla gelen ilk isimlerden olan Friedrich Nietzche nihilizm ve optimistik nihilizm fikrini savunup kendini hayattan ve dinden soyutlamıştır. Hristiyanlığı fazla kötülemese de taşlamış resmen bu eserinde(Deccal). Güzel örnek ve açıklamalarla hoş ve felsefi bir dille vermek istediği mesajı aktarmış okuyucusuna.
Birkaç dünya klasiği dışında okuduğum ilk felsefik yapıtlardan sanırım lakin beni derinden etkilemekle beraber beni oldukça yoğun bir kavramlar dizesinin içinde hissettirdi. O kadar yoğun ve manidar bir anlatım sergilenmiş ki insan her cümlenin altını çizmek isteyip felsefeye atılmak istiyor.
Ayrıca kitaptan bağımsız olarak yazarın hayatını kurcalamaya kalktığımda karşıma Niçe’nin dört temel öğüdü dikkatini çekti doğrusu,bunlar:
1-Kıskançlığını itiraf et!(Düşünüre göre kıskançlık hayatın önemli bir kısmını oluşturur.)
2-Asla alkol alma
3-Hristiyan olma( Bu konu hakkında düşünceleri gayet net ve hristiyanlığı reddetmekle beraber kötü bir yol ayrımı olduğunu söylüyor bu dinin.)
4-Tanrı öldü…!( pekala bu düşüncesi ise Tanrı’yı reddeder ve Tanrı ve din ifadelerinin içini boşaltacak şekilde fikirlerini öne sürmüştür.)
Friedrich Nietzche, kitaplarının bize, “Gerçekte olduğumuz kişi olmayı” öğretmesini istiyordu. Son öğüdünü de verdiğime göre incelemeyi burada bitiriyorum. Kitabı büyük bir rica ile okumanızı temenni eder, iyi okumalar dilerim:)