Dalgaların Sesi Kitap Bilgileri
Yazar: Yukio Mişima
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 56 dk.
Sayfa Sayısı: 174
Basım Tarihi: Şubat 2022
İlk Yayın Tarihi: Temmuz 1954
Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 9789750724107
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Dalgaların Sesi Kitap Tanıtımı
Bereket Denizi dörtlemesi, Bir Maskenin İtirafları, Yaz Ortasında Ölüm, Denizi Yitiren Denizci gibi eserlerinden tanıdığımız Yukio Mişima, Dalgaların Sesi'nde farklı bir yönüyle çıkıyor okurun karşısına. Romanlarında insan doğasının karanlık yönlerini deşen, onlarla cesurca hesaplaşan Mişima, bu kez kalemini ışığa çevirerek sevginin farklı veçheleri etrafında kuruyor öyküsünü.
Dalgaların Sesi'nde, Şarkılar Adası olarak da bilinen Uta-Jima adasında genç balıkçı Şinji ile varlıklı Miyata ailesinin güzel kızları Hatsue arasındaki ilk aşk öykülenir; cesur, heyecanlı, duru iki gencin masalsı bir dille kaleme alınmış öyküsüdür bu. Aynı zamanda, zamanın ve mekânın ötesindeki bu korunaklı dünyada gelenekleriyle ve doğayla bağlarını koruyan dalgıç kadınların, balıkçı erkeklerin öyküsüdür Dalgaların Sesi. Ve elbette denizin, dalgaların ve fırtınanın da.
(Tanıtım Bülteninden)
Dalgaların Sesi Kitaptan Alıntılar
1. "“Tanrılar beni bu bencil dualarımdan ötürü cezalandırır mı acaba?”"
2. "Önemli olan tek şey, bir erkeğin sahip olduğu iradedir. Bu iradeye sahipse, o zaman tam bir erkek sayılır. Bizlere, Uta-Jima’da böyle erkekler gerek. Soy sop, servet ikinci derecede şeylerdir."
3. "Gerçekten de yaradılıştan zekidir şu kadın milleti, değil mi?"
4. "❂
Yanaklarından aşağı süzülen gözyaşlarını silmeyi bile denememişti daha.
Gülümsemesi, kapkara yağmur bulutlarının arasından çıkıp birdenbire ışıyıveren güneş gibiydi.
❂"
5. "Rüzgâr denizden bu yana esiyor, kapalı pencere panjurlarını sarsıyor, lambaları bir ileri bir geri sallayarak içerisinin kâh aydınlık kâh loş olmasına sebep oluyordu. Dışarıda gecenin karanlığında deniz hemen oraya kadar gelmişti. İçeride sallanan lambaların ışığı altında gençlerin yüzleri gölgelenirken dalgaların gümbürtüsü doğanın kudretini ve güvenilmezliğini anlatıyordu sanki."
6. "Yine de, dünyadaki kötülüğü senin de bilmen gerekir, yoksa hiçbir zaman gerçekten güçlü olamazsın.”"
7. "Gerçekten de yaradılıştan zekidir şu kadın milleti, değil mi?"
8. "İnsanın dile düşmesi çok kolaydır."
9. "Bulutlar hızla sürükleniyor, gökyüzü bir aydınlanıyor bir kararıyordu.."
10. "Ne söylerse söylesin, hiç umursama."
11. "... ama şimdi en önemli şey, sabır. Tıpkı balıktaki gibi. Her şeyin yoluna gireceğinden emin olun. Haklı olan, hakkını sessiz sedasız da kabul ettirir."
12. "İnsanın dile düşmesi çok kolaydır."
13. ""Kendini, kalbinin en kuytu köşelerine kadar mutsuz hissediyordu.""
14. "İşyeri onun için kavgasız gürültüsüz bir rahatlama alanıydı."
15. "Doğudaysa bulutlar, derler rüzgâr çıkacak,
Batıdaysa bulutlar, derler yağmur yağacak,
Patladı mı kötü hava bir anda.."
Dalgaların Sesi Kitap İncelemeleri
Yukio Misima'dan okuduğum ilk kitap ve genel kitap incelemelerinden anladigim, asıl tarzından cok farkli, cok daha yumuşak bir dille yazılmış bir roman. Daha cok distopik eserler yazan birisi olarak biliyorum.
Tarzından cok farkli ama hos, naif bir kitap. Klasik diyebileceğimiz bir zengin kız, fakir oğlan ask hikayesi çevresinde örülmüş bir kitap. Bu klasik hikayeyi anlatırken alıştığımızin disinda olan şey ise denizin hikayedeki azımsanmayacak ve hatta baş kahraman seviyesindeki rolü. Belki de asıl hikaye deniz, etrafında da bir ask hikayesi anlatılıyor demek daha doğru.
Bu coğrafyanın yazarlarinca cok işlenmemiş ya da yeterince işlenmemiş bir konu deniz. Misima ise gözünüzde canlandıracak belki oradaymışcasina hayal edebileceğimiz sekilde anlatmis denizi ve denize bagli, onun etrafında dönen insan hayatlarını.
Gücün, dayanıklılığın, direncin denizle mücadele edebilme seviyenle belirlendiği bir coğrafya. Yasami tanımlayan ve yaşamın devamını sağlayan bir konumda deniz. Zaten gercekten de yaşamın devamını sağlayan deniz değil mi? Yaşamın, kültürün, hislerin içinde bulunulan coğrafya, şartlar ile birlikte ne de güzel harmanlandigini görebilirsiniz.
Velhasıl kelam, kitap okunmasi hafif ve hos hisler uyandıran, sizi bambaşka bir coğrafyaya ve dünyaya taşıyan bir eser.. uzakdogu her zaman ilgimi çeken bir kültür, detay detay yer verilmiyor, öğretici bir şekilde kültür anlatmıyor tabi ama beklentimizde bu değil burada :) uzakdogu kültürüne ilgisi olanlar için okunası guzel bir kitap..
“Dalgaların Sesi”, beni büyüleyen ve içine çeken bir roman oldu. Mişima’nın kalemi, deniz dalgaları gibi ritmik ve huzur verici bir akıcılığa sahip. Kitap, Japonya’nın küçük bir balıkçı köyünde geçen sade bir hikâye sunuyor ama bu sadelik, eseri daha da etkileyici kılıyor. Okurken, o köyün sokaklarında dolaşan bir seyirci gibi hissettim; denizin kokusunu ve doğanın huzurunu içime çektim.
Karakterlerin masumiyeti ve duyguların derinliği, anlatımı güçlü kılan unsurlardan biri. Mişima, sadece aşkı değil, aynı zamanda doğayla kurulan ilişkiyi de öyle ustalıkla resmetmiş ki, hikâye boyunca kendinizi o dünyaya ait hissediyorsunuz. Her şey çok içten, sade ama bir o kadar da dokunaklı. Anlatımdaki duruluk, satır aralarında gizli bir dinginlik yaratıyor ve bu da romanı okurken huzur verici bir etki bırakıyor.
“Dalgaların Sesi”, karmaşadan uzak, naif bir anlatı arayanlar için harika bir kitap. Modern hayatın yoğunluğundan kaçıp biraz soluk almak, sakin bir hikâyenin içinde kaybolmak isteyenler için mükemmel bir tercih. Mişima’nın edebi dili ve doğayla harmanlanmış bu incelikli aşk hikayesi, gerçekten özel bir okuma deneyimi sunuyor. Okudukça, iyi ki bu kitabı elime almışım diye düşündüm ve bu büyüleyici dünyada biraz daha kalabilmek istedim.
• Dalgaların sesi - Yukio Mişima: Yoksul genç balıkçı ve zengin, saygın bir kızın derin aşk hikâyesi.
•İlk okuduğum japon yazardı, belki beğenmem diye içimde bir kuşku vardı ancak mükemmel buldum. Aşırıı şeker bir kitaptı doğrusu, okumaya başladıktan sonra insanı içine öyle bir çekiyorki bırakamıyorsun, kitabı okurken tam anlamıyla içinde gibi hissettirdi. Yazar inanılmaz güzel, ince ve ayrıntılı betimlemiş zihnimde canlandırmakta hiç zorluk çekmedim. Mişima hakkında birkaç şey okudum ve kendisi genellikle insanın karanlık yönlerini ortaya koyan bir yazarmış, yine bu eserde de insanların kötü, karanlık ve bencil yanlarını görebiliyoruz. O zamanın Japonya'sındaki insanların ülkemizdeki zihniyete benzediğini farkettim.(bence benziyor) Kitabımız; yine masum, nahif bir aşk konuluydu, benim en sevdiğim aşk türüdür bu ayrıca. İki gencin arasındaki aşka sınıf farkından dolayı zar zor kavuşmaya çalışmasını anlatıyor. Gayretle tırnaklarla kazınarak birbirine ulaşmaya çalışan iki aşık genci bir çok faktör, bir çok kişi alıkoyuyor. Ve olayların bu dereceye gelmesi yine "Millet ne der?" Kafasıyla abartılıyor iyice aşkları umutsuzluğa uğruyor ancak asla pes etmiyorlar. Bu kitaptan yola çıkarak: "Aşk varsa ortada insanı hiçbir şey alıkoyamaz." Diyebiliriz. Örneğin sınıf farklılığı, para, görüntü, yaş, ırk, dil, din hiç farketmez sevgi denen şeyin varolması için. Yeterki sevgi, saygı ve gayret olsun hiç bir zaman umudunuzu kaybetmeyin. Huzurla kalın
#türkiyeokuyor #dfambookclub #kitap #okumak #evdekalkitapoku #yukiomishima #dalgalarınsesi
Uzuuun bir aradan sonra yine buradayım, kürkçü dükkanına dönüş yapıyorum :) Ve yine karşınıza bol bol denizin ve geminin olduğu, fırtınanın ve balıkların olduğu bir kitapla geldim. Fakat bugün kitaptan önce yazarı anlatmak istiyorum size..
Asıl adı Kimitake Hiraoka olan yazarımız, babasının yazarlığa karşı duruşundan dolayı hayatına Yukio Mishima adı ile devam etmiş. Ailesinin Samuray geleneklerine bağlılığı Mishima'ya da yansımış, yazarımız hayatı boyunca Samuray değerlerini savunmuş. Mishima'nın hayatında beni en etkileyen kısım, Japonların kendine özgü saygınlıklarını ve onurlarını korumak için başvurdukları bir intihar yöntemi ile kendisini öldürmesi. Japonca 'da Seppuku denilen, bizim bildiğimiz 'harakiri' ile hayatına son vermiş. Ve böylelikle intihar ederek yaşamına son veren bilmem kaçıncı yazarı da tanımış oluyoruz.
Dalgaların Sesi yazar ile tanışma kitabım oldu, gayet memnunum :) Uta-Jima adasında yaşayan fakir bir ailenin oğlu Şinji ve aşık olduğu zengin kız Hatsue'in kavuşmak için neler yaşadıklarını, geleneklerinin nelere yol açtığını okuyoruz kitapta. Klasik zengin kız fakir oğlan durumu değil buradaki. Balıkçı erkekler, dalgıç kadınlar, yaşanan haksızlıklar ve bu insanların doğaya ve geleneklerine bağlılıkları, inanılmaz akıcı bir şekilde anlatılıyor.
Sıcacık ama bir o kadar da fırtınalı bir hikaye. Hem çok sakin hem de kabarık dalgaların üstüme üstüme geldiği bir hikaye. Denizde veya bir adada geçen, balık ve tuzlu kıyafet kokularını barındıran kitaplara alışıksanız ve tabi okumayı seviyorsanız mutlaka öneririm.
Yukio Mişima'yı Bir Maskenin İtirafları ile tanıdım. Bir kitap, hiç bilmediğim, hiç hissetmediğim bir duyguyu bana karakteri vasıtasıyla hissettirebilmişse, o kitap benim için en değerli kitaplardan biri olmuş demektir. Hele bir de hayretle ve hayranlıkla altını çizdiğim cümleleri varsa.... İşte, Bir Maskenin İtirafları tam olarak böyle bir kitaptı. Yazarın müthiş edebi inceliklerle yaptığı psikolojik tespitlere hayran oldum. Okumaktan bıkmayacağım ne derin anlamlı cümleleri vardı... Dolayısıyla Japonların meşhur Şinşoa ödülünü de almış olan Dalgaların Sesi 'ne büyük bir beklenti ile başladım. Fakat hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmeliyim. Küçük bir Japon adası olan Uta-jima'da geçen basit bir aşk öyküsünü anlatıyor. Fakat bu kitap için yazarın kendi tarzının dışında yazdığı farklı bir kitap olduğu söyleniyor. Bu umutla Yukio Mişima'nın diğer kitaplarını da okumak niyetindeyim. Bir Maskenin İtirafları'ndaki gibi insan derinliklerini ve bilinçaltını bu kadar başarılı yansıtabilmiş bir yazarın yeteneğini diğer kitaplarında da mutlaka kullanmış olacağına inanıyorum.
Bir kitabı beğenmenin ya da beğenmemenin tamamen okurun tarzı ve beklentisiyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Benim kitaplardan genel beklentim bahsettiğim yönde olduğu için her ne kadar Dalgaların Sesini beğenmemiş olsam da Japon yaşamına merakı ve de aşk romanlarına ilgisi olanlar için iyi bir kitap olabilir.