Dadı ve Leporella Kitap Bilgileri
Yazar: Stefan Zweig
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 49 dk.
Sayfa Sayısı: 64
Basım Tarihi: Nisan 2020
İlk Yayın Tarihi: Eylül 2017
Yayınevi: Maviçatı Yayınları
ISBN: 9786052941003
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Dadı ve Leporella Kitap Tanıtımı
Stefan Zweig, Dadı'da iki kız kardeşe dadılık yapan Misss Mann'in bir yanlış anlaşılmaya kurban olmasına şahitliklerini merak uyandıran tasvirlerle gözler önüne seriyor. Leporella'da ise zihinsel engelli olduğunu düşünebileceğiniz bir karakterin sürükleyici ve acıklı sonunu tahmin edemeyeceğiniz kadar ilgi çekici anlatıyor.
Dadı ve Leporella Kitaptan Alıntılar
1. "~
.
~"
2. "“Şeytan bile böyle bir cehennemde kalmaya dayanamaz.”"
3. "Her oyunbozanın bir bahanesi vardır."
4. "...hem kim gölgesinin farkına varabilirdi ki..!”"
5. "“Bugün ilk defa gerçeklerini gördükleri bu bilinmez dünyada başlarına gelecekleri düşünüp ağladılar. Büyüdükleri dünyadan korkuyorlardı; tehlikelerle dolu bir ormana benzeyen yaşamdan korkuyorlardı ancak bu ormandan geçmek zorundaydılar.”"
6. "Etraflarındaki yalan dünya onları da yalancı yapmıştı."
7. "Hayat bir taşın üzerinden akan bir dalga gibi onun üzerinden akıp geçiyordu."
8. ""Sözler, sözler! Her oyunbazın bir bahanesi vardır.""
9. "Etraflarındaki yalan dünya onları da yalancı yapmıştı."
10. "Bir günde, kısacık bir günde büyümüşlerdi.."
11. ""Büyüdükleri dünyadan korkuyorlardı.""
12. "İlk kez memleketini bilen biriyle karşılaşmıştı, bu harika bir şeydi.."
13. "Birbirlerine sımsıkı sarıldılar, çünkü karşılıklı cesaret onları ısıtan tek şeydi."
14. "Sözler, sözler! Her oyunbazın bir bahanesi vardır."
15. "Hayat bir taşın üzerinden aşan bir dalga gibi onun üzerinden akıp geçiyordu."
Dadı ve Leporella Kitap İncelemeleri
DADI & LEPORELLA
Akşamleyin dadı onları görmeye geldi ama sadece iyi geceler diyebildi. Genç kadın odadan çıkarken kızlar ona bir şeyler demek istedi ama diyemediler. Miss Mann, sanki onların özlemini hissetmiş gibi kapının orada arkasını döndü, gözleri nemlenmişti, iki kızı birden kucakladı ve birlikte ağlamaya başladılar. Dadı onları bir kez daha öptükten sonra telaşla odadan çıktı. Kızlar bunun bir veda olduğunu iyi biliyordu.
&
Gayrimeşru bir çocuk olduğu için toplumun sırtında bir yük olarak büyüdü. On iki yaşındayken bir lokantada orta hizmetçisi olarak çalışmaya başladı ama sonra yorulmak bilmeden bir hayvan gibi çalıştığı için turistlerin sıkça uğradığı ikinci sınıf bir otelde aşçı olarak çalışma imkânı buldu. Saat beşte
kalkan Crescenz, gece yarlarına kadar bir köle gibi çalışıyordu; yerleri süpürüyor, tahtaları ovuyor, odaları düzeltiyor, ocağı yakıyor, yemek yapıyor, hamur yoğurup ekmek pişiriyor, çamaşır yıkayıp ütü yapıyordu. Asla izin kullanmazdı kiliseye gidip gelmek dışında asla dışarı çıkmazdı. Mutfaktaki Ocağın ateşi onun güneşiydi ve tek dostu her yıl ateşi beslemek için ormandan kesilip getirilen binlerce ve binlerce odundu.
Erkekler onu rahatsız etmiyordu, bunun nedeni, daha önce de açıkladığım gibi, tabiat ananın ona bahşettigi tüm kadınsı özellikleri, bir robot gibi yirmi beş yıl çalıştıktan sonra kaybetmesinden kaynaklı olabilirdi. Tek zevki para biriktirmekti, çünkü bir köylünün istifçilik alışkanlığına sahipti ve yaşlandığında düşkünler evine gönderilmekten ölesiye korkuyordu. Sadakayla yaşamak onu öldürürdü.
#okudumbitti
#dadı&leporella
#stefanzweig
.
.#alıntılar
Sabırsızlanmıştı ve sanki korların üzerinde duruyormuş gibi ikide bir ayağını değiştitiyordu. Ablası herşeyi duyduğu ve o duymadığı için az kalsın ağlayacaktı.
Ama şans elmas matkabıyla çalışır ve kurnaz kader, en zorlu yerlerde bile kendisine yol açmak için tuhaf yollar denemekten çekinmez.
.
.Dadı :
İki kız kardeşin dadılarının kapısını dinleyerek bir sırrını öğrenirler onun evlerinden gönderilmesi üzerine ailelerine ve insanlara olan güvenlerinin sarsılmasından bahseder.
. Leporella :
Crescenz tüm kadınsı özelliklerden yoksun 12 yaşından itibaren çalışan daha çok para kazanmak ve yaşlılığı için para biriktirmek için Viyana'da zengin bir evde hizmetçi olur. Evliliğinde sorunlar olan Baronun ona insancıl yaklaşımı bu muameleyi kimseden göremeyen kadın ona farklı duygular besler. Baron ona Leporella diye seslenir artık değişimin başladığı kadın onun için herşeyi yapar.
.
.
63 sayfalık iki kısa öyküde tam bir Zweing klasiğiydi.
Dadı öyküsü çocukların sevgi adalet arayışı ve hayal kırıklığını çok güzel aktarmıştı.
Leporella kadın öyle tasvir edilmişti ki sanki yanı başınızda duruyor ayaklarını sürüyrek yürüşünü duyuyor gibi hissettiriyor. Bu öyküyü daha çok sevdim.
Okuduğunu yaşatan, psikolojik analizleri ve betimlemeleri ile harika tat bırakan Zweing her kitabında bunu yaşatıyor. Sevenlerine tavsiyemdir.
#Okudumbitti l Kitap Yorumu
Mürebbiye ve Leporella isimli 2 ayrı kitabın tek kitapta toplanmış hâli idi bu kitap.
Mürebbiye kitabının konusu: 2 kızın bakıcılığı ve eğitimini vermek üzere işe alınan kızımız 2 kızın kuzeniyle bir gönül ilişkisine tutulur ve ondan hamile kalır. Son dönemdeki durağanlığı ve ilgisizliği kızların da dikkatini çeker ve çok sevdikleri mürebbiyelerinin derdini öğrenmek isterler. Öğrenirler fakat olanlara anlam veremezler. Yaşları bir kadının nasıl çocuk sahibi olduğunu ve kuzenlerinin bundan nasıl haberi olmadığını kavramaya uygun değildir. Sonrasında olanlar kızları çok etkiler. Leporella kitabı ise tam bir adanmışlık hikayesiydi ama Lyon'da Düğün kitabındaki hikayelerinden birini anımsattı. Ana karakterimiz Crescenz'in çirkin bir kadın olduğu üzerinde çokça duruluyor, ayrıca anlama yeteneğinin kısıtlı olduğu söyleniyor. Son çalışmaya gittiği yerde evin evli olan beyine aşık olup arzularının onu çok kötü sonuçlara sürüklemesi söz konusuydu. Barona aşık olduktan sonra hanımına çok nahoş davranmaya başladı. Hanımefendinin 2 aylığına hastaneye yatırılması da bir fırsat olmuş ve beyefendi eve her gün farklı bir hanımla gelmeye başlamıştı, bu hanımlardan biri bir gün ona Leporella lakabını takmış bu da onun çok hoşuna gitmişti. Başka kadınları kıskansa da beyefendinin hoşnutluğu bir zaman sonra mutlu etmeye başladı onu. 2 ay geçip de hanımefendi eve gelince kötü bir sona adım adım yaklaşılmış oldu.
Mürebbiye'yi daha çok sevsem de Leporella da etkileyici bir öyküydü.