Cress Kitap Bilgileri
Yazar: Marissa Meyer
Tahmini Okuma Süresi: 15 sa. 52 dk.
Sayfa Sayısı: 560
Basım Tarihi: Mayıs 2015
İlk Yayın Tarihi: Mayıs 2015
Yayınevi: Artemis Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786051426556
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Cress Kitap Tanıtımı
Daha ufacık bir kız çocuğuyken, cadı onu ne kapısı ne de merdiveni olan bir uzay uydusuna hapsetti.
Gelecekte bile, KULEYE HAPSEDİLEN GENÇ KIZLAR VAR...
Cress, Cinder'ı Kraliçe Levana'nın hain planlarından haberdar etmek için her şeyi göze almıştı. Ancak ufak bir sorunu vardı. Çocukluğundan beri, hapsedildiği bir uyduda yaşıyordu ve ona eşlik eden tek şey internet bağlantılı ekranlardı. Elinde yalnızca bu ekranlar olunca, Cress'in de efsanevi bir hackera dönüşmesi kaçınılmazdı.
Bütün Dünya; Cinder, Kaptan Thorne, Scarlet ve Wolf'un peşindeydi. Onlar ise Levana'nın planlarını altüst etmek için Cress'i esir tutulduğu uydudan kurtarmaya ant içmişti. Ancak bir şeyler ters gitti ve ekip üyeleri uzayın ortasında birbirlerini kaybetti. Kraliçe Levana ise hiçbir şeyin İmparator Kai ile düğününü engellemesine izin vermemeye, dolayısıyla Cinder'ın peşini bırakmamaya kararlıydı.
Cress, Scarlet ve Cinder, Dünya'yı kurtarmaya gönüllü olmamıştı.
Yine de Dünya'nın tek umudu Cress, Scarlet ve Cinder'dı.
Cress Kitaptan Alıntılar
1. "Yalan değildi. Ağlamak istiyordu ama gözlerinde yaş kalmamıştı ki."
2. "Onun kollarında kendini narin bir varlık gibi hissediyordu.
Kırılgan.
Güvende.
Neredeyse bir prenses gibi."
3. "Cress eteğini düzeltti. “Scarlet’a âşıksın değil mi?”
Wolf birden taş kesildi. Uçan araba saraya doğru yükselirken, “O benim alfam,” diye mırıldandı kederle.
Alfa.
Cress öne eğilip dirseklerini dizlerine dayadı. “Yıldızlar gibi mi?”
“Ne yıldızı?”
Cress birden utandı ama madem konuyu açmıştı, devam edecekti. “Bir takımyıldızdaki en parlak yıldıza da alfa denir. Şey demek istediğini sandım. Yani Scarlet’ın senin en parlak yıldızın olduğunu.”"
4. ""Doğarken şimşekler çaktıran ve sonsuza dek alev alev yanan o destansı aşklardan birini yaşayacaklardı. Zamanın, mesafelerin ve hatta ölümün bile engelleyemeyeceği bir aşk.""
5. ""Karşımdaki o kadar büyük bir ayna ki, kendimden kaçmam imkânsız.""
6. "Gökyüzü tanıdıktı.
Güvenliydi.
Evrendeki gaz bulutları mavi ve mor ışıklar saçıyordu.
Çöldeki kum taneciklerini andıran binlerce yıldızın ışıltısı uydusunun penceresinden izlediği güneşin doğuşu nefes kesiciydi."
7. "Boynuna atılıp teşekkür ederim diye haykırmak istiyordu. Ama aralarındaki binlerce kilometre yüzünden kendi gövdesine sarılmakla yetindi."
8. ""Belki de kader diye bir şey yoktur. Belki kader dedikleri bize sunulan imkanlar ve onlarla ne yaptığımızdır.""
9. ""Haklısın,belki de içimde biraz kahramanlık vardır.Ama az,Cress.İnan, çok az."
10. "''Seni sandığından daha iyi tanıyorum, Kaptan Thorne. Bir kere zekisin. İkincisi cesursun. Düşüncelisin, iyi kalplisin ve...''
''Çekiciyim.''
''Ve...''
''Karizmatik.''
''Evet, karizmatik ve...''
''Yakışıklı.''
Cress dudaklarını birbirine bastırıp ona öfkeyle baktı. Thorne muzipçe gülümsedi.
''Özür dilerim. Devam et, lütfen.''
''Ve biraz da kendini beğenmiş.''"
11. "Aralarına koca bir galaksi girdikten sonra yine birlikteydiler işte."
12. "Bütün kapılar aşka çıkıyordu. Özgürlükten ya da kabullenişten daha güçlüydü aşk. İkinci çağ şarkılarının özündeki gerçek aşklar öyleydi en azından. İnsanın tüm benliğini dolduran, ruhunu ele geçiren türden aşklardı onlar. Fedakârlığa teşvik eden, dramatikçe davranmaya iten türden aşklardı. Tüm dünyanı kuşatan, karşı konulmaz aşklar."
13. ""Gözlerin nasıl?"
"Çok güzel olduklarını söylerler ama kararı sana bırakıyorum tabii.""
14. ""Aslında ben seni kaybettiğim gün öldüm. Seni düşünmeden bir günüm bile geçmedi.""
15. "Kedi kuşu tuttu, senin de gözlerini oyacak. Rapunzel’ini bir daha hiç göremeyeceksin."
Cress Kitap İncelemeleri
Koyu fantastik, bilim kurgu severler buraya!
Yarı insan, yarı robotik skayborglar;
Aşk meşk;
Uçan arabalar;
Androidler;
Sindirella!
Kırmızı başlıklı kız!
Uzun saçlı kız! ismi Rapunzeldi gâliba :)
Yakışıklı bir prens!
Kurt adamlar! Sihirbazlar!
Tüm dünyayı alt üst eden ölümcül virüs...
Ay halkıyla dünya halkı arasında ki savaş!
Birde kötü kalpli, cadaloz mu cadaloz, dünyayı ele geçirmek isteyen, kötü kalpli ay kraliçesi!!
Daha ne olsundu!!
Ay tahtının gerçek varisi Cinder kapabilecek mi tacı? Bir yandan tatlı mı tatlı, güzel, çekici, zeki, güçlü Cinder!. Diğer tarafta ise kötü, cadı, fesat, kinli vs vs ... Levana!! Ve ikisinin ortasında kalmış yakışıklı, karizmatik, prensesi tarafından kurtarılmayı bekleyen Prens!
Acaba Cinder dünyayı kurtarabilecek mi?.....
Hiç boşuna gizem gerilim yapmıyım, hepimiz mutlu sonla biteceğini biliyoruz :D.. Ama nasıl?...
Gâyet sürükleyici bir yapım. Cress serinin 3'üncü kitabı, bundan önce "Cinder" ve "Scarlet" var. "Cress"ten sonra ise kısaca kötü kalpli kraliçenin hayatını anlatan "Levana" kitabı ve "Winter" var.
Ben gibi fantastik severlerin seveceğini düşünüyorum çünkü fazlasıyla heyecan var. Ama nedense pek erkeklerin seveceği bir tarz değil gibime geliyor... Bilemedim. Onlara göre fazla "cici" bir kitap olabilir.
Siz gidin game of thrones' u okuyun en iyisi!
Saygılar, sevgiler, hürmetler...
Hem kitabı uzun sürede okuduğumdan hem de incelemeyi bitirdikten 3 gün sonra yazmaya karar verdiğimden bir az sönük olabilir. Neyse başlayalım.
~SPOİLER~
Bu kitapta Cress ,nam-ı diğer Kraliçe Levana'nın casusu, ile tanışıyoruz. Tatlı buldum. Gerek Dünya'ya merakı gerekse hayalgücü olsun eğlenceli bir karakter. Baya da zeki. Uydudan Kai'nin sarayını kontrol etmeler falan takdir edilesi.
Thorne ile ilişkisi çok şipşak oldu. Hem Dr. Erland öldüğünden hem de savaş stresi ile 'napsak?? eee aşık olalım.' gibi.
Wolf için depresif bir kitaptı, Scarlet'ini Aylılar'a kaptırdığından. Ayy Scarlet demişken o parmak kesme kısmı... İçim gitti. Umarım ay ilüzyonu falandır. Yoksa Wolf Ay'ı yerle bir eder.
Cinder: BAYILIYORUM. Güçleri iyice belirginleşti. Hala tamamen kontrol edemiyor ama güzel ilerledi. Sihirbaz Mira'yı öldürdüğü kısma BAYILDIM.
Kai: Zaten tekrar sevmeye dünden razıydım, iyi oldu. PRENSES SELENE♡PRENS KAİ. Cinder'a gerçekten aşık olduğunu, Ay güçleri altında olmadığını anlaması çok tatlıydı. Kalıplaşmış yargılar yüzünden Cinder'ın sayborg oluşuna şüpheyle yaklaşmış olsa da.
Salgın hakkında yeni gerçek, Aylılar yaymış. Kabukların "dünyaya geçişine göz yumarak."
Sıradaki kitabı daha sonra okuyacağım. Biraz monotonlaşmaya başladı peşpeşe okuyunca.
Daha ufacık bir kız çocuğuyken, cadı onu ne kapısı ne de merdiveni olan bir uzay uydusuna hapsetti. Gelecekte bile, Kuleye Hapsedilen Genç Kızlar Var... Cress, Cinder'ı Kraliçe Levana'nın hain planlarından haberdar etmek için her şeyi göze almıştı. Ancak ufak bir sorunu vardı. Çocukluğundan beri, hapsedildiği bir uyduda yaşıyordu ve ona eşlik eden tek şey internet bağlantılı ekranlardı. Elinde yalnızca bu ekranlar olunca, Cress'in de efsanevi bir hackera dönüşmesi kaçınılmazdı. Bütün Dünya; Cinder, Kaptan Thorne, Scarlet ve Wolf'un peşindeydi. Onlar ise Levana'nın planlarını altüst etmek için Cress'i esir tutulduğu uydudan kurtarmaya ant içmişti. Ancak bir şeyler ters gitti ve ekip üyeleri uzayın ortasında birbirlerini kaybetti. Kraliçe Levana ise hiçbir şeyin İmparator Kai ile düğününü engellemesine izin vermemeye, dolayısıyla Cinder'ın peşini bırakmamaya kararlıydı. Cress, Scarlet ve Cinder, Dünya'yı kurtarmaya gönüllü olmamıştı. Yine de Dünya'nın tek umudu Cress, Scarlet ve Cinder'dı.
Cress Rapunzelin geleceğe uyarlanmış hali. Ana hatlarıyla Rapunzele benziyor ama tabii ki farklı noktaları var ve bu farklılıklar kitabı daha da güzel yapıyor.
İlk kitaptan bu yana hep Cinder ve Kai'nin buluşmasını ve birbirlerine her şeyi anlatmalarını bekliyordum ve sonunda oldu.
En çok Thorne'un İko'ya bir droit almasına sevindim. Çok tatlıydı.
Gerçekten çok güzel bir seri. Herkese tavsiye ediyorum. İyi okumalar..
Cress, Ay günlükleri serisinin üçüncü kitabı ve Rapunzel'in hikayesinin modern ve gelece uyarlanmış versiyonu idi.
Öncelikle söylemeliyim ki Ay Günlükleri serisinden en sevdiğim kitap kuşkusuz Cress'di. Bu seri başlı başına mükemmelken Cress daha bir mükemmeldi. Yazarın dili ve anlatım biçimi gerçekten harikaydı. Kitaba, Cinder ve Scarlet kitaplarındaki karakterler dışında yeni bir karakter ekleniyor. Cress. Cinder ve Scarlet kitaplarını çok sevmiştim ama Cress bir başkaydı. Kurgusunu o kadar beğendim ki anlatamam.
Konusundan biraz bahsedecek olursam Cress çocukluğundan beri hapsedildiği bir uyduda yaşımaktaydı ve ona eşlik eden tek sey intarnet bağlantılı bir ekrandı. Cress'in elinde sadece bu olduğundan usta bir hackera dönüşmüştür.
Cress, Cinder’ı Kraliçe Levana’nın planlarından haberdar etmek için her şeyi göze almıştır. Bütün Dünya; Cinder, Kaptan Thorne, Scarlet ve Wolf’un peşindeydi. Onlar ise Cress'i esir tutulduğu uydudan kurtarmanın.
Cress ilk iki kitaba göre daha bir heyecan vericiydi. Kitapta baş rolde Cress ve Thorne vardı. Ve asıl bu kitabı sevme nedenimde Thorne'dan daha fazla bahsedilmesi. Thorne ve Cress'in arasındaki ilişki gerçekten çok güzeldi. Thorne ve onun esprili, tatlı hallerii... Spoi vermemek için çok detaya girmek istemedim ama mutlaka okumalısınız. Bir kitap bu kadar güzel olabilir. Öyle bir seri ki okurken insan bitsin istemiyor. En kısa zamanda serinin diğer kitaplarının yorumunuda gireceğim. Birkaç post önceye gidip serinin diğer kitaplarının yorumu var, bakabilirsiniz. Yine ve yine mutlaka okumalısınız diyorum.
“Ve cadı altın saçlarını kesip onu kocaman bir çöle attı.”
Ay Günlükleri serisinin üçüncü kitabı da bitti.İkinci kitabı o kadar beğenmemiştim ama bu kitabı harikaydı.Okurken çok keyif aldım.
Serinin bu kitabında uyarlanan masal karakteri Rapunzel.Yani Cress.Aşırı sevdim.Çok tatlı bir karakter.Ve Kaptan Thorne ile olan sahneleri harikaydı.Iko ya ise ayrı bi bayılıyorum.Her seferinde beni güldürüyor.Andiroid olması umurum da bile değil.O benim gözümde insandan farksız.
Bu hikayede baş karakterlerinin başına kötü bir olay geliyor ve bunun sonucunda ayrı yerlere düşüyorlar.Sonrasında ise tekrar birbirini bulmaları ve mücadeleye devam etmelerini okuyoruz.Yine çok sürükleyiciydi.Ne zaman birbirini bulacaklar acaba diye heyecan içinde sayfaları çevirirken bir bakmışım kitap bitmiş.Scarlet’i çok sevememiş olsam da başına gelenlere üzüldüm.Ama bu şekilde de Winter karakteri hikayeye dahil oldu ve onu çok merak ediyorum.Kai ve Cinder nihayet gerçekleri konuştular.Buna mutlu oldum ama Kai çok hızlı kabüllendi olanları.Bu kısım öyle iki üç sayfaya sıkıştırılmamalıydı.Puan kırma sebebim bundan dolayı.Bunun dışında canımı sıkan hiçbir olay yoktu.
Son kitap kaldı ve nasıl bu kadar hızlı ilerledim anlayamadım bile.Kesinlikle seriyi tavsiye ederim.Özellikle masalların uyarlanmış farklı hikayelerinden hoşlanıyorsanız çok keyif alacaksınız.