Craig Silvey En Beğenilen Sözleri
1. "''... Bu bana çok üzücü geliyordu. Hayal bile edemiyordum. Sana bu kadar yakın olan birini kaybetmek, umutlarını bağladığın birini kaybetmek.''"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
2. ""... Bu aptallık. Bir hiç uğruna bu kadar çok çalıştım!"
"Ah, bu konuda yalnız değilsin, küçük bey. Buna hayat denir.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
3. "“Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa, savaştığında o kadar cesursun demektir.„"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
4. "“Ancak dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir tarafı vardı. Sanki onların bilmediği bir şeyi biliyormuşum gibi.„"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
5. "“Asıl önemlisi dünyan sarsıldığında nasıl davrandığın ve etrafında neleri ne kadar görebildiğindir.„"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
6. "''Bu nasıl bir dünyaydı böyle? Her zaman böyle miydi, yoksa son bir kaç günde gerçekten çivisi mi çıkmıştı? Her zaman bu kadar adaletsiz miydi? Dengeyi bozan neydi? Anlamıyordum. Nasıl bir dünya güzel kızların dövülüp asılmasına izin verirdi?... Nasıl bir dünya birisi akıllıca sözler ettiği için onu yumruklardı?''"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
7. "''Ama zaten Tanrı da bence gerçekte bu, Charlie. İçimde, diğer her şeyden daha güçlü ve daha dayanıklı olan şey. Dua etmek de ona güvenmek, ona inanmak, kendimden dayanıklı olmayı istemek anlamına geliyor. Ve yapabileceğin tek şey de bu.''"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
8. "'Dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir tarafı vardı.Sanki onların bilmediği bir şey biliyormuşsun gibi'"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
9. "Hani biriyle karşılaşırsın ve bütün hayatın boyunca onu tanıdığını hissedersin ya? Öyleydi işte."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
10. ""Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa, savaştığında o kadar cesursun demektir.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
11. ""Hani biriyle karşılaşırsın ve bütün hayatın boyunca onu tanıdığını hissedersin ya? Öyleydi işte.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
12. "ama dünyadaki en iyi zihin bile kadınları çözebilmiş değil."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
13. "Ne kadar az bilirseniz, o kadar uzak kaIırsınız ve omuz silkip yolunuza devam etmek o kadar kolay olur."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
14. "Cesaret, korkunun yokluğu değil, korkuya direnmek, ona galip gelmektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
15. "Bir sürü uçurtma, gökyüzünde kendi başına kalmıştı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
16. "...Anlamıyorsun. Kendimi bildim bileli başımın çaresine baktım.Yemek, giysi, barınak, her sey. İnan bana, kaç yaşında olduğun fark etmez. Herkes yaşlanır. Herkes bir meslek öğrenebilir, vergilerini ödeyebilir ve bir aile kurabilir. Ama bu büyümek değildir. Asıl önemlisi dünyan sarsıldığında nasıl davrandığın ve etrafında neleri ne kadar görebildiğindir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
17. "Hayat bir piyangodur: şanslı olan kazanır, şansızlar ise Tanrı'nın unutulan çocuklarıdır."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
18. "... Böyle durumlarda, insanlar neler olduğunu gerçekten anlamadıklarında, gerek olmasa bile en kötüsünü düşünürler. İnsanların karanlıktan korkması gibi. Aslinda korktukları şey karanlığın kendisi değildir; o karanlıkta neler olabileceğini bilmemeleridir. Göremedikleri, dolayısıyla da emin olamadıkları için, normalde olabileceğinden daha kötü şeyler olduğunu hayal etmeye başlarlar..."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
19. "Bir merminin sana zarar vermesi mümkün değilse, mermilerin önünde durmak ne kadar cesurca olabilir ki ?"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
20. "Bilmek. En kötüsü daima bilmektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
21. "Bilmek. En kötüsü daima bilmektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
22. "Bazıları için kendi yanlışlarını düzeltmektense başkalarını suçlamak daha kolaydır."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
23. "“Gece ne kadar da ürkütücü ve saftı. Kendimi ne kadar terk edilmiş, tuhaf ve huzursuz hissediyordum.”"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
24. "•
Bazıları için kendi yanlışlarını düzeltmektense başkalarını suçlamak daha kolay..
•"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
25. "Ben zamanlama hatasıydım, kazaydım. Talihsizliktim."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
26. "Sanırım asıl sorun doğrusunu bildiğin halde inanmaya devam etmek."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
27. "Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa, savaştığında o kadar cesursun demektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
28. ""Herkes yaşlanır. Herkes bir meslek öğrenebilir, vergilerini ödeyebilir ve bir aile kurabilir. Ama bu büyümek değildir. Asıl önemlisi dünyan sarsıldığında nasıl davrandığın ve etrafında neleri ne kadar görebildiğindir.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
29. "Yeterince zeki olmadığımı düşünmesini istemiyordum.
Çünkü bu sahip olduğum tek şeydi, gerçekten."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
30. "Doğrusu onun için endişeleniyordum. Ve onu görmek istiyordum, itiraf ediyorum. Onu özlemiştim."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
31. "Dörtte üçünün susuzluğunu asla gideremediği, sularla kaplı olan bir dünya."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
32. "Ne kadar az bilirseniz, o kadar uzak kaIırsınız ve omuz silkip yolunuza devam etmek o kadar kolay olur."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
33. ""Biliyor musun, Charlie?" dedi Jasper, bacağını kaşıyarak. "İnsanların Ay'a bakıp da hâlâ her şeyin merkezi olduklarını düşünmelerini anlayamıyorum. Bazen burada oturup
her şeyi izlerken, evrendeki en küçük toz zerresiymişim gibi hissediyorum. Bir hiçmişim gibi. Insan kendini yalnız hissediyor ama bu aynı zamanda mutlu da ediyor.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
34. "Sanırım asıl sorun doğrusunu bildiğin halde devam etmek."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
35. ""Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa, savaştığında o kadar cesursun demektir.''"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
36. "Hayat bir piyangodur: Şanslı olan kazanır, şanssızlar ise Tanrı'nın unutulan çocuklarıdır."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
37. "Cesaret, korkunun yokluğu değil, korkuya direnmek, ona galip gelmektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
38. "... dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir tarafı vardı. Sanki onların bilmediği bir şey biliyormuşum gibi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
39. "Sen gözünü kırpmadan söylediğin sürece, insanlar en eski yalanları bile yutmaya hazırdır."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
40. "Benim cesur olmaktan başka seçeneğim
yoktu. Kendimi bildim bileli. Her şeyi çabuk yapmalıydım,..."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
41. "Yengecin uyku sorunu vardı.
Ona sürekli yuvayı hatırlatan şey uykularını kaçırıyor, ne zaman kabuğuna çekilse okyanus sesi bir türlü ona rahat vermiyordu."
- Çemberin Dışındakiler
42. "Bazen burada oturup her şeyi izlerken, evrendeki en küçük toz zerresiymişim gibi hissediyorum. Bir hiçmişim gibi. İnsan kendini yalnız hissediyor ama bu aynı zamanda mutlu da ediyor."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
43. "Hani biriyle karşılaşırsın ve bütün hayatın boyunca onu tanıdığını hissedersin ya? Öyleydi işte."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
44. "Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa, savaştığında o kadar cesursun demektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
45. "Her yerde ve hiçbir yerdeydim,..."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
46. "Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa savaştığında o kadar cesursun demektir."
- Çemberin Dışındakiler
47. "... tam anlamıyla volkanik bir salaklık patlamasısın."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
48. "Kendi başımızayız. Bu da insana kendini ya yalnız ya da güçlü hissettirir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
49. "Bir şeyin nasıl sonuçlanacağını bilmemek, onu yapmamak için bir neden değildir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
50. "Bir sürü kitap okuyordum. Sonuçta o dünyaları ziyaret etmemi engelleyemezlerdi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
51. "Bu nasıl bir dünyaydı böyle? Her zaman böyle miydi, yoksa son birkaç günde gerçekten çivisi mi çıkmıştı? Her zaman bu kadar adaletsiz miydi? Dengeyi bozan neydi? Anlamıyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
52. "Hayat bir piyangodur: Şanslı olan kazanır, şansızlar ise Tanrı'nın unutulan çocuklarıdır."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
53. "İşin tuhaf tarafı, zihnim kelimelerle doluydu ama onları bir türlü sıraya koyamıyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
54. "“Cesaret korkuya direnmek ve ona galip gelmektir.”"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
55. "Hayat bir piyangodur : Şanslı olan kazanır ,şanssızlar ise Tanrı'nın Unutulan Çocukları'dır..."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
56. "“Bazıları için kendi yanlışlarını düzeltmektense başkalarını suçlamak daha kolaydır.”"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
57. "... rahat bir tavırla veda ederek sol taraftan sahneden çıktım."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
58. "Bir sürü kitap okuyordum. Sonuçta o dünyaları ziyaret etmemi engelleyemezlerdi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
59. "Ben zamanlama hatasıydım, kazaydım. Talihsizliktim."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
60. "... zihnim kelimelerle doluydu ama onları bir türlü sıraya koyamıyorum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
61. "Hayat bir piyangodur. Şanslı olan kazanır, şansızlar ise tanrının unutulan çocuklarıdır."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
62. "Herkes yaşlanır. Herkes bir meslek öğrenebilir, vergilerini ödeyebilir ve bir aile kurabilir. Ama bu büyümek değildir. Asıl önemlisi dünyan sarsıldığında nasıl davrandığın ve etrafında neleri ne kadar görebildiğindir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
63. "Bu dünyayla ilgili hiçbir halt anlamıyordum: İnsanlarla ilgili, neyi neden yaptıklarıyla ilgili."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
64. "... tam anlamıyla volkanik bir salaklık patlamasısın."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
65. "Bir şeyi elinizde tutmak onu sizin yapmazdı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
66. "Yaptığın şey bu, değil mi? Kitap okurken? Her şeyi başkalarının gözünden görmek?"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
67. "Kelimeler beni yarı yolda bırakıyordu. Onlara ihtiyaç duyduğum her seferinde yaptıkları gibi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
68. "Gerçek seni özgürleştirir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
69. "Yorgundum ve çok gergindim.
Korkuyordum. Huzursuzdum. Sanırım her şeyi aynı anda hissediyordum ve bütün ziller çalıyordu."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
70. "Ama büyümek bu değildir.Asıl önemlisi dünyan sarsıldığında nasıl davrandığın ve etrafında neleri ne kadar görebildiğindir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
71. "Dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir tarafı vardı. Sanki onların bilmediği bir şey biliyormuşsun gibi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
72. "Burada bana göre ne var ki? Kalmam için hiçbir neden yok. Burası çıkmaz yol."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
73. "Konuşup yürümeye de başladığın anda, kendi şansını da yaratmaya başlıyorsun. Gökyüzünde bunu yapmama yardım edecek bir ruha da ihtiyacım yok. Kendim yapabilirim. Ama zaten Tanrı da bence gerçekte bu,... İçimde, diğer her şeyden daha güçlü ve daha dayanıklı olan şey. Dua etmek de ona güvenmek, ona inanmak, kendimden dayanıklı olmayı istemek anlamına geliyor. Ve yapabileceğin tek şey de bu."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
74. "... daha konuşmadan önce yalan söylediklerini anlarsınız. Yaşları ilerledikçe daha da yüzsüzleşirler ve önemi bile olmayan konularda yalan söylerler."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
75. "İnsanlar, Chuck. Sağları solları belli olmuyor."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
76. "Ya mermilerden kaçarsın ya da vurulursun."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
77. "Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa, savaştığında o kadar cesursun demektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
78. "... biraz teslim olmakla hayatın daha kolay olabileceğini, ama bir şeye vazgeçemeyecek kadar sıkı tutunmanın daha iyi olduğunu söylerdim."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
79. "Her biri diğeri kadar yalnız olan üç milyar insan. Dörtte üçünün susuzluğunu asla gideremediği, sularla kaplı olan bir dünya."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
80. "Biraz ödün verirsen hayatın ne kadar kolaylaştığını göreceksin."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
81. "Özür dilemek kendinizi açığa çıkarmak, kucaklanmaya, alay edilmeye veya intikam alınmaya açık hale getirmek demekti."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
82. "Her yerde yalanlar vardı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
83. "Bu sözel çekişmelerden nefret ediyordum. Asla kazanamazdım. Asla. Beraberlik yakalama şansım bile yoktu."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
84. "Zekâm beni terk etmişti. Tam ona ihtiyacım varken, beyinsiz kalmıştım."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
85. "Nasıl bir dünya güzel kızların dövülüp asılmasına izin verirdi? Ne tür bir dünya Fish ve Cooke gibi insanları yaratır, içlerinin irin ve nefret dolmasına izin verir, onların masum ve iyi insanları korkutup işkence etmesine fırsat tanırdı? Nasıl bir dünya biri akıllıca sözler ettiği için onu yumruklardı?
Laf salatası, Laf salatası, Laf salatası.
Anne babaları öldüren, çocukları öksüz bırakan, kriket toplarını tekmeleyen ve sivri dişlerini gösteren bir dünya. Bu normal bir insanın bütün hayatı boyunca kendini çöplük gibi hissetmesine neden olurdu, çünkü daima daha yoksul, daha koyu tenli, daha annesiz kalırdı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
86. "İnsanların Ay'a bakıp da hâlâ her şeyin merkezi olduklarını düşünmelerini anlayamıyorum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
87. "Bilmek. En kötüsü daima bilmektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
88. "“Herkes yaşlanır. Herkes bir meslek öğrenebilir, vergilerini ödeyebilir ve bir aile kurabilir. Ama bu büyümek değildir. Asıl önemlisi dünyan sarsıldığında nasıl davrandığın ve etrafında neleri ne kadar görebildiğindir”"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
89. "İnsanların Ay'a bakıp da hâlâ her şeyin merkezi olduklarını düşünmelerini anlayamıyorum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
90. ""Hani biriyle karşılaşırsın ve bütün hayatın boyunca onu tanıdığını hissedersin ya? Öyleydi işte.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
91. "Kelimeler beni yarı yolda bırakıyordu. Onlara İhtiyaç duyduğum her seferinde yaptıkları gibi. Sadece dudaklarımı birbirine bastırarak çaresizce baktım."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
92. "Bir merminin sana zarar vermesi mümkün değilse, mermilerin önünde durmak ne kadar cesurca olabilir ki?"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
93. "İnsanların Ay'a bakıp da hâlâ her şeyin merkezi olduklarını düşünmelerini anlayamıyorum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
94. ""Hani biriyle karşılaşırsın ve bütün hayatın boyunca onu tanıdığını hissedersin ya? Öyleydi işte.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
95. "Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa, savaştığında o kadar cesursun demektir"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
96. "Bu dünyayla ilgili hiçbir halt anlamıyordum: Insanlarla ilgili, neyi neden yaptıklarıyla ilgili.
Daha fazlasını öğrendikçe, daha fazlası ortaya çıktıkça, daha da az anlıyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
97. "Cesaretsiz biri olarak doğmak en büyük engeldi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
98. "Belki de ne kadar uzaksan o kadar az umursuyor ve o kadar az sorumluluk duyuyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
99. "Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa,
Savaştığında o kadar cesursun demektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
100. "Adam delinin teki! Sen başını kuma gömüyorsun. Tıpkı lanet olasıca bir... devekuşu gibi. Sen devekuşlarının kralısın."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
101. "Kendimi başka birinin dinlediğine veya hatta umursadığına inandırmaya ihyacım yok, çünkü fark etmez. Önemli olan benim. Ve ben iyi olacağımı biliyorum. Çünkü iyi bir kalbim var..."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
102. ""Hani biriyle karşılaşırsın ve bütün hayatın boyunca onu tanıdığını hissedersin ya? Öyleydi işte.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
103. "... umurumda olan tek şey buradan ve insanlardan uzakta olmaktı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
104. "Tuhaf bir gündü. Her şey değişmiş, ama sanki hiçbir şey değişmemişti."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
105. ""Ödün vermek yenilgiyi kabul etmek değildir,""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
106. "Cesaret korkunun yokluğu değil, korkuya direnmek ona galip gelmektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
107. "Bu dünya tepeden tırnağa yanlışlarla doluydu. Küçük, iğrenç, aşağılık ve hüzünlüydü. Her taşın altında, her kapalı dolapta, her ağaç dalında görmek istemediğim korkunç bir gerçek yatıyor gibiydi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
108. "-Bu aptallık. Bir hiç uğruna bu kadar çalıştım?
+Ah bu konuda yalnız değilsin, küçükbey. Buna hayat denir!"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
109. "Herkes yaşlanır.Herkes bir meslek öğrenebilir,vergilerini ödeyebilir ve bir aile kurabilir.Ama bu büyümek değildir.Asıl önemlisi dünyan sarsıldığında nasıl davrandığın ve etrafında neleri ne kadar görebildiğindir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
110. "Hayat bir piyangodur;şanslı olan kazanır,şanssızlar ise Tanrı’nın unutulan çoçuklarıdır."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
111. "Asıl inanılmaz olan, insanların kandırdıklarını sanıyor olmalarıydı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
112. "... kimi kime şikayet edeceğim ki?"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
113. "Yani, dünyadaki her kötü olaydan bu kadar etkilenirseniz berbat bir duruma girersiniz. Bütün hayatınızı bir trajediden diğerine geçerek ve sürekli ağlayarak geçirirsiniz. Enkaza dönersiniz."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
114. "Kuleler, gemiler, tufanlarla ilgili hikâyelere veya günahlarla ilgili kurallara ihtiyacım yok. Hepsi içindeki o yere ulaşmak için fazlasıyla karmaşık yollar ve bence dürüstçe değil."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
115. ""Yorgundum ve çok gergindim.
Korkuyordum. Huzursuzdum. Sanırım her şeyi aynı anda hissediyordum ve bütün ziller aynı anda çalıyordu.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
116. "Yani, insanların benden korktuğunu biliyorum. Özellikle çocuklar. Ama yaşlılar da. Bana karşı temkinliler. Benim yarı yarıya hayvan olduğumu düşünüyorlar. İşe yaramazın teki olduğumu. Ve hep düşünürdüm, neden diye? Beni tanımıyorlar bile. Kimse tanımıyor. Bu hiç mantıklı değil."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
117. "Kendimi ilk girdiğimde olduğumdan daha temiz hissetmiyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
118. "Dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir tarafı vardır. Sanki onların bilmediği bir şey biliyormuşum gibi…"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
119. "Her biri diğeri kadar yalnız olan üç milyar insan. Dörtte üçünün susuzluğunu asla gideremediği, sularla kaplı olan bir dünya."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
120. "... haklısın. İnsanlar sadece etraflarında gördüklerine alışkınlar ve oradan devamını uyduruyorlar. Bir anlam çıkarmaya çalıştıkları için onları suçlayamazsın. Sanırım asıl sorun, doğrusunu bildiğin halde inanmaya devam etmek."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
121. "'İnsanlar neler olduğunu gerçekten anlamadıklarında, gerek olmasa bile en kötüsünü düşünürler. İnsanların karanlıktan korkması gibi. Aslında korktukları şey karanlığın kendisi değildir; o karanlıkta neler olacağını bilmemesidir.'"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
122. "... hayatımın ne kadarının hiçbir şey umurunda değilmiş gibi yaparak geçtiğini merak ediyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
123. "Yaptığın şey bu, değil mi? Kitap okurken? Her şeyi başkalarının gözünden görmek?"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
124. "Yalan söylediklerinde neredeyse kokusunu alıyorum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
125. "Hayatım boyunca ilahi müdahaleyi hiç bu kadar dilememiştim."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
126. "Sanki farklı bir şeyden yapılmışım gibiydi. Sanki başka bir yerden geliyordum. Başka bir dil konuşuyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
127. "Cesaret, korkunun yokluğu değil, korkuya direnmek, ona galip gelmektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
128. "Sabırla. Dünyam dönüyordu."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
129. "Gördüm.
Ve her şey değişti.
Dünyam sarsılıyor, savruluyor, yıkılıyordu.
Çığlık atıyordum ama sesim çıkmıyordu. Nefes alamıyordum. Suyun altındaymışım gibi hissediyordum. Sağır olmuştum, boğuluyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
130. "Kendinin ve tanıdığın herkesin öleceğini bilmezsen üzülmezsin de. Hangisini tercih edersin? Bilmemeyi ve sonunda şaşırmayı mı, yoksa bütün hayatın boyunca bilip yaklaşmasından korkmayı mı?"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
131. "Gördüm.
Ve her şey değişti.
Dünyam sarsılıyor, savruluyor, yıkılıyordu.
Çığlık atıyordum ama sesim çıkmıyordu. Nefes alamıyordum. Suyun altındaymışım gibi hissediyordum. Sağır olmuştum, boğuluyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
132. "Ancak dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir yanı var. Sanki onların bilmediği bir şeyi biliyormuş gibi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
133. "Gerçeğin kurgudan daha tuhaf olduğunu anlamak zorundasın."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
134. "Bütün hayatınızı içinde bulunduğunuz tünelin karanlığında ve mumun ışığında gidip gelerek, mağaranın sonundaki gerçek ışığa yönelmek yerine her seferinde o küçük yalanda teselli bularak geçirirdiniz."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
135. "Her biri diğeri kadar yalnız olan üç milyar insan. Dörtte üçünün susuzluğunu asla gideremediği, sularla kaplı olan bir dünya.
Lanet olsun! Bu aptalca oyunu yönlendiren hiçbir şey yoktu. Olamazdı. Varsa, kesinlikle zalim hergelenin teki demekti. Zamanlama ve şans, öyle mi? Kötü şans ve iyi şans."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
136. "Yüzünden asla silemeyeceğiniz bir gülümsemesi vardı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
137. "Bütün kelimelerini Scrabble' saklamıştın?"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
138. "Tek başımızayız. Bu da insana kendini ya yalnız ya da güçlü hissettirir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
139. "Göz kırparak bana Romeo ve Juliet'in mutlu bir sonla bitmediğini, ama ikisi de biraz sağduyulu davranıp sakin kafayla düşünseler sonucun çok farklı olabileceğini hatırlattı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
140. "Kozamdan çıkmak için hazır olmayı bekleyemezdim."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
141. ""Sanırım çoğu kimse bilmek istemezdi. Bence üzerinde düşünmemeyi tercih ederler. Ama ben bilmek isterdim.
Harrr! Yoksa insan tembel olup şişmanlar ve her şeyi sürekli erteler. Biri sana gelecek hafta öleceğini söylese, muhtemelen geri kalan hayatını olabildiğince dolu yaşamaya çalışır, tehlikeli sporlar filan denerdin."
-"Doğru," dedim yine başımla onaylayarak.
"Ama bilmemek elinde değil. Sanırım bu yüzden cennetle ilgili bu kadar saçmalığı uydurdular; insanlara bu konuyla ilgili kendilerini daha iyi hissettirmek için. İsa Ah, biliyor musunuz, endişelenmeyin. Her şey sona ermedi uslu durursanız, buradan ayrıldıktan sonra bir bulutun üzerinde oturacak, çırılçıplak harp çalmayı öğrenecek, voleybol oynayacaksınız,' demeye başladığında, herkes sadece kabullenip gülümsedi ve ölümü düşünmek yerine uslu durmaya odaklandılar.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
142. "Tam anlamıyla volkanik bir salaklık patlamasısın."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
143. "Üzgünüm. Üzgünüm. İnsanın moralini bozan, okurken canını yakan bir kelimeydi. Sayfada olduğu için bile özür diler gibiydi. Kaçamak bir kelime."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
144. "... insanlar neler olduğunu gerçekten anlamadıklarında, gerek olmasa bile en kötüsünü düşünürler. İnsanların karanlıktan korkması gibi. Aslında korktukları şey karanlığın kendisi değildir; o karanlıkta neler olabileceğini bilmemeleridir. Göremedikleri, dolayısıyla da emin olamadıkları için, normalde olabileceğinden daha kötü şeyler olduğunu hayal etmeye başlarlar."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
145. "“Dünyanın geri kalanı uyurken uyanık kalmanın büyüleyici bir tarafı vardı. Sanki onların bilmediği bir şeyi biliyormuşum gibi.”"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
146. "Kozamdan çıkmak için hazır olmayı bekleyemezdim."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
147. "... dünyada yaşayan herkes, her ebeveyn, her çoçuk, her hayvan, herkes ölecekti. Bu, insanı boşluğa boğan tuhaf ve söze dökülemeyecek kadar hüzünlü bir duyguydu."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
148. "Bir şeyin nasıl sonuçlanacağını bilmemek, onu yapmamak için bir neden değildir. Dünya bu kuralla yönetiliyor olsaydı hiçbir şey yapılamazdı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
149. "Bir şeyin nasıl sonuçlanacağını bilmemek, onu yapmamak için bir neden değildir. Dünya bu kuralla yönetiliyor olsaydı hiçbir şey yapılamazdı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
150. ""Herkes mükemmel değildir!""
- Balarısı
151. "Bir şeyin nasıl sonuçlanacağını bilmemek, onu yapmamak için bir neden değildir. Dünya bu kuralla yönetiliyor olsaydı hiçbir şey yapılamazdı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
152. "Bir şeyin nasıl sonuçlanacağını bilmemek, onu yapmamak için bir neden değildir. Dünya bu kuralla yönetiliyor olsaydı hiçbir şey yapılamazdı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
153. "Hiçbir nedenim olmamasına rağmen ona en başından güvenmiştim"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
154. "Dünyam sarsılıyor, savruluyor, yıkılıyordu."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
155. ""Cehennemde bir kadınınkine denk öfke yoktur. Asla anlamazlar,..."
-"Sanırım asla anlamayacak olan benim."
"Bunu düşündüğüne sevindim, çünkü aptalın tekisin. Ama dünyadaki en iyi zihin bile kadınları çözebilmiş değil dolayısıyla yalnız değilsin.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
156. "İnsanlar daha ağızlarını açmadan yalan söyleyip söylemediklerini anlayabiliyorum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
157. "Şey, bak, bence çoğu kimse o yalnızlığı hissetmiyor. İnsanlar kendilerini küçük veya kaybolmuş hissetmekten hoşlanmaz. Bence dualar da bununla ilgili. Neye inandıkları fark etmez, hepsi aynı şeyi yapıyor; uzaya bir ip atıyorlar. Sanki orada ipin bağlanacağı bir yer varmış ya da daha yüce bir varlık onların endişelerini hafifletebilirmiş gibi. Böylelikle insanlar kendilerini daha büyük bir şeyin parçası haline getiriyorlar ve belki de böylece daha az korkuyorlar."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
158. ""Hani biriyle karşılaşırsın ve bütün hayatın boyunca onu tanıdığını hissedersin ya? Öyleydi işte.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
159. "Bir Hırsız, bir Yalancı, bir Haydut, bir Aylak'tı. Tembel ve güvenilmezdi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
160. "Bütün hayatım boyunca bana kendimi küçük hissettirdiler."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
161. "Bir Hırsız, bir Yalancı, bir Haydut, bir Aylak'tı. Tembel ve güvenilmezdi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
162. "Bütün hayatım boyunca bana kendimi küçük hissettirdiler."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
163. "Mesajları basitti: Fazla zeki olma."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
164. ""Senin hayatın böyle olabilir ama benimki değil!""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
165. "Kitap okumaya çalıştım fakat dikkatimi toplayamadım."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
166. ""Her biri diğeri kadar yalnız olan üç milyar insan.Dörtte üçünün susuzluğunu asla gideremediği,sularla kaplı olan bir dünya.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
167. "Bak, insanların kendilerini her şeyin merkezi sanmalarından söz ederken kastettiğim buydu. Her şey sadece görebildiklerine dayannıyor. Kimse daha büyük bir motorun içindeki küçük bir dişli boşlukta devinen milyarlarca küçük toptan biri olabileceğini düşünmüyor. Herkes her şeyin kendi etrafında döndüğün inanmış, aksine değil. Bu çılgınlık."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
168. "Kimse gerçekten erdemli değildi, kimse lanet okumaktan tamamen kaçamazdı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
169. "Bu gece benden asla geri alamayacağım şeyler çalmıştı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
170. "Bütün gün uyuyabilirmişim gibi yaşlı ve yorgun hissediyordum kendimi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
171. "Bütün gün uyuyabilirmişim gibi yaşlı ve yorgun hissediyordum kendimi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
172. "Benim sana güvendiğim gibi. Senin iyi biri olduğunu biliyorum. Biliyorum işte. Doğru olanı yapacağız. İnan bana."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
173. ""Cesaret,korkunun yokluğu değil,korkuya direnmek,ona galip gelmektir.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
174. "Bütün bunlar herhangi bir şey hissedemeyeceğim kadar çılgınca."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
175. "Özür dilemek kendinizi açığa çıkarmak, kucaklanmaya, alay edilmeye veya intikam alınmaya açık hale getirmek demekti. Özür dilemek bağışlanma dileyen bir soruydu, çünkü iyi bir yüreğin metronomu, her şey yoluna girip olması gerektiği hale gelene kadar yatışmazdı. Özür dilemek olanı geri almak değil, olanları ilerletmekti. Boşluğu kapamaktı. Özür dilemek bir yemindi. Bir adak. Bir hediye."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
176. "Kendimi başka birinin dinlediğine veya umursadığına inandırmaya ihtiyacım yok, çünkü fark etmez.
Önemli olan benim. Ve ben iyi olacağımı biliyorum. Çünkü iyi bir kalbim var."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
177. "Bir gün hiç geri gelmeyebileceğini hissetmeye başlamıştım."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
178. "Bu nasıl bir dünyaydı böyle? Her zaman böyle miydi, yoksa son birkaç günde gerçekten çivisi mi çıkmıştı? Her zaman bu kadar adaletsiz miydi? Dengeyi bozan neydi?"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
179. "ne kadar iyimser, umutsuz ya da umursamaz olursan ol, konu değişmiyor,"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
180. "Gerçeğin kurgudan daha tuhaf olduğunu anlamak zorundasın.
Dinle: Sen gözünü kırpmadan söylediğin sürece, insanlar en eski yalanları bile yutmaya hazırdır. Kendilerine bir şeyler anlatılmasını isterler."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
181. "ne kadar iyimser, umutsuz ya da umursamaz olursan ol, konu değişmiyor,"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
182. "Gerçeğin kurgudan daha tuhaf olduğunu anlamak zorundasın.
Dinle: Sen gözünü kırpmadan söylediğin sürece, insanlar en eski yalanları bile yutmaya hazırdır. Kendilerine bir şeyler anlatılmasını isterler."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
183. "Herkes her şeyin kendi etrafında döndüğüne inanmış, aksine değil.
Bu çılgınlık."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
184. ""Sadece klinik açıdan geri zekâlı demezdim,"..., "Beyninin ölü olduğundan resmen eminim. Ya da lobotomi yapıldığından. Hamamböceklerinin kafaları olmadan bir süre daha yaşayabildiğini biliyor muydun? Bence onda da benzer bir durum var.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
185. ""İnsanların karanlıktan korkması gibi. Aslında korktukları şey karanlığın kendisi değildir; o karanlıkta neler olabileceğini bilmemeleridir.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
186. "İnsanların anlattığı şeylerin çoğunun
saçmalık olduğu kesin ama ben yine de adamın deli olduğuna inanıyorum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
187. "Hani biriyle karşılaşırsın ve bütün hayatın boyunca onu tanıdığını hissedersin ya , öyleydi işte."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
188. "Doğduğunda ya şanslısındır ya da değilsindir. Bu bir piyangodur."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
189. "Kendimi cehennemin kapısını kazacak gibi hissediyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
190. "Hayat bir piyangodur:
Şanslı olan kazanır, şansızlar ise
Tanrı'nın Unutulan Çocukları'dır..."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
191. "Bu dünyayla ilgili hiçbir halt anlamıyordum. İnsanlarla ilgili, neyi neden yaptıklarıyla ilgili. Daha fazlasını öğrendikçe, daha fazla ortaya çıktıkça, daha da az anlıyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
192. "Anlatmak istediğim şu: Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa, savaştığında o kadar cesursun demektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
193. "Özür dilemek birçok şeydi. Yeniden doldurulan bir çukur. Ödenen bir borç. Özür, yanlışların ardından gelirdi. Sonucun incitici bir yankısı. Tıpkı bilmenin hüzün olduğu gibi, özür dilemek de hüzündü. Özür dilemek bazen kişinin kendine acımasıydı. Ama aslında özür dilemek kişinin kendisiyle ilgili değil, karşınızdaki kişiyle ilgiliydi. Kabul edebilir ya da etmeyebilirlerdi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
194. ""Dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir tarafı vardır. Sanki onların bilmediği bir şey biliyormuşum gibi…""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
195. "Bu dünyayla ilgili hiçbir halt anlamıyordum: İnsanlarla ilgili, neyi neden yaptıklarıyla ilgili.Daha fazlasını öğrendikçe, daha fazlası ortaya çıktıkça,daha da az anlıyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
196. ".
Onu tekrar görmeliydim. Hem de yakında.
."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
197. "-Hiç suçluluk duyuyor musun? Ona ait şeyleri aldığın için?
+Almak zorundayım, Charlie, çünkü verilmesini beklersem bu asla olmayacak."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
198. ""Kendinin ve tanıdığın herkesin öleceğini bilmezsen üzülmezsin de.Hangisini tercih edersin?Bilmemeyi ve sonunda şaşırmayı mı,yoksa bütün hayatın boyunca bilip yaklaşmasından korkmayı mı?""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
199. "Bu nasıl bir dünyaydı böyle? Her zaman böyle miydi, yoksa son birkaç günde gerçekten çivisi mi çıkmıştı?"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
200. "Artık bir devrimin yapılması gerektiğini biliyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
201. "Bu dünyayla ilgili hiçbir halt anlamıyordum: İnsanlarla ilgili, neyi neden yaptıklarıyla ilgili.Daha fazlasını öğrendikçe, daha fazlası ortaya çıktıkça,daha da az anlıyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
202. ".
Onu tekrar görmeliydim. Hem de yakında.
."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
203. "-Hiç suçluluk duyuyor musun? Ona ait şeyleri aldığın için?
+Almak zorundayım, Charlie, çünkü verilmesini beklersem bu asla olmayacak."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
204. "Artık bir devrimin yapılması gerektiğini biliyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
205. ""O gece geç saatte elinde bir yığın kitapla odama gelmiş, bütün hayatım boyunca istediğim şeyi sakince önermişti: Kütüphanesinden istediğim her şeyi okuma izni.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
206. "Cesaret, korkunun yokluğu değil, korkuya direnmek, ona galip gelmektir.
Mark Twain'in her konuda söyleyecek bilgece bir sözü vardır."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
207. "Bir merminin sana zarar vermesi mümkün değilse, mermilerin önünde durmak ne kadar cesurca olabilir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
208. "Gece ne kadar da ürkütücü ve saftı. Kendimi ne kadar terk edilmiş, tuhaf ve huzursuz hissediyordum. Sallanmış bir kar küresi gibi. Görüş alanım tipiyle kaplıydı. Dünyamda istikrarlı, dengeli ve sağlam olan her şey yerinden fırlamıştı ve şimdi bir konfeti yağmurunun arasında savrulup duruyordu. Kelimesi kelimesine bildiğim bir kitap parçalanıp havaya savrulmuştu. Her şey korkunç bir güçle sarsılmıştı. Her şey yerinden sökülüp parçalanmıştı. Aynı anda on farklı felaket yaşanıyordu. Parçaları toplayıp yerlerine yerleştirmeye başlayamıyordum bile. Sanki kendi yumurta kabuğumu kırıp çıkmak zorundaymışım gibiydi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
209. "Her şeyin sadece kişinin kendi seçeneği olduğunu anlamıyorlar."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
210. "Her şeyin sadece kişinin kendi seçeneği olduğunu anlamıyorlar."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
211. "Dinle: Sen gözünü kırpmadan söylediğin sürece, insanlar en eski yalanları bile yutmaya hazırdır."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
212. ""Ancak dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir tarafı vardı. Sanki onların bilmediği bir şeyi biliyormuşum gibi.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
213. "Yine hıçkırıklara boğulabilirdim ama bunu bile yapamayacak kadar yorgundum. Duygusal ağırlık ve bitkinlik altında eziliyordum."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
214. "Bütün hayatınızı içinde bulunduğunuz tünelin karanlığında ve mumum ışığında gidip gelerek, mağaranın sonundaki gerçek ışığa yönelmek yerine, her seferinde o küçük yalanda teselli bularak geçirdiniz."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
215. "Hiçbir şey söyleme. Mark Twain'in tavsiyesi buydu. Ağzını açıp bütün şüpheleri yok etmektense, en azından çeneni kapayıp aptal gibi görünmek daha iyiydi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
216. "Ama asla tam anlamıyla devam edemezdiniz, değil mi? Kalbinizde bir şeyleri asla çözümleyemezdiniz. Bütün hayatınızı içinde bulunduğunuz tünelin karanlığında ve mumun ışığında gidip gelerek, mağaranın sonundaki gerçek ışığa yönelmek yerine her seferinde o küçük yalanda teselli bularak geçirirdiniz.
Sanırım teselliniz çok sığ olurdu. Bilmemek en kötüsü olurdu. Kükreyen hayal gücünüzün esiri olurdunuz. Sizi asla serbest bırakmazdı. Olasılıklar, parçacıklar ve senaryolar. Sonsuza dek ulaşamayacağınız bir yerde kalırdı. En çok da gerçeği merak ederdiniz, değil mi? Ne anlama gelirse gelsin."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
217. ""Pencerem gelmişti. Nedenini bilmiyorum ama gelmişti işte. Belki başı dertteydi. Belkide gidecek başka yeri yoktu..""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
218. "“Ödün vermek yenilgiyi kabul etmek demek değildir.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
219. "Charlie anlamıyorsun.
Kendimi bildim bileli başımın çaresine baktım. Yemek, giysi, barınak, her şey.
İnan bana, kaç yaşında olduğum fark etmez.
Herkes yaşlanır.
Herkes bir meslek öğrenebilir, vergilerini ödeyebilir ve bir aile kurabilir. Ama bu büyümek değildir.
Asıl önemlisi dünyan sarsıldığında nasıl davrandığın ve etrafında neleri ne kadar görebildiğindir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
220. "Gerçekler olmadan yapamazdım. Bilmediğim çok fazla şey vardı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
221. "Asıl inanılmaz olan, insanları kandırdıklarını sanıyor olmalarıydı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
222. "Bir soru: Sıcaktan mı ölmek istersin, soğuktan mı?""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
223. "Bütün dünya tek bir şehre sığdırılmış gibi, değil mi?"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
224. "İnsanlar asırlar önce Ay'a bakıp da Dünya'nın düz olduğunu hâlâ nasıl düşünebiliyorlardı?"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
225. "Her hikâyedeki her karakter, iyiyle kötü, doğruyla yanlış arasında gidip gelirdi. Ama farklı görebilenler, çizgiyi geçtiklerinde bunu anlayabilenler iyi insanlardı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
226. ""Hiçbir yer güvenli, kimse istisna değildi.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
227. "Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa, savaştığında o kadar cesursun demektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
228. "Ancak dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir tarafı vardı. Sanki onların bilmediği bir şeyi biliyormuşum gibi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
229. "Ben de tıpkı senin gibi bir toz zerresiyim."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
230. "Her hikâyedeki her karakter, iyiyle kötü, doğruyla yanlış arasında gidip gelirdi. Ama farklı görebilenler, çizgiyi geçtiklerinde bunu anlayabilenler iyi insanlardı."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
231. "Kaybedecek ne kadar çok şeyin varsa, savaştığında o kadar cesursun demektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
232. "Ancak dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir tarafı vardı. Sanki onların bilmediği bir şeyi biliyormuşum gibi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
233. "Ben de tıpkı senin gibi bir toz zerresiyim."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
234. "Hani biriyle karşılaşırsın ve bütün hayatın boyunca onu tanıdığını hissedersin ya? Öyleydi işte."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
235. "Cesaret , korkunun yokluğu değil , korkuya direnmek , ona galip gelmektir ."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
236. "Üzgünüm.
Bu kelime, karşınızdaki kişinin acısını kendinizin gibi hissettiğinizi ve paylaştığınızı gösterirdi. Dolayısıyla bizi birleştirir, karşımızdaki kişi kadar çiğnenmiş, hırpalanmış hale getirirdi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
237. "Herkes her şeyin kendi etrafında döndüğüne inanmış , aksine değil. Bu çılgınlık !"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
238. "Dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir tarafı vardı.Sanki onların bilmediği bir şey biliyormuşsun gibi.."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
239. "Etiketi okuyacak zamanım olmadı. Dilenciler seçici olmaz, Charlie. Ne bulursan onunla yetinirsin."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
240. "Hani biriyle karşılaşırsın ve bütün hayatın boyunca onu tanıdığını hissedersin ya? Öyleydi işte."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
241. "Üzgünüm.
Bu kelime, karşınızdaki kişinin acısını kendinizin gibi hissettiğinizi ve paylaştığınızı gösterirdi. Dolayısıyla bizi birleştirir, karşımızdaki kişi kadar çiğnenmiş, hırpalanmış hale getirirdi."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
242. "Dünyanın geri kalanı uyurken uyanık olmanın büyüleyici bir tarafı vardı.Sanki onların bilmediği bir şey biliyormuşsun gibi.."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
243. "Etiketi okuyacak zamanım olmadı. Dilenciler seçici olmaz, Charlie. Ne bulursan onunla yetinirsin."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
244. "Güldü ve kalbim yeniden atmaya devam etti."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
245. "Cesaret, korkunun yokluğu değil; korkuya direnmek, ona galip gelmektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
246. ".
Özür dilemek bir yemindi. Bir adak. Bir hediye.
."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
247. "-“Unut gitsin”
-“Bir korsanla tartışamazsın!”
-“Ya da bir aptalla.”"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
248. "Cesaret, korkunun yokluğu değil, korkuya direnmek, ona galip gelmektir."
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
249. ""Herkes yaşlanır.Herkes bir meslek öğrenebilir,vergilerini ödeyebilir ve bir aile kurabilir.Ama bu büyümek değildir.Asıl önemlisi dünyan sarsıldığında nasıl davrandığın ve etrafında neleri ne kadar görebildiğindir.""
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları
250. "-“Unut gitsin”
-“Bir korsanla tartışamazsın!”
-“Ya da bir aptalla.”"
- Tanrı'nın Unutulan Çocukları