Çocukluğum Kitap Bilgileri
Yazar: Maksim Gorki
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 59 dk.
Sayfa Sayısı: 282
Basım Tarihi: Temmuz 2014
İlk Yayın Tarihi: 1913
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9786053321910
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Çocukluğum Kitap Tanıtımı
Gorki`nin Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken ve Benim Üniversitelerim`den oluşan üçlemesi, Rus dilinde yazılmış en güzel otobiyografilerden biridir. Çocukluğum`da babasını küçük yaşta yitirdikten sonra taşındığı dedesinin evinde geçirdiği yılları anlatır. Miras kavgaları, doğumlar, ölümler, küçük Aleksey`in tanık olduğu ve bizzat maruz kaldığı akıl almaz şiddet, bu evde gündelik hayatın akışı içinde sıradan olaylardır.
"Herkesin herkese düşman" olduğu bu aile, 19. yüzyıl Rusya`sında hüküm süren acımasız ve hoyrat hayatın bir "küçük evreni"dir aslında. Neyse ki idealizmi ve tertemiz kalbiyle adeta bir halk filozofu olan ninesi hep Aleksey`in yanındadır. Bir de her biri hayatında iz bırakan çok sayıda capcanlı karakter vardır… Onlar sayesinde hayat zor olduğu kadar gizemli ve renklidir de. Hem Gorki`nin "kendi ülkelerinde bir yabancı gibi yaşayan, gerçekteyse o toplumun en iyileri olan" insanlardan ilkiyle tanışması da yine çocukluğuna rastlar…
Çocukluğum Kitaptan Alıntılar
1. ""Ölmek marifet değil; hüner yaşamasını bilmektir.""
2. "İnsanlardan kaçıyor, yalnız kalmayı tercih ediyordum."
3. "Çok az ağlardım, o da yalnızca kalbimi kırdıklarında; yoksa acı beni ağlatmazdı."
4. "Çok az ağlardım, o da yalnızca kalbimi kırdıklarında..."
5. "Kendi kendinin patronu olmayı öğren, kimsenin etkisi altında kalma! Sessiz... sakin... ama inatla yaşa! Herkesi dinle, ama senin için en iyisi neyse, onu yap..."
6. "İnsan sevgisi pazarda satılmaz ki, gidip alasın."
7. "Kadınlara, yani analara saygı göstermek gerekir."
8. "Ölmek büyük bir marifet değil, sen yaşamayı becereceksin asıl!"
9. "Çok az ağlardım, o da yalnızca kalbimi kırdıklarında; yoksa acı beni ağlatmazdı."
10. "Yalnızlığın en iyi ilacıdır, kitap okumak."
11. "Ölmek büyük bir marifet değil, sen yaşamayı becereceksin asıl!"
12. "Ölmek büyük bir marifet değil, sen yaşamayı becereceksin asıl!"
13. "İnsan başkasının değil, kendi vicdanı ile yaşamalı."
14. "Yalnızlığın en iyi ilacıdır, kitap okumak."
15. "Kötülüğümden değil, aptallığımdan hep günahlarım."
Çocukluğum Kitap İncelemeleri
* Syf 90
Maksim Gorki’nin Çocukluğum adlı eseri, yoksulluğun, şiddetin ve umutsuzluğun içinden filizlenen bir hayat hikâyesi sunuyor bize. Anı türündeki bu kitap, Gorki’nin küçük yaşlarda karşılaştığı zorlukları, aile içi çatışmaları ve yaşadığı toplumun çarpık düzenini yalın ama sarsıcı bir dille anlatıyor. Dedesiyle geçirdiği yıllar boyunca tanık olduğu sertlik, baba figürünün yokluğu ve annenin uzaklığı, yazarın karakterine şekil veren başlıca unsurlar olarak öne çıkıyor. Ancak tüm bu karanlık tabloya rağmen Gorki’nin öğrenmeye ve anlamaya olan tutkusu, umudu elden bırakmayışı dikkat çekiyor. Özellikle büyükannesiyle kurduğu duygusal bağ, kitabın en dokunaklı yönlerinden biri.
Bu kitap, yalnızca bir çocuğun büyüme serüveni değil; aynı zamanda Rusya’nın alt sınıflarının bir portresi niteliğinde. Gorki’nin yaşadıkları aracılığıyla dönemin toplumsal yapısını, halkın yaşam koşullarını ve adaletsizlikleri yakından görme fırsatı buluyoruz. Eğer sade ama etkileyici bir anlatımla yazılmış, gerçek hayattan alınmış bir hayat öyküsüne tanıklık etmek isterseniz, Çocukluğum kesinlikle okunması gereken kitaplardan biri. Özellikle insan psikolojisini ve çocukluğun kişilik üzerindeki etkilerini merak eden okurlar için tavsiye ederim.
“Çocukluğum,” Maksim Gorki’nin otobiyografik üçlemesinin ilk kitabıdır. Bu eserde, Gorki çocukluğunu büyük bir samimiyet ve etkileyici bir anlatımla kaleme alır. Kitap, Gorki’nin yaşamına derinlemesine bir bakış sunarak, 19. yüzyıl Rusya’sındaki toplumsal koşulları ve bireylerin yaşam mücadelelerini gözler önüne serer.
1. Ana Tema:
“Çocukluğum,” aile içindeki zorluklar, yoksulluk, şiddet ve sevgi eksikliği gibi temaları işler. Gorki, çocukluk anılarını anlatırken, aynı zamanda dönemin toplumsal çelişkilerine ve insan karakterlerine dair güçlü bir analiz yapar.
2. Karakterler:
• Gorki’nin büyükannesi: Kitapta sıcaklığı ve sevgisiyle öne çıkar; Gorki’nin hayata tutunmasında önemli bir rol oynar.
• Gorki’nin dedesi: Otoriter ve sert bir karakterdir; aile içinde korku yaratan bir figürdür.
• Gorki’nin annesi ve babası: Aile içi ilişkilerin karmaşıklığını yansıtır.
3. Anlatım:
Gorki’nin dili sade ama etkileyicidir. Doğal bir şekilde akan anlatımı, okuru duygusal olarak derinden etkiler. Özellikle duygusal betimlemeleri ve atmosfer yaratmadaki başarısı dikkat çeker.
4. Toplumsal Eleştiri:
Kitap, sadece Gorki’nin çocukluğunu anlatmakla kalmaz; aynı zamanda dönemin Rusya’sındaki toplumsal adaletsizliklere ve emekçi sınıfının sorunlarına dair bir eleştiri sunar.
“Çocukluğum” sizin için hem duygusal hem de düşündürücü bir okuma olacaktır. Gorki’nin samimi üslubu ve zengin karakter analizleri, bu eseri unutulmaz.
Keyifli okumalar..
#OkudumBitti
#ÇOCUKLUĞUM
#MaksimGorki
#İşBankasıYayınları
#Çeviri: Mazlum Beyhan / 278 sayfa
Yazarın otobiyografik üçlemesinden ilki olan Çocukluğum, beş yaşından on bir yaşına kadar olan kısmı anlatmaktadır.
Beş yaşında babası ölen Aleksey anne ve anneannesiyle dedesinin yanına taşınır. Dede evinde dayıları ve kuzenleriyle birlikte yaşayan çocuk, dedesinin dayakları ve dayılarının miras kavgalarına tanık olur. Dayak öyle böyle değil resmen çocuğa işkence. Dedenin mesleği boyacılıktır, rengarenk kumaşlar boyanır, herkes orada çalışmaktadır. Derken büyük bir yangın çıkar her şey yanar. Başka bir eve taşınılır.
Evde pek sevilmeyen Aleksey dışarıda ki büyüklerle arkadaşlık eder, hoş onlarla da görüşmesi iyi karşılanmaz dede tarafından. Okula gider ama okulu da sevmez.
Anne bir vardır bir yoktur, çocukla sürekli anneanne ilgilenir. Onunla yatar onunla kalkar, pamuk gibi bir nine, sürekli enfiye çeker. Dede ile ninenin Tanrıları da farklıdır, dedenin ki kızgın öfkeli, ninenin ki merhametli affedici.
Aleksey küçük yaşta büyümeyi öğrenir, kendi kendine yetmeyi.
Okurken çok etkilendim, bir çocuk düşünün babası ölmüş, anne yok meydanda, dede hep dövüyor. Kendi kendine yetmek zorundasın, bulunduğun şartlar seni büyütüyor.
Okumanızı tavsiye ederim. Kitapla kalın sevgili dostlar
Gerçek, acıma duygusundan üstündür.
Ne kadar hızlıysan, o kadar güçlüsün.
Buz sıcağı görene kadar yaşar.
Hepimiz öleceğiz. Kuşlar bile ölüyorlar!
Acıyla yoğrulmuş bir çocukluğun hikâyesidir Aleksey’in yüreğinde taşıdıkları. Çocukluğum, beş yaşında Aleksey’in babasının ölümü ile başlar ve yine annesinin ölümü ile biter. Doğrusu Aleksey’in iki ölüm arasında yaşadıkları, o iki ölümden daha acıdır. Bu nedenledir ki Maksim, Rusça’da acı anlamına gelen ‘Gorki’ takma adını sonraları kullanmaya başlamıştır.
Maksim Gorki’nin çocukluk yıllarından kalma anılarında büyük bir yer eden büyükannesi ve hikâyeleri, kitap boyunca karşımıza çıkmaktadır. Hikâyeler genellikle dini ve temsili olmakla beraber kendi içerisinde, insanı derin düşüncelere boğan etkileyici anlamları barındırmaktadır. Bu hikâyelere gelindiğinde vites düşürmek gerekebilir.
Kitabın başlarında, okuyucuyu çok fazla karakter karşılıyor öyle ki bir süre sonra kim kimdi karıştırmaya başlıyorsunuz. Bu anlamda, karakterlerle ilintili kısa kısa notlar almak gerekebiliyor, tabi bu ayrıntı kitap adına bir dezavantaj olmaktan daha ziyade, okurken tedbir alınması gereken keyifli bir durum olarak görülebilir.
Maksim Gorki’nin başarılı gözlemleriyle yansıttığı güçlü betimlemeleri, kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar karşımıza çıkmaktadır. Kimi zaman çok ağır betimlemeleri, okuru zorlasa da yazarın tarzına alıştıktan sonra, çok büyük keyif vermeye başlıyor ve bir süre sonra yanı başınızda bir yangın, soğuk bir kış gecesi, eski püskü sokaklar ve evleri, gökyüzü ve bunun gibi bir sürü betimleme zihninizde net bir biçimde can buluyor.
Bir çocuğa kaç beden büyük gelirse o kadar büyüktü yaşadığın dünya.
Sadece bir çocuk; aidiyet arayan, güvenli ortam, huzurlu bir ev, güzel sözler ve belki birazda sevgi tırtıklamak, yaşadığı dünya içinde..
Hepsine uzak bir Gorki...
Hepsine aç, hepsine muhtaç...
Ne demiştin satır arasında okuyucuya "Vahşi Rus yaşamına ilişkin olarak insanın yüreğine kurşun gibi çöken bu türden gerçeklikleri her anımsayışımda, peki ama bunlardan söz etmeye değer mi diye kendime sorar, her seferinde yenilenmiş bir inançla, değer diye cevaplarım kendimi..."
Dev bir ayna tutarak yüreğine, evine, yaşadıklarına ve duygularına sizi süren bir yolculuk bu...
En kötüsü de "Adına sevgi denen duyguların canlı, insanın yüreğini titreten gökkuşağı benim yüreğimde solmuştu, her şeye karşı yoğun bir hoşnutsuzluk duygusunun oluşması "demişti. Onu büsbütün yıkan acılar sonucunda...
Bütün bunlara rağmen yaşamaya direnen Gorki, yaşadığı evin duvarlarından firlayarak, gerçek Gorki'ye doğru giden yolculuğunda bize bir şeyler aktarıyor. Ve sonuna şöyle ekliyor peşkov'lu Alyoşa:
" Var git insanların arasına karış" dedi, dedem.
Ve ben de insanların arasına karıştım" diye bitiriyor sözlerini.
Büyük vahşi bir toplumun bağrından söküp yaralarını, bugünkü Gorki'ye ulaştırıyor bizi..