Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya - Şükrü Erbaş | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya Kitap Bilgileri


Yazar: Şükrü Erbaş
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 57 dk.
Sayfa Sayısı: 104
Basım Tarihi: Ağustos 2021
İlk Yayın Tarihi: 2019
Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786052986011
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya Kitap Tanıtımı


“Dönüp elli yıla varan zamana bakıyorum. İçimde göllenen güzel acılara, ıslık çalan sokaklara, saçlarını duvarlarda tarayan arkadaşlarıma. Derinlerde bir çocuk sessizce fısıldıyor: İyi ki şiir yazmışsın. İyi ki yazmışım diyorum ben de. İyi ki kalbim, dünyanın bütün mazlumlarının kederiyle ve sevinciyle çarpmış. İyi ki gaz lambasının duvarlara çizdiği o büyülü resimlerin zamanında büyümüşüm. İyi ki devrim düşüncesi beni insanların acılarına ve rüyalarına getirmiş. İyi ki Ömür Hanım, o büyük yalnızlıkta elimden tutmuş. İyi ki elma bahçelerinin, üzüm bağlarının, mısır püsküllerinin kokularıyla sabahlara çıkmışım. İyi ki…“



Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya, Şükrü Erbaş’ın 2015-2019 yılları arasında, çeşitli dergilerde ve gazetelerde yayımlanmış yazılarından ve üç şiirinden oluşuyor. Erbaş, insanı bütün tutkuları, iyilikleri ve kötülükleriyle, toplumun büyük yalnızlığı, zamanın boğuntusu ve ağırlaşan bir yabancılaşma içinden okumayı sürdürüyor.



Gittikçe kararan bir dünyaya karşı, insanı insan eden büyük bir anlama ve sevme çabası.




Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya Kitaptan Alıntılar


1. ""Gücünüzü zekâ sanıyorsunuz, şiddetinizi ahlâk, cehaletinizi büyüklük..""




2. "Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kal­mıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğulu­yor. Penceren sokağa bakmıyor."




3. "İnsan bütün hayatını, sonunda yalnız kalmak için yaşıyor sanırım."




4. "Kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun.
İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme."




5. "Durup dururken inciniyorsun. Kötü söz gerekmiyor bunun için. Sana söylenmesi de gerekmiyor sözün."




6. "Kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme!"




7. "Gücünüzü zekâ sanıyorsunuz, şiddetinizi ahlak, cehaletinizi büyüklük."




8. "Ağlamayı bilmeseydik nasıl yaşardık bilmiyorum."




9. "“Ve güz geldi ömür hanım, dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul.”"




10. "Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. Penceren sokağa bakmıyor. Bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. Kendinden ,geçmişinden,inandıklarından soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil.
..."




11. "Sana bakan herkesin gözbebekleri benim."




12. "İnsanları yaraları da birleştirmezse daha ne birleştirir, değil mi?
Yara aynı yara
Dil aynı dil
Biz neden bu kadar yalnızız?"




13. "Görünmeden yaşamak mümkün olsaydı keşke."




14. "İyimser bir gökyüzü altında, dünyanın bizimle ağlaması­dır keder."




15. "İnsan bütün hayatını, sonunda yalnız kalmak için yaşıyor sanırım."





Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya Kitap İncelemeleri


Son günlerde Şükrü Erbaş okuyorum sürekli. Ya ilgimi çekiyor ya da ruh halimden dolayı ben yöneliyorum. Kelimelerinde kaybediyor insan kendini. Sanki kafamdan geçen düşünceleri biri duymuş ve yazmış veya okurken çok yakın hissediyorum kendimi. Yakın bir dostum ile sohbet eder gibi...

Böyle bir şair/yazar hâlâ hayatta ve bundan yararlanmak ne muazzam. Çok kıymetli yazarlarımız vardır. Şu an hayatta olmayan ama ona rağmen yararlanmasını bilen yararlanır. Şükrü Erbaş hayatta ve bu muazzam bir şey.

Tıpkı İlber Ortaylı gibi çok bilgili,kültürlü, cana yakın biri ve sayamadığım birçok özellik. İlber Ortaylı da hâlâ hayatta bu muazzam bir şey. Çok şanslı hissediyorum kendimi.

Daha sayamadığım birçok değerli yazarımız var,buraya sığdırmam mümkün değil. Hepsinin kalemine sağlık.

Kitabı okurken o kadar bütünleştim ki hiç bırakmak istemedim,insan kendinden bir parça değil bin parça buluyor.

Bu kitabın tek kötü yanı bitmesi. 184 sayfa idi. Bitmesin diye yavaş okudum ama bitiyor...Her şey gibi bitti bu da...Hayatımda böyle bir kitaba yer verdiğim için mutluyum. Kıymetli yazarımızın/şairimizin kalemine,ruhuna sağlık.

Kitap da şiirler,yazılar,alıntılar ve soru cevap kısmı vardı. Her kısmı kendine özgü idi ama en çok soru cevap kısmını sevdim. Kâh kahkaha atarak kâh üzülerek kâh daha başka duygular hissederek okudum ve bende cevapladım kendimce.




Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya, Şükrü Erbaş’ın 2015-2019 yılları arasında, çeşitli dergilerde ve gazetelerde yayımlanmış yazılarından ve üç şiirinden oluşuyor.
benim her cümlesinde ayrı güzel bir anlam bulduğum, farklı güzel duygular yaşadığım ve size kesinlikle önereceğim bir kitap. Şükrü erbaşın okuduğum bütün kitaplarınıda çok severek okudum.
Dönüp elli yıla varan zamana bakıyorum. İçimde göllenen güzel acılara, ıslık çalan sokaklara, saçlarını duvarlarda tarayan arkadaşlarıma. Derinlerde bir çocuk sessizce fısıldıyor: İyi ki şiir yazmışsın. İyi ki yazmışım diyorum ben de. İyi ki kalbim, dünyanın bütün mazlumlarının kederiyle ve sevinciyle çarpmış. İyi ki gaz lambasının duvarlara çizdiği o büyülü resimlerin zamanında büyümüşüm. İyi ki devrim düşüncesi beni insanların acılarına ve rüyalarına getirmiş. İyi ki Ömür Hanım, o büyük yalnızlıkta elimden tutmuş. İyi ki elma bahçelerinin, üzüm bağlarının, mısır püsküllerinin kokularıyla sabahlara çıkmışım. İyi ki…“
•-Dünyanın en uzun gecesi 21 Aralık değil, beni terk ettiğin gecedir. Beni üzdüğün, yorduğun, yıprattığın gecedir. Bir kabahat mi gerçekten kendi dışında birine hayranlık beslemek?! Gerçekten kırıyorsun beni, Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.
•Gittikçe kararan bir dünyaya karşı, insanı insan eden büyük bir anlama ve sevme çabası.





den sonra

ne iyi geldi .. Bu kitapla birlikte net olarak söyleyebilirim ki ben deneme türü yazıları çok seven bir okurum, ve bir gün yazacağım o kitap deneme türünde olacak ..

yı okurken birden fazla duyguya kapıldım. Yine eşi, kıymetlisi Ömür Hanım vardı, ona olan özlemi, onsuz geçen günlerin sevimsizliği, kavuşma ümidi. Şiir vardı, şair olmak vardı. İnsan olmak vardı, insan ilişkileri vardı. Bir de siyaset vardı ki, altını ayrı, üstünü ayrı çizdim o satırların. Her sayfada ayrı bir cümleye tutuldum. Sanki onun ses tonuyla takip etti gözlerim satırları. Korkusuzca kaleme aldığı 1993 Sivas Katliamı yazısını nöbette, gece 03 saatlerinde dudaklarımı ısırarak okudum. Sonra sayfa bulanıklaştı, cümleler karıştı. “Dönüp elli yıla varan zamana bakıyorum. İçimde göllenen güzel acılara, ıslık çalan sokaklara, saçlarını duvarlarda tarayan arkadaşlarıma. Derinlerde bir çocuk sessizce fısıldıyor: İyi ki şiir yazmışsın. İyi ki yazmışım diyorum ben de. İyi ki kalbim, dünyanın bütün mazlumlarının kederiyle ve sevinciyle çarpmış. İyi ki gaz lambasının duvarlara çizdiği o büyülü resimlerin zamanında büyümüşüm. İyi ki devrim düşüncesi beni insanların acılarına ve rüyalarına getirmiş. İyi ki Ömür Hanım, o büyük yalnızlıkta elimden tutmuş. İyi ki elma bahçelerinin, üzüm bağlarının, mısır püsküllerinin kokularıyla sabahlara çıkmışım. İyi ki.. “ diyor bir defasında.. Evet iyi ki .. İyi ki harflerden bir insan olmuşsun. Ömrün sağlıklı olsun, ömrün uzun olsun ..




Kitabı okuduktan sonra aklıma iki benzetme geldi. Fakat 3.yü yazacağım.

Yalova’ da gider iken, yol üstünde küçük köy yapımı bir kahvaltı yeri gördüm ve yanaştım önüne. Kapı girişinde bayrağımızın gururlu duruşu ve ardından küçükçe bir mutfak. Camdan bakılınca bir teyzenin un elediğini gördüm. “ teyze kahvaltınız var mı? “ diye sorunca kadının bugulu gözlerle bana bakışı baya bir etkiledi beni. Gözleme istedim ve yanına oturup unu nasıl elediğini görmek birazda çocukluğuma gitmek için “ Anne yanınıza oturabilir miyim?” Dedim. “ tabi yavrum gel” diyerek yanına davet etti. Gözlerindeki buğuyu öğrendim o ayrı mesele… Unu elerken ince ince dökülen taneler beni çok etkiledi. Eleğin üstünde kalan kalıplaşmış un taneleri…
Sizcede eskilerin ya da büyüklerin yazdıkları kelimeler elenen un tanelerine benzemiyor mu? Şu an yazılanlar ise üstte kalan kalıplaşmış un taneleri gibi değil mi ?

Eskilerin ( büyüklerde diyebiliriz) yazdıkları elenmiş undan ve mayası tam yerinde yapılmış ekmek gibi. Yedikçe tadının doyumsuzluğu, üstünde tüten dumanın can çektiren kokusu… kelimeler tamamen elenerek yazılmış mükemmel bir kitap…
Aklıma şimdide Erdem Beyazıt’ın iki dizesi geldi
“ Kelimeler ki tank gibi geçer adamin yüreginden
Harfler harp düzeni almistir mısralarında”

Durduramayacağım bu benzetmeyi… iyisi mi kendime not” tekrar tekrar okunabilecek bir kitap”

“ bütün hayatım güzel geçti, çünkü beni bugüne getirdi”




Ne yazsam bilemiyorum, her okuyuşumda bu güzel insana biraz daha hayranlık duyuyorum. Onunla tanışmam "Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?" şiirini tesadüfen okumamla oldu. Biliyorum, isimden dolayı oldukça agresif geliyor. İçeriği de öyle aslında ama toplumumuzun genel eleştirisini harikulade yapmış. 90'larda büyük tepkilere sebep olmuş ama anlamak isteyen anlıyor. Bu kitabı kitaplığıma nasıl girdi hiçbir fikrim yok. İstanbul'da dolaştığım sahaf ve kitabevlerinden birinden mi yoksa internetten mi aldım hiç bilmiyorum. Geçmiş siparişlerin hepsine baktım, yok. Normalde oldukça özenli bir şekilde seçerim okuyacaklarımı, içime dert oldu resmen :) bilmeyerek de olsa, iyi ki kitaplığımda var ve iyi ki okudum. İnsanı tüm iyilik ve kötülükleriyle, acısıyla anlatan çok dokunaklı eser. Çeşitli gazete, dergi ve konuşmalarından derlenmiş. Yazarla neredeyse aynı ideolojik görüşe sahip olmak çok mutlu etti beni. Zaten o sıcaklığı hep hissetmiştim okurken. Evet, çoğumuz birey olmayı seçiyor, ben de topluluklardan hazzetmem. Ama bireyler olarak büyük bir çoğunluk oluşturuyoruz ve bir gün bu karanlıklardan aydınlığa çıkacağımızı umut ediyorum. Kitapta dediği gibi; "Ben'in korkuluksuz köprülerinden geçmedikçe biz'e varılmaz" zaman geçtikçe ve düşüncelerim geliştikçe bunun terse döndüğünü ve insanın kendini gerçekleştirme yolunda büyük bir eşik geçildiğini fark ettim. Umarım oraya varırız. Yazarı tanımak amaçlı okunabilecek çok güzel bir kitap, tavsiye ederim. İyi okumalar.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: