Çin İşkencesi Kitap Bilgileri
Yazar: Emine Şenlikoğlu
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 0 dk.
Sayfa Sayısı: 212
Basım Tarihi: Kasım 2007
İlk Yayın Tarihi: Kasım 2007
Yayınevi: Mektup Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789756717073
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Çin İşkencesi Kitap Tanıtımı
Sevdiğim kız Aybalam bana el değil parmaklarını sallıyordu. Kimse görmesin diye elini kaldıramıyordu ama ben anlıyordum.
Annemin "Kurtar beni Kaan!" diyen sesi hala kulaklarımdan.
Bir alkışlık hürriyet lütfen!
Milletin içinde sevdiğim kız yüzüme tükürünce dünyam karardı.
Vayy komünizm vayy! demek sen...
(Arka Kapak)
Çin İşkencesi Kitaptan Alıntılar
1. "Zira insanoğlu bozulmaya pek münasiptir."
2. "İnsanın düşüncelerini korkusuzca anlatabilmesi ne büyük nimetmiş!"
3. "Birbirimizi çok severdik. Sanki birimiz olmasa, ötekimiz yaşayamazdık. Bize öyle gelirdi."
4. "Annem bana sarılırken beni kokluyordu.O zaman anladım ki,
annelere evladından giden bir koku varmış.Babalar da alır mıydı bu kokuyu??
BABALAR..."
5. "..."Yaralıdır benim kalbim, yaralı kalpler çabuk affeder"..."
6. "Domuz eti haramdır diyen de Kur'an'dan ayettir, içki içmeyin, zina yapmayın, adam öldürmeyin, namazınızı dosdoğru kılın, zekatınızı hesaplayarak verin emri ve diğerleri de Kur'an'dan birer ayettir. Neden acaba domuz eti yasağına riayet edildiği kadar Allah'ın öteki emirlerine riayet edilmez.?"
7. "- Her şeye rağmen yaşamak bir nimettir."
8. "Ben hep düşünmüşümdür;
Domuz eti haramdır diyen Kur'an'dan ayettir, içki içmeyin, zina yapmayın, adam öldürmeyin, namazınızı dosdoğru kılın, zekatınızı hesaplayarak verin emri de ve diğerleri de Kur'an'dan birer ayettir. Neden acaba domuz eti yasağına riayet edildiği kadar Allah'ın öteki emirlerine riayet edilmez? Bunun cevabını hala bulamadım"
9. "Koca dünyada bana ait bir gömleğim dahi kalmamıştı."
10. "İnsanın konuşacak kimsesi kalmayınca hepten bunalıyor. Bir insan sesiyle bile dünyada olduğunu anlıyor insan."
11. "— Allah'ım! Bana sabır ver!"
12. ""İnsanların yaşama umutları varsa korkudan susmaları mümkündür.""
13. "İnsan suçlayanın adaleletine güvenmeyince fazla savunma yapma ihtiyacı hissetmiyor. Sözü israf görüyor"
14. "Annem bana sarılırken beni kokluyordu.O zaman anladım ki,annelere evladından giden bir koku varmış.Babalar da alır mıydı bu kokuyu??"
15. "Düzen bozuk sultanım, düzen. Ben çocuklarımdan değil düzenden korkuyorum. Onları aldatmalarından korkuyorum. Zira insanoğlu bozulmaya pek münasiptir."
Çin İşkencesi Kitap İncelemeleri
Video yayında bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz;
Dostlar selamlar evet çok uzun bir zaman oldu kitap incelemesi yapmayalı, bundan dolayı özür dilerim farklı içeriklere yönelmiştim.
Şimdi bugün sizlerle birlikte
'nun Çin İşkencesi kitabını yorumlayacağız. Bu arada bu yazarı ve kitabı çok okuyan olmuş bundan dolayı sözlerime dikkat ederek yazmayı planlıyorum.
Kitap tamamen komünizm ve kapitalizm üzerine yöneliyor ve onlar hakkında size genel tanımlamadan ziyade bu ideolojilerin ve bunları devlet politikası gereği kullanan ülkelerin genel durumunu veriyor ve bu ideolojilerin kötü yanlarına ele alıyor. Ancak bunu bir ailenin yaşam hikayesi üzerinden veriyor ve kitap tamamen üzücü bir kitap. Karamsarlık üzerine yoğunlaşıyor kitabı okuduğunu süreç içerisinde gerçekten gözyaşlarınızı tutamayacağınız anlar oluyor ve şunu soruyorsunuz kendinize gerçekten dünya böyle bir yer mi? Gerçekten devletler bunu yapabiliyor mu? ve gerçekten ideolojiler bu kadar kötümü?
Demek istediğim kitabı sadece komünizm ve sosyalizm gibi olayları değil de resmen bir tarihi durumu ele alıyorsunuz.
Fazla spoiler vermemek adına uzun tutmadım yazıyı, ucretsizkitap.com.tr üzerinde bunu daha detaylı yorumladım oradan da bakabilirsiniz video linki;
Merhaba Dostlar
Sizlere okurken her sayfasında içimin burkulduğu Emine Şenlikoğlu'nun kaleminden Çin İşkencesi kitabıyla geldim. Yazar bu kitabında bir nevi hepimizin bildiği, duyduğu ama bir türlü yardım edemediğimiz hatta bazen konusunu dahi etmediğimiz benim fikrimce kör, sağır ve lâl olduğumuz konuya, Doğu Türkistan'da yaşananlara değinmiş. Kitabı okurken gerçekten insan nasıl bu kadar iğrençleşip, canileşebilir diye o kadar çok düşündüm ki... Olanların gerçek olması ve hala bir çok insanın yaşıyor olması beni daha çok üzüyor.Sizlere kitabın konusundan az çok bahsetmek istiyorum ama öncesinde kitaba puanım 10/10. Okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar dilerim ️
Konusu: Baş karakterimiz Kaan ve kendisinden bir yaş büyük abisi Turgut zamanı geldiğinde köyden ayrılıp şehirde okula başlayacaklardır. Ama babaları onları şehre göndermekten çekinir ki haksız da değildir. Adamcağızın korktuğu oğullarını orada yavaş yavaş dinsizleştirmeleri ve acımasız birer insan yapmalarıdır. Ne yazık ki korktuğu da başına gelir. Gittikleri yerde bu iki gence okutturulan kitaplarla, sorulan sorularla hem dinsizleştirmiş hemde yolu yol olmayan birer komünist yapmışlardır. Artık bu iki genç ne ailesine, ne de insanlara acımayan. Ve bu yaptıkları şeyler verdikleri kararlar hayat boyu pişman olacakları bir çok şeye neden olur.
kitabı çok güzeldi ama ben özellikle çocuk yaştakilerin okumasını önermiyorum en azından 14 yaşından küçükler okumamalı çünkü hayatı sorgulamaya başlıyorsunuz içerisinde bir çok işkenceden,ölümden bahsediyor eğer bu tarz konularda kötü hissediyorsanız okumayın.
Yazarın anlatım tarzı çok güzel ve duyguyu hissettiriyor.
Kitabın konusu-Köyde ailesiyle büyüyen 2 erkek kardeş şehirde bir okula giderler babaları dikkat etmelerini kimseye güvenmemeleri gerektiğini yoksa dinsizeştirileceklerini söyler.Kardeşler dikkat edeceklerini söylerler ama şehire gittikten bir kaç ay sonra yavaş yavaş İslam dininden soğumaya başlar kendilerini komunizmin içinde bulurlar.Tatilde tekrar köye ailesinin yanına gittiklerinde aileleri bunu fark eder.
Daha sonra iki kardeşten küçük olan Kaan komunizmin yanlış olduğunu anlar ve tekrar islam'a döner.
Abisi Turgut ise asla bıkmaz. Kardeşinin tekrar müslüman olduğunu öğrenince onlara işkence çektirmek için komunizm destekleyen herkese söyler ve komunist olarak yaşamaya devam eder.
Aradan yıllar geçer Kaanın işkenceleri bitmez
Turgutun ise komunizm bağı...
Acılar,haykırışlar susmaz ve günden güne devam eder.
Kitap gerçekten çok güzeldi duyguyu tam olarak yaşatıyordu.
Ben hiç bir kitapta ağlamams rağmen bu kitapta ağladım.Resmen psikolojim bozuldu.
Hassas olanlar okumamalı bence.
Türk olan ama bizim umurumuzda olmayan uygur türklerinin yaşadığı gerçek bir hayatı romanlaştırmıs Emine Şenlikoğlu.
Komünizm ve getirdiği dinsizlikle insanı nasıl ustaca bir canavara dönüştürdüğünü aileye olan nefreti, İlâha olan bağlılığın nasıl sinsi planlar sonucunda değiştirildiği mükemmel bir şekile anlatılmış. Okumak adı altında gençlerin şehre yollandığı olgunlaşmaya başlayan bir başak gibi rüzgar ona nasıl yön verirse başağın o şekilde duracağı gibi komünizm de yeni yeni olgunlaşmaya başlayan gençleri nasıl zehirlediğini anlatıyor. Dinsizliğin getirdiği zulmü gözlerimle -daha 19 yaşındayım- görmedim ama bu kitapta görmeme gerek kalmadan getirdiği sonuçları sanki benliğim tarafından yaşanmışçasına usta bir şekilde anlatılmış.
Denildiği gibi "Bütün işkenceler, adı ne olursa olsun dinsizliğin ürünüdür.
Çünkü inançsız insan katil olur, ahlaksız olur namussuz olur.
Kitap kesinlikle okunmalı ve bilinç kazanılmalı.
Şunun da farkına varılsın ki doğru eğitim aile eğitimiyle başlar mektep eğitimiyle şekillenir sen nasıl biri olmak istersen öyle eğitim alırsın çünkü algılamak istediğin odur.
Emine Şenlikoğlu' nun bu eseri kişiye birçok şey katıyor inşallah dogru bir şekilde istifade edilir.
Inşallah birgün sokaklarda özgürlüklerinin naralarını beraber atalım. Bol dua edelim onlara
Öncelikle, eski olduğundandır sanırım, kitaba ilk başladığımda yığınla Türk dizilerindeki klişe repliklere benzer cümlelerle karşılaştım. Sırf bu yüzden bu kitabı okuyamam diye düşünürken bir anda kendimi son sayfada buldum, akıcılığından herhalde:).
Başlarda kitap hiç ciddi gelmemişti, okumuş olmak için okuyordum ama bitirdiğimde biraz da olsa etkilenmiştim. Kendimi kitaba çok kaptırdığım yerler oldu özellikle. Ama kitabın çok basit ve üstünkörü olması gibi bir sorunu vardı bana göre. Sürekli dinsizler şöyledir din o yüzden önemlidir telkini veriliyordu ama bunu açıklayan bir cümleyle karşılaşmadım, ezbere sloganlar atılmıştı sanki. Belki çocuklar okusa 'aaa evet haklı' düşüncesiyle okur ama biraz daha anlayarak okuyunca insanın savunulan şeyin açıklanması gibi bir beklentisi oluyor tabii.
Ama onun dışında kitabın sevdiğim yanı konusuydu sanırım. Olay örgüsü baştan sona tahmin edilebilir ve hatta itici bile gelen yönlerle doluydu ama buna rağmen Uygur Türkleri'nin yaşadıkları acıların romanlaştırılması kitabı okutuyordu. Sosyal medyada sürekli gördüğümüz şeylerin yanında sanki gerçekten yaşayan birinin ağzından her ayrıntıyı dinliyormuşuz hissi, hissettiğimiz empatiyi arttırıyordu bence. Ayrıca bazı yerlerde yazarın dilini de beğenmedim değil.
Kısaca, kitap çok derin bir şeyler beklenmeden sırf konu için okunabilir diye düşünüyorum:).