Charles Darwin En Beğenilen Sözleri
1. "Güzellik algısının, beğenilen nesnenin herhangi bir gerçek niteliğine bağlı olmaksızın, zihin durumuyla ilgili olduğunu vurgulamak istiyorum."
- Türlerin Kökeni
2. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
3. ""Seni cennet vaadiyle kandırıp fakirliğe mahkum edenlerin hayatlarına bir bak, bu dünyada cenneti yaşadıklarını göreceksin…”"
- Türlerin Kökeni
4. "Eğer herkes aynı şekilde yaratılsaydı,
güzellik diye birşey olmazdı."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
5. "Bilimin şu veya bu sorunu asla çözemeyeceğini öne sürenler, çok bilenler değil az bilenlerdir."
- İnsanın Türeyişi
6. ""Görmezden gelin, ses etmeyin, cevap vermeyin. Sessizlik herkesi mahveder.""
- Aforizmalar
7. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
8. "◇
"Seni cennet vaadiyle kandırıp fakirliğe mahkum edenlerin hayatlarına bir bak, bu dünyada cenneti yaşadıklarını göreceksin…”"
- Türlerin Kökeni
9. ""Seni cennet vaadiyle kandırıp fakirliğe mahkum edenlerin hayatlarına bir bak, bu dünyada cenneti yaşadıklarını göreceksin…”"
- Türlerin Kökeni
10. "Körü körüne başka insanların peşinden gidecek değilim."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
11. ""Aklınızdan kölelik fikrini çıkarıp atabilirseniz bu basit ve ataerkil yaşam tarzında, insanı kendine hayran bırakan çok şey var.""
- Tazı Yolculuğu
12. "Hayatta kalmayı başaran tür, ne en güçlü ne de en akıllı olan türdür. Hayatta kalmayı başaran tür, değişime en iyi ayak uydurabilen, mevcut imkanlarla yaşayabilen ve ortak tehditlere karşı birlikte hareket edebilendir."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
13. "Goethe’nin belirttiği gibi, “Doğa bir yandan harcamak için başka bir yandan biriktirmek (artırmak) zorundadır.”"
- Türlerin Kökeni
14. "Bilim ve sanat, bir kuşun kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar, uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur. Tavuk toplum, önüne atılan bir avuç yemi gagalarken arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz."
- Aforizmalar
15. "Etrafınızda çocuklar varken gelecek bugünden ne kadar da üstün görünür."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
16. "“Görmezden gelin, ses etmeyin, cevap vermeyin. Sessizlik herkesi mahveder.”"
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
17. "Bilim ve sanat, bir kuşun kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar, uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur. Tavuk toplum, önüne atılan bir avuç yemi gagalarken arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz."
- Aforizmalar
18. "Milne Edwards’ın çok güzel belirttiği gibi, doğa, çeşitte cömert, yenilikte cimridir."
- Türlerin Kökeni
19. "“Bir saatini boşa harcamaya cesaret eden kişi, henüz yaşamın değerini keşfetmemiştir.”"
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
20. "Kendini yalnızca bir kanepede, kitaplar ve şömine ateşi eşliğinde; hoş, sevgi dolu bir eşle hayal et."
- Aforizmalar
21. "“Eğer herkes aynı şekilde yaratılsaydı, o zaman güzellik diye bir şey olmazdı.”"
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
22. "“Bir insanın en asil niteliği, tüm canlılara duyduğu sevgidir.”"
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
23. ""Doğanın cansız tüm güçleri-kayasından karına ve buzuna, rüzgarından suyuna-birbiriyle savaş ederken ,insana karşı birlik oluyordu.""
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
24. "“En zeki ve en güçlüler değil, değişime en iyi şekilde adapte olabilenler hayatta kalır.”"
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
25. "Doğanın cansız tüm güçleri -kayasından karına ve buzuna, rüzgarından suyuna- birbirleriyle savaş ederken, insana karşı birlik oluyordu. Burada hüküm sürenler onlardı."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
26. "Çok eski ve asil olan,”Başkalarının hayatları için kendi hayatımı ortaya koyacağım.” düşüncesi korkaklıktan başka bir şey değildir."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
27. "İnsan sadece görünen dış özelliklere göre hareket edebilir: doğa, canlıya yararlı olmadığı sürece, görünüşe önem vermez."
- Türlerin Kökeni
28. "İnsan bedeni ister istemez yolunu açıyor, her ayağı kaydığında ve düştüğünde doğru yolu buluyordu."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
29. "Dişiyi büyüleme gücünün, bazen, dövüşte öbür erkeklere üstün gelme gücünden daha önemli olduğunu ilerde göreceğiz ki, bunun böyle olması asla umulamazdı."
- Cinsel Seçilim
30. "İnsan bedeni ister istemez yolunu açıyor, her ayağı kaydığında ve düştüğünde doğru yolu buluyordu..."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
31. "Ana arıyı, genç dişi arıları, kendi kızlarını, doğar doğmaz yok etmeye, ya da dövüşte ölüp gitmeye yönelten o yabanıl ve içgüdüsel hınca, güç de olsa, hayranlık duymamız gerekir; çünkü bunun toplumun yararına olduğu kuşkusuzdur; ve ana sevgisi ile ana hıncı, iyi ki ikincisine doğada pek seyrek rastlanıyor, doğal seçmenin amansız ilkesine göre tümüyle aynıdır."
- Türlerin Kökeni
32. "İnsan bedeni ister istemez yolunu açıyor, her ayağı kaydığında ve düştüğünde doğru yolu buluyordu."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
33. "Vahşi insan ile medeni insan arasındaki farkın bu kadar büyük olduğunu söyleseler inanmazdım. Bu fark, insan kendini geliştirebilen bir canlı olduğu için vahşi hayvanla ehlileştirilmiş hayvan arasındaki uçurumdan da büyük."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
34. "Bilgisizlik, çoğu zaman bilgiden daha fazla özgüven yaratır: Bilimin şu veya bu sorunu asla çözemeyeceğini öne sürenler, çok bilenler değil az bilenlerdir."
- İnsanın Türeyişi
35. "“Yüzü kızartan suçluluk hissi değildir, başkalarının suçlu olduğumuzu düşündüğü ya da bildiği düşüncesidir.”"
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
36. "Erkek yılanlar pek ağır kanlı görünmekle birlikte, aşka düşkündür ; çünkü aynı
dişinin ve hatta dişinin ölüsünün çevresinde birçoğunun toplandığı gözlemlenmektedir."
- Cinsel Seçilim
37. "" Uyduların, gezegenlerin, güneşlerin, evrenin hatta tüm kâinat sistemlerinin bilimsel kanunlara bağlı olduğuna inanıyoruz ama en küçük böcekler olan bizler için özel ve farklı bir yaradılış şekli bekliyoruz.""
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
38. "Büyüyen ve çürüyen iç içe geçmiş bitkiler bana tropik iklimlerdeki ormanları hatırlattı, ancak bir fark vardı: Buradaki ıssız yerlerde egemen olan ruh Yaşam değil, Ölüm’dü."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
39. "Çok eski çağlarda bir insanın daha hızlı atları tercih ederken; diğerinin daha güçlü ve cüsseli olanları tercih ettiğini varsayabiliriz. İlk oluşan farklar çok hafif olacaktır; ama kimi yetiştiricinin daha hızlı ve kimisinin daha güçlü atları seçmeye devam etmesiyle, bu farklar zaman içinde artarak iki ayrı alt-ırk oluşturacak ve asırlar
sonra bu alt-ırklar da, iyi-yapılanmış iki ayrı ırka dönüşecektir. Farklar yavaşça artarken, ara karakter sergileyen ve ne çok atik ne de çok güçlü olan alt-düzey hayvanlar ihmal edilecek ve yok olma eğilimi gösterecektir."
- Türlerin Kökeni
40. "Yeni bir ülkeye ilk defa ayak basmak hep ilginçtir."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
41. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
42. "İnsan, türlerin birbirini izleyişinin nedeni olarak iklim ve gıda ya da düşman türlerin aynı topraklara gelmesi ya da diğer türlerin sayısının artması gibi basit ilişkilere inanmak ister."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
43. ""Bilgi kuşkuyla başlar" Sokrates'in sözüdür. Çok mantıksız şeylerde bile Tanrı'nın kerameti dediğimiz anda kuşkuya yer kalmaz."
- Türlerin Kökeni (Manga)
44. "Doğal seçme bir türde başka bir türün özellikle yararına ya da zararına olan hiçbir şey türetemez; ama çok yararlı, hatta zorunlu, ya da başka türler için çok zararlı ama bulundukları yaratığa her durumda yararlı parçaları, organları ve salgıları gerektiği gibi türetebilir."
- Türlerin Kökeni
45. "Çevremizde yaşayan varlıkların karşılıklı ilişkileri konusundaki korkunç bilgisizliğimiz göz önünde bulundurulursa, türlerin ve çeşitlerin kökeni konusunda birçok şeyin açıklanmadan kalmasına hiç kimsenin şaşmaması gerekir."
- Türlerin Kökeni
46. "Yeni bir ülkeye ilk defa ayak basmak hep ilginçtir."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
47. "Tanrı'nın işi diyerek bilgisizliği örtbas etmeye çalışıyoruz yalnızca."
- Türlerin Kökeni (Manga)
48. "" Burada korkular ve umutlarla ilgilenmiyoruz, yalnızca aklımızın keşfetmeye izin verdiği kadar gerçeklerle ilgileniriz.""
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
49. "“Yaşamak bir şölendir. Bu şölene çağrılan kimseler pek çoksa da, masaya oturmayı başaranlar pek azdır.”"
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
50. "İnsan bedeni ister istemez yolunu açıyor, her ayağı kaydığında ve düştüğünde doğru yolu buluyordu."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
51. "İki köpek yavrusu oyun sırasında birbirini kovalarken, kaçan köpek kuyruğunu daima kıstırılmış halde tutar."
- İnsanda ve Hayvanlarda Duyguların İfade Edilmesi
52. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
53. "Türlerin kökeni açısından açıklanmamış pek çok şey bulunmasına kimse şaşırmamalıdır. Günümüzdeki dünya sakinlerinin karşılıklı ilişkilenmeleri hakkındaki büyük bilgisizliğimiz göz önüne alındığında bu normaldir. Bu durum, geçmiş dönemler söz konusu olduğunda daha da barizdir."
- Türlerin Kökeni
54. "Görmezden gelin, ses etmeyin, cevap vermeyin.
Sessizlik herkesi mahveder."
- İnsanın Türeyişi
55. "Tanrı inancının insanla düşük hayvanlar arasındaki yalnızca en büyük değil, aynı zamanda da en eksiksiz fark olduğu sık sık öne sürülmüştür. Oysa gördüğümüz gibi insanda bu inancın doğuştan veya içgüdüsel olduğu savunulamaz. Öte yandan tinsel etkenlerin her yanı kuşattığına duyulan inanç tümel görünmektedir. Bu inancın, insan aklının kaydettiği kapsamlı gelişmeden ve hayal gücü, merak ve sorgulama yetilerinde meydana gelen daha kapsamlı gelişmelerden ileri geldiği anlaşılmaktadır. Birçok insanın, içgüdüsel olduğu varsayılan Tanrı inancını onun varlığını destekleyen bir argüman olarak kullandığının farkındayım. Ama bu argüman temelsizdir, çünkü bu durumda acımasız, kötücül ve insandan yalnızca biraz daha güçlü olan birçok ruhun varlığına da inanmak gerekir; sonuçta onlara duyulan inanç, iyiliksever bir Tanrı'ya duyulandan çok daha yaygındır. Öyle görünüyor ki evrensel ve iyiliksever bir Tanrı'nın var olduğu düşüncesi, insan zihninde ancak uzun-süreli bir kültürel ilerlemeden sonra ortaya çıkmıştır."
- Cinsel Seçilim
56. "Dişi, görünüşte dövüşle hiç ilgisi olmayan bir seyirci gibi erkeklerin yanıbaşında beklemekte ve sonra kazananla çekip gitmektedir."
- Türlerin Kökeni
57. "Ateş Ülkesi yerlilerinin kıtlık zamanlarında köpeklerini esirgeyip kocamış kadınları öldürmeleri ve yemeleri, bize hayvanlara verdikleri değeri göstermektedir."
- Türlerin Kökeni
58. "Erkeğin güç üstünlüğü, onun kendisini ve
ailesini geçindirmek için kadından daha fazla çalışmış olmasından doğan kalıtsal sonuçlarla kazanılmış olamaz; çünkü bütün uygarlaşmamış halklarda kadınlar da en az erkekler kadar çalışmak zorundadır. Uygar halklarda kadınları elde etmek için savaşma geleneği uzun zaman önce terk edilmiş; buna karşılık erkekler ortak geçimin sağlanmasında genel bir kural olarak kadınlardan daha çok çalışmak zorunda kalmış, dolayısıyla güç bakımından her zaman üstün olmuştur."
- Cinsel Seçilim
59. "Erkek hem kuluçka görevini tek başına üstlenir hem de yavruları annelerinden korumaya çalışır; “çünkü anne kendi yavrularını görür görmez saldırganlaşır ve babanın tüm çabasına rağmen onları yok etmek için elinden geleni yapıyor gibi görünür. Ebeveynleri aylar sonra bile bir araya getirmek sakıncalıdır, çünkü bunun kaçınılmaz sonucu, dişinin genellikle galip ayrıldığı şiddetli kavgalardır.” Dolayısıyla bu emu türünde iki
cinsiyetin yalnızca ebeveynlik ve kuluçka içgüdüleri değil, alışıldık ahlaki içgüdüleri de tersine dönmüştür; dişiler daha vahşi, kavgacı ve gürültücü, erkeklerse daha uysal ve iyilikseverdir."
- Cinsel Seçilim
60. "Kınkanatlıların birçoğu önce vücutlarının bitişik sert parçalarını birbirine sürterek çıkardıkları ıslığımsı hafif sesle birbirini bulabilir hale gelmiş; ve en çok gürültü yapan erkekler ya da dişiler eş bulmada en başarılı olduğu için, vücutlarının çeşitli parçalarındaki kırışıklıklar eşeysel seçmeyle giderek gelişmiş ve gerçek sürtme ses organına dönüşmüştür."
- Cinsel Seçilim
61. "" Her türün birbirinden bağımsız olarak yaratıldığı şeklindeki basit görüşle herhangi bir bilimsel açıklama elde edemeyiz.""
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
62. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
63. "Herhangi bir durumda son sınıra varıldığını söylemek biraz ataklık olsa gerektir; çünkü aşağı yukarı bütün hayvanlarımız ve bitkilerimiz, başka başka yollarla ve son zamanlarda büyük ölçüde iyileştirilmiştir ve bu, değişimin süregideceğini gösterir. Bugün en son sınıra ulaştığı söylenen ıraların, yüzyıllarca değişmeden kaldıktan sonra, yeni yaşam koşullarında yeniden değişemeyeceğini söylemek de daha az ataklık olmasa gerek."
- Türlerin Kökeni
64. "Görmezden gelin,
Ses etmeyin,
Cevap vermeyin.
Sessizlik, herkesi
Mahveder..."
- Aforizmalar
65. "Dişiler eş seçimlerinde her zaman akılcı değildir ve kendilerini serseri erkeklerin önüne atmaya eğilimlidir."
- Cinsel Seçilim
66. "“Burada korkular ve umutlarla ilgilenmiyoruz, yalnızca aklımızın keşfetmeye izin verdiği kadar gerçeklerle ilgileniriz.”"
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
67. "“Seni cennet vaadiyle kandırıp fakirliğe mahkum edenlerin hayatlarına bir bak, bu dünyada cenneti yaşadıklarını göreceksin.”"
- Türlerin Kökeni
68. "Değişmiş yaşam koşulları, doğrudan doğruya oluşumun kendisini ve dolaylı olarak üreme sistemini etkilediği için değişkenliğin ortaya çıkmasında çok önemlidir. Değişkenliğin bütün durumlarda hayvanın doğal yapısında bulunan zorunlu bir özellik olması olası değildir. Soyaçekimin ve ataya dönüşün güçlü ya da güçsüz olması, değişimlerin kalımlılığını belirler. Değişkenlik bilinmeyen birçok yasanın etkisinde ortaya çıkmaktadır ve bunların en önemlisi belki karşılıklı gelişim yasasıdır."
- Türlerin Kökeni
69. "Değişmiş koşulların çok daha sık görülen sonucu, belirli değişkenlikten çok belirsiz değişkenliktir."
- Türlerin Kökeni
70. "Eğer herkes aynı şekilde yaratılsaydı, o zaman güzellik diye bir şey olmazdı."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
71. "Öte yandan yavrular dişileri elde etmeyi hiç başaramıyor olsaydı, erken üreme alışkanlığı gereksiz olduğu ve güç kaybına yol açtığı için eninde sonunda ortadan kaldırılırdı."
- Cinsel Seçilim
72. "Yunan ozanı Xenarchus, "Ağustos böcekleri mutlu yaşar, çünkü hepsinin karıları sessizdir"der."
- Cinsel Seçilim
73. "Çoğu kez bilinçli irademizle doğrudan çelişmesine karşın bilinçsizce yürütülen, alışkanlığa bağlı ne çok eylem vardır!"
- Türlerin Kökeni
74. "Sarılmak bir desteğe tutunarak yükselmenin en kolay yolu..."
- Türlerin Kökeni
75. "İnsan bedeni ister istemez yolunu açıyor, her ayağı kaydığında ve düştüğünde doğru yolu buluyordu."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
76. "Bayağı tepeli devekuşunun (Casuarius galeatus) erkeğini gören birisi onun dişi olduğunu sanabilir, çünkü erkek daha ufaktır ve kafasındaki uzantılar ve çıplak deri çok daha soluk renklidir; ayrıca Bay Bartlett'ten aldığım bilgiye göre, Hayvanat Bahçesinde bu kuşların yalnızca erkekleri kuluçkaya yatmakta ve yavruların bakımını üstlenmektedir. Bay T.W. Wood, dişinin üreme-mevsiminde aşırı kavgacı bir mizaç sergilediğini; bu dönemde alt ibiklerinin daha iri ve daha parlak renkli olduğunu belirtir."
- Cinsel Seçilim
77. "İnsanın istekleri ve çabaları o kadar değişken, yaşamı ise o kadar kısadır!"
- Türlerin Kökeni
78. "Bilgisizlik, çoğu zaman bilgiden daha fazla özgüven yaratır."
- İnsanın Türeyişi
79. "Bu hayvanlar sürekli aşktan da biraz etkilenir görünmektedir: güvenilir bir gözlemci, Bay Lonsdale, bana, biri zayıfça olan bir çift bağ salyangozunu (Helix pomatia) küçük ve bakımsız bir bahçeye bıraktığını bildiriyor: Kısa bir süre sonra kuvvetli ve sağlıklı birey gözden yitmiş, ve bir duvarı aşan sümüksü salgı izinden bitişikteki bakımlı bahçeye geçtiği anlaşılmıştır. Bay Lonsdale, onun hastalıklı eşini bırakıp gittiğine karar vermiştir; ama yirmi dört saatlik bir ayrılıktan sonra hayvan geri dönmüş, ve besbelli başarılı araştırmasının sonucunu eşine iletmiştir; çünkü ikisi de aynı iz boyunca ilerleyerek duvarın öbür yanında gözden yitmiştir."
- Cinsel Seçilim
80. "Yavaş üreyen insan bile, son yirmi beş yılda nüfusunu iki katına çıkarmıştır ve bu oranda çoğalmaya devam ederse, birkaç bin yıl sonra, gelecek nesillerin ayakta durabileceği yer bile kalmayacaktır."
- Türlerin Kökeni
81. "Eğer bütün hayvanları tanrı yarattıysa soyu tükenecek hayvanlar yaratmasına ne gerek var ki?"
- Türlerin Kökeni (Manga)
82. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
83. "Dr. Stockton-Hough bu olguları, kısmen, eksik gelişimin oğlanlarda kızlardakinden daha sık olmasına yormaktadır. Erkek eşeyin yapıcı dişiden daha değişken olduğunu daha önce görmüştük ; ve önemli organlardaki değişimler genellikle zararlıdır. Ama vücut, ve özellikle baş iriliğinin erkek bebeklerde dişilerdekinden daha büyük olması da başka bir nedendir : çünkü bu yüzden erkekler doğum sırasında dişilerden daha çok zarar görebilmektedir. Bundan ötürü ölü doğmuş erkekler daha çoktur ; ve, Dr. Crichton Brown, gerçek bir yetkili olarak, oğlanların doğumdan sonraki birkaç yıl boyunca sağlıksız olduğuna inanmaktadır. Erkek çocuklarda hem doğumda ve hem de doğumdan bir süre sonra ölüm oranının yüksek olması yüzünden, ve yetişkin erkeklerin çeşitli tehlikelere daha çok uğraması, ve göç etmeye eğilimli olması yüzünden, sayısal belgelerin saklandığı bütün eskiden-yurtlanılmış ülkelerde, dişilerin sayıca erkeklerden daha ağır bastığı görülmektedir."
- Cinsel Seçilim
84. "Cuvier, kadınları görünce çılgına dönen bir Cynocephalus'tan söz eder. Bu maymun bütün kadınlardan aynı ölçüde etkilenmiyor, kalabalığın içinden genç kızları seçiyor ve onları sesiyle ve vücut hareketleriyle çağırıyordu."
- İnsanın Türeyişi
85. "O halde zamanın akışında yeterince geriye bakar ve insanın bugün sürdürdüğü sosyal alışkanlıkları göz önünde bulundurursak, en olası görüş şudur: İnsanlar başlangıçta ufak topluluklar halinde yaşamış, her erkek tek bir kadınla veya yeterince güçlüyse birkaç kadınla eşleşmiş ve kıskançlığı sayesinde onları diğer erkeklerden korumuştur. Veya insan hiç sosyal bir hayvan olmamış, ama erkek tıpkı gorillerde olduğu gibi birkaç kadınla birlikte yaşamıştır; nitekim bütün yerliler, "bir grupta tek bir yetişkin erkek bulunduğu konusunda hemfikirdir; erkek yavrular büyüyünce aralarında liderlik mücadelesi başlar ve içlerinden en güçlüsü diğerlerini öldürüp uzaklaştırarak kendisini topluluğun yeni lideri ilan eder." Bu şekilde uzaklaştırılan ve başıboş kalan daha genç erkeklerin eninde sonunda eş bulabiliyor olması, aynı ailede gerçekleşecek aşırı yakın soy içi çaprazlanmaları önler."
- Cinsel Seçilim
86. "Ne yapalım, fosil kabukluların hiç var olmadıklarını, sahildeki canlı kabukluların taklidi olarak kayanın içinde yaratıldıklarını söyleyen kadim, cahil kozmogonistlere mi inanalım?"
- Türlerin Kökeni
87. "Kediler geceleri dolaşma huyları yüzünden kolayca çiftleştirilemez ve kadınlar ve çocuklarca pek çok sevilmekle birlikte, belirli bir kedi ırkının uzun süre korunabildiğini pek seyrek görürüz; arada bir gördüğümüz ırklar da hemen hemen her zaman başka ülkelerden getirilmiştir."
- Türlerin Kökeni
88. "...mavi gözlü kediler istisnasız olarak sağırdır..."
- Türlerin Kökeni
89. "Evcil hayvanlarımızın pek çoğunun kökeni belki hep karanlık kalacaktır."
- Türlerin Kökeni
90. "İnsan sabır yoluyla kendine en yararlı bulduğu çeşitlilikleri seçebiliyorsa, neden doğa da kendi varlıkları için değişen yaşam koşulları altında en yararlı gelen çeşitlilikleri seçmeyi başaramasın?"
- Türlerin Kökeni
91. "Biyoloji bilimi, evrim kuramı olmadan anlaşılamaz ve öğretilemez."
- Türlerin Kökeni
92. "Zirveye çıkıp aşağıdaki düzlükleri seyredeceğimize, durduğumuz yerden onların biçimini ve yapısını hayal etmek zorundaydık."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
93. "Dünyada sizi kendisinden daha çok seven tek varlık köpektir."
- İnsanın Türeyişi
94. "Her organik varlığın geometrik bir oranda üremeye çabaladığını; her birinin ömrünün belirli bir döneminde yılın belirli bir mevsiminde, her kuşakta ya da ara sıra, yaşamak için savaşmak ve büyük kırımlara katlanmak zorunda olduğunu hep göz önünde bulundurmaktır. Bu savaşı göz önünde tutunca, doğadaki savaşın sürekli olmadığı, korkuya hiç yer olmadığı, ölümün genellikle çabuk olduğu ve en güçlünün, en sağlıklının ve en mutlunun kalımlı olduğu ve çoğaldığı kesin inancı ile kendimizi avutabiliriz."
- Türlerin Kökeni
95. "Tüm hayvanlar aleminde kur yapmada daha etkin olan çoğunlukla erkeklerdir ve onların güzelliği dişilerin daha alımlı bireyleri seçmesiyle artırılmış görünmektedir; ama bu kelebeklerde dişiler çiftleşme töreninde daha etkin bir rol oynamaktadır; ve bu halde onların nasıl daha güzel kılınmış olduğunu anlayabilmekteyiz."
- Cinsel Seçilim
96. "Yetişkinler, özellikle de erkekler, yaşları ilerledikçe bedensel acıdan dolayı gözyaşı dökmeyi veya acıyı gözyaşı dökerek ifade etmeyi bırakır. Erkeklerin hem uygar hem de yabanıl ırklarda, bedensel acıyı vücut diliyle ifade etmeyi erkekliğe yakışmayan bir zayıflık olarak değerlendirmesi bu durumu açıklayabilir."
- İnsanda ve Hayvanlarda Duyguların İfade Edilmesi
97. "Kendi adıma düşmanlarına işkence etmekten zevk alan, tanrılarına kanlı kurbanlar sunan, hiç acımadan çocuk öldüren, karılarına köle gibi davranan, nezaket nedir bilmeyen ve en saplantılı batıl inançlara kendisini kaptıran bir yabanıl insandan türemiş olmaktansa, bakıcısının hayatını kurtarmak için korkunç düşmanına meydan okuyan o ufak, kahraman maymundan veya dağdan inerek genç soydaşını şaşkına dönmüş bir köpek sürüsünden kurtaran o yaşlı babundan türemiş olmayı tercih ederim."
- Cinsel Seçilim
98. "Evrim ilkesini kabul eden, ama dişi memelilerin, kuşların, sürüngenlerin ve balıkların erkeklerin güzelliğini takdir edecek kadar yüksek ve bizimkiyle çoğu zaman örtüşen bir beğeni standartına ulaşmış olabileceklerini kabullenmekte zorlanan herkes, Omurgalılar dizisinin gerek en yüksek, gerekse en düşük üyelerinin beyinlerindeki sinir hücrelerinin bu büyük Âlemin ortak atasından türemiş olduğunu göz önünde bulundurmalıdır. Bunu aklımızdan çıkarmadığımız sürece, birbirinden çok farklı hayvan gruplarındaki belirli zihinsel yetilerin neden aşağı yukarı aynı yönde ve düzeyde gelişmiş olduğunu anlayabiliriz."
- Cinsel Seçilim
99. "Doğanın eserleri nasıl sanatınkilerden üstünse, Doğal seçilimin gücü de insanın cılız çabalarıyla kıyaslanamayacak kadar üstündür."
- Türlerin Kökeni
100. "Güvercinler eşlerine ömür boyu bağlı kalır ve bu, yetiştiriciler için büyük kolaylıktır, çünkü aynı güvercinlikte birçok ırkın bozulmadan kalmasını ve iyileştirilmesini sağlar; bu olgu, yeni ırkların türetilmesini de büyük ölçüde kolaylaştırır. Güvercinlerin çok çabuk ve çok sayıda üretilebildiğini, kötü kuşların hiç kaygısız ayıklanabildiğini, kesilip yendiğini de eklemeliyim."
- Türlerin Kökeni
101. "En gözalıcı kuşlarımızın, bazı balıkların, sürüngenlerin, ve memelilerin çoğunda erkeklerin, güzel renkli bir sürü kelebeğin, yalnız güzellik uğruna güzel kılındığını seve seve kabul ederim: ama bu, eşeysel seçmenin sonucudur, yani, dişiler hep güzel erkekleri seçtiği için böyledir, yoksa insanoğlunun beğenisi için böyle değildir."
- Türlerin Kökeni
102. "Balıkların yüzme kesesi başlangıçta suda batmamak gibi tek bir amaca hizmet eden bir organın, solunum gibi bambaşka bir amaca hizmet eden bir organa dönüşebildiğini açıkça gösteren, son derece önemli bir bulguya işaret eder."
- Türlerin Kökeni
103. "Çinli bir türün ilkyazın çift çift yaşadığı söylenmekte ; "ve biri yakalanırsa, öbürü ağaçtan yere düşer ve hiç karşı koymadan ele geçirilmesine izin verir" denmektedir; - kapıldığı karamsarlık yüzünden böyle davrandığını sanıyorum."
- Cinsel Seçilim
104. "Kuşların cinsiyetini belirlemek isteyen meraklılar, yuvadaki şakrak kuşu yavrularının göğsünden ve Altuni-sülün yavrularının kafasından veya boynundan birkaç tüy koparır; çünkü erkeklerde, bu tüylerin yerine hemen renkli olan yenileri çıkar."
- Cinsel Seçilim
105. "İnsanın arzu ve çabaları ne kadar da geçicidir! Zamanı ne kadarda kısadır!"
- Türlerin Kökeni
106. "Tavus kuşlarını yetiştirmek kolay olmadığı ve kimse çok sayıda tavus kuşu edinmediği için; kazlar yalnız eti ve tüyü bakımından değerli olduğu için ve daha da önemlisi, onların farklı ırklarını yetiştirmeye özellikle ilgi duyulmadığı için seçmeye gidilmemiştir; bundan başka, kaz evcilleştirildiğinden beri kendini etkileyen koşullarda kendine özgü direngen bir oluşum göstermiş, ama, başka bir yerde belirttiğim gibi, az da olsa değişmiştir."
- Türlerin Kökeni
107. "Örneğin çok sayıda yumurtaya bakmak zorunda olan bir dişi, erkekten daha fazla yiyeceğe ve bunu temin etmek için de özel yöntemlere ihtiyaç duyar. Ömrü çok kısa olan bir erkek hayvan, yiyecek temin etmeye yarayan organlarını kullanmaya kullanmaya kaybetmiş ve bundan hiç zarar görmemiş olabilir; oysa dişiye ulaşmasını kolaylaştıran hareket organları kusursuz bir biçimde korunacaktır. Öte yandan dişi de uçma, yüzme veya yürüme organlarını, böyle yetileri işlevsiz kılan alışkanlıklar edindiği takdirde zarar görmeksizin kaybedebilir."
- Cinsel Seçilim
108. "En zeki veya en güçlüler değil, değişime en iyi şekilde ayak uydurabilenler hayatta kalır."
- Aforizmalar
109. "Goethe’nin deyişiyle söylersek “Doğa bir tarafa harcama yaparken, diğer bir taraftan tasarrufa gider.”"
- Türlerin Kökeni
110. "Her varlığın onu bugün gördüğümüz durumda yaratıldığına inanan birinin, alışkanlıkları ve yapısı hiç de uyuşmayan hayvan ile karşılaştığı zaman şaşkınlık yaşamış olması doğaldır."
- Türlerin Kökeni
111. "Evrim gerçeğini reddetmek bilimi, bilimsel düşünceyi ve bilimin dayanak aldığı kanıtları hiçe saymak anlamına gelir."
- Türlerin Kökeni
112. "Tamamıyla inanıyorum ki türler değişmez değildirler; bunun gibi gene inanıyorum ki aynı cinsten dediğimiz türler, genel olarak tükenmiş bir başka türden doğrudan türerler, aynı şekilde hangisi olursa olsun bir türün kabul gören çeşitleri de bu türün doğrudan dölüdürler. En sonu gene inanıyorum ki, türlerin değişime uğramasında her ne kadar başka etkenler işe karışmış olsa da başrolü oynayan doğal seçmedir."
- Türlerin Kökeni
113. "“Türlerin birbirini izlediği yasası, bazı önemli istisnalarla birlikte, aklı felsefeye yatkın her doğabilimcinin ilgisini çekmelidir.”"
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
114. "Bir ırkta kaybedilmiş olan bir karakter nesiller sonra yeniden ortaya çıkıyorsa, bu durumda bulunabileceğimiz en mantıklı varsayım, yavrunun birdenbire yüzlerce nesil önceki atasına çekmiş olması değil, izleyen her nesilde söz konusu karakteri yeniden üretmeye yönelik bir eğilim taşımış olması ve sonunda bu karakterin, bilinmeyen elverişli koşullar altında yeniden yükselişe geçmiş olmasıdır."
- Türlerin Kökeni
115. "Bu ıssız yerlerde egemen olan ruh Yaşam değil, Ölüm'dü..."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
116. "Dişi bir kuşun ince tonlamaları ve zarif desenleri takdir edebiliyor olması birçok kişiye akıl almaz gelecektir. Onun, insanınkine yakın bir beğeniye sahip olması gerçekten de hayret vericidir. Düşük hayvanların ayrıştırma ve beğenme yetilerini güvenilir olarak ölçebileceğini düşünen biri, dişi Argus sülününün böylesine saf bir güzelliği takdir edemeyeceğini düşünebilir; ama bu durumda, kur yaparken sergilenen ve tüylerin o muhteşem güzelliğini gözler önüne seren sıra dışı davranışların da hiçbir amaca hizmet etmediğini kabul etmelidir ve bu, benim asla kabul edemeyeceğim bir görüştür."
- Cinsel Seçilim
117. "J. Lubbock şöyle diyor: "Bu küçük yaratıkların cilveleşmelerini görmek çok eğlencelidir. Dişiden çok ufak olan erkek dişinin çevresinde koşar ve ikisi yüz yüze durup tıpkı oynaşan kuzular gibi ileri geri giderek birbirine tos vurur. Ondan sonra dişi kaçar gibi yapar ve erkek garip bir öfke gösterişiyle onun ardından koşar, önüne geçer ve gene onu yüzleyerek durur; sonra dişi nazlanarak döner, ama daha çabuk ve etkin olan erkek de seğirtir, ve dişiyi duyargalarıyla kamçılar gibi görünür ; sonra bir an yüz yüze dururlar, duyargalarıyla oynaşırlar; ve her şeyleriyle birbirinin olmuş gibi görünürler.""
- Cinsel Seçilim
118. "Görmezden gelin, Ses etmeyin, cevap vermeyin. Sessizlik, herkesi mahveder..."
- Aforizmalar
119. "Arı türlerin üreme organları elbette yetkin bir durumdadır, ama çaprazlanınca ya pek az döl vermekte ya da hiç döl vermemektedirler."
- Türlerin Kökeni
120. "Bu görüşü kabul etmek, gerçek olmayan veya en azından bilinmeyen bir etkeni, gerçek olana tercih etmektir. Bu görüş, Tanrı'nın eserlerini bir taklide ve aldatmacaya indirger; bir zamanlar ben de, fosil kabukların aslında hiç var olmadığını ve bugün deniz kenarında yaşayan kabukların bir taklidi olarak kaya formunda yaratıldığını savunan, eski ve bilgisiz evrenbilimcilere inanabilirdim."
- Türlerin Kökeni
121. "Evrim teorisi zamanla iyice güçlenmiş, günümüzde biyolojinin sarsılmaz temeli haline gelmiştir. Buna rağmen, hala evrim teorisini reddedenler var."
- Türlerin Kökeni (Manga)
122. "Görmezden gelin, Ses etmeyin, cevap vermeyin. Sessizlik, herkesi mahveder..."
- Aforizmalar
123. "Paley’in belirttiği gibi, hiçbir canlıda onun kendisine acı ya da zarar vermek amacıyla hiçbir organ oluşmayacaktır. Her parçanın yol açtığı iyilik ve kötülük doğru olarak ölçülseydi, her birinin genellikle yararlı olduğu bulunacaktı. Bir parça, zamanla, değişen yaşam koşullarının etkisinde zararlı duruma gelirse, onda değişiklik olacaktır; ya da, bu olmazsa, o canlı, pek çok canlının başına geldiği gibi, tükenecektir."
- Türlerin Kökeni
124. "Doğal seçilim mutlak kusursuzluk üretmek zorunda olmadığı gibi; sınırlı duyularımızla kavrayabildiğimiz kadarıyla, mutlak kusursuzluk diye bir şey de yoktur."
- Türlerin Kökeni
125. "Savaş için savaş, durmadan değişen başarılarla sürüp gitmek zorunluğundadır; bununla birlikte, güçler uzun sürede öylesine yetkin bir denge kurarlar ki, en küçük bir ayrıntı bir organik varlığın başka birine üstün gelmesine elverir, ama doğanın görünüşü çağlar boyunca yine de değişmeden kalır. Ama bizim bilgisizliğimiz öylesine korkunç ve ataklığımız öylesine aşırıdır ki, bir organik varlığın tükendiğini işitince şaşakalırız ve nedenini bilmediğimiz için, yeryüzünde bir tek canlı komayan tufanlar düşünürüz, ya da canlı biçimlerin sürekliliği üzerine yasalar uydururuz."
- Türlerin Kökeni
126. "Buğday gibi en eski kültür bitkilerimiz hâlâ yeni varyeteler üretmektedir: En eski evcil hayvanlarımız hálá hızlı bir iyileşme veya değişme yeteneğine sahiptir."
- Türlerin Kökeni
127. "Bay B. D. Walsh'ın belirttiği gibi, "erkeğin dişiyi sıkıca tutmasını kolaylaştırmak gibi görünüşte önemsiz bir amaç için doğa kim bilir kaç organ geliştirmiştir. (...)
Erkekler, Prof. Westwood'un gözlemlediği gibi, "orak biçimli çeneleriyle eşlerini boyunlarından tutan erkekler aşırı ateşlidir"; oysa dişiler, bu organları, kum yığınlarında oyuk açmak için kullanır."
- Cinsel Seçilim
128. "Herhangi bir sınıfın üyeleri arasında bulunan çetrefilli yakınlık ağını muhtemelen hiçbir zaman çözemeyeceğiz; ama belirli bir amaca yöneldiğimiz ve bilinmeyen bir yaratılış planından medet ummadığımız sürece, bu konuda yavaş da olsa ilerleme kaydetmeyi umabiliriz."
- Türlerin Kökeni
129. "Hayatımı yeniden yaşama fırsatım olsaydı, en azından haftada bir kez biraz müzik dinleme ve şiir okuma kuralı koyardım."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
130. "Bir türün, son derece elverişli koşulları bulduğu ufak bir arazi de, sayıca aşırı artış göstermesi durumunda sıklıkla salgınlar baş gösterir; en azından av hayvanlarımızda genellikle böyle olur: burada, yaşam mücadelesinden bağımsız olan sınırlayıcı bir etken söz konusudur."
- Türlerin Kökeni
131. "Spirtli içkilərə qatı düşmən kəsilən atam inanırdı ki, ardıcıl olaraq alkoqol qəbul etmək, hətta qədərini gözləməklə olsa belə, insan orqanizminə birbaşa və irsi olaraq ziyan vurur."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
132. "Ancak, madem tüm organik varlıklar doğanın skalasında bu şekilde bir yükseliş gösteriyorlar o halde neden dünyanın her yerinde hala çok sayıda aşağı yapılı form varlığını devam ettirmektedir? Neden her yerde ileri düzeyde gelişmiş formlar aşağı formları yerinden edip yok etmemişti?"
- Türlerin Kökeni
133. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
134. "Bir eşek arısının veya arının, saldıran birçok hayvana karşı kullanıldığı takdirde, taşıdığı tersine çentikler yüzünden geri çekilemeyen ve iç organları parçalayarak böceğin ölümüne yol açan iğnesini, bir kusursuzluk örneği sayabilir miyiz?"
- Türlerin Kökeni
135. "Çoğu kez bilinçli irademizle doğrudan çelişmesine karşın bilinçsizce yürütülen, alışkanlığa bağlı ne çok eylem vardır!"
- Türlerin Kökeni
136. "Cehalet sıklıkla bilgiden ziyade kendine güven duygusunu doğurur: Şu yada bu sorunun bilim yoluyla çözülemeyeceğini kendinden emin bir şekilde ortaya atanlar çok bilenler değil, az bilenlerdir."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
137. "Steiermark ve Kentucky mağaralarında yaşayan, çok farklı sınıflara mensup pek çok hayvanın kör olduğu bilinmektedir. Bazı yengeçlerde göz sapı mevcutken, gözün kendisi yok olmuştur; diğer bir deyişle teleskobun ayaklığı vardır, ancak kendisi mercekleriyle birlikte kaybolmuştur. Gözlerin, karanlıkta yaşayan hayvanlarda yararsız olmakla birlikte herhangi bir yönden zararlı olabileceğini hayal etmek zordur; o yüzden bu kaybı, gözlerin kullanılmamış olmasına dayandırıyorum."
- Türlerin Kökeni
138. "“İnsan, türlerin birbirini izleyişinin nedeni olarak iklim ve gıda ya da düşman türlerin aynı topraklara gelmesi ya da diğer türlerin sayısının artması gibi basit ilişkilere inanmak ister.”"
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
139. "Ben, kendi davranışımın en yüksek yargıcıyım ve Kant'ın deyimiyle, kendi adıma insanlık onurunu lekeleyen bir davranışta bulunmayacağım."
- İnsanın Türeyişi
140. "Böceklerin bile kendi aralarında oyun oynadığını söyleyen usta gözlemci P. Huber, karıncaların birbirlerini tıpkı köpek yavruları gibi kovaladığına ve oyun gereği ısırdığına tanık olmuştur."
- İnsanın Türeyişi
141. "Mozart üç yaşındayken, çok az alıştırma yaparak kusursuzca piyano çalmak yerine bir melodiyi hiç alıştırma yapmadan çalabilmiş olsaydı, onun bu işi gerçekten de içgüdüsel olarak yaptığı söylenebilirdi. Ama içgüdülerden birçoğunun, alışkanlık yoluyla tek bir nesilde kazanılıp, kalıtım yoluyla sonraki nesillere aktarıldığını varsaymak çok ciddi bir hata olur."
- Türlerin Kökeni
142. "Şişingen güvercinde (pouter) (1) gövde, kanatlar ve bacaklar iyice uzamıştır; kasıla kasıla şişirdiği aşırı gelişmiş kursağı, kimilerinden şaşkınlık yaratabilir ve kimilerini kahkahayla güldürebilir.
(1) Pouter güvercini"
- Türlerin Kökeni
143. "Cehalet sıklıkla bilgiden ziyade kendine güven duygusunu doğurur: Şu yada bu sorunun bilim yoluyla çözülemeyeceğini kendinden emin bir şekilde ortaya atanlar çok bilenler değil, az bilenlerdir."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
144. "Hayatta kalan en güçlü olan değil, en iyi uyum sağlayandır."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
145. "Evrim ilkesinin, insanın doğa tarihindeki daha karmaşık problemlere hangi ölçüde ışık tutabileceğini öğrenmeye çalışmak zahmete değer göründü. Hatalı bulgular, genellikle uzun ömürlü oldukları için bilimin ilerlemesi açısından son derece zararlıdır; ama birkaç kanıtla desteklenmiş olan hatalı görüşlerin verdiği zarar çok daha azdır, çünkü herkes onların yanlışlığını kanıtlamaktan yapıcı bir haz duyar: Ve bu iş yapıldığı takdirde, yanılgıya giden bir yol kapanırken gerçeğe giden yol da çoğu zaman açılmış olur."
- Cinsel Seçilim
146. "Bir yönü olmaksızın, tür ağaç dalları gibi ayrışır. İşte bu evrimdir."
- Türlerin Kökeni (Manga)
147. "Hayatta kalan, en güçlü olan değil, en iyi uyum sağlayandır."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
148. "Dahası köpeklerin şefkat duyduklarında başka sesleri işitmemek için kulaklarını yatırdıklarını, böylece bütün dikkatlerini kendilerini okşayan sahiplerine verdiklerini ekler!"
- İnsanda ve Hayvanlarda Duyguların İfade Edilmesi
149. ""...büyük bir sinirsel enerji, yeni oluşmaya başlayan eşdeğer miktarda düşünce ve duygu üretimine harcanacağı yerde aniden kesintiye uğrar."... "Başka bir yönde boşaltılması gereken fazlalık, motor sinirler aracılığıyla çeşitli kas sınıflarına sızar ve gülme dediğimiz yarı-konvülsif eylemlere yol açar.""
- İnsanda ve Hayvanlarda Duyguların İfade Edilmesi
150. "Bir yönü olmaksızın, tür ağaç dalları gibi ayrışır. İşte bu evrimdir."
- Türlerin Kökeni (Manga)
151. "buradaki ıssız yerlerde egemen olan ruh yaşam değil, ölüm'dü."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
152. "Maymun çeşitlerinin birçoğu çaydan, kahveden ve ispirtolu içkilerden pek hoşlanır. Tütün içmeyi de pek sevdiklerini kendi gözlerimle gördüm."
- İnsanın Türeyişi
153. "Yaşamak bir şölendir. Bu şölene çağrılan kimseler pek çoksa da masaya oturmayı başaranlar pek azdır."
- Aforizmalar
154. "Bilgisizliğin verdiği güveni, bilgi, hiçbir zaman verememiştir."
- Aforizmalar
155. "Sonradan atamla böyük bacılarımdan eşitdim ki, hələ çox kiçik yaşlarımda uzun müddət yalqızlıq içində gəzinməyi sevirmişəm; ancaq indi o vaxt yalqızlığımda nə barədə düşündüyümü deyə bilmərəm. Düşüncələrimə qapılıb dalğınlaşırdım."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
156. "Dünyadaki hiçbir hayvanın, bir eylemi salt başka bir türün iyiliği için gerçekleştirdiğine inanmıyorum; buna karşılık bütün türler nasıl diğerlerinin daha zayıf olan bedensel yapılarından yararlanıyorsa, içgüdülerinden de yararlanmaya çalışır."
- Türlerin Kökeni
157. "Kavramaya yarayan insan elinin, kazmaya yarayan köstebek elinin, bir musurun küreksi yüzgecinin, bir atın bacağının bir yarasanın kanadının aynı şablona göre yapılanmış olmasından ve aynı göreli konumlarda benzer kemikler içermesinden daha hayret verici ne olabilir?"
- Türlerin Kökeni
158. "Bilgisizliğin verdiği güveni, bilgi, hiçbir zaman verememiştir."
- Aforizmalar
159. "Dünyadaki hiçbir hayvanın, bir eylemi salt başka bir türün iyiliği için gerçekleştirdiğine inanmıyorum; buna karşılık bütün türler nasıl diğerlerinin daha zayıf olan bedensel yapılarından yararlanıyorsa, içgüdülerinden de yararlanmaya çalışır."
- Türlerin Kökeni
160. "Tanrının varlığının sübutu kimi insanların daxilində kök salmış inanc duyğusu özünü yer üzündə yaşayan bütün irqlərdən olan insanların daxilində eyni cür göstərə bildiyi və bəşəriyyətin tək bir Tanrının varlığına inandığı halda doğru sayıla bilərdi."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
161. "... Biraz aptal olan kimseler,her şeyi göreneğe göre ya da alışkanlıkla yapmaya eğilimlidirler; ve böyle davranmaya yüreklendirilirlerse daha çok mutlu olurlar."
- İnsanın Türeyişi
162. "Bağımsızca gerçekleşen sayısız yaratma eylemine inanan bir kimse, Yaratıcının bu olgularda, bir varlık çeşidinin bir başkasının yerini almasından memnuniyet duyduğunu söyleyecektir; ama bana kalırsa bu söylem, var olan gerçeği saygın bir dille tekrarlamaktan başka bir şey değildir."
- Türlerin Kökeni
163. "İnsanın arzuları ve çabaları nasıl da geçicidir! Zamanı ne kadar da kısıtlıdır!"
- Türlerin Kökeni
164. "Bu mücadele üzerine düşündüğümüzde, doğadaki savaşın sürekli olduğuna, korkuya yer olmadığına, ölümün genellikle çabuk olduğuna ve güçlü, sağlıklı ve mutlu olanın hayatta kalacağına ve çoğalacağına mutlak bir inançla kendimizi teselli edebiliriz."
- Türlerin Kökeni
165. "Çünkü her yıldız aynı döngü safhalarından geçecektir: Devasa bir büyüklüğe ve parlaklığa, düşük bir yoğunluğa sahip bir kızıl deve dönüşecek ve nihayetinde de küçülerek yoğun ve mavi bir cüce haline gelecektir."
- Türlerin Kökeni
166. "Hayatın bir saatini boşa harcamaya cesaret eden kişi,
Henüz yaşamın değerini keşfetmemiştir."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
167. ""Bir yanı indirilirken diğer yanı kaldırılan kaşın yükselen parçası, ruhun algıladığı kötülükten beyni korumak için ona kavuşmak istiyor gibidir, şişkin görünen inik parçasıysa ruhu kuşatmak ve onu korktuğu kötülükten korumak ister gibi, bizi beyinden akın eden düşüncelerle buluşturur; genişçe açılmış olan ağız, kalbin kendisine doğru çekilen kandan dolayı irkilmesini gösterir; bu, soluk almak isteyen ağzı daha da açılmaya zorlar ve ses organlarından geçen havayı anlaşılmaz bir tınıya dönüştürür; kasların ve damarların şişkin görünmesinin tek nedeni, beynin bu bölgelere gönderdiği düşüncelerdir.""
- İnsanda ve Hayvanlarda Duyguların İfade Edilmesi
168. "Bağımsızca gerçekleşen sayısız yaratma eylemine inanan bir kimse, Yaratıcının bu olgularda, bir varlık çeşidinin bir başkasının yerini almasından memnuniyet duyduğunu söyleyecektir; ama bana kalırsa bu söylem, var olan gerçeği saygın bir dille tekrarlamaktan başka bir şey değildir."
- Türlerin Kökeni
169. "Bir sinirin ışığa nasıl duyarlı hale geldiği, bizi yaşamın nasıl başladığından daha fazla ilgilendirmez; ama birçok bulgunun ışığında, herhangi bir duyusal sinirin hem ışığa hem de havadaki sesi üreten daha kalın titreşimlere duyarlı hale getirilebileceğini tahmin ediyorum."
- Türlerin Kökeni
170. "Her varlığın onu bugün gördüğümüz durumda yaratıldığına inanan birinin, alışkanlıkları ve yapısı hiç de uyuşmayan bir hayvan ile karşılaştığı zaman şaşkınlık yaşamış olması doğaldır."
- Türlerin Kökeni
171. "Tıpkı bir dilin lehçesi gibi, bir ırkın da mutlak bir kökeni olduğu söylenemez."
- Türlerin Kökeni
172. "Bay W. S. Kent, renkçe dişisinden farklı olduğunu gördüğümüz erkek ördek
balığının (Labrus mixtus) "gölcüğün kumunda derin bir kovuk açtığını, sonra aynı türden bir dişiyi kovuğu kendisiyle paylaşması için onunla tamamlanmış yuva arasında bir ileri bir geri yüzerek, ve ona karşı açıkça pek çok istekli görünerek kandırmaya çalıştığını" söylemektedir. Cantharus lineatus'un erkekleri üreme mevsiminde koyu kurşun! kara olur; sığlıktan çekilir, ve yuva olarak bir kovuk açar. "Her erkek kendi kovuğunun başında tetikte bekler ve aynı eşeyden olan her balığa kuvvetle saldırır ve onu kovar. Karşıt eşeyden olan türdeşlerine karşı tutumu çok farklıdır; o sırada yumurtalarından ötürü şişmiş olan dişileri hazırladığı kovuğa teker teker sokmaya ve taşıdıkları on binlerce yumurtayı oraya boşalttırmaya bütün gücüyle çalışır ve sonra yumurtaları büyük bir titizlikle bekler ve korur.""
- Cinsel Seçilim
173. "Erkekler rakiplerini genellikle çiftleşmeden önce kovmaya ve öldürmeye çalışır. Ama görünüşe bakılırsa dişiler her zaman galip gelen erkekleri tercih etmemektedir. Nitekim Dr. W. Kovalevsky'den aldığım bilgiye göre, dişi büyük orman tavukları kimi zaman tıpkı İskoçya'daki dişi kızıl-geyiklerin yaptığı gibi, yaşlı horozlarla dövüşmeyi göze alamamış genç bir erkekle sıvışmayı tercih eder. İki erkek tek bir dişinin önünde çarpıştığı zaman galip gelen taraf çoğu zaman amacına ulaşmış olur; ama bu savaşların bir kısmı, halihazırda eşleşmiş olan bir çiftin huzurunu bozmaya çalışan gezgin erkekler yüzünden çıkar."
- Cinsel Seçilim
174. "Nə qədər məntiqsiz görünsə də, anlamadığım şeylərə inanmaq mənə heç də qəribə görünmür, dini təlimdə deyilən ehkamların bir çoxunun ümumilikdə anlaşılmaz olması məni narahat etmirdi. Tam səmimiyyətlə deyə bilərəm ki, anlaşılmaz dini ehkamlarla bağlı heç bir etirazım yox idi və onlarla bağlı mübahisə etməyi düşünmürdüm . Ancaq dini təlimin "Credo quia incredibile” kimi məntiqi formulunu qəbul edə biləcək qədər axmaq da deyildim."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
175. "Bilim dünyası, evrim karşıtlarının iddia ettiğinin aksine, biyolojik evrimin doğruluğu konusunda herhangi tartışma yaşamamaktadır. Mevcut tartışmalar, yalnızca evrim mekanizmalarının detaylarıyla ilgilidir."
- Türlerin Kökeni
176. "Ama göç içgüdüsü öyle güçlüdür ki, güz sonuna doğru kır kırlangıçları, ev-kırlangıçları ve ebabiller körpe yavrularını sık sık yuvada ölüme terk eder."
- İnsanın Türeyişi
177. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
178. "İnsanlık tarihinde az gelişmiş toplumlar gerçekten de daha gelişmiş toplumlar tarafından köleleştirilmiş, sömürülmüş ve bugün bile farklı biçimlerde sömürülmeye devam etmektedir."
- Türlerin Kökeni
179. "Tıpkı bilindik bir şarkıyı tekrarlarken olduğu gibi, içgüdülerde de bir eylem diğerini belli bir ritme göre takip eder; şarkı söyleyen veya ezberden okuyan bir kimsenin sözü kesilirse, bu kişi genellikle geri dönerek alışılagelmiş düşünce zincirini yeniden kurmak zorunda kalır: Nitekim P. Huber, çok karmaşık bir koza inşa eden bir tırtıl türünde durumun gerçekten de böyle olduğunu keşfetmiş; kozasını altıncı evreye kadar inşa etmiş bir tırtılı, yalnızca üçüncü evreye kadar tamamlanmış başka bir kozaya yerleştirmiş ve tırtılın dördüncü, beşinci ve altıncı evreleri yeniden yürüttüğünü gözlemlemiştir. Fakat üçüncü evreye kadar inşa edilmiş bir kozadan alınan bir tırtıl, altıncı evreye kadar tamamlanmış ve işin büyük bir kısmı onun adına yapılmış olan başka bir kozaya yerleştirildiğinde, bu durumdan hiç yararlanmadığı gibi çok da rahatsız olmuş ve yarım kalan işi tamamlayabilmek için, kozasını bırakmış olduğu üçüncü evreden başlayarak örmek ve böylece tamamlanmış bir işi yeniden yapmak zorunda kalmıştır."
- Türlerin Kökeni
180. "Bununla birlikte, hangi grupların sonunda baskın hale geçebileceğini kimse tahmin edemez… Zira geçmişte en üst düzeyde gelişim göstermiş olan pek çok grubun şu anda yok olmuş durumda olduklarını biliyoruz."
- Türlerin Kökeni
181. "İlişkilenmenin bazı örnekleri oldukça acayiptir. Öyle ki tamamen beyaz olan ve mavi gözlü kediler genellikle sağırdırlar."
- Türlerin Kökeni
182. ""Vox populi, vox Dei"《Halkın sesi, Hakkın sesidir.》"
- Türlerin Kökeni
183. "Eğer ki hayatımı baştan yaşayabilseydim kendime her hafta en azından bir kez, biraz şiir okuma ve biraz müzik dinleme kuralı koyardım."
- Aforizmalar
184. "Doğal içgüdüler evcilleştirmeyle kaybolurlar.(...)"
- Türlerin Kökeni
185. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
186. "İnsan bedeni ister istemez yolunu açıyor, her ayağı kaydığında ya da düştüğünde doğru yolu buluyordu."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
187. "Var olan herhangi bir karmaşık organın, birbirini izleyen çok sayıda hafif değişiklik yoluyla oluşamayacağının kanıtlanması halinde benim kuramım muhakkak çökecektir. Ama şimdilik böyle bir olguya hiç rastlamadım."
- Türlerin Kökeni
188. "Bugün önemsiz olan organlar bazı durumlarda eski bir ata için önemli olmuş olabilir, ve, eski bir çağda yavaş yavaş tamamlandıktan sonra, bugün pek az işe yaramakla birlikte, yaşayan türlere aşağı yukarı aynı durumda iletilmiş olabilir; ama onların yapısındaki gerçekten zararlı her sapma doğal seçmeyle elbette engellenmiştir."
- Türlerin Kökeni
189. "İnsanda kasların değişimini özenle incelemiş olan Bay J. Wood, vardığı sonucu italik harflerle şöyle bildirmektedir :
Daha önce de şunu söyler:
Prof. Maealistler de, kaslardaki değişimlerin
söylemektedir."
- Cinsel Seçilim
190. "Eskiden iki eşeyi eşit sayıda üretmeye karşı bir eğilimin türün çıkarına olduğunu, bunun doğal seçmeden ileri geldiğini düşünüyordum, ama şimdi tüm problemin pek çapraşık olduğunu, öyle ki, çözümü geleceğe bırakmanın daha güvenilir olduğunu anlıyorum."
- Cinsel Seçilim
191. "Kelebekler zayıf ve incingen hayvanlar olmakla birlikte, hırçındır ve bir imparator kelebek başka bir erkekle dövüştükten sonra tutulduğunda kanat uçlarının kırık olduğu görülmüştür."
- Cinsel Seçilim
192. "Araşdırdığım mövzunun necə çətin suallarla zəngin olduğunu bildiyimdən burada onu bütünlüklə açacağımı öhdəmə götürmürəm. Qarşılaşdığımız nəsnələrin başlanğıcını haradan, necə götürdüyü bu gün bizim üçün sirr olaraq qalır, ona görə də durumumu nəzərə alıb, aqnostik olaraq qalmağa üstünlük verirəm."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
193. "En şiddetli yaşam mücadelesi aynı türün bireyleri ve varyeteleri arasında gerçekleşir, aynı cinsin türleri arasında da sık sık şiddetli biçimde gerçekleşir."
- Türlerin Kökeni
194. "Türlerin birçoğunun uzun zaman aynı kalmış olduğu, ve ancak pek azının değişiklik geçirmiş olduğu sonucunu çıkarıyordu.
Türlerin farklılığını, yavaş yavaş değişmiş biçimlerin, ortada bir özellik gösterenlerinin yok olmasıyla açıklıyordu. "Öyleyse, yaşayan bitkiler ve hayvanlar tükenmiş olanlardan yeni yaratma eylemleriyle ayrılmış değildir, tersine, hepsi de onların kesiksiz üremesinin sonucu olan döller sayılmalıdır.""
- Türlerin Kökeni
195. "Organik varlıkların insanoğlunun hoşuna gitsin diye güzel yaratıldığı inancına gelince (teorimi tümüyle altüst ettiği bildirilen bir inanç), önce şunu söyleyebilirim: Güzellik duygusunun aklın niteliğine bağlı olduğu, hayranlık duyulan nesnenin gerçek hiçbir niteliğine dayanmadığı besbellidir; güzellik kavramı doğuştan ya da değişmez değildir. Bunu, örneğin, farklı ırklardan erkeklerin kadın güzelliği konusunda tümüyle farklı ölçüleri olmasında görüyoruz. Güzel nesneler özellikle insanoğlunun beğenisi için yaratıldıysa, yeryüzünde, insanoğlu belirmeden önce onun görünüşünden sonra olduğundan daha az güzellik olduğu gösterilmek gerekir."
- Türlerin Kökeni
196. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
197. "Doğal seçilim, sadece ve sadece, her bir varlığın yaşamın tüm evrelerinde maruz kaldığı organik ve inorganik koşullar altında fayda sağlayan varyasyonların korunması ve biriktirilmesi yoluyla işlemektedir. Bunun nihai sonucu, yaşam koşullarıyla ilişkisi açısından her bir varlığın giderek daha da gelişmiş bir hale gelmesidir. Bu gelişme, dünyaya dağılmış bulunan canlıların daha da çoğunun organizasyon düzeyinde tedrici ilerleme göstermesine kaçınılmaz biçimde yol açar.(...)"
- Türlerin Kökeni
198. "“Seni cennet vaadiyle kandırıp fakirliğe mahkum edenlerin hayatlarına bir bak, bu dünyada cenneti yaşadıklarını göreceksin.”"
- Türlerin Kökeni
199. "Araşdırdığım mövzunun necə çətin suallarla zəngin olduğunu bildiyimdən burada onu bütünlüklə açacağımı öhdəmə götürmürəm. Qarşılaşdığımız nəsnələrin başlanğıcını haradan, necə götürdüyü bu gün bizim üçün sirr olaraq qalır, ona görə də durumumu nəzərə alıb, aqnostik olaraq qalmağa üstünlük verirəm."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
200. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
201. "Yüzü kızartan, suçluluk hissi değildir; başkalarının suçlu olduğumuzu düşündüğü ya da bildiği düşüncesidir."
- Aforizmalar
202. "Zamanının bir saatini boşa harcamaya cesaret eden kişi, henüz yaşamın değerini keşfedememiştir."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
203. "İki farklı insan nasıl kimi zaman birbirinden bağımsız olarak aynı keşfe imza atabiliyorsa, her varlığın çıkarı doğrultusunda etki gösteren ve benzer çeşitliliklerden yararlanan doğal seçilimin de kimi zaman, ortak yapılarının pek azını aynı atadan kalıtıma borçlu olan iki organik varlığın iki parçasını hemen hemen aynı
tarzda değiştirebileceğine inanabilirim."
- Türlerin Kökeni
204. "Amerikan devekuşunda bu içgüdü henüz tam anlamıyla kusursuzlaşmış değildir; çünkü şaşırtıcı sayıda yumurtayı ovanın her yanına saçılmış halde bulursunuz, öyle ki, bir günlük keşifte en az yirmi adet kayıp veya ziyan olmuş yumurta topladığımı hatırlıyorum."
- Türlerin Kökeni
205. "Aslında değişkenliği yaratan insan değildir; insanın tek yaptığı, organik varlıkları farkında olmadan yeni yaşam koşullarına maruz bırakmaktır ve sonra doğa, düzenlenime etki ederek değişkenliğe yol açar. Ama insan, doğanın sunduğu çeşitlilikleri seçmeyi ve dilediği yönde biriktirmeyi başarabilir ve başarmaktadır da. Böylece hayvanları ve bitkileri, kendi çıkarı veya keyfi doğrultusunda uyarlayabilir."
- Türlerin Kökeni
206. "Seçilim işlemi ne kadar yavaş olursa olsun, çelimsiz insan bile sahip olduğu yapay seçilim güçleriyle bunca başarıya imza atabiliyorken, doğanın seçilim gücü yoluyla uzun bir zaman zarfında ortaya çıkan değişim miktarının, tüm organik varlıkların birbirlerine ve fiziksel yaşam koşullarına birlikte-uyarlanımlarında izlenen güzelliğin ve sonsuz karmaşıklığın da bir sınırı olmadığı kanısındayım."
- Türlerin Kökeni
207. "insan bedeni ister istemez yolunu açıyor, her ayağı kaydığında ve düştüğünde doğru yolu buluyordu."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
208. "Yeni bir ülkeye ilk defa ayak basmak hep ilginçtir."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
209. "… insan bedeni ister istemez yolunu açıyor, her ayağı kaydığında ve düştüğünde doğru yolu buluyordu."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
210. "Yok olan türler bir daha ortaya çıkmaz"
- Türlerin Kökeni
211. "(...) yeryüzünün her tarafında, çeşitli nedenlerden dolayı pek çok aşağı yapılı form şu an yaşamaktadır.(...)"
- Türlerin Kökeni
212. "Ses kuşlarda sıkıntı, korku, öfke, zafer veya salt mutluluk gibi çeşitli duyguların ifade edilmesine yarar. Kimi zaman da bazı kuş yavrularının çıkardığı tıslama sesinde olduğu gibi, korku salmak için kullanılır."
- Cinsel Seçilim
213. "Doğanın cansız tüm güçleri kayasından karına ve buzuna, rüzgarından suyuna birbiriyle savaş ederken, insana karşı birlik oluyorlardı. Burada hüküm sürenler onlardı."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
214. "Dolayısıyla belirgin varyeteleri veya benim tabirimle başlangıç türlerini en sık sergileyenler, en çok gelişen veya en baskın -dünyaya geniş ölçüde yayılmış, kendi yöresinde en yaygın ve birey sayısı bakımından en kalabalık- olan türlerdir."
- Türlerin Kökeni
215. "Zamanının bir saatini boşa harcamaya cesaret eden kişi, henüz yaşamın değerini keşfedememiştir."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
216. "İki farklı insan nasıl kimi zaman birbirinden bağımsız olarak aynı keşfe imza atabiliyorsa, her varlığın çıkarı doğrultusunda etki gösteren ve benzer çeşitliliklerden yararlanan doğal seçilimin de kimi zaman, ortak yapılarının pek azını aynı atadan kalıtıma borçlu olan iki organik varlığın iki parçasını hemen hemen aynı
tarzda değiştirebileceğine inanabilirim."
- Türlerin Kökeni
217. "Amerikan devekuşunda bu içgüdü henüz tam anlamıyla kusursuzlaşmış değildir; çünkü şaşırtıcı sayıda yumurtayı ovanın her yanına saçılmış halde bulursunuz, öyle ki, bir günlük keşifte en az yirmi adet kayıp veya ziyan olmuş yumurta topladığımı hatırlıyorum."
- Türlerin Kökeni
218. "Amerikan devekuşunda bu içgüdü henüz tam anlamıyla kusursuzlaşmış değildir; çünkü şaşırtıcı sayıda yumurtayı ovanın her yanına saçılmış halde bulursunuz, öyle ki, bir günlük keşifte en az yirmi adet kayıp veya ziyan olmuş yumurta topladığımı hatırlıyorum."
- Türlerin Kökeni
219. "Zamanının bir saatini boşa harcamaya cesaret eden kişi, henüz yaşamın değerini keşfedememiştir."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
220. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Aforizmalar
221. "Yüz kızarması tüm ifadeler içinde en tuhaf ve en insancıl olanıdır..."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
222. "Canlı varlıqların dəyişməsi və təbii seçmə qanununun fəaliyyətinin heç bir məqsədyönlü plan üzrə getmədiyi aydın görünür və burada öncədən bəlli olan hansısa bir istiqamətdən söhbət gedə bilməz. Təbiətdə olan hər şey bəlli bir qanunauyğunluq üzrə baş verən proseslərin gedişindən yaranaraq ortaya çıxır."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
223. "İncildə təbliğ olunan əxlaqi dəyərlər nə qədər gözəl olsa da , bu gün onun mükəmməlliyini təsdiq edə bilən bir çox ehkamları yalnız bənzətmələr ( metaforlar ) və alleqoriyalar kimi dəyərləndirdiyimizi inkar edə bilmərik ."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
224. "Çiçekler doğanın en güzel ürünleri arasında sayılır; ama çiçeklerin yeşil yapraklara açıkça karşıt ve aynı zamanda güzel olması, böcekler çiçekleri kolayca bulsun diyedir. Bu sonuca bulduğum değişmez bir kurala dayanarak varıyorum: Yelle döllenen hiçbir çiçeğin parlak renkli bir tacı yoktur. Bilindiği gibi ayrı ayrı bitkiler iki türlü çiçek verir: Biri böcekleri çekmek için açık ve renklidir; öbürü kapalı ve renksizdir, balözünden yoksundur, ve böcekler böyle çiçeklere hiç uğramaz. Bundan dolayı, yeryüzünde hiç böcek olmasaydı, bitkilerimiz güzel çiçekli olmazdı, tersine, hepsinin çiçekleri, yel aracılığı ile döllenen çam, meşe, fındık, dişbudak, ıspanak, kuzukulağı, ısırgan vb.’nin çiçekleri gibi gösterişsiz olurdu, diyebiliriz."
- Türlerin Kökeni
225. "Etrafımızda yaşayan pek çok varlığın karşılıklı ilişkileri hakkındaki derin cehaletimiz düşünüldüğünde türlerin ve Varyetelerin kökenine ilişkin hala açıklığa kavuşturulamamış pek çok şeyin olması şaşırtıcı olmayacaktır."
- Türlerin Kökeni
226. "İndi kilsə xadimlərinin mənə hiddətlə hücum etdiklərini görəndə hər şey çox əyləncəli görünür, axı bir vaxtlar mən də ruhani olmaq istəmişdim. Bir qədər düşündükdən sonra atamın arzusuna qarşı çıxmadım, ancaq atamın istəyinə görə Kembricdəki təhsilimi başa vurub "Biql" gəmisinin ekspedisiyasında təbiətşünas kimi iştirak edəndə bu arzu və istəklərin hamısı yox olub getdi."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
227. "Doğa bilginleri arasında yaygın olan görüşe göre, çaprazlanmış türler, canlıların karmakarışık olmasını önlemek için özellikle kısır kılınmıştır."
- Türlerin Kökeni
228. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Aforizmalar
229. "Yüz kızarması tüm ifadeler içinde en tuhaf ve en insancıl olanıdır..."
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
230. "Canlı varlıqların dəyişməsi və təbii seçmə qanununun fəaliyyətinin heç bir məqsədyönlü plan üzrə getmədiyi aydın görünür və burada öncədən bəlli olan hansısa bir istiqamətdən söhbət gedə bilməz. Təbiətdə olan hər şey bəlli bir qanunauyğunluq üzrə baş verən proseslərin gedişindən yaranaraq ortaya çıxır."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
231. "İncildə təbliğ olunan əxlaqi dəyərlər nə qədər gözəl olsa da , bu gün onun mükəmməlliyini təsdiq edə bilən bir çox ehkamları yalnız bənzətmələr ( metaforlar ) və alleqoriyalar kimi dəyərləndirdiyimizi inkar edə bilmərik ."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
232. "İndi kilsə xadimlərinin mənə hiddətlə hücum etdiklərini görəndə hər şey çox əyləncəli görünür, axı bir vaxtlar mən də ruhani olmaq istəmişdim. Bir qədər düşündükdən sonra atamın arzusuna qarşı çıxmadım, ancaq atamın istəyinə görə Kembricdəki təhsilimi başa vurub "Biql" gəmisinin ekspedisiyasında təbiətşünas kimi iştirak edəndə bu arzu və istəklərin hamısı yox olub getdi."
- Əqli Qabiliyyətimin və Xarakterimin İnkişafı Haqqında Xatirələrim
233. "Bir ırkın tıpkı bir dilin bir lehçesi gibi belirli bir kökeni olduğunu söylemek gerçekten güçtür. Bir kimse, yapısında önemsiz sapma olan bir bireyi koruyabilir ve onu damızlıkta kullanabilir, ya da en iyi hayvanları çiftleştirirken alışılmıştan daha çok özen gösterir ve geliştirilmiş hayvanlar yavaş yavaş çevreye yayılır. Ama bu hayvanların henüz belirli bir adı yoktur ve kendilerine verilen değer önemsiz olduğu için tarihlerine de kimse aldırmaz. Bu hayvanlar aynı ağır ve ardışık işlemle daha da iyileşince, daha geniş bir alana yayılır ve farklı ve değerli bir şey olarak tanınır ve belki bundan sonra onlara yerel bir ad verilir."
- Türlerin Kökeni
234. "Her canlı türünden, sağ kalabileceğinden fazla sayıda birey dünyaya geldiğine göre ve bunun sonucunda da sık tekrarlanan bir varoluş mücadelesi yaşandığına göre, karmaşık ve kimi zaman değişken yaşam koşullarının etkisiyle, kendisine hafif de olsa kazanç sağlayacak yönde değişen her birey, sağ kalmak adına daha şanslı olacak ve böylece doğal olarak seçilecektir. Seçilen her varyete, güçlü kalıtım ilkesine bağlı olarak, kendi yeni ve değiştirilmiş formunu çoğaltma ve yaygınlaştırma eğiliminde olacaktır."
- Türlerin Kökeni
235. "İnsanda anne pelvis şeklinin basınç oluşturarak çocuğun baş biçimini etkilediği düşünülmektedir."
- Türlerin Kökeni
236. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır!"
- Türlerin Kökeni
237. "Çok sevgi çok çaba, sevgi olmadan ne büyük bir çöldür yaşam!"
- Tutkularımız En Büyük Zaaflarımızdır
238. "San Blas Körfezi’ne on mil kadar uzaklıkta olduğumuz akşamlardan birinde, binlerce kelebek, sürüler halinde gökyüzüne uzanıyordu. Denizciler, “Lapa lapa kelebek yağıyor!” diye haykırıyordu ve manzara gerçekten de öyleydi."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
239. "İki cinsiyeti de boynuzlu olan Lonk koyunlarını, her ikisi de boynuzsuz olan Leicester ve Shropshire Down koyunlarıyla çaprazlayan Bay J. Peel, erkek kuzuların boynuzlarında önemli bir küçülme olurken dişi kuzuların tümüyle boynuzsuz kaldığını gözlemlemiştir. Bu bulgular, koyunlarda boynuzların dişilerde çok daha az kökleşmiş bir karakter olduğuna işaret eder ve bu da, boynuzların tümüyle eril kökenli olduğu kanısını doğurur."
- Cinsel Seçilim
240. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
241. "Kedilerde, tamamen beyaz tüylere ve mavi gözlere sahip olmanın sağırlıkla ilişkisi olmasından ya da üç renkli kedilerin dişi olmasından daha tipik bir durum var mıdır?"
- Türlerin Kökeni
242. "Sıçan ve fare evcil hayvan değildir, ancak insan eliyle dünyanın pek çok bölgesine taşınmışlardır ve şu an diğer tüm kemirgenlerden çok daha geniş bir alana yayılmış durumdadırlar."
- Türlerin Kökeni
243. "Şu soru sık sık sorulmaktadır: Doğal Seçme böylesine güçlüyse, bazı türler kendileri için yararlılığı besbelli olan şu ya da bu özelliği neden kazanmadı?"
- Türlerin Kökeni
244. "Bu karıncalar kölelerine tam anlamıyla bağımlıdır; onların yardımı olmadan, türün bir yılda tükeneceği açıktır. Erkekler ve üretken dişiler çalışmaz. Köleleri yakalamada son derece atik ve cesur olan işçiler veya kısır dişiler, bundan başka bir iş yapmaz. Bu karıncalar, kendi yuvalarını yapmaktan veya kendi larvalarını beslemekten acizdir. Eski yuva elverişsiz bulunur ve topluluğun göç etmesi gerekirse, buna karar veren ve efendilerini kendi çenelerinde taşıyanlar kölelerdir. Efendiler öyle acizdir ki, Huber onlardan otuz kadarını köleleri olmadan, en sevdikleri yiyeceklerle ve onları çalışmaya teşvik eden larva ve pupalarıyla dolu bir yere kapattığında hiçbiri çalışmamış; hatta kendilerini bile besleyememiş ve birçoğu açlıktan ölmüştür."
- Türlerin Kökeni
245. "Paley'nin de ifade ettiği gibi, sahibine acı veya zarar vermek amacıyla oluşan hiçbir organ yoktur. Herhangi bir parça, zamanla değişen yaşam koşulları altında zararlı hale gelmişse değişecek; aksi halde bu varlık da tıpkı on binlercesi gibi tükenip gidecektir."
- Türlerin Kökeni
246. "Önce, yetiştiricilerin aşağı yukarı genel olan inancına uygun düşen, hayvanlarda ve bitkilerde farklı çeşitler arasında ya da aynı çeşitten ama ayrı soylardan bireyler arasında bir çaprazlamanın döllere dinçlik ve doğurganlık kazandırdığını; öte yandan, yakın hısımların çaprazlanmasının dinçliği ve doğurganlığı azalttığını gösteren bir yığın olgu derledim ve birçok deneme yaptım; hiçbir organik varlığın kendi kendini döllemeyip, tersine, başka bir bireyle çaprazlanmasının zaman zaman -belki uzun zaman aralıklarıyla- gerekliğinin, doğanın genel bir yasası olduğuna inanmam için yalnız bu olgular bile yeter."
- Türlerin Kökeni
247. "...; insan bedeni ister istemez yolunu açıyor, her ayağı kaydığında ve düştüğünde doğru yolu buluyordu..!.."
- Lapa Lapa Kelebek Yağıyordu
248. "Bu karıncalar kölelerine tam anlamıyla bağımlıdır; onların yardımı olmadan, türün bir yılda tükeneceği açıktır. Erkekler ve üretken dişiler çalışmaz. Köleleri yakalamada son derece atik ve cesur olan işçiler veya kısır dişiler, bundan başka bir iş yapmaz. Bu karıncalar, kendi yuvalarını yapmaktan veya kendi larvalarını beslemekten acizdir. Eski yuva elverişsiz bulunur ve topluluğun göç etmesi gerekirse, buna karar veren ve efendilerini kendi çenelerinde taşıyanlar kölelerdir. Efendiler öyle acizdir ki, Huber onlardan otuz kadarını köleleri olmadan, en sevdikleri yiyeceklerle ve onları çalışmaya teşvik eden larva ve pupalarıyla dolu bir yere kapattığında hiçbiri çalışmamış; hatta kendilerini bile besleyememiş ve birçoğu açlıktan ölmüştür."
- Türlerin Kökeni
249. "Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır."
- Türlerin Kökeni
250. "İnsanın arzuları ve çabaları nasıl da geçicidir! Zamanı ne kadar da kısıtlıdır! Ve sonuç itibariyle üretimleri de, Doğanın jeolojik devirler boyunca biriktirdiklerinin yanında zayıf kalacaktır."
- Türlerin Kökeni