Cep Kitap Bilgileri
Yazar: Stephen King
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 400
Basım Tarihi: 8 Aralık 2017
İlk Yayın Tarihi: 2006
Yayınevi: Altın Kitaplar
ISBN: 9789752107335
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Cep Kitap Tanıtımı
Günlük yaşamın vazgeçilmezi olan cep telefonları
hayatımızı kolaylaştıran bir araç mı, yoksa kıyametin habercisi mi?
Ekim ayının sıradan bir günüydü. Borsa 10.140 seviyesinde, uçaklarsa normal seferlerine devam ediyorlardı. Boston'da Boylston Caddesi'nde sevinçten adeta uçarcasına yürüyen Clayton Riddell içinse hayat çok daha mutlu ve umut vericiydi. İyi bir çizgi roman anlaşması yapmış, geleceğin umut dolu kapıları artık önünde açılmaya başlamıştı.
Ancak, her şey bir anda olup bitti. Tahribatın nedeni, herkesin cep telefonlarından yayılan ve sonradan frekans adıyla anılacak olan fenomendi. Clay ve bu faciadan canını kurtaran birkaç kişi, kendilerini medeniyetin zifir karanlık çağında, etraflarını saran kaos ve inanılmaz bir katliamın içinde bulurlar. Frekans yüzünden insanlar akıldan yoksun bir sürüye dönüşürler. Ve onlar için evrim başlar...
(Tanıtım Yazısından)
Cep Kitaptan Alıntılar
1. "İçinde ne acı ne neşe vardı."
2. "“Platformların üzerinde olmalarına rağmen Hırpani Adam’ın kafalarına yetişebilmesinin sebebi, yerde olmamasıydı. Yürüyordu ama havadaydı.
“Ecce homo-insanus,” dedi. “Ecce femina-insana.” Ve her seferinde kalabalığı oluşturanlar, hem telefon halkı hem de normaller, tek bir ağızdan kükreyerek cevap verdi: “DOKUNMA!” Artık aralarında bir fark yoktu. Clay’in rüyasında ikisi de aynıydı.”"
3. "“Latince neden tüylerini diken diken ediyor?” diye sordu Clay dikiz aynasından Dan’e bakarak.
“Tom Latincenin adaletin dili olduğunu söylemişti ve herhalde doğrudur ama bu bana daha çok intikam gibi geliyor.”"
4. "Ona başka ihtimaller olduğunu söyleyip vaktini boşa harcama, çünkü tek inanmak istediği bu."
5. "“Belki de,” dedi kız. “Ama bariz olan bir şey var.”
“Nedir o?” diye sordu Clay. İçinde kızın ne söyleyeceğine dair bir his vardı ve beklediğini duydu.
“Giderek zekileşiyorlar. Tek başlarına değil, çünkü birlikte düşünüyorlar. Kulağa çılgınca geliyor olabilir, ama bence bizi deliler ülkesine göndermek için pille çalışan müzik setleri toplamaları fikrinden daha makul.”"
6. "Tüm kuralları bildiğini düşünmek için henüz çok erken."
7. "“Daha sonra Frekans adıyla anılacak olan olay 1 Ekim günü öğleden sonra, standart Doğu saatiyle üçü üç geçe başladı. İsim olaya uygun değildi elbette, ama olayı takip eden on saat içinde buna dikkat çekebilecek olan bilim adamlarının çoğu ya çıldırmış ya da ölmüştü. Zaten ismin pek de bir önemi yoktu. Asıl önemli olan, etkiydi.”"
8. "“Neler oldu? Bileniniz var mı?
“Cep telefonları,” dedi Alice. İnsanları çıldırttı.
Kel adam fıçıyı aldı ve sızıntıyı önlemek için dik tuttu. “Kahrolası aletler,” dedi. Almayı hiç düşünmedim. Katlanan dakikalarmış. Ne haltmış onlar?”"
9. "Gördüğümü sandığım şeyi görüyor olamam, diye düşündü Clay..."
10. "Noel Baba'nın Kuzey Kutbu'nda bir atölyesi olduğuna inanmadığı gibi buna da inanmıyordu."
11. "Gökyüzünde bir yıldızın parladığını gördüm, ıstırap yıldızıydı ve onu takip edenler Şeytan'ı takip etmiş oldular. Cehennemin kızgın alevlerine doğru..."
12. "İşin zor kısmı çaresizlik hissiyle başa çıkabilmek."
13. "Tüm iyi vampirler horozlar ötmeden önce içerde olmalıdır, efendim."
14. "Hepsini onlar yaptı. Biz ise şans eseri dev bir ayağın altında ezilmekten kurtulan üç şaşkın böcek gibiyiz."
15. "Ve zeki olana söz yeter, annem böyle derdi."
Cep Kitap İncelemeleri
Ekim ayında sonbahar yapraklarının uçuşup, insanların güneşin tadını çıkartması beklenirken cep telefonunlarından yayılan bir sinyal ile hayatlar alt üst oldu. Adına “Frekans” denilen bu sinyal sonrası zombilere benzeyen ve “Freko” denilen kişilere evrilen insan sürülerini dehşet içinde okudum.
Ana karakterimiz Clay, cep telefonu kullanmayı sevmeyen biri. O an telefon kullanmayan birkaç kişi ile adeta aile birliği oluşturarak güvenli bir yer aramaya başlıyorlar. Çocuğunu, karısını, kocasını, babasını merak eden geriye kalan insanlar çareyi içe dönüp birbirlerine sığınmakta buluyorlar. Acaba bu frekans bir tür virüs mü yoksa dünya için kıyamet yürürken mi başladı?
Rüyalar ve telepati yöntemini kullanan Frekolar oldukça zeki. Ya da topluca düşünme kanalı ile parçaları bir araya getirip ayakta kalmaya çalışıyorlar. Düşünsenize, bir zamanlar sevdiğiniz kapı komşunuz en yakın arkadaşının kolunu koparıp yerken siz hiçbir şey yapamıyorsunuz.
Ölülerin Şafağı, Mahşer, Walking Dead tarzında bir alternatif distopya kurmuş bizlere sevgili
.Okuru her zamanki gibi içine çekmeyi, merak duygusunu perçinlemeyi çok iyi başarmış. Ama kitabın sonundan hiç hoşlanmadığımı belirtmeden geçemeyeceğim.
Kashwak’a ulaşmak isterken 19. Karayolundan geçeceksiniz. Hırpani Adam’a dikkat!
Bu ay uzun zamandır merak ettiğim King eserlerinden biri olan Cep'i okudum ve iyi ki okumuşum. Çok iyi geldi cidden ve yeniden Stephen King okumak oldukça iyi hissettirdi.
Cep telefonlarından yayılan bir sinyal sonucu insanların çoğu delirir ve çılgınlar gibi birbirlerine ve etrafa saldırmaya başlar. Tam bir kıyamet gösterisi gibidir ve insanlığın sonu bu sefer icatlarından biri olan telefonlar aracılığıyla olmuştur.
Kurtulan bir grup insan olayları anlamaya ve korunma çabasına girerler. İlk önce Clay ve Tom bulur birbirini sonrasında ise Alice. Alice'in başına gelenler büyük bir talihsizlikti ama grup yine ayaktadır ve aralarına Jordan katılır. Böylece büyük ve uzun bir hikâyenin temelleri atılır.
King'in tereddütsüz okuduğum eserleri arasında olayların en hızlı başlayıp geliştiği kitabı Cep'ti. Neredeyse 5 sayfa sonra kıyamet kopuyor ve Ölülerin Alacalaranlığı başlıyordu. Tabii ki bu kitapta ölü değil, dirilerin ama deliren dirilerin alacakaranlığıydı.
Cep, King eserleri sıralamamda şimdilik ilk beşlilerden birinde yerini aldı. Şuan zirvede 'O' olsa da bunun değişebileceğini düşünüyorum zira hâlâ daha Mahşeri, Ceset'i ve Esaretin Bedelini okumuş değilim. (: Ne olursa olsun Stephen King'i ve Eserlerini seviyorum. Eserlerinde kullandığı dili, zekasını ve gerçekten zekice düşünülmüş espirilerini seviyorum. Tasarladığı karakterleri ve bu karakterlerin samimiliği beni çok mutlu ediyor. Daima Stephen King okumak bana huzur veriyor ve koca bir çikolata tabletini yemiş gibi mutlu ediyor beni. Umarım Usta'nın tüm kitaplarını okuma mutluluğuna erişirim ve umarım daha bir sürü güzel kitap yazar. Tavsiye ederim. ♡
Esenle kalınız.
Cep bir yolculuk hikayesi aslında. Cep telefonlarının birden yaymaya başladığı virüs ile başlayan tehlike önce ülkeyi sonra tüm dünyayı etkilemeye başlıyor. Frekans denen virüsten etkilenmeyen insanlar ise sadece cep telefonu kullanmayanlar. Baş kahraman Clay'da bu insanlardan biri. Ve bir iş görüşmesi için Boston'da olan Clay Miane'de bulunan ailesi yani karısı ve oğlu için endişelenip yola çıkar. Bu romanın en beğendiğim yanı yolda karşılaşılan yan karakterlerin muhteşem detayı ve aralarında geçen konuşmalar. Çevre betimlemelerini söylememe dahi gerek yok. King okurları bilir ki betimleme dendiğinde hele alan gerilimse akla ilk isim gelir...
Cep'i sadece bir macera romanı olarak adlandıran insanlar romanı kötü görür ama şahıslara, kurumlara göndermelerini ve teknolojinin zararlarını kitap içinde gören insanlar için keyif katlanarak devam eder. Bazı okurlarda kitabın sonuna dikkat çekip beğenmediğini söylüyor. Ama king bazı kitaplarını hep üç nokta atarak tamamlar. Onun için sonlar değil yürünen yoldan alınan haz önemlidir ki bunu kendide söyler. Cep Stephen King'in ilk okunacak kitapları arasında değildir. Çoğu kişi bunu söyleyebilir. Ama bana göre kesinlikle değildir. Basit bir ktiap gibi görünse de aslında alt metni kuvvetli kitaplardandır. Bu özellik Buick 8 adlı eserinde de vardır ama o bambaşka bir eserdir. Onu da diğer incelemede söyleyeceğim...
Keyifli okumalar.
Dikkat spoiler içerir.
Clayton Riddell, başarılı bir sözleşme yapan iyi bir ressamdır ve Boston'da çizgi romanlarından ikisini satmıştır. Bunu kutlamak için bir dondurmacıya gider ve orada saat üçte her şey çığrından çıkar. Cep telefonu ile konuşanlar delirmiş ve diğerlerine saldırmaya başlamıştır. Bu kargaşa içinde Tom ve Alice ile tanışır ve telemanyak adını verdikleri bu insanlardan kaçmaya başlarlar. Karısı Sharon ve oğlu Johnny'yi bulmak isteyen Clay yeni arkadaşları ile yola çıkar. Bu tipler gündüz gezmekte ve gece dışarı çıkmamaktadır. Geceleri yola devam ederler ama telepati yoluyla giderek akıllanan bu yaratıklara karşı zorlanırlar. Bir sürüyü stadyumda yok ederler ve orada tanıştıkları Jordan ile yola devam ederler. Hırpani Adam adını verdikleri liderleri onu bir kasabaya gönderir ve bu yaratıklar ona dokunmaz lar. Ray adındaki arkadaşı otobüsü yürüyen bomba yapmıştır ve orada toplanan sürüyü cep telefonu ile yok ederler. En sonunda Johnny'yi bulur ama o da telemanyak olmuştur ve bu programda virüs vardır. Acaba eskisi gibi olabilecek midir? Clay bunun için ne yapacaktır? Tom ve diğerleri ile bir daha görüşebilecek midir? Bu durumu Dünya genelinde çözebilecek midir? Keyifle soluksuz okunan bir roman. Mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.