Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Cengiz Numanoğlu Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Cengiz Numanoğlu En Beğenilen Sözleri



1. "Âlim sanma, her gideni mektebe;
Ahlâk yoksa, yok ilimde mertebe.
Ne farkeder.. Tut ki, cübbe giydirsen;
Pâye versen, kitap yüklü merkebe?"


- Şuur



2. "Günümüz insanı, maddede etkin;
Dünyaya tapınmış, mânâda bitkin."


- Şuur



3. "İnsan, ince elekle, insanları eliyor,
Kendi kusurlarını, görmezlikten geliyor."


- Şuur



4. "Eş seçerken, zarf değil, önce mazrûfa bakın;
Allah korkusu yoksa, başlamadan bırakın.
Dost seçerken, mânevî mercekleri takının;
Dışı yaldız, içi boş, ambalajdan sakının."


- Şuur



5. "Her insan bir âyettir, önce kendini oku."


- Şuur



6. "Hiçbir şey yakın değil, insana ölüm kadar."


- Şuur



7. "Ne bir savcı kalırdı, ne bir yargıç ne yasa;
Şu insanoğlu önce, kendini yargılasa !"


- Bütün Şiirleri 1



8. "İnsanı, insan yapan; merhamettir, vicdandır.
..."


- Şuur



9. "Ne patronun çatık kaşı,
Ne aybaşı, ne yılbaşı,
Ne emekli maaşı...
Ne terfi, ne kartvizit,
Ne de koltuk savaşı...
Şimdi benim herşeyim;
Bir garip mezartaşı..."


- Şuur



10. "“Allah’ın rızâsı” değilse gâye;
Malın, mülkün, eşin, dostun hikâye."


- Şuur



11. "Dünya müslümanları, Kur’ân’la örtüşmüyor;
Bu yüzden felâketler, gündeminden düşmüyor."


- Şuur



12. "Sen ki; taparcasına, kendine kul kölesin,
Nefsini put yapana.. Daha Kur’ân ne desin!.."


- Şuur



13. "Ben duymam diyene, Söz/ler ne yapsın!
Ben görmem diyene, Göz/ler ne yapsın!
Apaçık dururken, Cennet ve cinnet;
Yanmak isteyene, Köz/ler ne yapsın!
... ~..."


- Şuur



14. "İnsana, başkasını yargılamak kolaydır.
Kendini yargılamak, inanılmaz olaydır."


- Şuur



15. "Kimi, ona buna, akıl satarken,
Kendisi muhtaçtır, farkında mısın?"


- Şuur



16. "Eş seçerken, zarf değil, önce mazrûfa bakın;
Allah korkusu yoksa, başlamadan bırakın."


- Şuur



17. "Sanma ki, bu geliş tesâdüf ola;
Sabır sınavıdır, ömür dediğin..."


- Şuur



18. "Allah’ım! Yaşadıkça, artıyor vebâlimiz;
Ölümü yaratmasan, ne olurdu hâlimiz?"


- Şuur



19. "Mesajı almayanlar, derdin olmasın senin;
Bir dakika sonrası, belli değil kimsenin.
Bilirsin ya.. İnsanlar, düşündüğü kadardır;
Mühürlenmiş kalplere, anlatacak ne vardır?.."


- Şuur



20. "“Hayvan” sözü sanma ki; çok kötü bir sıfattır,
Öyle insanlar var ki; onlara iltifattır."


- Şuur



21. "Âlim sanma, her gideni mektebe;
Ahlâk yoksa, yok ilimde mertebe.
Ne farkeder.. Tut ki, cübbe giydirsen;
Pâye versen, kitap yüklü merkebe?"


- Şuur



22. "•Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, kuşku yok, içi saygıyla ürperenlerin dışında kalanlar için bir ağırlıktır.
BAKARA/45"


- Şuur



23. "Akrabaya koştum dedim; "yaram var",
"Biraz derincedir, incitmeden sar"
Ne yeminler etti, dedi; "elim dar"
Asıl, bu yarayla, Sana yöneldim."


- Şuur



24. "BABAM DERDİ Kİ YAVRUM! Bütün dertler bir yana,
Kur'ân da, ümitsizlik haramdır müslümana.
Her çilenin bir ecri, gecenin fecri vardır;
İnsanın selâmeti, ancak sabrı kadardır."


- Şuur



25. "Allah bilinmez olsa, bilmeyi yaratmazdı,
Günah silinmez olsa, silmeyi yaratmazdı."


- Şuur



26. "Sanma ki her kalıbın, içindeki insandır,
İnsanı, insan yapan; merhamettir, vicdandır."


- Şuur



27. "KUR’ÂN DİYOR Kİ:
İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece “iman ettik” demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?
ANKEBÛT / 2"


- Şuur



28. "Darılıp küstüğün, kendi kaderin,
Sana siper olmuş, farkında mısın?
.."


- Şuur



29. "Midemizi açlığa, biraz alıştıralım;
Biraz da Kur'ân ile beyni çalıştıralım."


- Şuur



30. "İnsanlara öğüt ver, almayanı horlama,
Baktın ki açılmıyor, o kapıyı zorlama."


- Şuur



31. "Dost seçerken, mânevî mercekleri takının;
Dışı yaldız, içi boş, ambalajdan sakının."


- Şuur



32. "Yoksa eğer kişinin, kendisine saygısı,
Ne utanması vardır, ne haysiyet kaygısı."


- Şuur



33. "Ey Azrâil ! Dur biraz, sana yalvarıyorum;
Yasal haklarım için; bir avukat arıyorum...
Hayallerim, düşlerim, yarım kalan işlerim;
Estetik yapılacak, daha burnum, dişlerim..."


- Şuur



34. ""Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için,
Yarın ölecekmiş gibi âhiret için çalış"

Hadîs-i Şerif (s.a.v)"


- Şuur



35. "Âyet diyor ki; eğer, dağa inseydi Kur’ân;
Paramparça olurdu.. Dağ Allah korkusundan.
Hangi insan durup da, ibret almaz ki bundan?
Sen ki, bir dağ yanında, ne kadar da cücesin,
Haddini bilmen için.. Daha Kur’ân ne desin!."


- Şuur



36. "Bir vicdan ki; düşmeden, nefsin tuzaklarına;
Mahşer penceresinden, bakar kul haklarına..."


- Şuur



37. "KUR'ÂN DİYOR Kİ:
•Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Alah bilir de siz bilmezsiniz.
BAKARA /216"


- Şuur



38. "Akıl dizginleri, nefsin elinde,
İdrâki boğulmuş, kibir selinde,
“Zayıf" tır sıfatı, Kur'ân dilinde,
Nesine güvenir.. Şu insanoğlu ?"


- Şuur



39. "Gördüm ki; bu dünya bir oyalanma,
Halime bakıp da, mutluyum sanma."


- Şuur



40. ""Kalbim temiz" derken, önce biraz dur;
O kalbini, Kur'ân mihengine vur..
Ümit ve korkunun dengesini kur,
Mizan çok hassastır.. Mü'min kardeşim..."


- Şuur



41. "Ümitsizlik haramdır, karamsarlığı bırak;
Kıyamet kopuyorken, sen fidan dikmeye bak.
.."


- Şuur



42. "Şerefsiz desem bana yakışmaz,
Şerefli desem sana;
Susuyorum be adam,
Anlasana!"


- Şuur



43. "Huzura susadım, çâre diyorsan;
Şu yalan dünyayı, sevme bu kadar.
.."


- Şuur



44. "Mahşer Meydanı'nda, kurulur mizân,
Ne îtiraz kalır, ne şüphe, ne zan.
Kendi defterini görünce insan;
Nasıl şaşkın bakar?.. Sor da söylesin..."


- Şuur



45. ""Elinizde bir ağaç fidanı varsa, kıyamet kopmaya başlasa bile eğer onu dikecek kadar vaktiniz varsa, mutlaka dikin."
Buhari, el-Edebü'l-Müfred, 168."


- Şuur



46. "Küçük bir tebessüm, içten bir selâm,
Dosta hatır soran, bir iki kelâm,
Kısaca diyor ki, insana İslâm;
İhlâsla yaptığın, herşey ibâdet..."


- Şuur



47. "Şan, şöhret, şeytanın bir efsânesi,
Her nefes, eriyen bir kar tanesi."


- Şuur



48. "Yıldızlar, bir adım yolundan şaşmaz.
Dağlar haddin bilir, denizler taşmaz.
Karıncanın yükü, boyunu aşmaz.
Bunca dengelerin, farkında mısın?"


- Şuur



49. "İnsan güzelliği, ne göz ne kaşta;
Gönül gözlerinden, döktüğü yaşta..
Nefs ile girilen, zorlu savaşta;
En büyük silahtır, Allah korkusu..."


- Şuur



50. "Eğer ki; bir insandan, beklediğin yok ise;
Kupkuru bir teşekkür, hazineden çok gelir.
Eğer ki; bir insandan, beklediğin çok ise;
Korkarım ki, bu defa, hazineler yok gelir…"


- Şuur



51. "Şerefin sebebi, sanma neseptir;
Eşrefin, eşekten farkı edeptir."


- Şuur



52. "•......Ama gerçek şu ki; gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.
HAC/46"


- Şuur



53. "Cür'etimiz, haddimizi çok aştı;
İnsan olmak, ne kadar da zorlaştı..."


- Şuur



54. "Ey insan ! Yalnızlıktan şikâyet etme sakın;
Öyle bir Dost’un var ki; şah damarından yakın."


- Şuur



55. "• "Allah'ın boyasıyla boyandık. Boyaca O'ndan daha güzel olan kim vardır? Biz yalnız O'na kulluk ederiz" (deyin).
Bakara /138"


- Şuur



56. "Sen gönlünü açarsan, Allah onu doldurur,
Sen haramdan kaçarsan, helâlini buldurur."


- Şuur



57. "Dünyadaki secdeler, âhirette azıktır;
Buna rağmen mahşerde, aç kalana yazıktır."


- Şuur



58. "Oruç tutmak; sâdece, aç susuz kalmak mıdır?
Yoksa, tek bir damladan, deryâya dalmak mıdır?"


- Şuur



59. "Bir inanç ki; sarsılmaz, ne tayfun, ne tûfanla;
Güçlenir sabır denen, en zorlu imtihanla."


- Şuur



60. "Eğer, bilsen ki bugün,
Son günüdür ömrünün..
.
.
O bir günlük ömrüne,
Bunları katar mıydın?"


- Şuur



61. "Bilirsin ya.. İnsanlar, düşündüğü kadardır;
Mühürlenmiş kalplere, anlatacak ne vardır?.."


- Şuur



62. "Türbe türbe, erenlerin iziyle,
Toprak olmuş, ozanların sözüyle,
Mevlânâ özüyle, Yunus gözüyle,
Sevelim dünyayı, putlaştırmadan."


- Şuur



63. "Eskiden insanlarda, birazcık akıl vardı,
Kınanmaktan korkarak, eşi dostu arardı.
Ne zaman ki Milenyum, dünyaya gelip çattı;
İnsanoğlu aklını, telefonlara sattı."


- Şuur



64. "Bismillâhirrahmânirrahîm
• Asra yemin ederim ki, insan gerçekten
ziyan içindedir. Bundan ancak, îman edip iyi
ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye
edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnâdır.

ASR/1,2,3"


- Şuur



65. "Eğer, bilsen ki bugün,
Son günüdür ömrünün..
.
.
O bir günlük ömrüne,
Bunları katar mıydın?"


- Şuur



66. "Hakk'ın deryasına varır, gönül gönül çağlayan,
Damla damla inci döker, tövbe edip ağlayan,
Seni altın köstek ile, bu dünyaya bağlayan,
O şeytanın zincirini, kırıversen olmaz mı?"


- Şuur



67. "BABAM DERDİ Kİ YAVRUM! Kimseye sır yükleme,
Hiç kimseden sınırsız, bir sadakat bekleme.
Insan pervane gibi, rüzgâr bulunca döner,
Gündüz fener kesilir, gece olunca söner..."


- Şuur



68. "Allah” dersen mürtecî, “Tanrı” dersen çağdaşsın;
Bu özürlü beyinle, akıl nasıl bağdaşsın ?

~√~"


- Şuur



69. "Ödenmez.. Verdiğin bir nefes bile,
Allah'ım, sığındım Sana hamd ile..."


- Şuur



70. "Hangi taht oldu ki, sahibine yâr;
Allah rızâsının, zerresi kadar?"


- Şuur



71. "Ödenmez.. Verdiğin bir nefes bile,
Allah'ım, sığındım Sana hamd ile..."


- Şuur



72. "Hangi taht oldu ki, sahibine yâr;
Allah rızâsının, zerresi kadar?"


- Şuur



73. "Kiminin sabırdır, gönül zîneti,
Kimi teper, önündeki nîmeti.
Dünya ateşinden, âhir ibreti;
Alanla, almayan.. Bir olur mu hiç?"


- Şuur



74. "Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî..."


- Şuur



75. "•Yok, yok onlar Âhiretten korkmuyorlar.

Müddessir/53."


- Şuur



76. "Bir nefesin bile, hesabı çetin,
Ya hesabı nedir.. Bunca nimetin?
Vallahi kalmazdı, zerre gafletin;
Mizânı.. Kur'ân'a sorsaydın eğer..."


- Şuur



77. "Şimdi bir tövbekâr kul oldum şükür,
Gördüm ki; isyânın zerresi küfür!"


- Şuur



78. "İnsanoğlu, gerçek ve sonsuz mutluluğu; ne hayal dünyasının sahte saraylarında, ne de madde dünyasının geçici hazlarında bulabildi... Aradı, arıyor, arayacak... Taa ki; kendini buluncaya kadar..."


- Şuur



79. "Ben duymam diyene, sözler ne yapsın!
Ben görmem diyene, gözler ne yapsın!
Apaçık dururken, cennet ve cinnet;
Yanmak isteyene, közler ne yapsın!"


- Şuur



80. "Ne yaralar gördüm, ilâç kâr etmez,
Ne hastalar gördüm, gecesi bitmez,
Yine de; sabreder, isyâna gitmez,
Hayrân, hayrân bakıp, Sana yöneldim."


- Şuur



81. "Eğer, bilsen ki bugün,
Son günüdür ömrünün..
Neler yapardın acep,
Nasıl geçerdi günün?.."


- Şuur



82. "Zannetme ki sabır, boşa emektir,
Allah sana senden yakın demektir.
İnsan sabretmeli, varda ve yokta;
“İnnallâhe meassâbirin” Nokta."


- Şuur



83. "Kullar yetmese de, Mevlâ yeter ya...
.."


- Şuur



84. "Olmaz bir zerresi, Mizân'da heder;
Sevdiğini, Allah için sev yeter..."


- Şuur



85. "Kamil insan odur ki; hiçbir şeye şaşırmaz;
İçin için kaynar da, köpüğünü taşırmaz."


- Şuur



86. "Bir ana serçenin, içgüdüsünde,
Tavus kuşlarının ince süsünde,
Nice örümceğin, ak örtüsünde,
Hep, Seni gördüm de, Sana yöneldim."


- Şuur



87. ""Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa ona sevdiğini söylesin."
Ebu Davud, Edeb 122"


- Şuur



88. "Ne verem, ne vebâ, ne dizanteri;
Bu defa hastalık : ahlâk kanseri."


- Şuur



89. "Tertemiz iffetine, küfrân eli değmesin,
Allah secdeden gayrı, dik başını eğmesin."


- Şuur



90. "O gâfil nefsine, haddini bildir;
Vallahi Cehennem, şaka değildir..."


- Şuur



91. "Tertemiz iffetine, küfrân eli değmesin,
Allah secdeden gayrı, dik başını eğmesin."


- Şuur



92. "O gâfil nefsine, haddini bildir;
Vallahi Cehennem, şaka değildir..."


- Şuur



93. "Gizli kibir, gizli şirk, sanma sana uzaktır;
Her yerde, her nefeste, her adımda tuzaktır."


- Şuur



94. "Ey ! Göz kamaştıran, dünya köşkleri,
Ey! İşret kokulu, hevâ meşkleri,
Ey! Şeytan kurgusu, rüyâ aşkları;
Çekilin yolumdan ! Hakk'a varayım..."


- Şuur



95. "Ama sen, bir gönül yapamadın."


- Şuur



96. "Bir kavim (toplum), kendinde olanı değiştirinceye kadar Allah, ona nimet olarak bağışladığını değiştirici değildir. Ve Allah şüphesiz işitendir, bilendir.
ENFAL/53"


- Şuur



97. "Bir kıvılcımla yanar, bil ki koskoca orman;
Fitneler kol geziyor, KENDİNE GEL MÜSLÜMAN !"


- Şuur



98. "Allah aşkı ile yoğrulmayanın,
O'na naz etmeye, yüzü olur mu?..
.."


- Şuur



99. "Günde, bin kez bulanır,
Durulur kanım,
Ben, insanım..."


- Şuur



100. "Kimi; zengin amma, gönlü fukara,
Olmuş sanki hâşâ, kıblesi para.
Ne yapar insanı, şirk denen yara?
Kur’ân-ı Kerîm’e, sor da söylesin…"


- Şuur



101. "Gâfil geldi gider.. Şu insanoğlu.."


- Şuur



102. "Biliriz ki; dünya, gel-geç bir handır,
Sevinci, kederi, hep imtihandır."


- Şuur



103. "Birkaç varsayımla, denklem kurarsın,
Deryâ ortasında, damla sorarsın.
Neden, Kâinâtı, gökte ararsın ?
Dönüp de kendine, bakıversene...

~√~"


- Şuur



104. "İnsanlar tarih boyu, virüslerle yüzleşti;
Lâkin, son mutasyonda, insanlar virüsleşti."


- Şuur



105. "Bir araya gelmek için,
Ölümler mi gerekirdi?
.."


- Şuur



106. "BABAM DERDİ Kİ YAVRUM! Kibir şeytana hastır,
Şeytanla dost olanın, âkibeti iflâstır.
Dünya hırsı doyurmaz, yedikçe aç kalırsın;
Kibirde yükselirsen, kabirde alçalırsın..."


- Şuur



107. "Aylar döner, mevsim döner, yıl döner,
Dünya döner, devrân döner, yol döner,
Bir gün gelir; tövbe eder, kul döner.
Döndüm.. Döne döne, Sana yöneldim."


- Şuur



108. "Hikmetinden, sorgu-sual olunmaz,
Bir sel var içimde, karşı durulmaz,
Yazdıkça yazar da, elim yorulmaz,
İçim döküp döküp, Sana yöneldim."


- Şuur



109. "Bir köprü kurmuşsun, derler incedir,
Sordum; düşenlerin hâli nicedir?
Dediler; bağışlar, O çok yücedir,
Nice ümitlerle, Sana yöneldim."


- Şuur



110. "İnsansın; ne mümkün kusursuz olmak,
Kusurun azaltır, noksanın bilmek."


- Şuur



111. "Oysa.. Bir sınavdır, dünya bilene,
Ne mutlu, ölmeden ölebilene..
Bunca maddi aşkı, kalpten silene,
Cennet müjdesidir, Allah korkusu..."


- Şuur



112. "Yıl iki bin yirmide, ne zulümler görüldü
Doğruyu söyleyenler, dokuz köyden sürüldü.
Robotlaşan insanlar, tefekkürü terk etti;
Bu zillet, aileye, bencilliği zerk etti."


- Şuur



113. "Hoşgeldin! Beşerin gönül köşküne,
Şâhid ol ki; ibâdetler meşkine,
Ve Hazreti Muhammed'in aşkına
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı."


- Şuur



114. "Nice insan Kuran'ı, kalbine indirmiyor;
Bu nedenle âyetler, sancıyı dindirmiyor"


- Şuur



115. "Tarih, sana kaç bin yıl, ömür biçerse biçsin;
Zaman denizlerinde, sen yine de bir hiçsin."


- Şuur



116. "• insanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "iman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?

ANKEBÛT / 2"


- Şuur



117. "Bir yanda dünyanın, şöhreti ünü;
Bir yanda muhteşem, kabir düğünü.
Gökler tutuşurken, kıyâmet günü;
Kula gölgeliktir, Allah korkusu..."


- Şuur



118. "Çığ altında kalmanın, bedeli çok ağırdır;
Çığların çığlığını, duymayanlar sağırdır."


- Şuur



119. "Kimi; zengin amma, gönlü fukara,
Olmuş sanki hâşâ, kıblesi para.
Ne yapar insanı, şirk denen yara?
Kur'ân-ı Kerîm'e, sor da söylesin..."


- Şuur



120. "Rabb'ime ezelde verilmiş sözüm;
Dönmüşüm sözümden, gaflette gözüm.
Huzura çıkmaya, kalmamış yüzüm;
Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar..."


- Şuur



121. "Asık çehrelerde, endişe hüzün,
En yakın dostuna, geçmiyor sözün.
Gülmez olur muydu, o güzel yüzün;
Sevgiyi.. Kur'ân'a sorsaydın eğer?"


- Şuur



122. "Dinde zorlama yoktur, insan hürdür elbette;
İster dünyada pişer, isterse âhirette..."


- Şuur



123. "BABAM DERDİ Kİ YAVRUM ! Kadere küsme sakın;
Bil ki; seni Yaratan, sana senden de yakın.
Ne gaflet, ne cehâlet, ne sefâlet kaderdir;
Allah ancak sabreden, kullarla beraberdir..."


- Şuur



124. "Kimi; zengin amma, gönlü fukara,
Olmuş sanki hâşâ, kıblesi para.
Ne yapar insanı, şirk denen yara?
Kur'ân-ı Kerîm'e, sor da söylesin..."


- Şuur



125. "Rabb'ime ezelde verilmiş sözüm;
Dönmüşüm sözümden, gaflette gözüm.
Huzura çıkmaya, kalmamış yüzüm;
Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar..."


- Şuur



126. "Ekranları doldurdu; kan, kin, nefret, cinsiyet;
Çağdaşlıkta şart oldu, sapıklarla ünsiyet.
Artık ayıplanıyor.. Edep, hayâ, haysiyet;
Her kalıba giriyor, sahnelerde Tâğut’lar;
Görüyorsun, Yâ Resûl ! Dimdik ayakta putlar.

Bir yanda zâlimlere, kul olmuş münâfıklar;
Bir yanda nefse tapan, her zillete lâyıklar.
Hepsi Kur’ân’a karşı, gâlibiyet sayıklar;
Alkışlarla kalkıyor, bugün artık tabutlar;
Ölüme baş kaldırmış, dimdik ayakta putlar.

Ey! Beşerin Rehberi.. Ey! Nebîler Serveri;
Bilirim ki; bulunmaz, mü’minde aczin yeri.
Müsterihim.. Etsem de, bunca şikâyetleri;
İslam ufuklarında, asla sönmez umutlar;
Bugün değilse bile, YARIN ÇÖKECEK PUTLAR

~√~"


- Şuur



127. ",
Ne bir savcı kalırdı, ne bir yargıç, ne yasa;
Şu insanoğlu önce, kendini yargılasa !
....~..."


- Şuur



128. "Âlim zâlim karıştı, renkleri seçilmiyor,
Velisiz kaldı sokak; deliden geçilmiyor.
Bu cinnet kervanına, kocabaşlar dahiller,
Tuz bozulmuş, ne yapsın bizim gibi cahiller?."


- Şuur



129. "Yıllarca ecdadı suçladın durdun,
Geri kalmışlığı, İslâm'a yordun.
Oysa ki; en önde, sen koşuyordun;
Ahlâkı.. Kur'ân'a sorsaydın eğer..."


- Şuur



130. "Yeter ki bir insanı, Allah için sevindir;
Ummadığın o cennet, umulur ki senindir."


- Şuur



131. "Yıllarca ecdadı suçladın durdun,
Geri kalmışlığı, İslâm'a yordun.
Oysa ki; en önde, sen koşuyordun;
Ahlâkı.. Kur'ân'a sorsaydın eğer..."


- Şuur



132. ",
"Secde yoksa eğer, bil ki bedende;
Bir gizli kibir var, ille de sende."
... ~.."


- Şuur



133. "Yeşilde, mavide, alda, sarıda,
Çiçek çiçek, bal toplayan arıda,
Aklın yetmediği, binbir soruda,
Seni göremeyen, gözü neyleyim.

Her lokma rızkında, her nimetinde,
Verdiğin her lütuf, her âfetinde,
Kur’an-ı Kerim’in, her âyetinde,
Seni göremeyen, gözü neyleyim

~√~"


- Şuur



134. "Bırak.. O “çağdaşlar”, ne derse desin,
Hayat bir sınavdır, bu hüküm kesin,
Secde et ki; varsın, Allah'a sesin;
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya KUR'ÂN, ya HÜSRÂN, üçüncüsü yok"


- Şuur



135. "O büyük mahkemede bütün diller susacak,
Konuşacak bu defa, göz, kulak, el, bacak,
Uzuvlar birer birer haramları kusacak,
Açılacak önünde defterleri herkesin,
Kendine gelmen için daha Kur'an ne desin?
O gün!.. buyruk verenler, buyruğa baş eğecek,
Cehennem öfkesinden köpürüp kükreyecek,
Ve.. doydun mu deyince daha yok mu diyecek!
Yandıkça o deriler değişecek bilesin,
Hala secde yok ise daha Kur'an ne desin?

~√~"


- Kur'an Şiirleri - Ya Kur'an Ya Hüsran Üçüncüsü Yok



136. "Tutkuya döndükçe, giyim markası,
Yerde paspas olmuş, hayâ hırkası.
Kuşatmış kaleyi, şeytan fırkası;
İçindeki casus.. Nefsimmiş meğer..."


- Şuur



137. "Şeytan, önce insana, Allah'ı unutturur;
Sonra, "çağdaş" çöplükte, ne bulursa yutturur."


- Şuur



138. "Büyük de olsa günah, bil ki tevbesi vardır;
Allah'tan umut kesen, en büyük günahkârdır."


- Şuur



139. "Ey! Şefkat maskeli, yılan dilleri,
Ey! Kalem kullanan, fitne elleri,
Ey! Kimlik yitiren, insan selleri;
Çekilin yolumdan ! Hakk'a varayım..."


- Şuur



140. "Yedi bağın gülü, aynı destede,
Yetmiş iki millet, aynı listede,
Kaç milyon “Âmin" der, aynı bestede;
Tevhîd'le haşroldum.. Beytullah'ta ben."


- Şuur



141. "Dünya nimetinden, nedir ki kalan?
Varsa; gönül dostu, gerisi yalan.."


- Şuur



142. "Ey! Gözleri görürken, körlük çeken fâniler,
Bu nasıl uykudur ki; bir ömür sürer gider?
Bunca varlık içinde, darlık çeken fâniler,
İmân açlığı varsa, cehâlet ürer gider."


- Şuur



143. "• "Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis, daima kötülüğü emredicidir.
Ancak Rabb'imin esirgediği nefis başka. Rabb'im bağışlayan, esirgeyendir."
YUSUF/53

Yıllardır kendimi, güyâ tanırdım;
Sanık ben, yargıç ben, hep aklanırdım.
Şeytanı, en büyük düşman sanırdım;
Ondan da beteri.. Nefsimmiş meğer..."


- Şuur



144. "Gör ki dünya!.. Sırtında nice insan taşıyor,
Kimi yaşarken ölmüş, kimi ölmüş yaşıyor,
Kimi arş-ı alaya dolu dizgin koşuyor,
Diyor ki; İşte cennet! Gayret et ki giresin,
Ey!.. Şerefli varlık, daha Kur'an ne desin?

~√~"


- Kur'an Şiirleri - Ya Kur'an Ya Hüsran Üçüncüsü Yok



145. "Sor bakalım kendine; kendini hiç bildin mi?
Gaflet denen lekeyi, îmân ile sildin mi?
.."


- Şuur



146. "Mühürlenmiş ise gözler ezelden,
Nasıl ayıklanır, çirkin güzelden?
Mührü açmak için, varıp tez elden,
Hakk'a yalvarmayı, hiç düşündün mü?"


- Şuur



147. "İnsan doğmak, insana ilâhi bir ihsandır; İnsan doğan kaç kişi, ölürken de insandır?"


- Şuur



148. "Kendine gel ey insan ! Sanma ki rüyâdasın;
Sınavları çok çetin, fânî bir dünyadasın."


- Şuur



149. "İnsandaki bu gaflet, inanılmaz bir olay.
.."


- Şuur



150. "Küçük bir tebessüm, içten bir selâm,
Dosta hatır soran, bir iki kelâm,
Kısaca diyor ki, insana İslâm;
İhlâsla yaptığın, herşey ibâdet..."


- Şuur



151. "Rabb'imiz, Dîn'imiz, Kur'ân'ımız bir,
Peygamber sevgimiz, îmanımız bir,
Zulmü lânetleyen, vicdanımız bir,
Bu kavgamız neden.. Mü'min kardeşim?"


- Şuur



152.
Sen, kendi yargıcın, ol da kendine,
De ki; Allah için, ne yaptın bugün?
°"


- Şuur



153. "Her yanlış adımda, "sırat" incelir;
Bunu bil de yürü, genç arkadaşım..."


- Şuur



154. "....Ama gerçek şu ki; gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.
HAC/46"


- Şuur



155. "Öfkeyi körükler, kibriti çakar,
Karşıdan, keyifle yangına bakar.
Ahiret tarlanı, dünyada yakar,
Tanı artık.. İçindeki şeytanı.."


- Şuur



156. "Başkasına kılı kırka yararken,
Kendimize hesap, sorabildik mi?"


- Şuur



157. "...sizin için Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır."
TEVBE/116"


- Şuur



158. "Sabahın geceyi, kovduğu yerde,
İlmin cehâleti, boğduğu yerde,
Îmanın kâlbime, doğduğu yerde,
Hep, Seni gördüm de, Sana yöneldim."


- Şuur



159. "Geldik Hakk'tan, yeryüzüne savrulduk,
Nefsin çöllerinde, yanıp kavrulduk,
Bir îman denizi, arayıp durduk,
Seni bulduk, Ya Hazreti Muhammed."


- Şuur



160. "Akıl vermiş, engelleri geç diye,
Vicdan vermiş, hak yolunu seç diye,
Gönül vermiş, kapıları aç diye,
Bunca anahtarın, farkında mısın?"


- Şuur



161. "Dünyayı boğarken, zulmün tekeli,
Terâziyi tutan, eller lekeli.
Çatıları basmış, cehâlet seli;
Olmuşuz.. Bir kara vicdana tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî..."


- Şuur



162. "Gönül buzlarını, sevgiyle delmek,
Melekle insanın, farkını bilmek,
Kulda kusur varsa, affedip silmek,
Kırılmış bir kalbe, girmek ibâdet..."


- Şuur



163. "Günah keçisi oldu, küçücük bir Korona;
Hasret kaldı insanlık, bir hâl hatır sorana."


- Şuur



164. "Kalbi Kur'ân ile, dolan bedenler,
Dünyada, Peygamber izi güdenler,
Allah'ı görmeden, îmân edenler;
"O gün” neler görür?.. sor da söylesin..."


- Şuur



165. "Oruç zor gelmezdi, günler kısalsa,
Namaz da kılardık, vaktimiz olsa,
İbâdet kolaydı, iş bize kalsa;
Nasıl olsa Allah, affeder bizi;
Ölmeden ederiz, biz tevbemizi.

Her evde, bir Kur’ân, vardır ya rafta,
Mutlaka alınır, tozu her hafta,
Ayrıca.. Duvarda arapça yafta;
Nasıl olsa Allah, affeder bizi;
Her yıl göndeririz mevlidimizi…

Lâkin.. Zekât işi, biraz karışık,
Nefsimiz, fi treyle daha barışık.
Fakir, fakirliğe zaten alışık;
Nasıl olsa Allah, affeder bizi;
Kurbanda verdik ya etlerimizi…

-Medeniyet; hoşgörüdür inan ki,
Bir iki kadehten, ne çıkar sanki?
Etrafta, o kadar günahkâr var ki;
Nasıl olsa Allah, affeder bizi;
Daha dün kutladık kandilimizi

~√~"


- Şuur



166. "Kimi, bu dünyada, nefes aldıkça,
Allah’ı zikreder kalbi vurdukça,
Kimisi de, yalnız darda kaldıkça,
Allah’ı hatırlar, farkında mısın ?"


- Şuur



167. "Katı yürek gördüm, kurşunlar delmez,
Yüz adım giderim, bir adım gelmez,
Dediler; "nankördür, teşekkür bilmez,"
Dedim; bilen bilir, Sana yöneldim."


- Şuur



168. "Hastalık bir sınavdır.. Umutların solmasın;
Yeter ki; îmânında, bir hastalık olmasın."


- Şuur



169. "• İyilikle kötülük bir olmaz. (Sen kötülüğü) en güzel olan şeyle sav. O zaman bir de bakarsın ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dosttur.
FUSSİLET/34"


- Şuur



170. "Bu çatık çehreyle, bitmez bu yarış,
Sen, sen ol da önce.. Kendinle barış..."


- Şuur



171. "En küçük damlada, sabrımız taştı,
İnsan olmak, bu kadar mı zorlaştı?"


- Şuur



172. "Kimi bilmez, bir nefesin şükrünü,
Kimi besler, Kur'ân ile fikrini,
Dağın, taşın, kurdun, kuşun zikrini,
Duyanla, duymayan.. Bir olur mu hiç?"


- Şuur



173. "Uysallık, zerâfet verir insana,
Böyle burun büküp, kaş çatmasana.
Aynaya bak da gör, yakışır sana,
Bir tebessüm etsen, ne kaybedersin?"


- Şuur



174. "•.......Allah sabredenlerle beraberdir.
BAKARA / 249

Ezel arşivinden, kader silinmez,
Hakk'tan ne gelirse, karşı gelinmez,
Her şerde hayır var, kulca bilinmez,
Sabır sınavıdır, ömür dediğin..."


- Şuur



175. "•O gün cehenneme "doldun mu?" deriz. O da "Daha Yok mu?" der
KAF/30

O gün, buyruk verenler, buyruğa baş eğecek,
Cehennem öfkesinden, köpürüp kükreyecek,
Ve doldun mu dedikçe, daha yok mu diyecek;
Yandıkça o deriler, değişecek bilesin;
Hâlâ secde yok ise.. Daha Kur'ân ne desin!.."


- Şuur



176. "Bir mum alevine dayanmaz teni,
İncitir canını, bir gül dikeni,
Kara toprak değil midir kökeni,
Nesine güvenir.. Şu insanoğlu?"


- Şuur



177. "Mala, mülke, evlada, etme bu kadar meyil;
Düşün ki; bu dünyada, sen bile senin değil."


- Şuur



178. "BABAM DERDİ Kİ YAVRUM! Küçüğü küçümseme;
Küçücük bir darbeden, kalp kırılır mı deme.
Orman nasıl yanarsa, bir kibriti çakmakla;
Hayırlar da kül olur, bil ki başa kakmakla.."


- Şuur



179. "Aynalara bakıp, telâş etmezdin,
Biten her gününle, sen de bitmezdin,
Dosta böyle, elleri boş gitmezdin,
Ölümü.. Kur'ân'a sorsaydın eğer..."


- Şuur



180. "Ey! Dünya dergâhında, rehber arayan insan!
Haberin yok mu senin, “Muhammed Kapısı”ndan,
Var tez çal, O kapıyı, kurtul ölüm yasından, Çünkü, kimse boş dönmez, “Muhammed Kapısı”ndan.

(SALLALLÂHU ALEYHİ VE SELLEM)"


- Şuur



181. "İlim ehli âlimin, irfânı yüce gerek,
İlimde yüce olan, kibirde cüce gerek,
Hâkk’ın ecir müjdesi, o büyük ödül varken, Başkaca bir iltifat, âlime nice gerek ?

~√~"


- Şuur



182. "Yaklaşıyor Kıyâmet, bu oynanan son perde, Kur’ân’a kin kusanın, vay haline mahşerde !

~√~"


- Şuur



183. "İnsanlardan öyleleri vardır ki: “Biz Allah’a ve ahiret gününe îmân ettik.” derler; oysa onlar inanmış değildirler. (sözde) Allah’ı ve îmân edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatmaktadırlar da şuurunda değildirler. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı onlar için acıklı bir azap vardır. Kendilerine: “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde: “Biz yalnızca ıslah edicileriz” derler. Haberiniz olsun; gerçekten asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değildirler. Ve (yine) kendilerine: “İnsanların iman ettiği gibi siz de îmân edin” denildiğinde: “Düşük akıllılar (beyinsizler)in îmân ettiği gibi mi îmân edelim?” derler. Bilin ki, gerçekten asıl düşük akıllılar kendileridir; ama bilmezler.

BAKARA / 8,9,10,11,12,13"


- Şuur



184. "Secde yoksa eğer, bil ki bedende;
Bir gizli kibir var, ille de sende...."


- Şuur



185. "Bir damladan yaptın, insan denizi,
Ne huyları benzer, ne parmak izi,
Daha neler gördü, şu gönül gözü,
Kudretine hayrân, Sana yöneldim."


- Şuur



186. "Savaş açtığın Varlık, âlemlerin Sâhibi, Söyle ! Kimdir be ahmak, bu savaşın gâlibi?

~√~"


- Şuur



187. ".Öyle bir aşkla yandım, güneş sönse sönemem,
Gökler tersine dönse, Hakk yolundan dönemem"


- Şuur



188. "Kalbin kararmazdı, öfkeyle kinle,
Savaşırdın.. Önce, kendi cehlinle.
Alay eder miydin, bu Yüce Dîn'le,
Haddini.. Kur'ân'a sorsaydın eğer?"


- Şuur



189. "Mal Senin.. Mülk Senin.. Buyuran Sensin, Hükmünü, apaçık duyuran Sensin, Yaratan.. Yaşatan.. Doyuran Sensin,
Yine de kulların, şeytana tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...

Kur’ân’a cür’et var, göz göre göre,
Ayaklar altında, örf, âdet, töre,
“İslâm” türetmişiz, herkese göre;
Olmuşuz.. Para, pul, putlara tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...

~√~"


- Şuur



190. "Gel bugün tevbe et, gir Hakk yoluna,
Hor bakma bir daha Onun kuluna,
Kavuşturur; nîmetlerin boluna,
Af O'nundur.. Ümitsizlik neyine?"


- Şuur



191. "Ne bir savcı kalırdı, ne bir yargıç, ne yasa;
Şu insanoğlu önce, kendini yargılasa !"


- Şuur



192. "Kalbin kararmazdı, öfkeyle kinle,
Savaşırdın.. Önce, kendi cehlinle.
Alay eder miydin, bu Yüce Dîn'le,
Haddini.. Kur'ân'a sorsaydın eğer?"


- Şuur



193. "Gel bugün tevbe et, gir Hakk yoluna,
Hor bakma bir daha Onun kuluna,
Kavuşturur; nîmetlerin boluna,
Af O'nundur.. Ümitsizlik neyine?"


- Şuur



194. "Çilesiyle, elemiyle, hazzıyla,
Sevgisiyle, sitemiyle, nazıyla,
Vefâsız bahari, kısa yazıyla,
Sevelim dünyayı, putlaştırmadan."


- Şuur



195. "Şimdi bu cephede, nöbet senindir,
Yüreğinde Kur'ân, bayrak tenindir,
Peygamber hırkası, çelik yenindir,
Allah seninledir, genç arkadaşım..."


- Şuur



196. "Yeryüzünde nice sarayların, tahtların, hazinelerin sahibi sen oldun. Soylu oldun, sultan oldun, padişah oldun. Her şey senin oldu. Sen her şey oldun.
Ama sen, sen olamadın.. Huzûru bulamadın."


- Şuur



197. "Bir yetimin kapısını açamıyorsan,
Hak ve hukuk sokağından geçemiyorsan,
Dedikodu tutkusundan kaçamıyorsan,
Bil ki; peşindedir şeytan haberin olsun."


- Şuur



198. "Kitabını oku ! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.

İSRÂ/14"


- Şuur



199. "Sahip kimdir? dedim yüce dağlara,
Engin denizlere, sonsuz çağlara,
Göçüp gidenlere, kalan sağlara,
Hep, Seni dediler, Sana yöneldim."


- Şuur



200. "Âhir yolcusuyum.. Uzundur yolum,
Sırtımda dikişsiz, bir beyaz tulum,
Azık torbası boş, fakir bir kulum;
Ben nasıl güleyim.. Söyleyin dostlar..."


- Şuur



201. "•En güzel isimler (el-esmaul husna) Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.
A'RAF/180"


- Şuur



202. "•Bir kavim (toplum), kendinde olanı değiştirinceye kadar Allah, ona nimet olarak bağışladığını değiştirici değildir. Ve Allah şüphesiz işitendir bilendir.
ENFAL/53"


- Şuur



203. "Meyveli dalıyla, petek balıyla,
Atlas kaftanıyla, ipek şalıyla,
Tarlasıyla, tapusuyla, malıyla,
Sevelim dünyayı, putlaştırmadan."


- Şuur



204. "Haramları süsler, cesâret verir,
Her türlü çirkini, güzel gösterir,
Şehvet tabletidir, kanında erir,
Tanır mısın.. içindeki şeytanı?.."


- Şuur



205. "Ne yazık ki; bizleri, yanlış tanıyorsunuz;
Bir mezara atılmış, ceset sanıyorsunuz.
Oysa bizler.. Kaç bin yıl, geçse bile aradan;
Her saniye, dünyayı izliyoruz buradan...

~√~"


- Şuur



206. "Onsekiz bin aç çocuk, can verirken bir günde;
Kaç onsekiz bin dolar, savrulur bir düğünde.
Nasıl taşır bir insan, bu nankörce utancı?
Hiç mi uyandırmıyor, seni bu kadar sancı?"


- Şuur



207. "Vefâsız dost için, yanma bu kadar;
Nankörlük, beşerin hamurunda var..
Gördüğün yarayı, sen yine de sar;
Kullar bilmese de, Mevlâ bilir ya..."


- Şuur



208. "'Hevâ'dan kaçmaya, ettim de yemin;
Olmadım, yine de kendimden emin.
Ey! Yüce Sahibim, Rabb-ül Âlemin,
Nefsimle başbaşa, bırakma beni !"


- Şuur



209. "Sor bakalım kendine; gerçekten ayık mısın?
Yoksa açık denizde, küreksiz kayık mısın?
Şeytanın süslediği, serapları geçtin mi?
Kur'ân denen pınardan, can suyunu içtin mi?"


- Şuur



210. "Her musîbet.. Aslında bir îkazdı,
Görmedin mi? Nefsin, verdikçe azdı.
Bu servet gemisi, yoksa batmazdı;
Zekâtı.. Kur'ân'a sorsaydın eğer.."


- Şuur



211. "Her musîbet.. Aslında bir îkazdı,
Görmedin mi? Nefsin, verdikçe azdı.
Bu servet gemisi, yoksa batmazdı;
Zekâtı.. Kur'ân'a sorsaydın eğer.."


- Şuur



212. "Kur’ân eczanesinde, her derde devâ vardır;
Son kullanma tarihi: Kıyâmete kadardır…

~√~"


- Şuur



213. "Akıl hiçbir insana mutluluk vermez .. Niçin?
Çünkü, akıl gerekir, aklı kullanmak için.

~√~"


- Şuur



214. "Akıllar odaklanmış, aşka, meşke, paraya,
İndirmişler Kur’ân’ı, listede son sıraya.."


- Şuur



215. "Kalp gözüne, kara günler, ak gelir.
İki cihan korkuları, yok gelir.
Nefsin, aç olsa da, sana tok gelir,
Yüreğinde, Allah sevgisi varsa..."


- Şuur



216. "Küçük bir tebessüm, içten bir selâm,
Dosta hatır soran, bir iki kelâm,
Kısaca diyor ki, insana İslâm;
İhlâsla yaptığın, herşey ibâdet..."


- Şuur



217. "Dünya hayatı yalan, gerçek hayatsa yakın,
Sevinçte ve kederde, haddini aşma sakın."


- Şuur



218. "Hor görme dünyada çile çekeni,
Sabırla beslenir, gönül kökeni,
Bülbüle diyor ki; gülün dikeni,
Sabır sınavıdır, ömür dediğin..."


- Şuur



219. "Kur’ân’ı okuyup, yazsan ezbere,
Şöhretin tez varsa, gittiğin yere,
“Kalbim temiz” desen, günde bin kere,
Secde yoksa eğer, bil ki bedende;
Bir gizli kibir var, ille de sende...

~√~"


- Şuur



220. "Yeryüzü dediğin, bir koca mâbet,
Geldik bu mâbede, maksat ibâdet.
Ezanlar ederken, secdeye dâvet;
Hep “yarın” diyorsun, oysa kim bilir;
O “yarın” belki hiç, gelmeyebilir."


- Şuur



221. "Musibetler aslında, mânevî mesajlardır,
Mesajı alanlara, büyük müjdeler vardır."


- Şuur



222. "Allah'tan başkasına minnet sana âr gelir,
Onurlu bir yoksulluk, iffetine kâr gelir,
Ruhuna beden değil, dünya bile dar gelir,
Semâlar mekân olur, Kur'ân'ı anladıkça..."


- Şuur



223. "Serveti verirsin, her isteyene,
İlmi, ancak, onu servet bilene,
Ne mutlu ki; o serveti bulana,
Gör ki; bulmak için, Sana yöneldim."


- Şuur



224. "Etrafına bir bak, gör nicesini,
Gel de çöz, şu insan bilmecesini,
Bazen, ömür bile, tek hecesini,
Çözmeye yetmiyor, farkında mısın?"


- Şuur



225. "Sahillerde kum yerine İnci taneler...
Cennet dedikleri Ne imiş meğer...

~√~"


- Şuur



226. "Herkeste bir kusur, arar bulursun.
Cehenneme, hüküm keser durursun.
Cennet kapısına, kilit vurursun,
Cennet O'nun.. Kilit senin neyine?"


- Şuur



227. "Ne, ihtiraslara, çâre bulunur,
Ne, "benlik” seline, karşı durulur,
Ne de; düşüncede, denge kurulur;
İki dünya dengesini kurmadan..."


- Şuur



228. "Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et...

TÂHÂ/132"


- Şuur



229. "Ey Canlar Cânânı! Ey Peygamberim!
Cennetlerde, komşun olmak dilerim.
Sana, denizlerin her damlasınca;
Aleyhissâlâtu vesselâm derim...

Sallallahu aleyhi ve sellem"


- Şuur



230. "Elinde mey tası, dilinde nifak;
Kalbinde şeytanla, binbir ittifak;
Sökmediyse hâlâ, ufkunda şafak;
Dalâlet ne demek? Bir daha düşün..."


- Şuur



231. "Allah için sevmiyorsa, seni seven bir kişi;
Çok uzatma.. Kardeş olsa, bitir gitsin bu işi..

~√~"


- Şuur



232. "Bir gün var ki çok yakın, dağların yürüdüğü,
Göklerin güneşi önünde sürüdüğü,
Kainatı toy dumanın bürüdüğü,
Kıyamet senaryosu, oyun değil bilesin,
Hala ürpermiyorsan daha Kuran ne desin?

~√~"


- Kur'an Şiirleri - Ya Kur'an Ya Hüsran Üçüncüsü Yok



233. "• De ki: "Size işleri bakımından en çok ziyana uğrayacak olanları söyleyeyim mi?"
Dünyâ hayâtında bütün çabaları boşa gitmiş olan ve kendileri de iyi iş yaptıklarını sanan kimselerdir.
KEHF/103-104"


- Şuur



234. "Mahşer Meydanı'nda, kurulur mizân,
Ne îtiraz kalır, ne şüphe, ne zan.
Kendi defterini görünce insan;
Nasıl şaşkın bakar?.. Sor da söylesin..."


- Şuur



235. "Allah, her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef (sorumlu) kılar.

Bakara/286"


- Şuur



236. "Onlar ki beni anmaya karşı gözleri perde içinde idi ve (Kur’ân’ı) dinlemeye tahammül edemezlerdi.

KEHF/101"


- Şuur



237. "Bil ki; Yüce Allah, kulu sevince,
Bazen alır dener, bazen verince
Düşünen insana, mesaj derince,
Sabır sınavıdır, ömür dediğin..."


- Şuur



238. "Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar gösteriş yapanlardır; hayra da mâni olurlar.

MÂÛN/4,5,6,7"


- Şuur



239. "Sınıf geçmek için, hayat dersinde,
Nefsi dövmek gerek, îman örsünde,
Aç iken tokluğu, düşünürsün de,
Tok iken, açlığı, hiç düşündün mü?"


- Şuur



240. "Dert ateştir.. Pişirir, çiğ bırakmaz insanı;
Lâkin çok yaklaşırsan, yakar bitirir canı...

~√~"


- Şuur



241. "De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi Âlemlerin Rabbi Allah içindir.

EN’ÂM / 162"


- Şuur



242. "Ey iman edenler! Yapamayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapamıyacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.

SAFF / 2,3"


- Şuur



243. ""Dünya bir sınavdır, biliniz" dedin,
"Kısadır, sabırlı olunuz" dedin,
"Karnede, zayıfsız geliniz" dedin,
Bunca zayıflarla, Sana yöneldim."


- Şuur



244. "Dünyanın serveti, şehveti sahte;
Bir kefen kadardır, vefâsı ahde.
Boğma vicdânını, meyde, kadehte,
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya AHLÂK, ya HELÂK, üçüncüsü yok.
... ~..."


- Şuur



245. "Bir dünya ki; ne açlık, ne cinâyet, ne savaş,
Ne kan ağlayan mazlum, ne gözlerde damla yaş, Bir dünya ki; ufuklar, ağarır yavaş yavaş;
Sabahlar müjdelenir, Kur’ân’ı yaşadıkça...

~√~"


- Şuur



246. "Kendin için, bir mahkeme kursan da;
Nefsinden, ne kadar uzak dursan da,
Her celseyi, vicdanına sorsan da;
Hükmünü vermeden, bir daha düşün..."


- Şuur



247. "Selâm Sana, Âlemlerin Rahmeti,
Gönüllerin, iki cihan serveti,
Yedi katlı semâların zîneti,
Selâm Sana, Yâ Muhammed Mustafa.ﷺ"


- Şuur



248. "Tartıyı adâletle tutup doğrultun ve tartıyı noksan tutmayın.

Rahmân/9"


- Şuur



249. "...Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.

LOKMAN / 33"


- Şuur



250. "Denizler kokuşmuş, dağlar yanmada,
Bacalar, göklere zehir sunmada,
Dünya can çekişir; son savunmada;
Nîmete nâmertçe, açmışız harbi,
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî..."


- Şuur

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: