Cengiz Han'a Küsen Bulut Kitap Bilgileri
Yazar: Cengiz Aytmatov
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 10 dk.
Sayfa Sayısı: 112
Basım Tarihi: Şubat 2025
İlk Yayın Tarihi: 1990
Yayınevi: Ötüken Neşriyat
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9789754370546
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Cengiz Han'a Küsen Bulut Kitap Tanıtımı
Ünlü yazar Aytmatov'un bu son romanı, aslında "Gün Olur Asra Bedel" adlı romanın içinde yer alması gereken ve onu tamamlayan uzunca bir bölümdür. Fakat, on yıl kadar önce kaleme alınan o eserde, KGB'yi en çarpıcı örneklerle en ağır bir şekilde suçlayan bu bölüme izin verilmemiş, ya da Aytmatov bunu, "Dişi Kurdun Rüyaları" adlı daha sindirici romanını yazdıktan, bugünkü ortama ulaşıldıktan sonra ayrı bir roman halinde yayınlama fırsatını beklemiştir.Bugün heykelleri yıkılmakta olan Dzerjinski'nin kurduğu KGB için iktidar, daha doğrusu bu örgüt, hiç söndürülmeden yanması gereken bir sobadır. Bu sobanın yakıtı yalnız insandır. Yaş, kuru ayrımı yapılmadan insanlar yakılacaktır ki soba sönmesin...Bu romanında Aytmatov, "Gün Olur Asra Bedel"in kahramanlarından biri olan öğretmen Kuttubayev'in nasıl öldüğünü anlatıyor. Oysa, sözünü ettiğimiz büyük romanda resmi makamlar onun kalp sektesinden öldüğünü bildirmişlerdi.Kuttubayev'i suçlayan askerî savcı (KGB) en önemli delil olarak onun, Cengiz Han'la ilgili bir efsaneyi kaleme almış olmasını gösteriyor. Bu efsane, Avrupa'yı fethe giden Cengiz Han'ın Sarı - Özek'ten geçerken iki sevgiliyi idam ettirmesi olayıdır. Bu, hem çok güzel bir aşk hikâyesi hem de "diktatör karşısında bireylerin durumu" gibi evrensel bir konunun işlenmesidir. Anlatan Aytmatov olunca, orada, masal ve efsane aracılığıyla geçmişimizi, günümüzü hatta geleceğimizi apaçık görebiliyoruz.
Cengiz Han'a Küsen Bulut Kitaptan Alıntılar
1. ""İnsan insana nasıl bu kadar acımasız olur...""
2. ""Evet, kötülük yapma ve yayma konusunda insanla yarışabilecek yaratık yoktu.""
3. "Aman Tanrım! Hayat niçin bu kadar zor, bu kadar acı?"
4. "Yeryüzündeki bütün yaratıklar arasında Şeytanla hemen uyuşan, anlaşan tek yaratık insan idi."
5. "O sensin. Sen hep düşümdesin..."
6. "“Evet,kötülük yapma ve yayma konusunda insanla yarışabilecek yaratık yoktu.”"
7. "Yeryüzündeki bütün yaratıklar arasında şeytanla hemen uyuşan, anlaşan tek yaratık insan idi."
8. "Çünkü hayatın anlamı mutlu olmak idi..."
9. "“Bazen küçük bir olay, insanı, o olayın hemen bir saniye öncesine kadar her şeyi berrak görüp her şeyin mükemmel olduğunu düşünürken, birdenbire allak bullak etmeye yeterdi.”"
10. "Devlet bir sobadır ve yakıtı da yalnız insanlardır. Yakılacak insan olmayınca soba söner."
11. "“ Gücünle büküp kırdığın hiçbir şeyin değeri yoktur, güce boyun eğenler ise boyun eğdirenin insaf ve merhametine kalmışlardır. Dünyanın düzeni de bunun üzerine kuruludur… “"
12. "Hayat niçin bu kadar zor, bu kadar acı?"
13. "... hükümdarlarının bu en acımasız ve korkuncunun karşısına kılı kıpırdamadan dikilmişti"
14. "Duyduğu acıdan haykıra haykıra ağlamamak ve aklını kaçırmamak için Abutalip hayallere dalıyor, bu hayallerde aldatıcı bir huzur arıyordu."
15. ""İnsan insana nasıl bu kadar acımasız olur...""
Cengiz Han'a Küsen Bulut Kitap İncelemeleri
Buradaki 1000. kitabım.
Beni anlatan bir roman varsa işte o Cengiz Han'a Küsen Bulut'tur. Çünkü ben de coğrafya öğretmeni Abutalip Kuttubayev'im; onun kadar mazlum onun kadar kırgınım...
Cengiz Han'a Küsen Bulut, Gün Olur Asra Bedel'in uzantısıdır. Orada akıbetini bilemediğimiz öğretmen Abutalip Kuttubayev'in hikayesini Cengiz Han'a Küsen Bulut'ta görüyoruz. Ben Cengiz Han'a Küsen Bulut'u yıllar önce okumuştum. Bir de geçen yaz tekrar okudum; ikincisi çok daha manidardı.
Ayrıca bu sitede okuduğumu beyan ettiğim 1000. kitap olmasını özellikle ayarladım.
Büyük Aytmatov, totaliter sistemleri haklı olarak yerin dibine sokarken ustalığını konuşturmuştur. Şahane bir sistem eleştirisidir. Gün Olur Asra Bedel'den sonra mutlaka okunmalı çünkü bir insan hakları beyannamesi adeta...
- İpucu içerir -
Mesleğinde terfi etmek için kendine vazife arayan KGB ajanı 'akdoğan bakışlı' Tansıkbayev aradığı kurbanı Sarı Özek'te bulur. Öğretmen Kuttubayev'i uydurduğu bir terör örgütüne üye olmakla suçlar ve tutuklar. Çünkü totaliter sistemlerde devlet bir sobadır, o ateş sürekli yanmalıdır ve odunlar da insandır. Kuttubayev, Kırgız halk destan ve masallarını derlemektedir. Orada geçen efsanelerden biri de Batı seferi sırasında Cengiz Han'ın üstünden hiç ayrılmayan ama diktatör Han'ın verdiği insanlık dışı bir ceza sonucu onu terk eden bulut efsanesidir.
Cengiz han o büyük komutan ve aynı zamanda hırsı ve idare yeteneği sayesinde Dünya'nın yarısını( o zamanda ki yaşam yerlerine göre) fethetmiş ayrıca Avrupa seferine de çıkmış ve bunu başarmak için aldığı birtakım kurallar vardır. Bir tanesi gözüme çarptı ve onu sizlerle paylaşmak istiyorum kadınların hamile kalması: Biliyorsunuz bir ordu için en önemli kural disiplin'dir ve Cengiz han kadınlar ve çocukların buna engel teşkil ettikleri için kadınların hamile kalmasını yasaklamıştır. Sizlere bahsettiğim sadece bir örnek bunun gibi olmasa'da Cengiz Han bu ve benzeri kurallar sayesinde o topraklarda egemenliğini sürdürdü.
Ve kitabımıza gelicek olursak bu kitap Gün Olur Asra bedel'in ikinci kitabıdır, ve onun devamı niteliğindedir. Kitap bence gerek konusu ve gerek dil'i bakımından olsun Gün Olur Asra Bedel'den bir tık geride kalsa da gayet okunması gereken güzel bir kitaptır. Kitap fazla uzun değil ve gayet kolayca okunabilir ama size önerim Önce Gün Olur Asra Bedel kitabını edinin ve onu okuduktan sonra bu kitabı okuyun yoksa aklınız karışabilir. Bu kitap ile Cengiz Aytmatov'dan okuduğum üçüncü kitap oldu ve umarım tüm kitaplarını okurum.
Bu kadar övmeden sonra
sanırım kitabı beğendiğimi söylememe gerek yoktur. Aytmatov okuyun, okutturun.
Sağlıcakla kalın =)
Kitap Gün Olur Asra Bedel’de
öyküsü yarım kalan Abutalip Kuttubayev’in sorumlusu olmadığı bir suçtan yargılanması ve sonrasında gördüğü işkenceler ve ailesine duyduğu yoğun özlemle ölüme giden yolculuğunu ele almış.
Kitabın içinde merakla okuduğum bir efsaneye de yer verilmiş: Cengiz Han Efsanesi
Efsaneye göre Cengiz Hanın huzuruna bir kahin çıkar ve küçük bir bulutun onu koruyacağından bahseder ve bulutu nasıl yanında tutacağını Cengiz Han’ a bırakıp gider. Cengiz han amacını gerçekleştirmek için fetihlere çıktığında kafasını kaldırıp bulutu görür. Bu durumun vereceği motivasyonu tahmin edersiniz :)
Bu sırada Cengiz han savaşan eşlerinin yanında gelen kadınların doğum yapmasını yasaklayan bir kural koyar. Bu kuralı ihlal eden Yüzbaşı Erdene ve eşi Toluga’yı hiçte güzel günler beklemiyor olacak…
Kuttubayev’e dönersek Boranlı istasyonundan son geçişinde trenin içinden ailesini bir an görmek için kafasında planladığı binbir senaryo ve sonunda o an geldiğinde son defa karısı Zarife’ye çocukları Ermek ve Daul’a bakışı ve onların bütün bunlardan haberlerinin olmaması kitabın en can alıcı kısmıydı. O gün yanlarından geçen trenin vagonlarının birinde dört gözle bekledikleri babalarının olduğunu nereden bilebilirlerdi.
Gün Olur Asra Bedel kitabını okuduktan sonra bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar
Gün Olur Asra Bedelle başlayan Sarı-Özek bozkırındaki tren yolculuğum Cengiz Han'a Küsen Bulut'la devam etti. Cengiz Aytmatov'un bozkırı, oranın masallarını, efsanelerini, aşklarını, insanların mücadelelerini anlatışını tıpkı kendi toprağımı anlatırmış gibi samimi bulurum hep.
Cengiz Aytmatov okurken; hiç gitmediğim sarı sıcak bozkırda güneşin batışına şahit olur, bilge bir büyükten Orta Asya'nın masallarını dinler gibi hissederim. Abutalip'in çocuklarına anlattığı masalları, bir ananın Mankurt oğlunu arayışını, Cengiz Han'ın tepesinden ayrılmayan, Gök-Tengri'nin yeryüzünde tek hakim olarak onu kıldığının emaresi olarak saydığı halde ona küsen bulutu... Mümin Dede'nin torununa anlattığı Maral Ana efsanesini dinler gibi...
Bozkırda yaşanan aşklara şahit olur, Danyar'ın Cemile'ye söylediği türküyü duyarım. Tolgonay Ana'nın hasattan sonraki ilk ekmeğinin kokusu yayıla yayıla gelir sanki burnuma...
Dünyadaki en masum duyguları öyle bir içtenlikle anlatır ki Cengiz Aytmatov, gözünüzden süzülen birkaç damlaya engel olamazsınız. Aynı şekilde dünyada var olmuş ve hâlâ var olan kötü insanları da tüm gerçekçiliğiyle anlatır. En sonunda iyiliğin insanın içinde olup bir yerden gelmeyeceğine, dünyada da insan kadar Şeytan'la işbirliği içinde olan başka cinsin bulunmadığına kanaat getirirsiniz bu bozkır yolculuğunda.
"Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir." efsane bir alıntıyla yine incelememe başlamak istiyorum.
Öncelikle şunu belirtmemde fayda olduğunu düşünüyorum. Aslında bu kitap Gün olur asla bedelin devamı olan bir kitap. Yani bu kitabı okumadan önce diğerini okumanızda fayda var. Kitapta bir öğretmenin kgb ajanları tarafından bir efsaneye dayaranak işkence görmesini anlatır. Cengiz Han hakkında bir efsaneye yer verilmiş ve ilk kitapta da eksikliğini anladığımız Kuttubavey'e ne olduğunu anlatıyor.
Abutalip Kuttubayev, Orenburg’a götürülmek üzere trene bindirilir. Orenburg’da diğer örgüt üyeleriyle yüzleştirilecektir. Suçu kabullenip diğer üyeleri tanıdığını söylemesi karşılığında cezasının hafifletileceği vaadi verilir. Tren Sarı-Özek bozkırından dolayısıyla Zarife’nin ve çocuklarının bulunduğu Boranlı İstasyon’undan da geçecektir. Abutalip karısı ve çocuklarını görmenin hayallerini kurar. Tren Boranlı’dan geçerken Kazangap’ı, Yedigey’i, Zarife’yi, Ermek ve Daul’u görür.
Onları gördükten sonra kendine bir söz verir. Verdiği sözü Orenburg’a vardığında kendini trenin önüne atarak tutar. Bu ölüm, Kuttubayev’in üzerinden terfi bekleyen Tansıkbayev’in sorumluluğuna yüklenir.
“Kara tren gecikir belki hiç gelmez
Dağlarda salınır derdimi bilmez
Dumanın savurur halimi görmez
Gam dolar yüreğim gözyaşım dinmez.
Mısralarıyla incelememi tamamlamak istiyorum. Kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum.