Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Çavdar Tarlasında Çocuklar - J. D. Salinger | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Çavdar Tarlasında Çocuklar Kitap Bilgileri


Yazar: J. D. Salinger
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 37 dk.
Sayfa Sayısı: 198
Basım Tarihi: Ekim 2021
İlk Yayın Tarihi: 1951
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789753636360
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Çavdar Tarlasında Çocuklar Kitap Tanıtımı


“Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater’ı ve Ackley’i bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Maurice’i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.” Çavdar Tarlasında Çocuklar”, Salinger’ın tek romanı. Ergenlik çağının içinde, yetişkin dünyanın düzenine karşı isyankar bir çocuğun, bir Noel öncesi başına gelenler… Bu sürecin bir psikiyatri kliniğinde noktalanışı. Holden Caulfield’in masumiyet arayışının iç burkucu romanı. Belki de Salinger’ın. 1993’te Franny ve Zoey ile Dokuz Öykü adlı kitaplarını yayımladığımız Salinger, 1963’ten buyana yeni bir yapıt yayımlamamasına ve neredeyse efsane haline gelmiş bir gizlilik içinde yaşamasına karşın, dünya edebiyat gündemindeki yerini hep koruyor.




Çavdar Tarlasında Çocuklar Kitaptan Alıntılar


1. "Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın?"




2. "Oldukça cahilimdir, ama epey okurum."




3. "Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın?"




4. "Tanıştığıma hiç memnun olmadığım kimselere, durmadan "Tanıştığımıza memnun oldum." demek beni öldürüyor. Ama, hayatta kalmak istiyorsanız, ille de bu zarvaları söylemek zorundasınız."




5. "Sakın kimseye bir sey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra."




6. "Oldukça cahilimdir, ama epey okurum."




7. "Oldukça cahilimdir, ama epey okurum."




8. "Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir."




9. "Oldukça cahilimdir, ama epeyce okurum."




10. "“Oldukça cahilimdir, ama epey okurum.”"




11. "Hep okurdu, çok iyi kitaplar okurdu. Bir sürü şiir filan da okurdu."




12. "“Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın ?”"




13. "Oldukça cahilimdir, ama epey okurum."




14. "Tanıştığıma hiç memnun olmadığım kimselere, durmadan, ''Tanıştığıma memnun oldum'' demek beni öldürüyor. Ama hayatta kalmak istiyorsanız, ille de bu zırvaları söylemek zorundasınız."




15. "Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra."





Çavdar Tarlasında Çocuklar Kitap İncelemeleri


"Her neyse, hep, büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta-yetişkin hiç kimse, yani- benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum.; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben,çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim.''

İsmi yukarıdaki paragraftan geliyormuş. Kitaba başlamadan önce heralde tarım işçisi olarak çalışan çocukların yaşamını anlatıyor sanıyordum.

Kitap, günlük konuşma diliyle yazıldığı için bana çok samimi geldi. Bu samimilik okumayı baya akıcılaştırıyor.

Holden'nın, okuldan atıldıktan sonraki 3 gününü kendi ağzından dinliyoruz. 17 yaşındaki bir gencin, bu 3 günde yaşadıkları size aşırı gelebilir. Ki kitap ahlak dışı ve açık saçık bulunduğu için yasaklanmış.

Holden, neredeyse her şeyden nefret eden bir çocuktur, herkesi iki yüzlü, sahtekar ve samimiyetsiz görür. Ama kardeşi Phoebe'nin yeri ayrıdır. Onu çok sever. Tam herşeyi bırakıp, kendi başının çaresine bakmayı düşünürken kardeşinin parktaki mutlu hallerini görüp gitmekten vazgeçer.

Bana göre kitapta asıl anlatılmak istenen, kendine özel iç dünyası her gencin, topluma uyum sağlamak için bir çıkar yol bulma çabaları ve sonunda bu çabaların boşa çıkması sonucu yıkıntılar yaşaması diyebilirim.

Çokca ders çıkarabilecek bir kitap. Keyifli okumalar.




Çavdar Tarlasında Çocuklar... Edebiyat dünyasını ikiye bölen, tartışmalı meşhur eser...
Okuduğum yorumlar sonucunda tereddütte kaldığım, ama okumadan da fikir sahibi olamayacağımı düşündüğümden başlamaya karar verdiğim eser oldu.
Çavdar Tarlasında Çocuklar, Holden adlı bir gencin hikâyesi... Gelir seviyesi yüksek ailelerin çocuklarının okuduğu Pencey adlı bir lisede okuyan Holden okuldan atılır ve eve dönene kadar üç günlük süre zarfında başindan geçenlerin anlatılmasıyla macera başlar... Holden, yaşının tüm özelliklerini taşıyan bir genç aslında. İyi bir ailesi olmasına rağmen her yaptıkları ona batan, zeki olmasına rağmen aykırı olmak adına ders çalışmayan, güçlü olduğunu ispat etmek adına kavga eden, aslında bir yanı hep kırılgan olan, büyümek için koşan, bir an durduğunda çocuk olduğunu anımsayan biri o...
Küçük yaşta lösemiden ölen kardeşinin acısını hep içinde taşıyan, on yaşindaki kızkardeşine hayran, aklına estiği gibi davranan, kendi içinde kendiyle kavgalı, kim olduğunu bulmaya çalışan bir çocuk Holden.
Büyükler gibi davranmaya çalışırken, donmuş göldeki ördeklerin nereye gittiğini merak ederek çocuk olduğunu kanıtlayan bir çocuk Holden...
İç monologlara yoğun bir şekilde yer verilen, 'rezil', 'hödük' gibi kelimelerin bolca geçtiği eseri ben çok sevdim. Tanışmanızı isterim Holden'in hikâyesiyle... Büyüdüğünde nasıl bir birey olurdun acaba Holden? Çocuğun da senin fikirlerine sahip olur muydu? Insanlar ve hayat düşündüğün gibi kötümüydü?.. Bunları merak ettim eserin sonunda... Sevgiyle...




ÇAVDAR TARLASINDA ÇOCUKLAR-J.D.SALINGER,198 sayfa

Bir ergenin kendi ağzından kendi yaşadıklarını biraz da argo kelimelerle anlattığı bir kitap.Okuyucular ya çok sevmiş ya da sevmemiş.Kendimizi karakterin yerine koyarsak,o yaşlarda yaşadıklarımızı düşünürsek bu ergeni bir şekilde anlayabiliriz.Her ne kadar kültürler,ülkeler arasında fark da olsa tüm o yaşta yaşananlar aşağı yukarı aynı şeyler,o yaşta dert diye görülenleri çoğu kişi yaşamıştır sanırım.

1951 yılında yayınlanan kitap yazarın ilk ve tek kitabı olması ve argo kelimeler içeriyor diye yasaklanması da ayrı bir konu.Şimdiki konuşma şekline bakıldığında kitaptaki argo günümüze göre bayağı masum kalıyor.

Karakterimiz üç çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu.Bir kardeşi daha var ama onu hastalık nedeniyle kaybediyorlar.Annesi kardeşinin ölümünden sonra büyük bir bunalıma giriyor,babası mükemmeliyetçi bir kişi.Abi yazar,on yaşında çok zeki,tatlı bir kız kardeşi var ve onu çok seviyor.Sürekli yatılı okul değiştiriyor ve beşinci okuldan da atılınca evine gitmek üzere yola çıkıyor ve üç gün bir otelde kalıp kafasını dinledikten sonra eve gitme niyetinde.Bu arada da ailesine yine neden atıldığını nasıl izah edeceği derdinde.

Karakterimiz Holden Caulfield,tekrar okuldan atılması nedeniyle yetişkinlerin dünyasına karşı yabancılaşırken hayal kırıklığı ile de mücadele etmektedir.

Kitabın sonunda Holden ailesine ne söyleyecek ,ailesi nasıl karşılayacak diye düşünürken,sonu benim için tam bir sürpriz oldu,böyle bir son beklemiyordum.




bittim. felaket bittim bu kitaba. çok güzel filan olduğu için değil, öylesine hoşuma gittiği için sevdim. Holden -adlı herifin beni hiçbir kitap karakterinin güldüremeyeceği kadar çok güldürmesi- yüzünden sevdim.

kitaptan bahsedeyim biraz. hiçbir bomba yok kitapta. çavdar tarlasında oynayan çocuklar filan beklemeyin. Holden herifin okuldan kovulmasıyla başlıyor sonra da bir yerlere sürüklenmesiyle bitiyor işte. olay bu. arada bir de Holden’ın sahtekâr herifleri eleştirmesini, felaket bittiği kızları, çok sevdiği kardeşlerini, filmlere olan nefretini, söylemekten kendini alıkoyamadığı yalanlarını, lanet ettiği sayısızca zımbırtıyı filan okuyorsunuz. demiştim hiçbir bomba yok yani.

Salinger bu kitabı hangi amaca hizmet, neden yazmış olabilir?.. kıyak birkaç düşüncesini dökmek istemiştir belki kağıda. okuldan ‘nefret’ ettiğini daha geniş bir kitleye filan duyurmak istemiştir, okuduğu birkaç kitabı paylaşmak istemiştir, sevdiği kızlara olan hislerini açığa vurmak istemiştir, içten içe sevse de hiç haz etmediği okul arkadaşlarını anlatmak istemiştir, katoliklerle ve kiliseyle ilgili olan düşüncelerini çıtlatmak istemiştir belki de. ben nerden bileyim.

biraz güleyim, kıyak birkaç cümle kapayım, lanet -belki de biraz sıkıcı- bir amerikan filmi izler gibi olayım diyorsanız buyrun okuyun. pragmatik takılan bir herifseniz de okuyabilirsiniz, felaket bir şey beklememeniz gerektiğini yeteri kadar anlattım zaten. bana ne gerisinden.




İlk kez zamanımın bu kadar boşa gittiğini hissettim. Çok basit konusu ve kurgusunu bir yana bırakıyorum cidden. Çünkü bazı arkadaşlar yeni yeni okuma alışkanlığı kazanmaya çalışıyorlar ve bu yüzden bana söyledikleri şey genelde "Basit olsun, beni çok yormasın, kafa karışıklığı yaratmasın" şeklinde oluyor. Bu yüzden konusu, kurgusu basit olan eserlere asla kötü eser diyemem. Fakat bu kitap o kadar kötü bir üslup ile yazılmış ki, bazı yerleri okurken iğrenmemek elde değil. Hatta kitabı benim için vasat kılan bir alıntıyı da buraya eklemek istiyorum.
" Bacak bacak üstüne atmış kızlar, bacak bacak üstüne atmamış kızlar, felaket bacaklı kızlar, rezalet bacaklı kızlar, harika görünen kızlar, bir tanısanız ne oruspu olduğunu bileceğiniz kızlar. Gerçekten güzel bir manzaraydı, beni anlıyorsanız eğer. Bir bakıma, biraz da moral bozucuydu, çünkü durmadan hepsinin başına ne rezillikler gelecek diye meraka düşüyordunuz."
Şu alıntıyı okuduktan sonra gerçekten tekrar tekrar okudum. Ben mi yanlış okudum acaba dedim ya da anlamadım mı acaba diye kaç kez irdeledim. Ve bunun gibi daha nice iğrenç imalar, laflar...
Kitabı okurken fark ettiğim bir şey daha oldu. Kitap okuyoruz falan ama ne okuyoruz biz? Nasıl eserler okuyoruz? Ne öğreniyoruz? Ya da hangi düşünce tarzımızda değişiklik oluyor da bakış açımız değişiyor? Öncelikle bu soruları kendimize yöneltmemiz lazım kesinlikle. Okumaktan ziyade kaliteli eserler okumakta fayda var.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: