Çarpık Oyunlar Kitap Bilgileri
Yazar: Ana Huang
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 36 dk.
Sayfa Sayısı: 480
Basım Tarihi: Mart 2023
İlk Yayın Tarihi: 22 Temmuz 2021
Yayınevi: Martı Yayınları
ISBN: 9786253660086
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Çarpık Oyunlar Kitap Tanıtımı
Zorluklara dayanıklı, huysuz ve kibirli koruma Rhys Larsen’ın iki kuralı vardı:
1) Müşterilerini ne pahasına olursa olsun korumak.
2) Duygusal bağ kurmamak. Hiçbir zaman.
Bu kuralları çiğnemeyi asla düşünmemişti… ta ki o kadın hayatına girene kadar.
Bridget von Ascheberg. Ona tamamen uyan inatçı bir karaktere ve Rhys’in bildiği tüm kuralları küle çeviren gizli bir ateşe sahipti. Hiç de onun beklediği gibi biri değildi. İhtiyacı olduğunu asla bilmediği her şeydi.
Bridget her geçen gün onun savunmasını daha fazla yıkmaya başlamıştı.
Rhys, artık inkâr edemeyeceği bir gerçekle yüzleşene kadar... Bridget’ı korumaya yemin etmişti ancak tek istediği onu mahvetmekti. Onu elde etmekti.
Çünkü kadın, ona aitti.
Onun prensesiydi.
Onun yasak meyvesiydi.
Onun her ahlaksız fantezisiydi.
Görkemli, iradeli ve görevine zincirlerle bağlı Prenses Bridget, dilediği gibi yaşama ve âşık olma özgürlüğünün hayalini kuruyordu.
Ne yazık ki abisi bir anda tahttan çekildiğinde, sevgisiz ama politik olarak uygun bir evliliğin olasılığıyla ve hiç istemediği bir tahtla karşı karşıya kalmıştı.
Yeni rolünün çetrefilli ve ihanetlerle dolu yolunda ilerlerken, asla sahip olamayacağı bir adama karşı duyduğu arzuyu da gizlemesi gerekiyordu.
Korumasına.
Onun koruyucusuna.
Onun nihai çöküşüne.
Beklenmedik ve yasak…
Onlarınki bir krallığı yok edebilecek, her ikisini de mahvedebilecek bir aşktı.
Çarpık Oyunlar Kitaptan Alıntılar
1. "Yolumuz daima kaderimizde yazan yere çıkar."
2. "A small smile touched Rhys’s lips. “I always knew you would make a great queen.”
“I’m not queen yet.”
“You don’t need a crown to be queen, princess.”"
3. ""Beni severken ölmen yerine, benden nefret ederek yaşamanı tercih ederim.""
4. ""Ama benim..." Sana ihtiyacım var."
5. "Çünkü yalnız kalmanın nasıl bir şey olduğunu anlıyorum. · ⋆"
6. "“Ama benim…”
."
7. ""Hoşmuş," dedi.
"Ne?"
"Gerçek gülüşün.""
8. "“Siktir et Beyaz Atlı Prens’i, bana yaralı bir şövalye verin,” diyen tüm kızlara."
9. ""Sen ve ben Prenses, dünyaya karşı.""
10. "“Kitap nasıl?”
“Sürükleyici.”
“Eminim öyledir. Bu arada prenses, kitabı ters tutuyorsunuz.”"
11. "I’d never been in love, but I’d dreamt of it all my life. To find that grand, sweeping love, the kind worth giving up a kingdom for. · ⋆"
12. "Erkekler. Ağızlarını açarak her şeyi mahvediyorlardı."
13. "Erkekler. Ağızlarını açarak her şeyi mahvediyorlardı."
14. "“You’re joking.” I pulled the black vest out of the package, letting it dangle from my fingers like a dirty piece of laundry.
Rhys sipped his coffee and didn’t look up from his newspaper. “I don’t joke about safety.”
“This is a bulletproof vest.”
“I’m aware. I bought it.”
Inhale. Exhale. “Mr. Larsen, please explain why I need a bulletproof vest. Where am I supposed to wear it, class? My next volunteer shift?”"
15. ""Beni severken ölmen yerine, benden nefret ederek yaşamanı tercih ederim.""
Çarpık Oyunlar Kitap İncelemeleri
Çarpık oyunlar - Ana Huang
7/10
"Senin harika bir kraliçe olacağını hep biliyordum."
"Henüz kraliçe değilim."
"Kraliçe olmak için taca ihtiyacın yok, prenses."
+18 mevcuttur.
Herkese selamm. Uzun bekleyişler sonunda kargom geldi ve hemen çok merak ettiğim çarpık oyunlar kitabına başladım ve su gibi aktı gitti.
Bu tarz kitapları feminist tarafınızı bir kenara bırakarak okumak çok daha etkili oluyor. Sonuçta bu bir kurgu bunu sürekli kendime hatırlatmam gerekti.
Ama çarpık aşk kitabına oranla çok daha fazla sevdim. Bridget, Ava'ya göre çok daha güçlü bence. Hem çevresine hem Rhys'a karşı. Ve Rhys'ta Alex'e göre daha insancıl. Rhys'ın şiddet eğilimini anlayabiliyorum. Eski asker ve travmaları var ama Alex'i bir yere kadar anlayamamıştım.
Her neyse kitabı aşırı severek ve eğlenerek okudum. Bir yere kadar çok iyiydi ama Rhys'in bir lafı bende biraz kendisini bitirdi. Ama Alex kadar kötü değildi.
Bridget ve Rhys arasındaki o elektrik muazzamdı. Bayıldım bittim. Birbirlerinden hoşlanıyorlar ama uzak duruyorlar. Üstüne imkansızlar. Biri prenses biri koruma. Tabii sonunda nasil bağlayacaklarını tahmin etsem de güzeldi.
Bridget'i çok sevdim şuanlik favorim o. Jules Josh ve Stella Christia'ın da kitabını da çok merak ediyorum. Bakalim seri sonunda favorim kim olacak.
“In Costa Rica, you asked if I’d ever been in love. I said no. Ask me again.”
“Have you ever been in love, Mr. Larsen?”
“Only once. And you, princess. Have you ever been in love?”
“Only once.”
İlk kitabın sonundan sonra koşarak hemen Twisted Games’e başlamıştım. Bridget neşeli prensesimiz ve Rhys da onun huysuz koruması. E aralarında karşı koyamadıkları bir çekim de olunca tadından yenmedi tabi ki. Ve kesinlikle seride en sevdiğim kitap bu oldu diyebilirim. Bridget her şekilde zaten tam bir kraliçeydi, Rhys aşkımın da dediği gibi kraliçe olmak için taca ihtiyacı yoktu. Kendisinin gücüne, azmine bayıldım. Veee Rhys ‘Crawl To Me’ Larsen. Serinin en sevdiğim erkeği olmakla kalmadı, tüm zamanların en sevdiğim erkek karakterleri arasında yerini aldı. Geçmişte yaşadıkları için bi kere sarılabilsem keşke ona. Bridget’e ne olursa olsun kraliçe gibi davranmasına eridim. Tek bir yanlışı bile olmadı resmen. Düşmeyelim de ne yapalım? İkilinin arasındaki çekime ise daha da eridiğimi söylememe gerek yok sanırım.
Özellikle bir kaç sahne vardı ki… Anlatılmaz, okunması lazım. Sonlara doğru bir miktar kalbimizin kırılması tabi ki kaçınılmazdı. Ama sonunda tam da hak ettikleri peri masalı sonuna kavuşmaları kalbimi yumuşacık yaptı. Prenses ve korumasının yasak aşkını, güçlü ana karakterleri, biraz saray entrikaları ve bolca sizi pamuk gibi yapacak bir tutkulu aşk hikayesi okumayı seviyorsanız bu kitap bence tam size göre.
Twisted serisinin ikinci kitabıyla geldim ve Rhys’i, ilk kitabın ana karakteri Alex’ten çok daha fazla sevdiğimi söyleyebilirim.
Alex’in gülmeyen yüzü ve olmayan mizahi yönü karakteri pek sevememe neden oldu.
Neyse Alex’i bırakıp hemen bu kitaptaki karakterlerimiz Bridget ve Rhys’e geçelim.
İlk kitaptan tanıyoruz bu karakterlerimizi zaten, Bridget Ava’nın yakın kız arkadaşlarından biri aynı zamanda bir prenses. Rhys ise Bridget’in mevcut korumasının izne ayrılması üzerine yerine gelen yeni koruması.
Tanışır tanışmaz birbirlerinden pek hoşlanmasalar ve Rhys’in müşterileriyle duygusal bağ kurmama prensipleri bulunsa da şaşırmayacağınız şekilde en büyük aşkların nefretle başladığı ve aşkın prensip ve mantık dinlemediği bir hikayenin içinde buluyorsunuz kendinizi.
Bridget ne kadar mütevazı bir yaşam dilese de abisinin tahttan çekilmesi üzerine hiç planlamadığı üzere tahtın varisidir artık.
Bir anda gelen sorumluluklar, mümkün olmayan bir aşk hayatının en zor günlerini yaşamasına neden olur.
Ülkesinin yasaları Bridget’in soylu bir eşi olmasını şart koştuğundan isteseler de birlikte olamayacakları bir aşkın pençesinde çiftimizin yüzyıllık gelenekleri ve koca bir ülkeyi karşılarına almaları gerekmektedir.
Ama söz konusu aşk olunca insan dünyayı karşısına almaz mıydı zaten?
Kitabın +18 ögeler barındıran yetişkin içerik olduğunu da belirtmeliyim.
Bu seriyi almadan önce yorumlarını okudum. %80 kötü demesine rağmen popüler kültürün kölesi olduğum için hemen aldım sjsjsjs
Okunmamış kitaplarım arasından kura ile yeni kitabımı seçtiğim için serinin ilk kitabı değil de ikinci kitabı denk geldi. Serinin her kitabı birbiri ile temaslı fakat bağımsız karakterleri konu aldığı için ikincide başlamam sorun olmadı. Tek sorun ikinci kitap ilkinden daha güzel yorumları... ikinci kitabı bile beğenmemişken ilk kitabı nasıl okuyacağım diye düşünmeden kendimi alamıyorum ve evet, kitabı beğenmedim.
Sadece kendi ülke sınırları içerisinde önemsediğini düşündüğüm bir kraliyet ailesinin prensesi ve koruması arasında yaşanan aşk dedikleri libido patlamasını okuyoruz.
Şöyle sevişip sevişip en son ben sana aşık oldum ya diye bıkbıklanan karakterlerden bıktım. Adam gibi önce aşık olup sonra sevişen karakterlerin adam akıllı aşkını okumak isterim artık yeto yani.
Aşk kitaplarına erotizm koyun tamam ama bazen sadece bunun üzerine yazılmış gibi geliyor bazı kitaplar. Bu kitapta tam olarak öyleydi. Sevişmeler aşktan daha ön plandaydı.
Kitabın konusunu sevmedim ama karakterlerin kimyası uyumluydu baya. Bridget, normal bir kız bir şey diyemem ama Rhys tam bir klasik bildiğin aşırı yakışıklı ve kesinlikle az konuşan, agresif he muhakkak herkesi dövebilen eski komando falan filan ve baba problemleri var ajdjajdnsjs şaşırdık mı hayır
Yine de dediğim gibi kitapta iyi olan şeyler karakterlerin kimyası ve erotik sahnelerdi. Başarılı bir şekilde yazılmıştı, gerçekten erotikti yani neyse uzun lafın kısası önermiyorum, beğenmedim
İlk kitabına yazdığım incelemeyi gördüyseniz eğer kitaba geçirdiğimi fark etmişsinizdir. Peki ilk kitabı beğenmediysen bu kitabı neden okudun derseniz sağlam bir seri okuyamazdım ve çerezlik bir şeye ihtiyacım vardı bu yüzden hazır indiriliyken okumaya karar verdim. Prenses temalarını severim, çok da övgü aldığından en azından biraz da olsa beğenirim diye düşünmüştüm tam da o kıvamda oldu. Olağanüstü bir kitap mı? Hayır. Okunmayacak kadar kötü mü? Hayır. Yine de okumalı mısınız? Hayır. Yani tamamen çerez bir kitap bana kalırsa.
İlla yorumlarsak önemli bir noktaya değineyim.Cinsel ilişkilerde dirty talk yazım dili seviyorsanız sizi rahatsız etmez ama sevmiyorsanız sakın kitabı açmayın. Tamamen bu tarz bi smut olduğunu unutmayın. İlk başta kitap iyiydi ama daha sonrasında saray kısımlarına geçtiğinde çok baydı, okumaya zorladım bazen sadece diyalogları okudum. Sürekli zaman sıçramalarına anlam veremedim. Kopukluk yaratmış yani.
Çift iyiydi tamam uyum yakalayabiliyorlardı ama sadece fizikisel bi çekim varmış gibi geldi bana. Affedersiniz ama yapmadan duramıyorlar bu da size fu*kbody oldukları hissiyatını veriyor. Birbirlerine karşı hislerini fark edince hele tamamen smut okuyorsunuz. Kraliyet fantezisi içersin istiyorum demiş yazar ve o yüzden prenses olarak yazmış kızı buna eminim. Hiç ters köşe de yemedim barizdi diye düşünüyorum. Benim düşündüğüm şeyi yapmaları bin yıl falan aldı. Kitapta keyifle okuduğum bazı diyaloglar veya anları oldu ama yeterli mi tartışılır. Okuyup okumak istemediğinizi size bırakıyorum.