Camlar Şehri Kitap Bilgileri
Yazar: Cassandra Clare
Tahmini Okuma Süresi: 17 sa. 41 dk.
Sayfa Sayısı: 624
Basım Tarihi: Nisan 2013
İlk Yayın Tarihi: Nisan 2013
Yayınevi: Artemis Yayınları
ISBN: 9786054377381
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Camlar Şehri Kitap Tanıtımı
Vampirler, kurtadamlar, periler ve gerçek ask.
Solugunuzu kesecek bir gerilim ve heyecan.
"Ölümcül Oyuncaklar"da aksiyon tam gaz!
Clary, annesinin ölümüne sebep olan iksirin peşindeydi ve ona ulaşmak için de bir an önce Camlar Şehri'ne gitmesi gerekiyordu. Kendisini sağlam bir ölüm kalım savaşının içinde bulmasıysa an meselesiydi. Kurtadamlar, vampirler ve periler, ortalığı birbirine katmak için Camlar Şehri'nde biraraya gelmişti. Clary'nin tek bir kozu vardı. Sahip olduğu güçler! Fakat bu aynı zamanda büyük bir risk ve sorumluluk demekti. Çünkü ya herkesi kurtaracak ya da her şeyi yok edecekti.
Clary'nin yolculuğunda ona ihanet ve onur eşlik etti.
Kah kazandı, kah kaybetti.
Olsun!
Camlar Şehri için değerdi!
(Tanıtım Bülteninden)
Camlar Şehri Kitaptan Alıntılar
1. ""Ne yazık ki bir zamanlar çok değer verdiğin birinden en az aynı ölçüde nefret edersin.""
2. ""İnsanlar inanmak istediklerine inanır, ""
3. "Sonuçta seni rahatlatacak kimse yokken ağlamanın ne anlamı vardı ki? Daha kötüsü kendini teselli edemezken..."
4. "Belki de daha önce sahip olamayacağın bir şeyi istemenin nasıl bir duygu olduğunu hiç tatmamıştın."
5. ""Kimse mükemmel değildir, ""
6. "... ve bana hala seni isteyip istemediğimi soruyorsun. Sanki seni sevmekten vazgeçebilirmişim gibi. Beni diğer her şeyden daha güçlü kılan tek şeyden vazgeçebilirmişim gibi..."
7. "Sanki seni sevmekten vazgeçebilirmişim gibi..."
8. ""Gitmiyorsun," dedi Jace. "Bu delice kaprisin geçene kadar seni bağlamam ve üzerine oturmam gerekse bile, gitmiyorsun."
"İyi de siz gidiyorsanız, ben neden gidemiyorum?"
"Çünkü orası senin için güvenli değil."
"Ah, yani burası çok mu güvenli? Geçen ay on kez, neredeyse öldürülüyordum ve her seferinde de burada, New York'taydım.""
9. "'' ... Aşk insanı yalancı yapar.''"
10. ""Birini sevdiğin için doğru şeyi yapmak bazen çok berbat oluyor.""
11. "İnsanlar iyi ya da kötü olarak doğmaz. Belki her iki yönde de eğilimlerle doğabilir ama önemli olan hayatını nasıl yaşadığın ve tanıdığın insanlardır."
12. ""Gitmeye çalışıyordum... bir yere," dedi Jace. "Ama her seferinde buraya çekildim. Kendimi yürümekten alıkoyamıyordum. Seni ilk gördüğüm zamanı ve sonrasında nasıl unutamadığımı. Unutmak istedim ama kendime engel olamadım.""
13. ""İnsanlar iyi ya da kötü olarak doğmazlar. Belki her iki yönde de eğilimlerle doğabilir ama önemli olan hayatını nasıl yaşadığın ve tanıdığın insanlardır.""
14. "O anda varolan tek şey Jace'di, hissettiği, umut ettiği, soluduğu, istediği ve gördüğü tek şey. Başka bir şeyin önemi yoktu."
15. "Cenazeler yaşayanlar içindir, Jace. Ölüler için değil.""
Camlar Şehri Kitap İncelemeleri
[SPOİLER]
“Fakat insan umutsuzken her şeye inanır.”
Clary, annesinin ölümüne sebep olan iksirin peşindeydi ve ona ulaşmak için de bir an önce Camlar Şehri’ne gitmesi gerekiyordu. Kendisini sağlam bir ölüm kalım savaşının içinde bulmasıysa an meselesiydi. Kurt adamlar, vampirler ve periler, ortalığı birbirine katmak için Camlar Şehri’nde bir araya gelmişti. Clary’nin tek bir kozu vardı. Sahip olduğu güçler! Fakat bu aynı zamanda büyük bir risk ve sorumluluk demekti. Çünkü ya herkesi kurtaracak ya da her şeyi yok edecekti.
Ölümcül oyuncaklar serisi tam gaz devam ediyor. Bu serinin aşığı olarak bu kitabı da heyecanla okudum ve çok beğendim.
Kitapta yine birçok olay oluyordu. Bildiğimiz birçok şeyin yanlış olduğunu görüyoruz. Bunlar için de en sevindiğim şey Clary ve Jace’in kardeş olmaması oldu. Daha fazla bu olayı kaldıramayacaktım. Bununla birlikte Sebastian karakterinin gerçekte kim olduğunu gördük. Sonunda Sebastian ölmüş olsa da bence tek bir kitapta ve bu kadar kolay harcanacak bir karakter değildi. Kitapta beni en çok üzen şey Max’in kaybı oldu. Bir de bu kitapla birlikte Simon’a aşırı bir sempati besledim. Serinin ilk iki kitabında en nefret ettiğim karakterdi ancak bu kitapla en sevdiğim karakter oldu. (Buna kendim bile inanamıyorum.) Her sayfası heyecan doluydu. En çok da son kısımları. Savaşlar, fedakârlıklar, kötülükler ve yeni yeni olaylar.
Fantastik macera türünde okuduğum ve beğendiğim serilerden biri ölümcül oyuncaklar. Bu kitabını da çok beğendim. Yazarın kalemini çok seviyorum. Kitaptaki dünya ve dolu dolu muhteşem karakterler ile kitaplar heyecanla kendini okutuyor. Kesinlikle tavsiye edeceğim bir seri.
Cam Şehir, Clary, Jace, arkadaşları ve ailelerinin hayatlarına geri dönüyor. Clary, annesinin hayatını kurtarabilmek için Idris'e ulaşmak zorunda, ancak Jace onun gelmesini istemiyor. Valentine iblis planlarını hızlandırırken Gölge Avcıları herkesi kurtarmak için Aşağı Dünyalılarla birlikte çalışabilir mi?
Bu kitabın gözlerimde yaşlar olan kısımları vardı, Cassandra kalbimi nasıl kıracağını biliyor! Ayrıca kendimi titrerken, bir sonraki adımda ne olacağını bilmek için çaresizce buldum. Gözlerim ne olacağını öğrenmek için çok çaresiz olduğu için genellikle bir veya iki cümle atlardım! Bu kesinlikle benim için ilk iki kitaptan bir adım ötede hissettirdi. Jace ve Clary'de hala mücadele ettiğim özellikler olmasına rağmen. Ancak olgunlaşmamışlıkları yaşlarını yansıtıyor gibi görünüyor. Simon'ın bu kitapta vampir olmaya alışırkenki gelişimini sevdim.
Ayrıca bu kitaptaki bazı mesajları da çok sevdim: Kendin olmak, sevgi bizi daha güçlü kılabilir ve bizden farklı olan insanlarla çalışmak bizi daha güçlü ve hayal bile edemeyeceğimiz şekillerde birleşmiş hale getirebilir. Magnus Bane'e karşı hala derin bir sevgim var ve onu tekrar ortaya çıkarken görmek beni gerçekten heyecanlandırdı. Ayrıca bazı yeni karakterlerle tanıştık, gelecekte onlarla neler olacağını görmek için sabırsızlanıyorum. Cassandra, kitapları aracılığıyla tamamen kaybolduğum harika bir fantezi dünyası yaratmış. Daha fazlasını okumak için sabırsızlanıyorum!
Bu seriyi genç yetişkin fantezisi hayranlarına tavsiye ediyorum.
Ve serinin 3. kitabı "CAMLAR ŞEHRİ" bitti.
Her bir kitabı öncekinden daha heyecanlı daha gerilim ve merak dolu :)
Gölge Avcıları, Vampirler, Kurtadamlar, periler, melekler ve iblisler...
Aksiyon cidden tam gaz devam ediyor :)
Clary annesini uykudan uyandıracak o iksiri arıyor ve bunun için Camlar Şehrine gitmesi gerek.
Diğer yandan tehlike kapıda ve büyük bir savaş başlamak üzere...
Valentin kupa ve kılıçla çok güçlenmış ve konseye teslim olmalarını, hükümdarlığı ona devretmelerini yoksa hepsini yok edeceğini açıkca bildirmiştir.
Konsey çaresiz çünkü Gölge Avcıları tek başına Valentine karşı zafer elde edemiyorlar. Valentine elindeki güçlerle iblislerden bir ordu kurdu kendine....
Tam pes edecekleri zamanda Clary kürsüye atlar ve hepsini şaşkına çevirecek o teklifi sunar :) söylediği şeylere ve yeni yeni keşfettiği gücüne kimse inanamaz... bunun ne olduğunu tabi ki yazmayacağım :D
Ve bu teklif sonrası Kurtadamlar, Vampirler ve Periler ezelden beri birbirine karşı olmasına rağmen itifak kurarlar ve birlik olup Valentine karşı savaşmaya karar verirler :) (Burası çok keyifliydi, hop oturdum hop kalktım :)
Ve tüm ırk hep birlikte Camlar Şehrine savaşa katılmak için yola çıkar... Gümbür gümbür bir andı :)
Peki Clary nin teklif ettiği şey işe yarayacak mı ? Yoksa hepsinin sonu mu gelecek ?
Hepsi serinin 3. kitabında :) şahane bir bölümdü...
Fantastik severler kesinlikle tavsiye ediyorum :) 4. kitabın yorumunda görüşmek üzere....
SPOILER VARDIR!
Hayatımda okuduğum en güzel sonlardan biriydi. O kadar tatlı bitti ki okurken oradaymışım gibi hissettim. Ama...devaminda SPOILER VAR!
Sebastian'ı başta sevmiştim, çok hoştu. Ama tam bir sayko çıktı inanamadım. Max'e üzüldüm ve şok oldum gerçekten, çok yersiz bir ölümdü. Valentine ne kadar pislik olsada o kadar zekice bir plan yapmış ki şok oldum. E, tabi Valentine'ın kızı olunca sende zeki oluyorsun. Clary'nin göl kıyısında ki son hareketi, babasının onu küçümseyip dikkat etmezken ki, büyüye kendi adını yazmasına BAYILDIM. Clary'nin çok iyi bir karakter gelişimi oldu. Alec ile Magnus'un herkesin içinde öpüştüğü -ilk defa!- sahneyi bir insan anca bu kadar harcayabilir kesinlikle. Dizinin en sevdiğim yani Malec'e çoook yer veriyor olmasıydı, kitaplara nazaran. Max öldüğünde Lightwoodlara çok üzüldüm gerçekten. Izzy ve Maryse gibi güçlü kadınların o kadar dağılması çok üzücüydü. Simon'ın sonunda buraz ciddiye alınmasına çok sevindim. Ama eğer devam kitapları olmasaydı çok sinir olurdum Simon'ın yalnız bitmesine. Maia çok tatlı değil mi yaa. Simon'a o kadar bakması, kan getirmesi falan. Sebastian'ın gerçekten öldüğünü düşünmüyorsunuz di mi yaa, gerçekten?! Luke'un sonunda Jocelyn'le olmasına çoook sevindim. Bi an korkmuştum Jocelyn kabul etmeyecek diye... Luke'un Alicante'de yeniden saygınlık kazanmasına da çok sevindim. Ve acaba devamında Jace'e neler olacak??
Küller Şehrini bitirdikten sonra son hız, kitaplığımda koştum. Ikinci kitaba kıyasla biraz kalın bir kitap diyebilirim. Ama hep dediğim gibi: ne kadar kalın, o kadar iyi.
Geçtiğimiz iki kitapta gördüğümüz üzere Jace Clarynin aşığı olmanın yanı sıra ağabeyi de. Inanın bana hiçbir ağabey küçük kız kardeşinin kendisine ayak bağı olmasını istemez, özellikle de önemli bir toplantı için gölge avcılarının vatanına giderken. Ama Clary sonunda annesini uyandırmanın yolunu buldu. Bunu başarabilecek tek kişi de İdris. Alicantede. Iblis efendisi Ragmor Fell'i Jace de ziyaret edebilirdi. Böylece Clary güvende olurdu, tam da Jace'in istediği gibi. Ama Ragnor Fell Jocelyn Fray'in oğlunu değil kızını bekliyor. Jace Clary'i durdurabilir mi? Kaybettiğimizi sandıklarımız aslında karanlık köşelerde gizlenir. Imkansız dediklerimiz sadece yapay bir gerçeklikten ibarettir. Hayatınızdaki en önemli sırla beraber derin bir uykuya dalanlar tekrar karşınıza çıkabilir. Eski topraklarda bir meleğe sevgilinizi hayata döndürmesi için yalvarabilirsiniz. Hayat kurtarabilecek sırları öğrenirken şeytanın sağ kolu sizi dinliyor olabilir. Benliğinizden emin olamayacak kadar kaybolabilir, hayatınızı değersiz olduğu kanısına vardığınız için tehlikeye atabilir, küçük kardeşinizin ölümünü görmek zorunda kalabilir ya da beyaz atlı prensiniz zannederek öptüğünüz sahte kahramanınız, dünyayı yerle bir etmek isteyen öz ağabeyiniz olabilir. Ama yinede en sonunda kendinizi havai fişekleri izlerken bulabilirsiniz. İşte! Camlar Şehri'ne hoşgeldiniz!