Cahil Hoca Kitap Bilgileri
Yazar: Jacques Ranciere
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.
Sayfa Sayısı: 144
Basım Tarihi: 16 Mayıs 2023
İlk Yayın Tarihi: Ekim 2014
Yayınevi: Metis Yayıncılık
ISBN: 9789753429665
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Cahil Hoca Kitap Tanıtımı
Felsefenin elması Joseph Jacotot'nun başına düşmüştür: 1818'de sürgünde bir devrimci olan Jacotot Belçika'da Fransız edebiyatı okutmanı olarak yarı-zamanlı bir iş bulur. Tek kelime Fransızca bilmeyen Flamanlara, kendisi de tek kelime Flamanca bilmediği halde hocalık etmek zorundadır... İkidilli bir Fénelon baskısı koşar imdadına; "öğrencileri"nin kendi kendilerine Fransızca ve Telemak'ı öğrenmelerine kılavuzluk eder. İnsanın bilmediğini de öğretebileceğini gösteren bu tuhaf deneyin sezdirdiği kaçınılmaz sonucu anlamakta hiç gecikmez Jacotot: Bilen ile bilmeyenin, öğreten ile öğrenenin, kol emekçisi ile zihin emekçisinin, kısacası zekâların eşitliği.
Bu şaşırtıcı hikâyeyi ve Jacotot'nun felsefesini anlatan Jacques Rancière hem eğitim üzerine çok özgün bir düşünce sunuyor hem de zekâların eşitsizliğini ve bilgi hiyerarşisini bahane eden toplumsal eşitsizlik tasavvurlarına önemli eleştiriler getiriyor. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır," diyen Cahil Hoca, eğitimciler ve eğitim sistemi üzerine kafa yoranlar için olduğu kadar siyaset felsefesiyle ilgilenenler için de ufuk açıcı bir kitap.
(Tanıtım Bülteninden)
Cahil Hoca Kitaptan Alıntılar
1. "Bir zekanın bir başka zekaya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır."
2. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."
3. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."
4. "Çünkü cehalette hiyerarşi yoktur."
5. "İnsan, bir zekanın hizmet ettiği bir iradedir."
6. "Arayan her zaman bulur."
7. "Halkın efendisi olmak isteyen onun kölesi olmaya mecburdur."
8. "İnsan konuşmak için düşünmez, insan var olduğu için düşünür."
9. "Güce adalet kazandırmanın bir yolu her zaman bulunmuştur ama adalete güç kazandırmanın bir yolunu bulmaya yaklaşan olmamıştır."
10. "Kendi yörüngesinde olmayan kimsenin hakikatle ilişkisi yoktur."
11. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır."
12. "Bir kere olmuş olan her zaman için mümkündür."
13. "Cahil birinin bir kez yaptığını bütün cahiller her zaman yapabilir. Çünkü cehalette hiyerarşi yoktur."
14. "Eşitlik verilmez, alınmaz, uygulanır, doğrulanır."
15. "Halkı aptallaştıran öğrenimsizlik değil, zekasının aşağı olduğuna duyduğu inançtır."
Cahil Hoca Kitap İncelemeleri
Bu kitabın temel felsefesi de tam olarak bu sözdür. Felsefesi bu olunca eğitim, öğrenme ve öğretme gibi uygulama alanları bizzat üzerinde durduğu noktalar olmuş yazarın. Bu noktada öğrenci merkezli eğitimin ve bilgide özgürlük alanının geniş olduğu bir eğitim sisteminin öneminin altını çizmiş her eleştiri ve analizinde. Öğretmeni de sürekli öğrenen bir misyonda değerlendirerek, öğrenciye, kendisinin de bilmediği bilgiyi de öğretebilme durumunu ve üst bilgiye ulaşmanın yolunu açabilmesi üzerinde durur. Dolayısıyla yazar bilginin bir hiyerarşisinin olmadığını savunmuştur. Bilgi her şekilde her anda öğrenebilir bir pozisyondadır.
Aslında yazarın bu tarz yaklaşımında kitle-iktidar ilişki yatmakta. Bilgiye ulaşım ve bilginin kendisi iktidar yarattığı için bilgi eşitsizliğe yol açmaktadır iddiası haklı bir pozisyonda kalmaktadır. Eşitlik ilkesinin önemseyen yazarımız bu kitabında muhalif olduğu nokta tam olarak bu alan diyebilirim. Bu yüzden zekaların eşitliği ilkesini önemsemektedir. Bilgiye ulaşımda eşit koşul yaratmaktadır. Ancak algılama gibi bir gerçek de var. Iq’su 120 olan iki öğrencinin bilgiye ulaşmada aynı yolları izlemeyeceği gibi verileri aynı kapasitede değerlendirebileceği de meçhul. Çünkü zekanın kullanımı farkındalık ve algılama/görme yetileriyle de doğrudan ilişkilidir. Görüşüm nispeten ayrılsa da bu kitabın çok değerli olduğunu söyleyebilirim. Okunması gereken kitapların başında geliyor. Keyifli okumalar dilerim.
Kurucu bunu öngörmüştü: Evrensel eğitim tutunamayacaktı. Ama, diye eklemişti, ölmeyecekti de.
Eski yöntem, sırayla birbirinden kopuk bilgilerin öğrenilmesini istiyordu. Oysa Jacotot'un Evrensel Eğitim olarak nitelendirdiği yeni sistem "Her şey her şeydedir." diyordu. Yani bir şey öğrenip her şeyi onunla ilişkilendirmek. Öğrencinin " her şeyi kendi başına görmesi, sürekli karşılaştırması ve hep şu üç soruya cevap vermesi gerekir: Ne görüyorsun? Ne düşünüyorsun? Ne yapıyorsun?"
Eski yöntem zekalar arasında farklılık olduğuna inanır ve yetişkin ile çocuğun zekasının da eşit olmadığına inanır. Evrensel Yöntem ise bütün zekaları eşit görür. Zihinsel kapasite hiyerarşisinin varlığı reddedilir.
Halkı aptallaştıran asıl unsur öğrenimsizlik değil, zekasının aşağı olduğuna duyduğu inançtır.
Bu sözden yola çıkarak anlatmak istediğim eşitsizlikleri, sıralayım.. Zengin fakirden üstündür, erkek kadından üstündür, öğretmen öğrenciden üstündür, şehirli köylüden üstündür, kral halktan üstündür, baba aile fertlerinden üstündür. Böyle uzar gider. Peki bu üstünlüğü gerçekten sağlayan zekaları mı? Yoksa konumları mı ? Tartışılacak bir şey yok “ hegemonya” olan kimse o üstündür.
Gelecek, hafta bir sürü gencin hayatını etkileyecek sınav var.”YKS” Bir çoğumuz bu giyotinden geçmişiz. Evet giyotin demek bence yerinde bir söz. Tartışma konusu bile olmayacak derecede saçma sapan sınavlar bunlar. Bir çok gencin hayatını hiçe saydığı, kendilerini değersiz aptal olduğuna inandırmış, bir hayal yutucu.(
Akıllılar, bu kitabı okumasın!! :))
Belçika sınırları içinde bulunan Leuven kentinin üniversitesinde öğretmenliğe başlıyor Fransız edebiyatı okutmanı Joseph Jacotot. Dersleri öğrencileri tarafından kısa sürede seviliyor. Ancak öğrencilerin çoğu Fransızca, Joseph de tek kelime Hollandaca bilmiyor. Öğrencileriyle ortak payda da buluşmak adına derslerinde ikidilli baskıya sahip olan Fenelon'un Telemak kitabını kullanmaya başlıyor.
Kitap bu konu üzerinden istedik mi, açıklayan bir hoca almasa bile kendi başımıza öğrenebileceğimizi anlatıyor. Aynı zamanda hoca da bir şey bilmezse bile yine de öğretmeyi başarabilir düşüncesi savunuluyor. Bilen ile bilmeyenin, hoca ile öğrencinin, zekaların eşitliğini anlatıyor. Katıldığım noktalar da oldu, aşırı fantastik bulduğum düşünceler de oldu kitapta.
Eğitimcilerin okuması gereken kitapların arasında bulunuyor Cahil Hoca. Gerçekten dolu bir kitap okurken zorlandığım zamanlar da oldu, yavaş yavaş sindirerek, düşünerek, anlaşılması gereken bir kitap Cahil Hoca.
Eğitim hakkında ağzımızı açsak hepimiz pek çok yanlış sıralarız ya da düşünsek hepimizin önerileri, özgün fikir projeleri vardır aklında eğitimi güzelleştirmek amacıyla. Birbirimize ufacık bir şey öğretsek bile dünya güzelleşir, hem öğreten hem öğrenen özgürleşir. Kitaptaki güzel alıntılardan biriyle bitireyim: "Bilmek hiçbir şey değildir, yapmak her şeydir."
Bir öğretmen adayı olarak bu kitabı okumakla kendimi çok şanslı hissediyorum ve elimden geldiğince bu kitabı bütün eğitimci arkadaşlarıma tavsiye ediyorum kitabı sadece eğitimciler değil kendini ve çevresinde ki her insanı geliştirmek isteyen herkesin muhakkak okuması gerektiğini düşünüyorum kitap hakkında söylenecek ve içerisinde ders alınacak o kadar çok şey var ki kitaptan anladığım şeyleri burada açıklamak isterdim ama kitap bunu "Birine bir şeyi açıklamak, her şeyden önce, ona kendi başına anlayamadığını göstermek demektir". şeklinde eleştirdiğinden bunu yapmicam en iyisi kitabı bir an önce herkesin okuması dileğiyle keyifli okumalar.
Kitaptan alıntı
Fakat Leuven Üniversitesi bu acayip okutmanın varlığından rahatsızdı; öğrenciler temel dersleri bırakıp akşamları iki mumun cılız ışığında küçücük bir salona doluşuyordu. Hem de "Size öğretecek hiçbir şeyim olmadığını öğretmek zorundayım" gibi bir cümleyi duymak için. Başvurulan otorite söz konusu kişinin böyle bir öğretim için gerekli unvana sahip olmadığını söyleyecekti. Üstelik Jacotot tam da bu sırada unvan ile edim arasındaki mesafeyi deneyimiernekle meşguldü. Dolayısıyla Fransızca bir hukuk dersi yapmak yerine, öğrencilere Hollandaca savunma yapmayı öğretti. Öğrenciler çok iyi savunma yapıyorlardı, ama bizim Jacotot hala Hollandaca bilmiyordu. .
Jacques Rancière’in "Cahil Hoca: Beş Ders" kitabı, eğitim teorisi ve pedagojik pratikleri devrimci bir bakış açısıyla ele alıyor. Joseph Jacotot'nun hikayesi üzerinden, öğretmen ve öğrenci arasındaki geleneksel hiyerarşiyi sorgulayan eser, herkesin kendi başına öğrenme kapasitesine vurgu yapıyor. Rancière, entelektüel eşitlik ilkesini savunarak, zihinsel özgürleşme ve kişisel öğrenme yöntemlerinin önemini vurgulamakla birlikte, "Eşitsiz bir toplumda eşit insanlar olmayı öğrenmek yeter. Özgürleşmek işte bu anlama gelir. Ama bu çok basit şey anlaşılması en zor şeydir." alıntısıyla da özetlenebilir.
Kitabın anlatım dili derin felsefi ve pedagojik kavramları ele aldığı için dili yer yer ağır ve akademik olabilir. Rancière, entelektüel tartışmalara ve kavramsal analizlere odaklandığı için, kitabı tam anlamıyla kavrayabilmek için dikkatli ve yavaş bir okuma gerekebilir. Ancak kitabın sunduğu fikirler ve bakış açısı oldukça değerli olduğundan, bu çaba karşılığını fazlasıyla verir. Sabırla ve düşünerek okunduğunda, kitabın sunduğu derinlikli anlayışa erişmek mümkün olacaktır. Toplumun her kesiminin okuması gereken, derin bilgiler sunan ve bilmediğinizi de öğrenebileceğinizi gösteren bu kitabı özellikle eğitimcilere, eğitim felsefesine ilgi duyan herkese tavsiye edilir.