Büyü Dükkanı Kitap Bilgileri
Yazar: Yeşim Türköz
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 21 dk.
Sayfa Sayısı: 118
Basım Tarihi: Ağustos 2023
İlk Yayın Tarihi: 6 Eylül 2000
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789944821056
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Büyü Dükkanı Kitap Tanıtımı
Hayatta en çok istediğiniz şey, hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?
Epsilon Yayınevi, sizin de kendi gerçeğinizle karşılaşabileceğiniz Büyü Dükkânı'nda sizi bu soruya hazırlıklı olmaya çağırıyor!
Büyü Dükkânı, hayatta istenebilecek her şeyin var olduğu, mucizevi alışverişlerin gerçekleştiği bir mekândır. Ünü ülkenin dört bir tarafına yayılmış olan bu dükkâna gelen müşterilerin tek bir hedefi vardır: Kendilerine her şeyin vaat edildiği bu yerden, hayatta en çok istedikleri şeyi almadan ayrılmamak... Kimisi geçmiş yıllarını geri almak, kimi büyük bir aşk yaşamak, kimi de korkularından kurtulmak için oradadır. İsteklerine biçilen bedeli ödemeye çoktan hazırdırlar. Ancak Büyü Dükkânı'ndaki alışverişler kolay değildir. Çünkü usta satıcının bir kuralı vardır: Müşterisini dükkândan alabileceği en iyi şeyle göndermek... Yaşlı adam ile müşterileri arasında geçen sıkı pazarlıklar, hayata dair önemli sorgulamalar içermektedir.
Büyü Dükkanı Kitaptan Alıntılar
1. "Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."
2. "_
...siz aşktan çok iyi bir âşık arıyorsunuz.
_"
3. "_
Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı.
_"
4. "Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."
5. "_
Uzun süredir yağmur yağmamış, toprak bahar aylarındaki tazeliğini ve yumuşaklığını yitirmişti. Artık ayaklarının altın da esnemiyor, adeta onun adımlarına duyarsız kalıyordu. Bu yıl, toprakla buluşmasında yaşadığı heyecanı özlediğini hissetti yaşlı adam. Eğilip, yerden avucuna biraz toprak aldı ve kokladı. Ama o, hemen hemen hiç koku salmıyordu. Tıpkı sevgisiz bırakılan kadın gibi, susuz bırakılan toprak da küskün, sert ve kırılgan oluyordu. Tenindeki nemi toprağa geçirmek için, avucunu sıkıp bir müddet öylece durdu. Ancak elini tekrar açtığında, ufalanarak iyice dağılmış olan toprağın, hafifçe araladığı parmaklarının arasından kayıp gittiğini gördü. Onu kandıramadığını düşünerek gülümsedi yaşlı adam O şu anda küçük tesellilerle mutlu olamayacak kadar talepkardı ve kendisine cömertçe sunulacak bir yağmuru bekliyordu. Yaşlı adam, başın, gökyüzüne kaldırdı; yıldızlar vardı. Toprağın istediği bulutlar ise, uzun süre ortada görünmeyen hovardalar gibi, kim bilir nerelerdeydiler.
_"
6. "_
En mutlu oldugum gün, çocuğumu dünyaya getirdiğim gündü.
_"
7. "...belli ki gözlerinin diline hüküm geçiremiyordu. Onların efendisi, yüreğinin sesiydi."
8. "“Ben yalnızca, beni acılarımdan ve kırıklıklarımdan kurtaracak bir sığınak arıyordum. Belki geçici bir süre için… “"
9. "Yalnızlıktan zevk almak, yalnızlığa mahkûm olma korkusuna engel değildi."
10. "Hayatımın en büyük dersiydi. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."
11. "İnsanoğlu yeryüzündeki yaşam süresinin sınırlı olduğu gerçeğini farkında olarak yaşayan ve bunu bile bile mutluluğu arama gücünü koruyabilen tek canlı olmalıydı."
12. "...en güzel ve en zor vedaların, damaklarda kalan tatlarla yapılan vedalar olduğunu biliyordu."
13. "Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı."
14. "“Bir şey olmak için önce bir şey yapmak gerekir.”"
15. "_
“Burası ilginç bir yer. insana hem huzur, hem de huzur suzluk veriyor.”
_"
Büyü Dükkanı Kitap İncelemeleri
Psikodrama tekniklerinden olan "Büyü Dükkanı (Magic Shop)" nın kurgu hikayeler üzerinden anlatıldığı, okurken kendine de ders çıkarabileceğin ve müşterilere sorduğu nokta atışı, etkileyici ve şaşırtıcı sorular ile senin de kendinle hesaplaşmana yardımcı olabilen, isteklerini sorgulatan bir kitap.
Dili akıcı ve sizi içine çekiyor. Siz ne kadar okurken düşüncelere dalıp bir yandan kitabı okuyup bir yandan kendinizi de dinleseniz, bir çırpıda denir ya işte bu kitaptaki hikayeler öyle bitirilen hikayeler.
Peki "Büyü Dükkanı" tekniği nedir? Aslında bunu en doğru şekilde kitaptan alıntı yaparak anlatmak istiyorum:
"Büyü Dükkânı" (Magic Shop) ya da "Sihir Dükkanı" olarak da tercüme edilen tekniğin, psikodramanın kurucusu olan Jacob Levy Moreno'nun öğrencisi, Hanna Weiner tarafından geliştirildiği öne sürülmektedir.
Tekniğin kullanıldığı psikodrama oturumlarında, Büyü Dükkânı olarak tanımlanan bir sahne hazırlanır. Burası, alışverişlerin takas yoluyla yapıldığı, fantezide var olan bir yerdir. Sahnede, grubun yöneticisi ya da tecrübeli bir grup üyesi, dükkân sahibi olarak, gönüllü bir diğer üye de müşteri olarak rollerini alırlar. Tüm grubun izlediği oyunda, dükkân sahibi ile müşterisi arasında bir pazarlık başlar. Ustaca yapılan bir pazarlığın sonunda müşterinin, Büyü Dükkânı'falan ndan alabileceği en iyi şeyi alarak çıkması beklenir. Ancak bu, her zaman müşterinin en fazla istediği şey olmayabilir... Oyundaki başarının sırrı, pazarlığın inceliklerinde gizlidir. (s,11-12)
İyi Okumalar!
“Her insanın, yaşamında çok istediği ancak sahip olamadığı bir şeyler vardır. Ya da sahip olup kaybettiği şeyler... Bazen de sahip olduğu ancak kurtulmak istediği şeyler...”
(Sayfa 16)
Her insanın hayatında değerini bildiği Ya da sonradan fark ettiği şeyler vardır. Bazen yokluğunda anlar bu kıymetli şeylerin değerini bazen ise farkındadır görür görmez (tanır tanımaz-fark eder fark etmez) ne kadar özel olduğunun o şeyin. Bu kitap okur okumaz ne kadar kıymetli olduğunu anladığım o kıymetli şeylerden biriydi…
Yaratıcı Drama Liderliği Eğitiminin ikinci aşamasını aldığım dönemlerde Eğitici Hocamın önerisiyle okumaya başladım bu eseri. Psikodaramaya ilgisi olan meraklı bir psikolojik danışman olduğumu öğrenince önermişti bu kitabı. Kitaba başlarken bu kadar seveceğimi hiç düşünmemiştim. Nedense bir önyargım varmış. Ama kitaba bayıldım. Psikodramadaki magic shop (büyü dükkanı) tekniğinin öyküleşmiş versiyonu görüyoruz bu eserde. İçinde büyü dükkanına gidip arzularını gerçekleştirmeye çalışan insanların öykülerini ve dükkan sahibi olan yaşlı Bilge adamın yaşamını okuyoruz. Büyü dükkanı her dileği gerçekleştiriyor tabii dileğin karşılığında verilmesi gereken bedeli verdiğiniz takdirde. Bu bedel her zaman o kadar kolay olmuyor…Ne dilediğinize dikkat edin gerçek olabilir…
Kitap çok akıcıydı, okuması zevkliydi. Hikayeler ilgi çekiciydi. Bazı alıntılar çok çok hoştu. Psikolojiyle, edebiyatla, psikodramayla ilgileniyorsanız çok seveceğiniz bir eser.
Benzer bir kitap önerisi:
Hayattan en çok istediğiniz şey hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?
Kitaptaki öyküler psikodramanın "Magic Shop" isimli tekniğinden esinlenerek kurgulanmıştır.
Hayatta en çok istediğiniz şeyi almak istiyorsanız "Büyü Dükkanı"nın izini sürebilirsiniz. Ama arzularınız için bazı şeylerden feragat etmek zorundasınız kısacası bir bedel ödemek zorundasınız.
Kitabın ince olduğuna aldanmamak gerek çünkü kitap çok yoğun ve içindeki yedi hikaye ile birlikte özünüze gidiyor hayatınızı ve hayatınızdaki insanların yerini sorguluyorsunuz.
Büyü Dükkanı'ndaki yaşlı bilge satıcı ile müşterileri arasında geçen diyaloglar size; hayatınızdaki öncelikleri, zaafları,istekleri üzerine düşünmenizi ve sorgulamanızı sağlıyor.
Okuduğunuz her hikayeden sonra kendinize soruyorsunuz:
"Ben bu hayattan ne istiyorum, bunun karşılığında hayatımdaki neyden vazgeçerim, bunun için bedel ödemeye hazır mıyım, bunu yapabilecek cesarete sahip mıyım?"
İnsanız ve yaratılışımız gereği öfke, kıskançlık, sevgi, hüzün, hırs gibi çeşitli duygular ile donatılmışız ve bu duygularla yaşamda varız. Her biri yaşamın ayrı bir rengi, heyecanı, kısaca yemeğe atılan bir tutam tuz gibi. Sizce hangisinden vazgeçebilir, hangisi için neyi feda edebilirsiniz? Aşktan, tutkudan vazgeçebilir misiniz? Yaşam ;farklı bir bakış, kendinizi, duygularınızı tanıtmak için bir fırsat.
Büyü Dükkanı 'nda pazarlığa var mısınız?
Kitabı okumanızı tavsiye ederim.
İnsanların istekleri yaşadıkları sürece bitmez. Ne yazık ki elimizdekiyle yetinmeyi bilmeyen biz insanlar, elde ettiğimiz her şeyin daha fazlasını istiyoruz. Büyü dükkanı da bu isteklere farklı cevaplar veriyor. Bize istediğimiz şeylerden daha önemli şeylere sahip olduğumuzu hatırlatıyor. Örneğin bir insanın aşk istemesini düşünelim. Bu kişi aşk isterken diğer yandan kendisini sevenleri geri tepmektedir. Buna karşıt çevresinde onu çok kişi severken o daha fazlasını istemektedir. İşte kitabımızda bu tür konuları hikâyeler halinde okuyucusuna sunuyor.
Kitap akışı ise şu şekilde; Büyü dükkânında istediğiniz şeye bedelini ödeyerek sahip olabilirsiniz. Tabi bu dükkanın sahibi yaşlı, bilge ve pazarlıkçı bir adam. Bu adam pazarlıklarını yaparken müşterilerinin elinde olanı görmesini sağlıyor ki aslında istediği şeye ihtiyacı olmadığını ya da buna kendisi daha doğru şekilde ulaşacağını anlatıyor.
Masal tadında olan bu kitap farklı hikâyelerden oluşmakta ve her hikaye insana çok şey katıyor. Okunmasını tavsiye ederim. İstediğimiz şeylerin aslında ne kadar önemsiz şeyler olduğunu daha iyi anlayacaksınız.
"Gittiğiniz her diyarda güdülecek bir deve vardır. Hangi diyardaki deveyi güdeceğinize siz karar vereceksiniz. Yalnız bunu yaparken devenin özelliklerine ve kendi gücünüzün sınırlarına bakmayı unutmayın."
Favori sahafımda görüp iki üç kere elime aldığım ama sonrasında almaktan vazgeçtiğim, yine de en sonunda almaya karşı koyamadığım bir kitap oldu Büyü Dükkanı. Güzel bir karşılaşmaydı benim için. Aslında okuması bu kadar uzun sürecek bir kitap da değil bir oturuşta ya da 2-3 günde bitirilebilir ancak ben sınavdan sonra biraz tatil modunda olduğum için çok fazla okumaya yönelemedim maalesef :(
Kitaba gelirsek.. Uzak yerlerde bir ormanın içinde bulunan Büyü Dükkanı'nın ve satıcısı Yaşlı Adam'ın öyküleri bulunuyor kitabın içinde. En çok istediğimiz şey her zaman bizim için en iyi şey midir? Yaşlı Adam'la birlikte pazarlığa otururken sürekli bunu sorguluyorsunuz. Ve kendi istekleriniz aklınıza geliyor. Büyü Dükkanı diye bir yer gerçekten olsa, ve oraya gitsem ben ne isterdim? Yaşlı Adam karşılığında ne isterdi. Bir nevi düşünsel psikoterapi gibi. Zevkli bir okumaydı bu yönden benim için.
Ancak şunu da söylemeliyim ki, beğenmediğim bir durum da vardı. Bu da kitabın çok basit bir edebi dille yazılmış olması. Yani okuduğum konu, içerik çok güzel ama bunu edebi dille harmanlamadıktan sonra beni pek de içine çekmedi açıkçası. O yüzden de okumam biraz uzun sürmüş olabilir.
Sevgili yazarımız bir psikolog ve psikoterapide kullanılan 'Magic Shop' tekniği ile bu kitabı yazmış. Psikolojiye ilgim olduğu için bu teknik de çok hoşuma gitti ve beni bu konularda daha fazla araştırmaya sevk etti. Bu yönden de yazara teşekkür etmeliyim sanırım.
Okumak isteyenlere tavsiye edebilirim.
Herkese iyi okumalar.