Bütün Şiirlerinden Seçmeler Kitap Bilgileri
Yazar: Rainer Maria Rilke
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 38 dk.
Sayfa Sayısı: 128
Basım Tarihi: Eylül 2014
İlk Yayın Tarihi: 1994
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9786053322399
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Bütün Şiirlerinden Seçmeler Kitap Tanıtımı
Rainer Maria Rilke (1875-1926) 20. yüzyıl Batı şiiri sanatının en büyük temsilcilerindendir. Şairin doğduğu Prag kenti, o zamanki Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun sınırları içerisindedir. Orta Avrupa'nın kozmopolit kültürünün doruk noktasına vardığı bir dönemde yetişen Rilke bütün yaşamını "şiirde şiiri aramak" uğraşına odaklar.
1899 ve 1900 yıllarında Lou Salome ile birlikte Rusya'ya yaptığı iki yolculuk ve orada Tolstoy'la tanışması bu arayışta önemli bir yer tutar. Paris'te Rodin ve Cézane ile kurduğu dostluk keza duygu dünyasını zenginleştirir. Yine Hölderlin'le tanışması ve Alman idealizmi Rilke'nin şiirini besleyen güçlü damarlardır.
Stefan Zweig, 1936 yılında Londra'da, Rilke üzerine verdiği bir konferansta şairi şöyle betimler: "Zamanımızın zengin ve başarılı şairlerinden hiçbiri, kendini hiçbir yere bağlamayan Rilke kadar özgür değildi. Onun ne alışkanlıkları, ne adresi ve aslında ne de bir vatanı vardı; İtalya'da, Fransa'da ya da Avusturya'da aynı rahatlıkla yaşayabilirdi ve nerede olduğu hiçbir zaman bilinmezdi. Onunla karşılaşmak, hemen her zaman bir rastlantıya bağlıydı..."
Bu seçki Rilke'nin Yaşam ve Şarkılar, Resimler Kitabı, Saatler Kitabı, Sancaktar Christoph Rilke'nin Aşkı ve Ölümü Üzerine Bir Ezgi, Yeni Şiirler, Erken Şiirler, İlk Şiirler, Duino Ağıtları ve Orpheus'a Sone adlı kitaplarından Ahmet Cemal tarafından derlenmiştir.
(Tanıtım Bülteninden)
Bütün Şiirlerinden Seçmeler Kitaptan Alıntılar
1. "Kim korkmamıştır otururken kendi kalbinin perdelerinin önünde?"
2. "Kim korkmamıştır otururken kendi kalbinin perdelerinin önünde?"
3. ""Kalabalık için yaratılmamıştır geceler.""
4. "Ah, ne kadar isterdim gizlenebilmeyi,
beni gelip bulmasın diye özlemler"
5. "Çok küçük şeyler aslında boğuştuklarımız,
bizimle boğuşanlara gelince, epey büyük;
boyun eğseydik büyük fırtınaya biz de,
tıpkı ötekilerin yenik düştüğü gibi,
kalırdık adsız ve uçsuz bucaksız"
6. "Ah, ne kadar isterdim gizlenebilmeyi,
beni gelip bulmasın diye özlemler"
7. "Ah, ne kadar isterdim gizlenebilmeyi, beni gelip bulmasın diye özlemler"
8. "Var mı gerçekten, zaman denen o yıkıcı?"
9. "hâlâ oynadığımız rollerle dolu dünya."
10. "Ey zaman, uzaklaşmaktasın benden şimdi.
Yaralanıyorum her kanat çırpışınla."
11. "Sanki havayla temas ettiğinde bozulan bir meyvenin
İçi gibiydi, öylesine kırılgan ve ince."
12. "Anlayacaklardır şimdi ölmekte olanlar, nasıl
bahanelerden ibaret olduğunu bütün yaptıklarımızın."
13. "Tanımlamak istiyorum kendimi,
uzun uzun ve yakından bakılmış
bir resim gibi"
14. "ey acımasız gece, hissetmeyi bilen, isteyen
biri, kendini açan biri, sonunda neden benzemesin sana?"
15. ""Kim korkmamıştır otururken kendi kalbinin
perdelerinin önünde?""
Bütün Şiirlerinden Seçmeler Kitap İncelemeleri
Stefan Zweig, 1936 yılında Londra’da Rilke üzerine yaptığı konferansta “zamanımızda katıksız şaire artık ender rastlanıyor, ama belki ondan da az rastlanan bütün bir yaşamın salt şiirsel bir varoluşa dönüşmesidir. Böyle bir uyumun bir insanın kişiliğinde örnek bir biçimde gerçekleştiğini görebilme mutluluğuna erişene düşen, hem kendi kuşağına hem de belki bir sonraki kuşağa bu manevi mucizeyi tanıklığını yapmaktadır , Zweig’e göre Rilke şiir alanındaki ödünsüz tutumunu büyük ölçüde kendi özgürlüğüne ilişkin Ödün tanımazlığı sayesinde gerçekleştirebilmiştir.” der
Rilke’nin bağımlı olduğu alışkanlıkları dahi yoktur. Devamlı yaşadığı, ne bir adresi hatta vatanı bile yoktur. hiçbir zaman nerde olduğu bilinmeyen biridir.
Özgür bir ruhu olan bu insan , eserlerinide özgün ve özgür ürettir.
“ Katıksız şair” tipinin mutlak örneği olarak tanınmıştır.
Onun şiirini okumak , sözün söz aracılığıyla müziğe dönüştürülmesine, yaşanan gerçekleri, kendi dünyasında , kendine özgü bir biçimde daha da etkinleştirerek , var edişine tanıklık etmektir.
Ahmet Cemal tarafından derlenmiş bu seçkide, Rilkenin yaşamı ve şarkıları, aşkı ve ölümü , ilk şiirleri, ağıtları, yeni şiirlerinden örnekleri yer almaktadır.
Almanca aslından çevirisini yapan Ahmet Cemal, Rılke’nin seçme şiirlerinden derleme yaparak, okurla buluşturuyor.
Bize sadece okumak kalıyor. Bu heyecanı yaşamak isteyen tüm şiir severlere sunulur.
Stefan Zweig, 1936 yılında Londra'da Rilke üzerine verdiği bir konferansta şairi şöyle betimler: "Zamanımızın zengin ve başarılı şairlerinden hiçbiri, kendini hiçbir yere bağlamayan Rilke kadar özgür değildi. Onun ne alışkanlıkları, ne adresi ve aslında ne de bir vatanı vardı; İtalya'da, Fransa'da ya da Avusturya'da aynı rahatlıkla yaşayabilirdi ve nerede olduğu hiçbir zaman bilinmezdi. Onunla karşılaşmak, hemen her zaman bir rastlantıya bağlıydı…"
Rilke’nin dili yoğun, soyut ve simgeseldir. İnsanın sonsuzluk karşısındaki kırılganlığını, meleksi varlıkların huzurunda duyduğu eksiklik duygusunu şiirsel bir yakarışa dönüştürür. "Duino Ağıtları" ve "Orpheus’a Soneler" eserleri, Rilke’nin şiirsel dilinin olgunluk dönemini temsil eder. Bu eserlerde kullanılan uzun dizeler, içsel monolog biçimindeki yapı ve felsefi göndermeler, onu sıradan lirik şiir kalıplarının dışına taşır.
Onun poetikasında felsefe, metafizik ve estetik iç içe geçmiş; bireyin içsel dünyası, evrensel bir söylem haline getirilmiştir. Modern lirizmin en sofistike temsilcilerinden biri olarak Rilke, şiiriyle zamanın ötesinde bir kalıcılık yaratmıştır.
Rilke için ölüm, varoluşun zıttı değil, tamamlayıcısıdır. Şiirlerinde ölüm, yaşamla iç içe geçmiş bir olgudur ve bireyin kendilik bilinciyle yüzleşmesinde temel bir temadır. “Çünkü güzellik, dehşetin başlangıcıdır...” (Duino Ağıtları)
Tanrı, klasik teistik yapıların dışında, daha çok içkin ve soyut bir varlık olarak resmedilir. Tanrı’ya ulaşma arzusu, çoğu zaman sessizliğe ve yalnızlığa yönelmiş bir iç konuşma biçiminde sunulur.
Rainer Maria Rilke
Lirik şiirin en önemli isimlerinden olan Rainer Maria Rilke 4 Aralık 1875 yılında Prag'da dünyaya geldi. Annesi soylu ve zengin bir aileden gelmekteydi. Babası ise bir subaydı. Babasının maddi olarak annesini tatmin edememesinden dolayı çift boşanmaya karar verir.
Rilke'nin doğumu ile annesi soylu unsurunu devam ettirmek amacı ile Viyana'ya soyluların bol olduğu bir yere yerleşir. Oğlunu kendi istekleri çerçevesinde yetiştirir. yazarın ince ruhlu ve edebiyata ilgi duyması da annesi tarafından mektuplarda sıkça dile getirilmiştir.
Altı yaşına kadar annesi tarafından bir kız gibi giydirilen yazarın bu durumu ileride kadınlarla olan iletişimini etkilemiştir. Annesinin ve amcasının istediği öğrenimi almak istemeyen yazar Münih'e yerleşerek serbest yazarlık yapmaya başlamıştır. İlk dönemlerde şiire yakınlık duymuştur. Rainer Maria Rilke Lous Andreas Salome karşı tutkulu bir aşk yaşar. Yazar son dönemlerinde kaleme aldığı eserleri adeta onun ustalık eserleridir.
Lösemi hastalığına yakalanan Rilke 29 Aralık 1926 yılında hayata veda eder.
Genç yaşında yaşamını yitiren yazar eserleri ile dünya edebiyatına büyük eserler bırakmıştır. Şiirlerinin yanı sıra Malte Laurids Briggenin Notları isimli eseri de yazarın baş yapıtı olarak görülmektedir.