Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Bütün Öyküleri - Yusuf Atılgan | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Bütün Öyküleri Kitap Bilgileri


Yazar: Yusuf Atılgan
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.
Sayfa Sayısı: 144
Basım Tarihi: Mart 2019
İlk Yayın Tarihi: 1960
Yayınevi: Can Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750735660
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Bütün Öyküleri Kitap Tanıtımı


Odam uzaktı. Bir park çıktı önüme. Elmayı çıkardım. Sanki küfeden aldığım değildi bu, kırmızılı yeşilli iri bir elmaydı. Karşıdaki otların içine fırlattım. İçimde teneke borudan çıkan dumanı gördüğümdeki aynı kazıntı vardı. Yandaki kanepede oturan bir adam bana bakıyordu: beni görüyormuş, ben oradaymışım gibi.



Yusuf Atılgan, ilkgençlik yıllarında yazdığı öyküleriyle Tercüman gazetesinin açtığı yarışmada ödül kazanmış, daha sonra öykülerini edebiyat dergilerinde yayımlamıştı. Tek öykü kitabı Bodur Minareden Öte’yi 1960 yılında çıkardı. Yazarın bütün öyküleri ilk kez 1992 yılında Eylemci adıyla basıldı, Bütün Öyküleri başlığını taşıyan ve Ekmek Elden Süt Memeden’deki çocuk öykülerini de kapsayan bu kitapsa 2000’de yayımlandı. Edebiyatımızın bu büyük yazarının öyküleri okura romanlarının atmosferi ve coğrafyası hakkında ipuçları verecektir.




Bütün Öyküleri Kitaptan Alıntılar


1. "' İnsan oğlusun, güvenemem ' dedi."




2. "Geçen ay kullandığı üç bombadan en etkilisi Devrim Kitabevi'ne attığı olmuştu. Dükkan harap olmuş; kitapçı ile bir alıcı ölmüş, birisi de yaralanmıştı. "Devrim Kitabeviymiş! Adından belli değil mi komünist yuvası olduğu? Alışveriş edenler de öyledir. Kökünü kazımalı bunların.""




3. "İnsan kendine acır mı? Ben acıyorum."




4. "Önce anam başladı bağırmağa.
- Muhtaaar! Yoksulsak ölelim mi?"




5. "- Suçum neymiş benim? Ezilen sömürülen yoksul halka bir kurtuluş önlemi önermek suç mu?
- Değil ama senin önlemin komünistlik
- Sömürücülere gönüllü uşaklık eden, yüzünü göstermekten korkan yüreksiz faşistler vız gelir bana; elinden geleni ardına koyma..."




6. "...şuramda bir köz var yakıyo !"




7. "Bütün dünya bana bir yaşam borçlu.."




8. "İnsan kendisine acır mı? Ben acıyorum."




9. "Çocuklar unutmuyorlar..."




10. "İnsan kendine acır mı? Ben acıyorum."




11. "Belli bir yaşayış uygulamışlar bana. Görünmeyen bir giysi giydirmişler. Sıkıyor beni, çıkarıp atamıyorum. Düğmelerini çözemem mi? Bu bile güç. Ya çıkarıp atanlar? Tutuyorlar onları. Deliler evine kapıyorlar."




12. "Her şeyin bozulmaması için tek çıkar yol var: Buradan gitmek."




13. "İçim daralıyor. Yorganın altına büzülüyorum. İyi şeyler düşünmek istiyorum."




14. "“Bir kötülük edemem sana, yakınıma gel.” dedim.
“ İnsanoğlusun, güvenemem.” dedi."




15. "İnsanların birbirine benzerlikleri, tümünün iki ayaklı oluşu şaşılacak şeydi."





Bütün Öyküleri Kitap İncelemeleri


Öykü okumayı sevmediğimi zannediyordum. Ta ki Yusuf Atılgan ile tanışana kadar.. Yapı Kredi Yayınları yazarın tüm öykülerini bir kitapta toplamış ve çok da güzel olmuş. İlk sayfayı okuduğum an anladım ne kadar güzel bi kitaba başladığımı. Hiç bitmesindi hiç... Dili o kadar güzel o kadar akıcı ki başladığınız öykünün nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile. Yaşadığı toplumu çok iyi gözlemleyerek uç noktalara değinmiş. Aslında hepimizin yaşadığı ya da yaşayabileceği durumları bir çırpıda okumuş oluyoruz. Her bir öyküde başka bir hayat gördüm başka bir hayat yaşadım. O hayatlara üzüldüm ya da sevindim. Okuduğum kitabın duygu silsilesi yaratması benim çok hoşuma giden bir durum. Hiç bir kelimeye takılmadan bir engelle karşılaşmadan film seyreder gibi derinliğini anlamaya çalıştım bunu yaparken de hiç yorulmadım. Cümlelerin her biri dolu dolu ve bu doluluk mütevazılık ile örülü. Kimi hikayede yalnızlık karşıladı beni. Gördüğüm bu yalnızlık çok onurlu ve kararlı ne istediğini bilen bi kadına aitti. Kimi hikayede bir adam tanıdım. Tanıdığım o adam sevdiği kadın uğruna kendi kurallarından vazgeçmişti.
Beni o kadar içine aldı ki kişilerden biri gibi oldum sanki her öyküyü bitirdiğimde. Kitabı bitirdiğimde sanki çok sevdiğim bi dostumu uzaklara uğurlar gibi hissettim...




Sevdiğim yazarlara inceleme yazarken, ayrı bir mutlu olma hali kuşanıyorum. Yusuf Atılgan, Türk Edebiyatında, herkese hitap etmeyen duruşu ve kalemiyle beni her zaman çekti, okuttu ve sevdirdi. Edebi hayatına kattığı çok az sayıdaki eserleriyle, kendine has bir dünya kurmuştu ve öyle kalmayı tercih etti. Sanırım onu okuyan ve sevenlerinde bir nevi o dünyada kalmalarını, anlamalarını istedi. Aylak Adam ile başladığım Yusuf Atılgan arşivime Bütün Öyküleri'ni de eklediğim için hoşnutum.
Öykülerinde konular yine yazarın müptelası olduğu temaları içeriyordu. Yalnızlık, yabancılaşma, iç sorgulama, bağımsızlık (en çokta bunu seviyorum) çokça rastlayacağımız anlatılardı.
Kasabadan, Köyden, Kentten, Eylemci, Ekmek Elden Süt Memeden başlıklarıyla öyküler birbirinden ayrılmış.
Kasabadan bölümündeki "Evdeki", Köyden bölümündeki bir kümes hayvanının gözünden dünyanın nasıl görüldüğünü anlatan çok hoş bir hikaye olan "Kümesin Ötesi", Eylemci bölümünden, emekli bir öğretmenin komünistleri bombalamak istemesini anlatan yine aynı adlı "Eylemci" adlı öyküyü ve Ekmek Elden Süt Memeden adlı bölümdeki, bir çocukla bir köpeğin dostluğunu masalsı bir dille anlatan "Korkut'a Masal" masalını çok beğenerek okudum.
Kitabı, tüm Yusuf Atılgan sevenlere ve yazarı okumak isteyenlere tavsiye ediyorum. Hep böyle harika yazarlar ve onların güzel kitaplarıyla kalalım.




Yusuf Atılgan'ın eserlerindeki kişiler çoğunlukla, içerisine düştükleri yalnızlık buhranından kurtulmak ve hayata sarılmak amacıyla bir "aşk" ya da "kurtuluş" umudu taşırlar. Fakat çoğunlukla umutları gerçekleşmez ve bu durumda onları hayattan iyice uzaklaştırır.
Yusuf Atılgan'ın roman ve hikayelerindeki kişiler , çoğunlukla şehirlerde yaşayan, işsiz , aylak ve hiçbir göreve ya da mesleğe kendisini verememiş kişilerdir. Bu sebepten ötürü başta Aylak Adam ve Anayurt Oteli romanındakiler olmak üzere yazarın bir çok eserinde kişiler psikolojik rahatsızlıklar içerisinde kıvranır.

EVDEKİ

Bu kısa ve durum hikayesinde yazar, evde kalmış genç bir kızın kendine ve kendisi gibi kasabada ikamet edenlere karşı yabancılaşmasını anlatır. Genç kız, zamanını pencereden dışarıya bakıp da kasabalıları gözlemleyerek ve onların karakterleri hakkında kendimce çıkarımlar yaparak geçirir. Evlenmediği için çevrenin baskı ve dedikodularıyla yüzyüze kalan anlatıcı annesiyle de eskisi gibi anlaşamaz. Kasabayı yaşanmaz, erkeklerini kaba bulan, kendine ve çevresindekilere acıyan evdeki, yaşadığı yeri okuduğu kitaplardaki dünya ile bağdaştıramaz.
Hikayenin temasının yalnızlık olduğu belirgin bir şekilde gözler önüne seriliyor. Evdeki ile birlikte yalnızlığın ve umudun verilmeye çalışılması cinsiyetin önemli bir etken olduğu kasaba içinde bir kızın sıkışmışlığını anlatıyor Yusuf Atılgan.




Yusuf Atılgan'ın öykülerinin karakterleri bulundukları mekanda sıkışıp kalmışlardır. İçleri daralır, bunalır. Kimi bulunduğu evde kimi köyde bunalır. Hepsinin mutsuzluğunun kaynağında bir yerlerde mekan unsuru bulunur. Öykülerin isimlerinde kitabın bölümlerinde de hep mekan geçer.

Öykülerin ana kişileri mekanla beraber etraflarındaki kişilerle de uyumsuzluk içerisindedir. Çünkü diğerleri yaşadıkları yere ve birbirlerine uyum göstermiştir ama onlar bu bağın dışında kalmıştır. Dışlanmışlardır bir kere, farklı oldukları için damgayı yemişlerdir.

Etraflarındakilere uymak da istemezler zaten. O mekana bağlı kalmak istemezler çünkü. Mümkün olsa gideceklerdir. Kimisi kaçmayı dener ama nihayetinde hiçbiri kapanından çıkamaz.

'Evdeki' öyküsünde evde kalmış kızı 'yaşanmaz'da şehrin kalabalığından bunalan birini okuruz. Atılgan'ın yalnızlığına empati kurduğu, kurdurduğu karakterler insanlarla sınırlı değildir üstelik. Bir öyküsünde kümeste tıkılı kalmaktan yakınan tavuğu okuruz. Tavuk deyip geçmemek gerek, nitekim aynı hisleri onunla da paylaşabiliyoruz. Bunda yazarın doğal üslubunun katkısı var. Verdiği diyaloglarda gerçek iki kişinin arasında geçen gerçek bir konuşmayı okuyor gibiyiz.

Bu öyküler sıradan bir uyumsuz karaktere sahip, alışık olduğumuz birey-toplum çatışmasının işlendiği metinler değildir. Her öyküde farklı biri vardır. Evet, tekrar söylüyorum bir tavuk da vardır bunların arasında bir kırlangıç da. Herkes kendi sahip olduğu çevreden şikayetçidir. Herkes kendi derdi içinde boğulur.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: