Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Butimar - Kaan Murat Yanık | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Butimar Kitap Bilgileri


Yazar: Kaan Murat Yanık
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 3 dk.
Sayfa Sayısı: 390
Basım Tarihi: Ekim 2015
İlk Yayın Tarihi: Ekim 2015
Yayınevi: Kapı Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786055147242
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Butimar Kitap Tanıtımı


Edebiyat dünyasının son yıllarda dikkat çeken ismi Kaan Murat Yanık’tan sıradışı bir psikiyatrın romanı: Butimar - Sessizliğin Kanatları Bir tarafta dünya ile arasında ciddi problemler olan, yanlış yüzyılda yaşadığını düşünen, çarşafa bürünüp kadın kılığında İstanbul sokaklarını arşınlayan, hastalarının hayatlarına müdahil olan ve kendi rüyalarını dahi tasarlamaya çalışan bir psikiyatr… Diğer yanda ise başka bir yüzyılda akan kırmızı bir hayat: Savaş, aşk, simya, büyü, göç, devrim, sefalet ve dostluk…

20. Yüzyıl Başları, Erivan, Bolşevik Devrimi, Ermenilerle Türkler Arasındaki Kavgalar-Aşklar, Simya ve İlkel Psikoloji…

Butimar - Sessizliğin Kanatları, gerçekle hayal arasındaki sınırın silikleştiği bir roman.

Doğu-Batı, laik-muhafazakar ve madde-mânâ çatışmalarıyla örülen bir arka plan…

Edebiyat dünyasının son yıllarda dikkat çeken ismi Kaan Murat Yanık, hayaller, rüyalar ve halüsinasyonlarla karışık bir belleği, büyülü gerçeklik akımına da göz kırparak resmediyor. Ve okura akıcı, şaşırtıcı, doyurucu bir roman vaat ediyor.

Butimar’la herhangi bir yerde mahsur kalmak isteyeceksiniz.

*İki husus kafamda dolaşıyordu; ölmek ve delirmek. İki hal de ne hissedilebilir ne de doğrulanabilirdi. Ölmüş ya da delirmiş olabilirdim yani. Yalnızlığın bilmem kaçıncı evresini yaşadığımı bilmez halde, tamamlanmamış insanları yararak yürüdüm. Otobüsler, tramvaylar, duraklarda bekleyen insanları metal canavarlar suretinde yutup hızla kaçırıyorlardı. Eve girer girmez bir şarkı koydum kendime. Bir daha, bir daha başa sarıp dinledim. Bir tarafım söylemek istediklerimle doluyken, diğer yanım onları yok etmekle meşguldü. Arada kalan bendim ve ufalanıp yok olmamam bir mucizeydi. Bir yanım diğerine şunu söyleyebilmişti en azından, bunu duyabildim… Şarkıyı değil, o şarkıyı ilk dinlediğin zamanki kendini özlüyorsun. O zamana dokunamadığını anlayınca da şarkıyı bir daha dinliyorsun.*




Butimar Kitaptan Alıntılar


1. "“Bu yorgunluğumuz hep söyleyemediklerimizden...”"




2. "“Aşk bu,sonu bilinseydi kim yaklaşırdı ki yanına?”"




3. "“Aşk bir bela mıdır, bir şifa mı?""




4. "Elleri para değil,
kitap kokan insanlar makbuldür..."




5. "“Hafızasını yitiren biri, en çok neyi hatırlamak ister?""




6. "“Şarkıyı değil, o şarkıyı ilk dinlediğin zamanki kendini özlüyorsun.O zamana dokunamadığını anlayınca da şarkıyı bir daha dinliyorsun…”"




7. "“Sana kahve pişireyim mi?”
“Pişir.”
“Nasıl olsun.”
“Elinden.”"




8. "Kimi ruhlar evvelden aşinadır birbirine."




9. ""Bu yorgunluğumuz, hep söyleyemediklerimizden...""




10. "“Bitmemesi için ara verdiğimiz kitaplara benzeseydi ya her şey…”"




11. "Kitaplara öyle tutkulu bakıyorsunuz ki, ancak onları ilk kez görenler ya da gerçekten kitaba âşık olanlar böyle bakabilir."




12. "Yusuf’u kuyuya düşüren Allah, çıkarmasını da bilir elbet, dert etme."




13. "Elleri para değil, kitap kokan insanlar makbuldür."




14. "Eskiler daima güzeldi…"




15. "Allah’tan kitaplar, rüyalar, şarkılar, filmler var; yoksa çıldırırdım."





Butimar Kitap İncelemeleri


Butimar…

Mistisizmin ve realizmin , tasavvufun ve simyanın , hayal ve gerçeğin bir arada harmanlandığı postmodern bir masalımsı roman. Binbir gece masalları tadını veren, sadece tat vermekle kalmayıp ,masalın kokusunu ve nazarını da okuyanın suretine nakşeden bir kitap.

Olay bir rüya ile başlıyor. Savaş yıllarında Erivan’da geçen olaylar , kıyımlar , yıkımlar ortasında filizlenen bir aşk hikayesi. Olaylar ilerledikçe kitap ‘aşk’ üzerine mi yoksa ‘hırs’ üzerine mi binâ edilmiş ona okuyan karar veriyor.

Yusuf ve en yakın arkadaşı Behzad. Yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen bu iki dost bir sevda için kendilerini macera içinde bulur. Türlü tehlikeler ve akıl oyunlarıyla kendilerini muhafaza etmeyi başaran bu genç arkadaşlar, acaba kendilerini kendilerinden muhafaza edebilmeyi başarabildiler mi ?

Rüyasında bir kıza aşık olan ve yana yakıla rüyasında aşık olduğu kızı arayan bir genç, Yusuf…Aradığını bir düğünde görür ve peşine düşer. Kızın adı Butimar’dır. Ona ulaşmak için her yolu dener ve onu bulur. Bir araya gelişleri Yusuf’u mutlu eder fakat bir hırs ,delikanlıyı sevdiği kadını bile gözardı edecek kadar perdeler. Madde ve altın uğruna simya ilmine dadanan ve başına bu yüzden türlü felaket gelen genç adam ısrarla bu yoldan kendini men etmez ve sonu yalnızlığa varacak hatalarında mahkûm kalır.

Genel itibarı ile edebî ve tasavvufî olarak doyurucu bir eserdi. Yer yer tarihî, dinî, ilmî , fennî taraflarını da gösterip her telden insanın gönlünü ediyor. ‘Eyvallah bizi de unutmamış .” dedirtiyor.

Kitap bitince aklıma gelen son söz şu oldu :

“En çok seven öldürür sevdiğini”

Vesselam….





, Pers mitolojisinde tatlı su içmeyen sadece deniz suyu ile beslenen ama denize aşık bir kuştur. Öyle ki her gün sahile gider, kanatlarını açar ve uçsuz bucaksız denizi seyre dalar. Susadığı zaman da denizin kuruyacağı korkusu ile tek bir yudum dahi içemez. Sadece izler karşılık bulamadığı yârini.

İstanbul'da psikiyatr olarak çalışan anlatıcımız, kendisine gelen bir hastasının ona bir mektup vermesiyle bizleri yıllar öncesi Erivan'ına götürür. Ancak bu uyku ve uyanıklık arasında geçen bir hikayedir. Ne kadarı gerçek ne kadarı rüya buna karar vermek bizlere kalmış.

Aşkına, Butimar'ına kavuşmak isteyen Yusuf, simya ile zengin olmayı umarken bu uğurda aşkını feda eder.
Rüya ve gerçek arasında o kadar ince bir çizgi var ki, yaşanan bazı olayların rüya, bazılarının gerçek olmasını diliyorsunuz.

Kitap sizlere biraz İskender Pala'yı, biraz İhsan Oktay Anar'ı anımsatacak okurken. Konu itibariyle çok güzel bir kitaptı. Ancak bazı yerlerinin fazla uzatıldığını düşünüyorum. Özellikle büyülü gerçekçilik çok fazla mı diye düşünmeden edemedim. Ama yine de Yusuf ve Butimar'ın aşkı, Behzad ile arkadaşlıkları, göç, sefalet, simya, hırs ve hazin son bu kadar iyi anlatılabilirdi.
Yusuf'un yaşadıkları aslında tüm insanlığın hikayesi. Gözünü para hırsı bürümüş insanın neler yapabileceği...




"Kimi benden çok seversen onu senden alırım. Onsuz yaşayamam deme seni onsuz da yaşatırım..." (Mevlana)
Bu söz üzerine yazılmış bir roman olmuş. Okudukça içten içe bu cümle yankılandı kulaklarımda ve evet bazı kitaplar tekrar tekrar okunmalı. Bu da onlardan benim için. 2. Kez okudum. O kadar güzel ki hemen bitmesin diye ağırdan aldım. Çoğu kez bazı yerleri tekrar okudum. Beni öyle bağladı ki kendine, yazarın büyülü gerçeklik dediği yerde kayboldum. Diğer kitaplarından izler buldum.
Olay örgüsü akıcı, konu oldukça ilgi çekici. Kitapla, Kendini bulma, özüne dönme, insanın o kendini gerçekleştirme basamağına kadar aldığı yolu tırmandım. Tüm ana karakterleri Yusuf'u, Butimar'ı, Behzad'ı çok sevmişken, bir anda kızdım yeri geldi acıdım. Onlarla aşka, bağlılığa , dostluğa ,sevgiye baktım da nice nice duygu ve durumun içine girip çıktım. Bir karaktere dönüşme şansım olsa Badımcan'a dönüşür Revan'ın kokusunu içime çekerdim.
Kitap tek boyutta yazılmamış metaforları çok başarılı buldum. Yazarın kendine selam göndermesi, alelade bir karakteri bildiğimiz tanıdığımız bir isimden esinlenerek betimlemelesi beni gülümsetti. İlk okuduğumda fark edemediğin detaylar yakaladım ki az kitapta böyle oluyor ne yazık ki.
Butimar adının nerden geldiği ne olduğuna da değiniyor kitap. Ben söylemeyeyim :) Arada sayfalarını karıştırma sözü vererek kitaplığıma yerleştirdim.
Ve elbette ben de biliyorum;
"Kimi ruhlar evvelden aşinadır birbirine"




Kaan Murat Yanık’ın okuduğum ilk kitabı ve benimde yazarın okuduğum ilk kitabı. Diğer kitaplarını da aldım sırayla okuyacağım.

Spoiler—
Butimar günümüzde yaşayan bir psikiyatrın hayatıyla başlıyor. Doktorun hayatını okumak çok zevkliydi açıkçası. Kendisi değişik bir şahsiyet. Farklı uğraşları var. Bir tanesi de rüyalara hükmedebilmek. Bunun için bazı araştırmalar yapıyor. Bir gün bir hastası doktora, dedesinin mektubunu bulduğunu ve kendisine bu mektubu vermesi gerektiğini söylüyor. Doktor mektuptan çok etkileniyor. Ve derin bir uykuya yatıyor.
Kitabın ana konusu doktorun rüyasıymış. Açıkçası burda bu klişenin olmasını istemezdim. Ve hem doktora hem de geçmişte yaşayan Yusuf’a ara sıra geçişler olsun isterdim. Filmlerdeki gibi aaa hepsi rüyaymış klişesi pek hoşuma gitmedi.
Yusuf’un hikayesi Ermenistan’da geçiyor. Osmanlı’nın son zamanları. Sürgünler, Rusya’nın işgali, medrese eğitimi, işbirlikçi gerici hocalar, ihanet eden köylü, masalsı güzellikte kızlar, simya ilmi, ve masum bir insanın zengin olabilmek uğrana her şeyini kaybettiren hırsı anlatılıyor. Yusuf’un hikayesi mutlu sonla bitmiyor. Tabi bu hikaye bitince, doktor uyanıyor. Çok uzun bir rüya. Doktor uyandıktan sonra, rüyasında ki pek çok temayı aslında bilinçaltında tuttuğu etrafında ki pek çok eşyadan aldığını anlıyorsunuz.

Kitabın dili akıcı ama ara ara farsça, arapça kelimeler var. Hızlı başlıyor, ortalarda biraz yavaşlıyor, sonu ise vurucu bir şekilde hızla okudum.




Evet,garip bir hikaye ile karşı karşıyayız.
Kitap bir psikoloğun günlerini anlatmasıyla başlıyor ardından hastalarından birinin bir mektup getirmesiyle olaylar Butimar'a dönüyor. Ama Butimar psikoloğun aslında rüyalarında gördüğü bir güzel zaten. Kitapta Revan Türk Hanedanlığının son günlerinden bahsediliyor. Soy ağacımı kontrol edip Revan'ı görünce ve bu kitapta da buna tesadüf edince nedensiz bir biçimde bir başka bağlandım kitaba. Hem içerisindeki Azerice konuşmalar ve maniler okurken keyiflendirdi. Kitaptaki imgeler inanılmaz derecede şaşırttı beni çünkü kitaba başlarken öncelikle böyle bir kurgu,böyle bir betimleme ve böyle bir akıcılık beklemiyordum. Kitap ilk bakışta Gayrimüslim ve Müslüman iki gencin aşkını anlatıyor gibi gelse de asıl mesele bunun çok çok uzağında. Ciddi anlamda kafayı taktım Yusuf'un ilgilendiği şeylere. Yazarın sık sık vurguladığı Yusuf ve kuyu ikilemi içinde bulunduğu durumu anlatmaya fazlasıyla yetti. O kadar çok şey var ki içerisinde bahsedilen ben bunların hepsini anlatıp spoiler yağmuruna tutmak istemiyorum sizleri. Fakat kesinlikle şans vermeniz gereken bir yazar ve kitap. Yazarımız gencecik biri. Ve akademik kariyeri de göz önüne alınınca kitabının bu derece enfes oluşunu nasıl sağladığını da anlıyorsunuz. Popülariteye kurban vermediğimiz güzide tatlılıkta bir roman. Aynı zamanda 2015 yılında ESKADER tarafından en iyi roman ödülüne de sahip kendisi. Sevin, sevdirin. Keyifli okumalar..



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: