Burun Kitap Bilgileri
Yazar: Nikolay Gogol
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 49 dk.
Sayfa Sayısı: 64
Basım Tarihi: Kasım 2017
İlk Yayın Tarihi: 1836
Yayınevi: Tutku Yayınevi
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9786059734912
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Burun Kitap Tanıtımı
Tek tipleşmeye ve bireyselliği yok etmeye çanak tutan toplum hepimizi birbirimize benzeyen insanlar olmaya zorluyor.
Toplumumuzda silik yakıştırması yapılan, para sıkıntısı çeken, işini kaybetmekten korkan, çevrelerindeki kişiler tarafından aşağılanan ya da görmezden gelinen insanların yaşadıkları trajedileri konu alan bir eser.
Hikayemiz insanlar tarafından küçümsenip alaya alınan alt sınıf bir katibin bir gün sabah uyandığında burnunun yerinde olmadığını görmesiyle başlar. Çalıştığı kurumdaki memurları ve çevresini düşündüğünde burnu olmadan ne kadar kötü görüneceğini düşünmekten kendini alıkoyamaz. Hemen başkomiserin yanına gider ve burnunun bulunması için ne gerekiyorsa yapılmasını ister. Başkomiserse oralı olmaz. Bu kez burnunun peşine kendi düşer. Bir de ne görsün? Burnu 5. dereceden memur olarak sokaklarda geziniyordur. Burnunu takip etmeye çalışır ama, burnu gözden kaybolur.
Kaybolan burun, insanın her alanına sirayet eden iktidarsızlığı ve ezilmişliği simgeleyen bir metafordur. Öykünün kahramanı burnunu kavuştuğunda her açıdan(!) kendine gelir.
Gogol yaratıcı zekasıyla kaleme aldığı "Burun" kadar çarpıcı olan bir öykü çok az yazılmıştır.
Burun Kitaptan Alıntılar
1. ""Yalnızlık soğuktan daha soğuktur.""
2. ""Yalnızlık soğuktan daha soğuktur.""
3. "çarpık bir burna değil
sakat ve sahte bir ruha gülelim.."
4. "İnsanları nasıl olur da böyle boş ve gerçekçi olmayan söylentilerle meşgul ederler.."
5. "Yok mu gözü yukarılarda olmayan bir adam
Kendini olduğu gibi görmekten mutlu olan..."
6. ""Bu beyefendi, belli ki her konuya hükümeti dâhil eden; bıraksan, eşiyle olan kavgaya bile iktidarı katan türdendi.""
7. "Siz benim, burnum olduğunuzun farkında değil misiniz?"
8. "Hiçbir mantıkla açıklanamayacak olaylarla karşılaşmak mümkündür."
9. "Yüzyılımızda her şey olabilir; bazen hayal edilemeyecek şeyler bile olur."
10. "Dünyada bir sürü saçmalık oluyor. Bazen insana hiçbir şey gerçek değilmiş gibi geliyor.."
11. "Bu beyefendi, belli ki her konuya hükümeti dâhil eden; bıraksan, eşiyle olan kavgaya bile iktidarı katan türdendi."
12. ""Dünyada sürekliliği olan hiçbir şey yoktur; bir dakika önce duyulan sevinç, ikinci dakikada eskisi kadar coşkulu olmaz; üçüncü dakikada ise yavaşça sönerek ruhun sıradanlığına karışarak eriyip kaybolur.""
13. "İnsanları nasıl olur da böyle boş ve gerçekçi olmayan söylentilerle meşgul ederler?"
14. "BAŞIMA GELENLERDEN SONRA
İNANMAK ÇOK ZOR DA OLSA
ANLADIM Kİ GERÇEK HAZİNE
İNSANIN KENDİ İÇİNDE"
15. "Gerçi ben fark ettim, siz neşeli bir insansınız ve toplumda espri yapmayı seviyorsunuz."
Burun Kitap İncelemeleri
Haydi devam ediyorum üçüncü kitapla, kısa olmasına rağmen içerisinde çok anlam barındıran Nikolay vasilyeviç gogol 'un Burun öyküsü, Rus edebiyatında gerçekçilik akımının önemli bir örneği olarak kabul ediliyor. Öyküde, bir memurun burnunu kaybetmesi ve bu durumun onun toplumsal statüsünü nasıl etkilediği anlatılıyor. Gogol, bu öyküde Rus toplumundaki bürokrasiyi, toplumsal statüyü ve insanın kimlik arayışını #hiciv li bir dille ele alıyor. Öyküdeki fantastik öğeler; burnun bir insan gibi davranması mesela, ki bu kitaptan biraz kopmanıza neden oluyor, (taktir edersiniz ki fantastikle bile uyuşmuyor gibi ) gerçekçi bir anlatımla birleşerek Gogol'un toplumsal eleştirisini güçlendiriyor.
Bu sırada daha iyi anlaşılması adına Gerçeklik akımını (Realizm ) biraz daha açmanın uygun olacağını düşünüyorum.
19. yüzyılın ortalarında Avrupa'da ortaya çıkan gerçekçilik, romantizm akımına bir tepki olarak doğmuş. Romantizmde duygusallık, idealizm ve kahramanlık ön plandayken, gerçekçilikte nesnellik, gerçek hayatın tasviri ve toplumsal sorunlara odaklanma önem kazanmış. Gerçekçi yazarlar, toplumu ve insanı tüm yönleriyle, çirkinlikleri ve kusurlarıyla birlikte ele almaya başlamışlar.
Örnek olarak bir çok yazar verilebilir. İvan Turgenev, Fyodor Dostoyevsky, Lev Tolstoy, Anton Çehov vs gibi.
Bir çırpıda okunabilecek, güzel bir eser. Tavsiye ediyorum.
Görüşmek üzere.
Kitapla kalın.
“Burun” da memur Kovalevin bir sabah ansızın kaybolan burnunun bir ekmeğin içinden çıkması ya da bir başka memurda görülmesi ve daha sonra bir polis memurunun burnu bulup getirmesi gerçeküstücülükten öte, o çağ Rus toplumundaki özlemlerin, yanlışların, ruh sıkıntılarının ve ezilmişliğin trajikomik bir simgesi olarak düşünülmeli. Bulunan burnun Kuvalevin yüzüne yapıştırılamaması kimliğini, yarına olan güvencesini, yoksulluk uğruna kişililiğini hatta aklını kaybetme durumunda olan toplumun çarpık düşüncelerini gösteren bir davranış biçimi olarak yorumlanmalı. “25 Mart’ta beklenmedik bir şey oldu. St. Petersburg’da Berber Ivan Jakovleviç uyanır uyanmaz fırından yeni çıkmış ekmek kokusu aldı. Yatağına oturdu, karısının fırından yeni çıkardığı ekmekleri gördü. ‘Praskovja Ossipovna, bugün kahve istemiyorum.’ dedi. ‘Onun yerine sıcak ekmek ve soğan yiyeceğim.’ Sofraya oturdu, iki soğanı kesip dilimlere ayırdı, somunu ikiye bölüp üstüne tuz ekti. Birdenbire gördüğü beyaz şey onu şaşkına çevirdi: Bir burun! Gözlerine inanamıyordu -bir burun, evet yanlış değil bir burun! Üstelik de tanıdık bir burun! Dehşet içinde kalmıştı.. Ama bu dehşet, karısının duyduğu tiksintiyle kıyaslanabilecek gibi değildi: “Seni canavar! Kimin burnunu kestin?!” diye haykırdı karısı öfkeyle. “Seni derbeder sarhoş! İnsanları tıraş ederken burunlarını o kadar sert çekiyormuşsun ki koparıyormuşsun!”
Herkese merhaba
İlk defa Gogol okudum ve açıkcası beğendim bence başlangıç olarak gayet güzel bir kitaptı. Akıcı ve ilginç bir konusu vardı aynı zamanda kısa sürede okuyabileceğiniz bir kitap . Kitabın konusu şöyle : bir Şube Müdür Yardımcısı olan Kovalev , kendisini bu ünvanla yeterli görmüyor ve etrafındaki diğer insanlara aynı zamanda binbaşı olduğunu , kendisine öyle hitap edilmesini söylüyor . Unvanı kendisi için o kadar önemli ki şahsına hakaret edilse aldırmaz ama unvanına edilmesini asla kaldıramaz. Çünkü bence o toplumumuzdaki bazı insanların olduğu gibi karakter eksikliğini ve yetersizliğini unvanlarla , markalarla tamamlamaya çalısan biri . Kovalev kendisni olduğundan o kadar üstün görüyor ki , birgün kalktığında burnun yerinde olmadığını görüyor . Ve burnuna bir yerde rastladığında onun bir Danıştay Üyesi kılığında dolandığını görüyor . Burununa gelip yerine geçmesini söyleyince burun ona şöyle diyor ;
" Ben yalnızca kendimim yani size ait olmadan yalnız kendim . Aramızda hiçbir şekilde bağ olamaz ; üstelik üniformanızın düğmelerine bakılacak olursa benden farklı bir dairede hizmet ediyorsunuz ." Diyor . Kovalev artik ümidini kestiği birgün burnunun geri döndüğünü görüyor. Bence gayet güzel ve okunmaya değer bir kitap . İyi okumalar .
SPOİ SPOİ SPOİ SPOİ SPOİ
Garip ve eğlenceli bir hikaye. Absürt bir kurmacadan ibaret. Bir berberin evine götürdüğü burnu karısı fark eder ve adama ne yaptın diye tartışmasıyla başlıyor asıl hikaye ise,bir çok üst sınıftan kişilerle bağlantısı olan Kovalev sabah uyandığında burnunun yerinde olmayışıni fark etmesiyle başlar. Kendisi bir devlet memuru ayrıca biraz da burnu kaf dağında derler ya öyle biridir, o yüzden kimse onu o haliyle burunsuz görmesin diye çok çabalar bu çabasının yanında burnunu aramaya çıkar ve burnuyla karşılaşır ama burnu onu tanımaz ona tepeden bakar ve bir general gibi davranır ona hatta adama deli muammelesi yapar, sonra arabasına binip gider. Kovalev çaresiz kalınca aklıma son gelen çözüm yolu olarak gazeteye başvurmayı akıl eder gülünç gelse de gazeteciye gidip kimliğini gizli tutarak burnu için ilan verir. Fakat asıl gülünç kısmı da burada kimliğini gizli tutmaya çalışırken kendi 7 ceddini anlatmadigi kali:) gülünç, merak ve absürt hikaye 3'ü 1 arada
Kibirli, kendini beğenmiş birinin burnunu kaybetmesi pek umursamaz görünse de zamanla acıyorsunuz. Ben çok güldüm.
"Bana göre"
'un
ile anlatmak istediği;
Burnunu kaybetmiş olmasıyla aslında bulunduğu yerin sağlam olmadığını, hatta kimsenin bulunduğu yerin tam anlamıyla sağlam inşalar üzerinde olmadigini anlatıyor. Bu gerçeküstü hikayeyle Gogol, bu toplumun içindeki saçmalıkları anlatmak istedi. Ne mevkide olursanız olun en çaresiz anınızda en ufak bir kabul görmeyeceğini düşündüğünüz bir eksikliğinizde bu yıkımla yüzleşmek olağan olabilir.
Herkese Merhaba ,
Bu kitapta kayıp bir burunun öyküsünü; burnu yerinde olmayan Kovalev'in burnunu arayış sürecini, işin garibi bir burunun kaybolmuş olmasını kimsenin Kovalev kadar umursamıyor oluşunu, Gogol'un o müthiş espiritüel üslubuyla okuyacaksınız.
Tabi bu öykünün görünen tarafı. Aslında okuyacağınız rüşvet, bürokrasi, artık budalalık derecesine ulaşan kibarlıklar ama en önemlisi de saçmalıklar vs...
İşte bunların eleştirisini okuyacaksınız.
Saçmalıklardan kastettiğim; dünyada ne saçma şeyler olduğundan bahsediliyor aslında bir burunun kayboluşuyla.
Bunu da Gogol'un son bölümdeki şu sözleriyle daha iyi anlıyoruz:
"Unutmamalıyız ki dünyamız sıra dışı olayların yaşandığı bir yerdir. Bunlar öyle olaylardır ki, bazen tamamen ihtimal dışında oldukları düşünülür."
Ayrıca dikkati çekmek istediğim çok dahiyane bir bölüm de şurası: (Spoiler Uyarısı)
Hikayenin başında 5. Dereceden memur olan Kovalev'in burnu çok ilginç bir yerden; tabelasında soyadı silinip okunmaz olmuş ve yüzü sabunlu bir adam resmi yanında "hacamat yapılır” yazısı da bulunan berber İvan Yakovleviç'in sıcak ekmeğinden çıkıyor!
Orada ne işi var burunun değil mi?
Demek ki o zamanlarda da insanlar burnunu sokmadıkları yer bırakmıyormuş diyorum ben buna. Ve herhangi biryerden değil de özellikle ekmeğin içinden çıkması 'burnunu sokmak' deyimiyle birlikte düşünüldüğünde çok manidar oluyor cidden.
Ben Gogol'u seviyorum ve bu kitabını da herkese tavsiye ediyorum.