Böğürtlen Kışı Kitap Bilgileri
Yazar: Sarah Jio
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 12 dk.
Sayfa Sayısı: 360
Basım Tarihi: Kasım 2011
İlk Yayın Tarihi: Kasım 2011
Yayınevi: Arkadya Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789759997199
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Böğürtlen Kışı Kitap Tanıtımı
Canım Daniel’ım,
Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyordum…”
Vera Ray 1933 yılının o karlı mayıs akşamında üç yaşındaki oğlu Daniel’ı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera geri döndüğünde karşılaştığı manzara, Daniel’ın boş yatağıdır. Bir de karlar içine gömülmüş olan oyuncak ayısı…
Seksen sene sonra Seattle yine mayıs ayında karlar altındadır. Köklü bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge, bu doğaüstü olayı haber yapacaktır. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karşılaşır. Evlat kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Vera’yla olan bağlantısına yaklaştırdığından habersizdir…
Böğürtlen Kışı aşkı, umudu ve umutsuzluğu derinden anlatan muhteşem bir kitap. Bu öyküyü yüreklerinizden kolay kolay silip atamayacaksınız.
Böğürtlen Kışı Kitaptan Alıntılar
1. "Hangisi daha zor, bilmiyorum.Birini aniden kaybetmek mi, yoksa onu yavaş yavaş, günden güne kaybetmek mi?""
2. "“Her çocuk pasta tatmayı hak ediyordu,yoksul olanlar bile.”"
3. "“Hiçbir anne evladını kaybetmemeli.”"
4. "“Bana elimde iki şey varsa, birisini başkalarıyla paylaşmam öğretildi.”"
5. "“Çok zor bir zamanda yaşıyoruz.”"
6. "43. SONE
Elizabeth Barreth Browning
Seni nasıl mı seviyorum? Dur anlatayım.
Seni ruhumun erişebileceği derinlikte,
Ende ve boyda seviyorum.
Varlığın ve düşsel erdemin sınırları
Görünmezken gözüne,
Seni her günün en sakin anı gibi seviyorum,
Güneşle ve mum ışığıyla.
Seni özgürce seviyorum, hak için savaştığı gibi insanların.
Seni safça seviyorum, şükran duasından dönmeleri gibi inananların.
Eski acılarıma ve çocukluk inancıma
Sunulmuş tutkuyla seviyorum.
Seni, kaybettiğimi sandığım bir aşkla seviyorum,
Kayıp azizlerimle, nefesimle seviyorum seni,
Ömrümün tüm tebessümleri ve gözyaşlarıyla
Ve Tanrı izin verirse eğer
Seveceğim seni, öldükten sonra da."
7. "“Hatalar kişiliği oluşturur.”"
8. ""Hangisi daha zor, bilmiyorum," dedim. "Birini aniden kaybetmek mi, yoksa onu yavaş yavaş, günden güne kaybetmek mi?""
9. "Keşke ikimiz için hayat bambaşka olsaydı.."
10. "Gerçek arkadaş, kendisi mutlu değilken, senin mutlu olmana sevinen, hatta mutluluğunu kutlayan kişidir!"
11. ""Hangisi daha zor, bilmiyorum," dedim. "Birini aniden kaybetmek mi, yoksa onu yavaş yavaş, günden güne kaybetmek mi?""
12. "~
"
?
~"
13. "~
,
hatta mutluluğunu kutlayan
.
~"
14. "Sen dünyanın en harika arkadaşısın."
15. ""Hiçbir anne evladını kaybetmemeli. ""
Böğürtlen Kışı Kitap İncelemeleri
Vera ve Claire...1933 yılının Mayıs ayında, ilginç bir kar yağışı olur böğürtlen kışı... Seattle'de Vera, işe gitmek zorundadır ve Vera Ray minik oğlu Daniel'i çalıştığı için çaresizce gece evde bırakmak zorunda kalır. Sabah oğlunu görmeyi umarak eve geldiğinde ise Daniel'i evde bulamaz. Oğlu kayıptır ve en sevdiği oyuncak ayısı da karlar içindedir. Bu olaydan tam 80 yıl sonra, 2013'ün Mayıs ayında, yine aynı şekilde ilginç bir kar yağmaktadır. Gazeteci Claire, bu olayı haber yapmak ister ve geçmişe yönelik araştırmasında kayıp bir çocuk vakasına rastlar. Daha önce bebeğini kaybeden Claire, bu vakaya kayıtsız kalamaz ve bu kayıp olayını derinlemesine inceler. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karşılaşır. Evlat kaybetmenin ne demek olduğunu bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Vera’yla olan bağlantısına yaklaştırdığından habersizdir…”Claire olayları araştırdıkça olayların kendi ailesi ile ilgili olduğunu fark etmeye başlar. Çünkü Daniel in Babası kendi kocasının ailesinden biridir. Claire, hikâyesinin yayınlanmasına neden izin vermediğini öğrenmek için kocası Ethan’nın büyük babası Warren ile görüşmeye gider. Büyükbaba “ evet ben istemedim çünkü hikâyenin sonu yanlış bitiyor. Daniel kuzenim değil ...Daniel benim “demiştir.
BÖĞÜRTLEN KIŞI
"Hangisi daha zor bilmiyorum "
" Birini aniden kaybetmek mi, yoksa onu yavaş yavaş günden güne kaybetmek mi?"
Patronunun oğlu Ethan ile mutlu bir evlilik sürdüren Claire, hamileliği esnasında bebeğini kaybedince işe ve hayata olan motivasyonunu da yitiriyor. Mutluluğuna gölge düşen çiftin evliliği her ne kadar sarsılmışsa da, Claire açısından toparlanmanın tek yolu çalışmaya devam etmekten geçiyor. Neyse ki patronunun ona verdiği iş, genç kadının hayatına yeni bir anlam kazandırmaya biraz olsun yetiyor.
İki Farklı Zamanın Sularında Gezinmeye Hazır Mısınız?
Claire hala bebeğini kaybetmesinin acısını yaşamaya devam ederken, içinde bulundukları Mayıs 2013 tarihinde hiç beklenmedik bir şekilde kar yağışı görülüyor. “Böğürtlen kışı” olarak adlandırılan bu mevsimsel durumun, yaşadıkları bölgede en son 80 yıl önce görülmesi ise dikkat çekici bir gündem yaratıyor. Patronunun Claire’e verdiği görev de bunu araştırmak oluyor.
Genç kadın, böylece kolları sıvayıp kendini işine vermek durumunda kalıyor. 80 yıl öncesine dair ulaştığı bulgular ise hem gizemi hem de kayıplarıyla, aydınlatılmayı beklercesine Claire’in önüne seriliyor. Tam 80 yıl önce, kendisi ile aynı dönemde evladını kaybeden bir annenin haberine rastlayan genç kadın, olayın peşine düşerek hayret verici sonuçlara ulaşıyor. Peki, geçmişte yaşanan tüm bu olayların Claire ile nasıl bir bağlantısı olabilir?
Bir anne nasılmı olmalı? diye düşündüğümde kafam da bir çok şey canlanırdı eskiden. Çocuğuna zaman ayırmalı, ona sevgi göstermeli, iyi büyütmeli; eğer bu dünyaya bir bebek getiriyorsa ona iyi bir yaşam sağlamaya mecburdur derdim. Bana göre anne ve babalar kusursuz olmalı, öyle olmalı ki çocukları bir başkasını değilde onları idöl seçib büyümeli.
Fakat “Böğürtlen kışı”nı okudukdan sonra bir kez daha anladım ki hayatta her şey dört dörtlük değildir. Kusursuz anne baba olsan bile, hayatın kusurlarından nasıl kurtulacaksın?
Vera Ray hayatın tüm zorluklarına rağmen kusursuz bir anne! Yaşıyor, ama kendisi için değil Daniel için. Hayattaki tek varlığı oğlu. Tek isteği gün ağardığın da küçük oğluna sarılıb kokusunu içine çeke bilmek.
Fakat 1933 yılının karlı mayısın da 3 yaşındaki oğlu aniden ortadan kayboluyor… 80 yıl geçdikden sonra mayıs ayında yine tüm şehir karlar altındadır. Yıllar sonra tekrar yaşanan bu mevsim değişikliyi gazetede muhabir olan Claire Aldridge’yi Danilein kaybolduğu güne götürür… Ve gerçekler uzun yıllar sonra gün yüzüne çıkar :)
Böğürtlen kışı aşkı, ayrılığı, acıyı anlatan ve okurken tüm bunları yaşatan muhteşem bir kitap. Sarah Jio’nun okuduğum ikinci kitabıydı ve yazarında dediği gibi kolaylıkla yüreğimden silib atamayacağım…
Böğürtlen Kışı: Mayıs ayında gelen kar fırtına soğuk kış kıyamet adlı doğa olayına verilen ad..
.
.
Ne zamandır okumak istediğim kitaba demek dostumda rastlayacakmışım @ayse_bahar1907 ..Tokat Ziledeyken cancağzımın evinde bu odaya defalarca girdiğim halde kitapları farketmemek..En son görüştüğmüzde geçen hafta " Nasıl yaa" dedim ,"sende bu kitap ne arıyor ?"ne aptalca bir soru..Aslında asıl mesele bu kitabı okuduğu ve bana tavsiye etmemesiydi ..bu düşüncem bile bencilce ama konu kitaplarsa paylaşması gerekirdi..hadi söyledi diyelim o dönemde okumakla ilgi seçici algım kış uykusunda olduğu için fayda etmeyecekti kesin nasip bugünlereymiş .
İstersem onu alabileceğmi söylemişti,sonuç bu ,kitap küçük bir Samsun tatilinde
.
.
Su gibi akıp giden,1000k uygulamasında yaklaşık 20bin okurla buluşan kendimce bunuda hakeden bir Sarah jio eseri..
.
Vera anne ve babasını kaybetmiş küçük yaşta çalışmak zorunda kalan fakir bir kızdır..Seçkin insanların katıldığı bir baloya birşekilde katılır ve burada tanştığı adama aşık olur ..Zengin aşkından ayrılmak zorunda kaldığında hamiledir .Çocuğunu aşık olduğu adamdan habersiz dünyaya getirir ..Asıl hikaye Vera nın gece mesaisine kaldığı bir gecenin sabahında başlar. İşten döndüğünde oğlu Daniela evde yoktur..Mayıs ayının dondurucu Böğürtlen kışında henüz 3 yaşına bir çocuk sabahın çok erken saatlerinde evden nasıl uzaklaşır?..
Kitapta anlatılan olayların düğümleri bir bir çözülürken asla sıkılmayacaksınz ..
Yine film gibi bir kitabın sonuna geldiğimde üstüne gül koklamama isteğinin peyda olmasını niydecoooğk
Düşünün; canınızın bir parçasını kaybediyorsunuz, elinizden neler gelebilir ki, nelerden vazgeçebilirsiniz ki? Misal, ruhunuzdan, bedeninizden... Minicik yavrusunu, yaşama sebebini kaybeden ve onu bulmak için çabalayan, yapmak istemediği şeyleri salt oğlu uğruna yapan bir kadın, Vera. Yüreklerde, bir annenin acıyan yüreği gibi his bırakan kadın. Ve bu hissi onunla birlikte yaşayan Claire. Evet, biri bebeğini daha doğmadan, diğeri ise doğduktan sonra kaybetti. Hangisi daha ağır bilemem fakat sonuçta kaybetmek bu, canınızdan herhangi bir parçanın koparılması nasıl bir acı olabilir ki? Peki ya Josephine sevmediğim karakter olarak kazıldı zihnime. Bir yavruyu annesinden koparmak mı, bir annenin bir parçasını koparmak mı, bu nasıl bir gaddarlık. Bunun bir vebalinin olmayacağını mı sandın, neyse ki layığını buldun Josie. Zihnime kazınan bir diğer sevmediğim karakter ise Josephine'nin ağabeyi, Vera'nın aşkı geliyor: Charles. Charles'in yumuşak kalpli, yardımsever, iyi bir insan olduğu inkâr edilemez elbette ki. Lakin sevdiği, aşık olduğu kadının peşinden koşamayan biri olarak kazındı zihnime. Sonuçta sen bir Kensington'sun ya hani, her ne olursa olsun sevdiğin kadını bulabilir, ona yardım eli uzatabilirdin. Vera bunları yaşamak zorunda kalmayabilirdi. Hemen evlenmek mi, ahh klasik erkek tipi...Vera'm, sen tüm kadınların ve annelerin umudusun. Senin gibi bir karakteri iyi ki de tanıdım. Ve tabii ki Claire; pes etmeyen, kendi ayakları üzerinde duran, mücadele eden güçlü kadın, bu davranışının tüm kadınlara örnek olması temennisiyle...