Boğulmamak İçin Kitap Bilgileri
Yazar: George Orwell
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 15 dk.
Sayfa Sayısı: 256
Basım Tarihi: Ekim 2015
İlk Yayın Tarihi: Haziran 1939
Yayınevi: Can Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789750726491
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Boğulmamak İçin Kitap Tanıtımı
"Orwell'in ironik mizah anlayışı tazeliğini hiç yitirmiyor. Bu, kaçırılmaması gereken bir Orwell yapıtı."
-The Observer-
Göbeğinin çapı giderek genişleyen ve evinin taksitlerini ödemekle uğraşan George Bowling kırk beş yaşında, evli ve çocuklu ve yeni aldığı takma dişleriyle kasvetli hayatından çaresizce kurtulmak isteyen bir sigorta pazarlamacısıdır.1939'da patlak verecek olan savaşın gelişini; yemek kuyruklarını, askerleri, gizli polisi ve zorbalığı görerek modern zamanlardan korkmaktadır.Böylece çocukluğunun dünyasına, huzur ve sükûn dolu bir yer olarak hatırladığı köyüne sığınmaya karar verir.Fakat köyünde aradığını bulabilecek mi, orası şüphelidir.
"Çok komik olmanın yanında hayranlık uyandıracak kadar gerçekçi... Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü burada nüve haliyle görebiliyoruz. Hayvan Çiftliği'ni de... Hem zengin bir okuma keyfi sunan hem de iki klasiğin tohumlarını birden barındıran romanlara kolay rastlanmaz."
-John Carey, The Sunday Times-
(Tanıtım Bülteninden)
Boğulmamak İçin Kitaptan Alıntılar
1. ""Geçmiş tuhaf şey. Hep yanınızda taşıyorsunuz.""
2. ""Geçmiş tuhaf şey. Hep yanınızda taşıyorsunuz..""
3. "Çok küçükken insan uzaklara bakmaz."
4. "“Ama hani öyle olur ki, bir kitap tam da sizin o sırada içinde bulunduğunuz haleti ruhiyeye denk gelir, öyle ki sizin için yazılmış sanırsınız.”"
5. "biri bir kadını temizlediyse ilk şüpheli kocadır .
bu da insanların evliliğe nasıl baktıklarıyla ilgili az çok bir fikir veriyor .."
6. "İçimde olağanüstü bir his vardı, aynısını yaşamadıkça bilemeyeceğiniz bir his..."
7. "Hepimizi satın almışlar, hem de kendi paramızla."
8. "Bugünlerde fikir sahibi herkes korkudan kaskatı kesiliyor."
9. "“James!”
“Evet efe’m?”
“Şekere kum kattın mı?”
“Evet efe’m!”
“Pekmezi sulandırdın mı?”
“Evet efe’m!”
“O halde duaya gel.”"
10. ".. kendi başıma olmanın iyi geldiğini bilecek kadar büyümüştüm artık."
11. ""Geçmiş tuhaf şey. Hep yanınızda taşıyorsunuz.""
12. "Geçmiş tuhaf şey. Hep yanınızda taşıyorsunuz."
13. "Çok küçükken insan uzaklara bakmaz."
14. "Hepimizi satın almışlar, hem de kendi paramızla."
15. ".. bildiğimiz susuzluk gibi bir iştahla sarıldım kitaplara."
Boğulmamak İçin Kitap İncelemeleri
1984'ü buz dağı olarak kabul edersek, boğulmamak için o buz dağının görünmeyen kısmıdır diyebilirim rahatlıkla. satır aralarında 1984'ü okudum resmen. ruhsal çözümlemeler, karakter betimlemeleri öyle iyi ki, bu bile kitabı özel kılabilir. hayvan çiftliği de geliyorum diye bağırıyor resmen kitapta...
george bowling karakteri üzerinden, şehir adı altında kafese kapatılmış insanların psikososyal duygu durum hallerini öyle iyi irdeliyor ki, george bowling'in tekrar dönmek için hayalini kurduğu kasabası ve çocukken balık tutmayı heves edip tutamadığı o göle gidişini, yaşadığı hayal kırıklığını ve savaş sırasında kendi ülkesinin bombasının kasabayı ve bununla birlikte george bowling'in bütün anılarını yok edişini ve yarattığı yıkımı muazzam şekilde anlatıyor.
kasabasına dönmek için can atan george bowling, onu ayakta tutan, yaşama hevesi ve umut barındıran tek anısı olan ve sürekli hafızasında yaşayarak o anları ciğerlerine temiz oksijen çeken ve aslında kendisine yolculuk yapmak için sabırsızlanan bowling'in bütün benliği bombalanıyor.
ve yıkık bowling haykırıyor; ''Gelecekmiş! gelecek sizin, benim gibi beceriksizleri ne yapsın? işimize sahip olmak... bizim için gelecek sadece bu."
Orwell, işçi sınıfı hayatını çok iyi anlatıyor. kesinlikle bu kitaptır Orwell'ın kariyerindeki kilometre taşı.
Her şeyin değiştiği bir dünyada insan aynı kalabilir mi?
Aynı hissedebilir mi?
Ya da değişime direnebilir mi?
Savaşın ve modern hayatın yanıbaşımıza getirdiği tüm çarpıklıklar ve bu kaosun içinde insanın neler hissedebileceğinin bir yansımasına tanıklık ediyoruz kitapta.
Sırf ruhsuz ve duygusuz şu toplumdan, en yakınımızdaki insanların huzursuz edici endişelerinden biraz olsun uzaklaşıp nefes alabilmek ve sıkıştığımız hayatlarımızda bir an olsun yüzeye çıkabilmek, boğulmamak için en mutlu olduğumuz, huzurlu hissettiğimiz, geçmişten kalan sığınaklarımıza koşarız çoğu zaman; fakat bazen onlar bile teslim olmuştur modern ve anlamsız çağın akışına...
İşte böyle bir anda her şeyi bırakıp, ne kadar çabalasakta, çırpınsakta yüzeye çıkamayacağımızı idrak ederiz. En korkunç bilinç anlarından biri olsa gerek. Artık geçmiş bile açmaz olur huzurlu kollarını bize. Bir parça nefes almak bile mümkün değildir. Kabul eder ve daralan çemberin içinde bize verilenlerle “yaşamaya” devam ederiz.
İşte böyle bir adamın hikayesi anlatılıyor kitapta.
George Orwell’in her kitabını keyifle okuyorum. Boğulmamak İçin de oldukça akıcı ve çarpıcıydı. Yalnızca sonu belki daha farklı bitebilirdi diye düşündüm. Mutlu olsun demiyorum ama bu eylemsizlik, kabulleniş biraz üzdü beni. Gerçi George Orwell’in sonları da hep bizi anlatmıyor mu zaten...
Keyifli okumalar dilerim.
George Orwell her zamanki gibi kendine has salt bir dil kullanmış. Sizi hiç sıkmadan, delice detaya girmeden açık bir şekilde yazıyor. Bu budur, şu şudur gibi okuyucuyu sıkacak tespitlerde bulunmuyor. O eserini ortaya koyuyor, sade bir dille öyküsünü anlatıyor, siz anlamanız gerekeni zaten anlamış oluyorsunuz. Kitaplarından alınan tat bu sebeple kat be kat artıyor. Orwell'ı benzer tarzdaki diğer yazarlardan sıyıran da bu.
Gelelim tam tadında Daralma kitabına. George Orwell'ın bu eseri diğerlerinden biraz daha farklı. Daha durağan geçen bir kurgu var. Özellikle kitabın ikinci bölümü biraz ağır geçiyor ama o bölüm başka şekilde de geçilemezdi. Kitapta orta yaşlı şişman George bowling'in ağzından kendi hayat hikayesini okuyoruz.
Kitabın sonlarına doğru, bir şeyler beklerken, nereye nasıl bağlayacağını merak ederken, özellikle son 10 sayfasında, tam olarak bıraktığı o aydınlanma hissiyle yazarın okuyucuya anlatmak istediğini anlıyorsunuz.
modern dünyanın bu koşuşturması içinde, bu keşmekeşte nasıl da Daraldığımızı. Sistemin, insana yaşadığını hatırlatan şeyleri nasıl bencilce yuttuğunu.
Orwell okumaya başlamadıysanız öncelikle bu kitabından başlamanızı tavsiye ederim. Hayvan çiftliği, Aspidistra, aslan ve unicorn ve 1984 eserlerini okumuş biri olarak, bu kitap diğer tüm kitapların salt hali gibi, bir temel gibi.
Kitabın bir diğer baskısı olan Boğulmamak için adlı eserle aynı olduğunu da yine bu sitede öğrendim ve sizlere de bunu aktarmaktan geri kalmak istemedim. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum :))
"Radyonun gürültüsüyle iç içe olarak çevreye verilen mesaj yemeğin önemli olmadığını, rahatlığın önemli olmadığını demeye getirir; sadece şıklığın, ışıltının ve modern görünüşün önemi vardır. Bu günlerde her şey, Hitler'in size ayırdığı merminin bile görüntüsü şık ve moderndir." (s.32.)
George Orwell Boğulmamak İçin isimli romanında, I. Dünya Savaşı yıllarını ve II. Dünya Savaşı'na giden süreci ana karakter George Bowling'in perspektifinden yansıtıyor. Bu hikâyede ailesiyle birlikte sakin bir yaşamı olan sigorta pazarlamacısının çocukluktan yetişkinliğe kadar yaşadıklarını ve devrin siyasi atmosferini sohbet havasında keyifle okuyabilirsiniz.
Romanda genel hatlarıyla savaş yıllarının siviller üzerinde yarattığı etki, Almanya, Rusya ve İngiltere'deki yönetim sistemlerinin eksiklikleri, George Bowling'in gözünden toplumsal ve ekonomik meseleler işleniyor.
Yazarın 1984 ve Hayvan Çiftliği eserleri daha fazla okura ulaşmış durumda olsa da ben Orwell'in eserlerini okumaya Boğulmamak İçin romanıyla başladım. Yazarın dilini ve üslubunun çok sevdim ilerleyen aylarda çok okunan diğer kitaplarını okumayı düşünüyorum. Savaş psikolojisinin insanlar üzerindeki tesirini, özgürlüğün ve yaşamın değerinin önemini Boğulmamak İçin'le tecrübe edebilirsiniz. Romanı merak edenlere şimdiden keyifli okumalar.
"Oyun sahiden bitti mi? Eskiden yaşadığım hayata dönebilir miyim, yoksa bunlar artık temelli olarak geride mi kaldı?"
Çocukken istediği hayatı tam olarak yaşayamamış, hayallerini gerçekleştirememiş, orta yaşlarının sonunda -her şey daha da kötüye gitmeden- geriye dönüp o hayatı yeniden yaşamak isteyen George Bowling'in savaş öncesi ve sonrası yaşamına konuk oluyoruz.
Savaşın bıraktığı maddi ve fiziksel kayıplardan ziyade savaştan önceki güzel günlere duyulan özlem ve yakında geleceği düşünülen yeni bir savaşın üzerine yapılan teorilere değiniliyor.
Bir toplum yazarı olan George Orwell yine yalın bir dille varolan sistemi irdeler, eleştirir.
Tıpkı Hayvan Çiftliği'ndeki gibi yer yer Hitler ve Stalin'e yer veriyor.
Hayvan Çiftliği'nde domuzların, devrim arkadaşlarını insanlarla anlaşıp ezmesinden sonra bir an insan silüetinde görünmesi gibi, G.Bowling kazayla atılan bir bombadan sonra yüzlerinde gaz maskesi ile yokuş aşağı koşan çocukları üstüne doğru gelen domuz sürüsü sanıyor.
1939'da tam da 2.Dünya Savaşı'nın arefesinde, savaşın bıraktığı korku, değişen yaşamlar, ilişkiler ile yakında gelecek olan savaşla herşeyin yeniden yerle bir olacağı düşüncesi Bowling'i geçmişe sürüklüyor.
Peki ya, geçmişe yolculuk yapma fikri iyi mi kötü mü bir karar? Geçmiş hala bıraktığımız yerde mi? Yaşayamadıklarımızı yaşamamız için bizi mi bekliyor?
Artık cevabımı almıştım.