Bitik Adam Kitap Bilgileri
Yazar: Thomas Bernhard
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 24 dk.
Sayfa Sayısı: 120
Basım Tarihi: Haziran 2020
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
ISBN: 9789753639934
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Bitik Adam Kitap Tanıtımı
"Onu çeken, insanların mutsuzlukları içindeki halleriydi, insanların kendileri değildi, mutsuzluklarıydı ve insanın olduğu her yerde buna rastlıyordu, diye düşündüm, insankolikti o, çünkü mutsuzluk özlemi çekiyordu. İnsan mutsuzluktur, dedi hep, diye düşündüm, yalnızca budala olan bunu aksini savunur. Doğmak mutsuzluktur, dedi, yaşadığımız sürece de bu mutsuzluğu sürdürürüz, bir tek ölüm kesip atar bunu. Bu, hep mutsusuz demek değildir, mutsuzluk yoluyla mutlu olabiliriz, dedi, diye düşündüm."
Thomas Bernhard'ın son dönem romanlarından Bitik Adam, "dahi" Glenn Gould, Goldberg Varyasyonları, piyano başında gelen ölüm ve intihar ekseninde sürülen bir iz: "Bitik adam" Wertheimer"in mutsuzluk coğrafyasında, Bernhard anlatımı eşliğinde insanın koyu karanlıklarıyla yüzleşme çağrısı.
Thomas Bernhard, zaman ilişkin gerçekliklerin ötesinde bir saydamlık.
Bitik Adam Kitaptan Alıntılar
1. "Her türlü şeyi deneriz, sonra da hep yarıda bırakırız, birdenbire onlarca yılı çöpe atarız."
2. "Basit insanlar karmaşık insanları anlamazlar ve onları kendi iç dünyalarına iterler, hem de herkesten daha insafsızca.
Basit insan denilenlerin kişiyi kurtaracağına inanmak en büyük yanılgıdır.İnsan en bunalımlı zamanında onların yanına gider ve onlardan resmen kurtuluş dilenir, onlarsa kişiyi daha da derin bir umutsuzluğa iterler."
3. "Bir şeyden ötekine kaçar ve kendimizi mahvederiz.Hep uzaklaşır gideriz,
tükenene kadar."
4. "Bir dostumuz olduğunu sanıyoruz, ama zamanla dostumuz olmadığını görüyoruz, çünkü kesinlikle hiç kimsemiz yok, gerçek bu. ."
5. "Bir insana, hiç kimseyle olmadığımız gibi bağlı olmak için, yan yana olmamız gerekmez."
6. "..bir şeye başlamadan.Bir yazıya başlamak en zor şeydir."
7. "Büyük düşünürleri kitaplıklarımızda tutukladık, oradan bize ilelebet gülünçlüğe mahkûm edilmiş olarak bakarlar."
8. "Doğmak mutsuzluktur, dedi, yaşadığımız sürece de bu mutsuzluğu sürdürürüz, bir tek ölüm kesip atar bunu. Bu, hep mutsuzuz demek değildir, mutsuzluk yoluyla mutlu olabiliriz."
9. "Gülmeyi bilmeyen insan ciddiye alınamaz."
10. "..artık delirdiğimizi sandığımızda, hiçbir şeyden korkmadığımız gibi korktuğumuz, deyim yerindeyse, çıldırmak üzereyken, ara sıra bu ideale çok yaklaşıyoruz."
11. "Durmadan kendi kabuğumuzun dışına çıkma deneyi yapıyor, ama bu deneyde başarısız oluyoruz, hep tepetaklak yuvarlanıyoruz, çünkü kendi kabuğumuzun dışına ölüm dışında çıkamayacağımızı anlamak istemiyoruz."
12. "..gereğinden fazla not aldığımızda, her şeyi berbat ederiz…"
13. "Biz insanları hep yanlış anlatır ve yanlış yargılarız, onları haksız yargılar ve onları küçümseyerek anlatırız."
14. "Teoride anlıyoruz insanları ama uygulamada onlara katlanamıyoruz. Onlara kendi bakış açımızla davranıyoruz.Oysa insanlara kendi açımızdan değil her açıdan bakmalı ve ona göre davranmalıyız onlara öyle davranmalıyız ki , onlara önyargılı davranmadığımızı söyleyebilelim, ama bunu beceremiyoruz, çünkü herkese gerçekten de herkese karşı önyargılıyız."
15. "En iyisi her şeyin dışında kalmak, herşeyden uzak durmak…"
Bitik Adam Kitap İncelemeleri
kocaman bir huh! çekmek istiyorum çünkü çok koştum, çok yoruldum. bernhard sayıklamaları, duraksızlığı...biraz çile çektim ama çektiğim bu çile ilginç bir biçimde hoşuma gitti. bitik adam üç piyano öğrencisinin hikayesini anlatıyor bize. anlatıcı, glenn gould ve wertheimer. kitap genel olarak bir karşılaştırma üzerine kurulu aslında, anlatıcının kendini wertheimer ve glenn ile karşılaştırması yahut glenn ve wertheimer arasında bir karşılaştırma. birbirilerinin hayatını birçok yönden etkileyen üç kişi. glenn'in bir piyano dehası olması, bunun anlatıcıyla wertheimer'in hayatını tamamiyle değiştirmesine ve bir varoluş problemine dönüştürmesine neden oluyor. wertheimer düşünce bilimlerine yönelirken, anlatıcımız kendini glenn gloud üzerine yazmaya adıyor ama aslında tüm kitap boyunca odağımız wertheimer oluyor. wertheimer'in varoluş sorunu. şunu söylemeliyim ki kitapta çizip işaretlediğim sayfaların sayısı çok çok fazla çünkü harika tespit ve alıntılar mevcut. ilk defa bernhard okuduğum için üslubu aşırı zor geldi ve kitabın tek paragraftan oluşması beni biraz soluksuz bırakmadı değil fakat tüm bunların yanında kitaptan resmen kopamadım. yokuş aşağı süratle koşmaya benziyordu ve ben bu durumu çok sevdim açıkçası. tüm bunları göze alarak bernhard okunması çok daha iyi olur, kitabı açın ve soluksuz kalacağınızı bilin! iyi okumalar.
İnsan sanatının icra edildiği ölçüde delirir, diye düşündüm. Bazılarımız doğuştan sanatçıdır bazılarımız ise sanatçı olmak için çabalar. Sanırım Glenn ile Wertheimer arasındaki en çarpıcı fark bununla anlatılabilirdi. 3 piyano virtüözü, üç piyano sanatçısı,üç farklı birbirinden nem kapmış delilik. Sahi insan sanatıyla nasıl delirir? Sanırım bunu Sayın Bernhard en çarpıcı bir dille anlatmış bana tek bir kelime eklemek bile düşmez. Çünkü sanatın o kıvrımlı hâllerini incitir ekleyeceğim tek bir kelime. Ama bence de delirecek biri vardıysa da bu Wertheimer olacaktı.
Glenn Gould en sonunda piyanonun başında herkesin ihtiyaç duyacağı ölümlü bir kanamayla hayata veda ederken Wertheimer ise huzursuz bir intiharla bu hayatina son verdi. Sanırım Bernhard ve Wertheimer için Glenn Gould sinsi bir kanserdi. Ve yıllarca ince ince bütün sanatçı kişiliklerinin içine girip onları sinsi sinsi tüketti. Ben bu kitapta sanatla delirmenin, sanatı icra ederken delirmenin, çirkinliğin ve başarısızlığın bir insanın en yakınına, kız kardeşine bile nasıl zulme sebebiyet verdiğini okudum.
Ve evet bence de doğru söylenmiş bir laftan daha etkili ne vardır bu dünyada bilinmez.
"Uzun süre tasarlanmış bir intihar diye düşündüm, umutsuzluğun birden ortaya çıkarttığı bir eylem değil."
Virtiöz olma hayali ile (Gerçi hayal sayılmaz kitabı okuduğunuz zaman anlayacaksınız) dünyanın en iyi müzik okuluna giden üç samimi arkadaştan Wertheimer'in intiharı sonrası onun cenazesine giden yazarın bu aşamaya nasıl gelindiği, bu arkadaşların ruh tahlillerini bu eserde yazar bizlere sunmuş. Üç arkadaştan;
Glenn Gloud; Dahi Çocuk
Wertheimer; Bitik Adam
Anlatıcı; Filozof
Bu sıfatları koyan Glenn Gloud (meşhur dahi çocuk) dünyaca ünlü bir virtiöz olması sonrası diğer iki arkadaş ya beyaz olursun ya da siyah hayatta gri renk yoktur diyerek o kadar iyi virtiöz olamayacaklarını düşünerek varoluşsal bunalıma düşüyorlar hem de ne bunalım. Freud'un anlayışı ile bakacak olduğunuz zaman her ne kadar Glenn'in dahiliği bunları bu şekilde kaygıya götürüyor gözükse de esasında çocukluk döneminde yaşadıkları Wertheimer'ı intihara sürüklediğini söyleyebilirim. Sadece yaşadıkları ruhsal bunalımdan çıkış arayan arkadaşlar (Ki Glenn dışında. Çünkü adam bir dahi gerçekten) maalesef bitik bir şekilde bu bunalımdan çözüm bulamıyor. Bunun yanında kitapta toplum,devlet,yönetim analizleri de aslında bireyin varoluş sancısında tek bir faktörün etkili olmadığını birçok çevresel ve ailevi etkilerin de bu bunalımda büyük pay sahibi olduğunu bizlere çok renkli bir şekilde gösteriyor. Bu eseri insanlar ile konuşmak ve üzerinde fikirleri almak şahane olacak. Sizlere de iyi okumalar dilerim.
Selam sevgili okur!
Ben kitabı çok sevdim fakat herkes sevmez. Zaten ben de daha evvel Bernard okumaya Odun Kesmek kitabı ile başlayıp, o eseri bile tamamlayamadan yarıda bırakmıştım. Bitik Adam'ın tarzı da aynı zaten, bu nedenle o zaman buna başlasam yine yarıda bırakabilirdim.
Aradaki fark ne ?
Neden şimdi çok sevdim?
Çünkü şimdi Thomas Bernard'ı tanıyorum. Neyi hangi amaçla yazdığını ve vurgulamak istediği duyguyu anlayabiliyorum. Bir yazarı tanımak, onu anlamak ve eserlerini de keyif alarak okumak açısından çok önemli. Dolayısıyla öncesinde yazarı tanımanız için onun beş kitaptan oluşan otobiyografisini okumanızı tavsiye ederim.
Bitik adam da karşınıza üç arkadaş çıkıyor. Bunlardan biri intihar etmiş ve onun cenazesine giden karakterin gözünden üçünü de geçmiş anıları ile birlikte tanıma şansınız oluyor. Sıklıkla şimdiki zamandan geçmişlerine yolculuk ediyorsunuz. Karakterlerden biri Glenn Gould kitapta da bahsedildiği gibi gerçek yaşamda da var olan başarılı bir piyanist. Bu nedenle eserdeki olayların gerçek yaşamdan alınmış bir kesit olabileceğini düşündüm fakat bunu araştırmadım.
Hatta kitabı Glenn Gould'un parçalarını dinleyerek okursanız, sizin için de daha keyifli bir okuma olabilir.
İnce olduğuna kanıp bir günde bitirmeye kalkışmayın. Okuduğunuz farklı üç karakterin yaşamları üzerinden değerli çıkarımlar yapabilirsiniz.
Severek okuduğum bir Bernhard eseri oldu .
Herkese keyifli okumalar dilerim.
İsterseniz ucretsizkitap.com.tr kanalıma da bakabilirsiniz.
Bir sozcuk kullaniyor ve bir insani mahvediyoruz Bitik Adam Thomas Bernhard.Uzun bir monologdan ve cümle tekrarlarından oluşan, ama bunu yaparken okuyucuyu bunaltmayan bir metin Bitik Adam. En azından beni bunaltmiyor. Çünkü Bernhard'in kafa yorduğu konuları işlemesini, çekinmeden rahatsız olduğu konuları dile getirmesini ben çok değerli buluyorum. Üç arkadaşın piyano virtüözü olmak icin verdiği mücadele melankoli,kıskançlık ve ölüm temaları üzerinde şekilleniyor. Benim bu kitapta en çok kafa yorduğum karakter Wertheimer oldu. Başarılı olmasına rağmen görmezden gelindi, ötelendi. Ve bu görmezden gelinme duygusunu kiz kardeşinin ona karsi olan tutumunun arkasına gizledi. Bir söz Wertheimer 'in hayatını tamamen değiştirdi ve bir söz onu daima mutsuz kıldı.. Yazar, sözün gücünün etkisini sözlerin ve davranışların insanlari nasıl mahvedebilecegini çoğu yerde vurguluyor. Ve yine Bernhard'in hayatından izler taşıyan bir metin Bitik Adam.. Ve kitabı bitirince şunu düşündüm; biz kırıcı sözlerimizle acaba etrafimizda kaç tane Bitik Adam yaratıyoruz? Kac tane özgüven kaybına sebep oluyor ? Kaç kişiyi hüzün denizine atıyoruz. ? Bunlar bence sorulması gereken sorular. Varoluş sancılı bir süreçtir ve bu süreçler insani insan yapiyor aslında. Sancinin süresi sizin hayata karşı olan durusunuzda gizli. Okuyun tavsiye ediyorum demiyorum bu sefer. Her okuyucu kendi kitabını bulur.Sevgiler