Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Bir Tereddüdün Romanı - Peyami Safa | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Bir Tereddüdün Romanı Kitap Bilgileri


Yazar: Peyami Safa
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 40 dk.
Sayfa Sayısı: 200
Basım Tarihi: Ocak 2020
Yayınevi: Ötüken Neşriyat
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789754370263
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Bir Tereddüdün Romanı Kitap Tanıtımı


Yazarın kendine has, orijinal üslubuyla okuyucuyu psikolojik bir maceraya sürüklediği bir başka romanı.



"Mualla kendisine çok tavsiye edilen bu kitabı okumakta hâlâ tereddüt ediyordu. Yapraklarını çevirdi. 'Beni yalnız bırakmayınız!' diye başlıyan bir sahifenin yukarısından ortalarına doğru gözleri, satırların basamaklarını ikişer üçer altıyarak aşağıya kadar inmişti. Bir kaç yerde hep aynı cümle: 'Beni yalnız bırakmayınız!"...

(Kitap'tan)




Bir Tereddüdün Romanı Kitaptan Alıntılar


1. "Evlenmek insanı yalnızlıktan kurtarmaz, belki daha müthiş bir yalnızlığa atar. Bu iki kişinin bir arada ve ayrı ayrı yalnız kalması demektir..."




2. "•
“Sevmek…”
“…ne kadar suistimale uğruyor bu kelime!”
•"




3. "Hep o ses, hala, bazen iki nokta kadar küçülüp uzaklaşıyor ve kulağında çınlıyordu; “ Çay iç, çay iç, çay iç.”

Çay iç, çay, çay, açılırsın, çay iç."




4. ""Evleniniz çocuğum, benim yaşımda yalnız yaşamanın..." "Hayır, evlenmeyiniz çocuğum, daha kapının eşiğinde insanın ne hale geldiğini...""




5. "Öyle bir kitap arıyorum ki bütün hayatımda bıkmadan hep onu okuyayım."




6. ""Öyle bir kitap arıyorum ki bütün hayatımda bıkmadan hep onu okuyayım.""




7. "Seni göreceğim geldi."




8. "Beni hiçbir şey hayata bağlamıyordu, hâlâ da bağlamıyor."




9. "Her insan yalan söyler."




10. ""Zavallı hançer, dedi. Sen de ben de bir kalbe giremedik.""




11. "İyi olmadık ki fena olup olmadığımızı bilelim."




12. "Cidden güzeldi. Belki şimdi de güzel. Fakat artık bana öyle gelmiyor."




13. "Kitap. Nasıl diyeyim... İçinde yaşadığımız ev gibi olmalı, vatan gibi olmalı..."




14. "Hislerime gelince onlara güvenilmez. Fakat dikkat et ki, gene en güvenilecek insan, bunu söyleyebilendir."




15. "Ne kadar doğru! Kendimizi kaybetmiştik, sen ikimizi de buldun."





Bir Tereddüdün Romanı Kitap İncelemeleri


PEYAMİ SAFA - BİR TEREDDÜDÜN ROMANI

Öncelikle hepinize merhabalar kitap dostlarım. Bugün sizlere edebiyatımızın değerli bir yazarı olan Peyami Safa tarafından yazılmış Bir Tereddüdün Romanı kitabının incelemesini yapacağım.

Öncelikle kitabın konusuna bakacak olursak; kitapta baş karakterin tereddütleri anlatılır.

Kitabın başlıca üç karakteri vardır. Bunlar: Mualla Hanım, Vildan Hanım ve muharrir.
Olay silsilesi bu üç karakter etrafında gerçekleşir. Kitap ilk etapta Mualla Hanım' ın bir roman okuması ve yazarı -muharrir- ile tanışmasıyla başlar. Kitap içinde kitapla devam eder...

Baş karakterin tereddütlerini, arada kalışlarını, kararsızlıklarını bizlere anlatır.

Kitabı dil ve anlatım bakımından inceleyecek olursak; kitabın dili bana göre akıcı değildi, okurken oldukça zorladı beni. Anlatımı oldukça kapalıydı. Vermek istediği mesajı veriyordu ama okuma keyfi açısından zorlayıcı bir okuma serüveni yaşattı bana.

Ben okurken biraz sıkıldım doğrusu ve okumakta oldukça zorlandım. Peyami Safa' nın psikolojik tahlillerini çok sevmeme rağmen bu eserinde biraz karmaşık buldum.

Belki de anlatılanlar hoşuma pek gitmediği için veya yanlış bir zamanda bu kitabı okuduğum için de zorlanmış olabilirim.

Bana pek hitap etmese de "tereddüt" bu kitapta çok iyi anlatılmış.
Sizler tereddüte dair bir eser okumak isterseniz tavsiye edebilirim.
Okuyacak olan tüm kitap dostlarıma şimdiden verimli okumalar dilerim.




“Bir milleti yok etmek isterseniz askerî istilâya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla mânevî değerlerini, ahlâkını soysuzlaştırmak kâfîdir.” diyerek, 1 Kasım 1928'de gerçekleştirilen Harf Inkılabına karşı olduğunu savunan ve ömrünün tamamını yazmaya adayan bir Muharrir; Peyami SAFA. Harf Inkılabına karşı olmasının nedenini, niçinlerini anlattığı uzun yazıları var. Bu kitabın sonunda bundan bahsetmemin sebebi, yazarın okuduğum üçüncü kitabı ve bu kitaplar içinde (Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, YALNIZIZ) dili en ağır olan kitap olması. Kitabın sonunda, kitabın içinde bolca kullanılan eski Türkçe kelimelerin on, onbeş sayfalık sözlüğü var ama okuma senkronunu bozduktan sonra bir anlamı yok. Kitabı okurken hem harf devrimine karşı oluyorsunuz, hem de yok ya, iyi ki gerçekleştirilmiş diyorsunuz. Tam bir tereddüdün romanı gerçekten!

Şüphe ve tereddüt, insan ruhunda anarşi yaratan en tehlikeli hislerdir. Peyami SAFA, bilinen bu gerçeği romanda da Muharrir-Mualla ve Vildan karakterleri üzerinden eski kelimelere rağmen! çok çok iyi analiz etmiş yine ve okuyucuya içinde anarşi yaratacak kadar hissettirmiş. Devrimden önceki dile hakimseniz okurken çok daha iyi hazlar alabilirsiniz. Ben hiçbir kitapta bu kadar zorlanmamıştım ama sonuç olarak anlatılmak istenenleri anladım ve hissettim. Kitap on üzerinden on puandır ama sekiz dememin sebebi harf devrimi midir, yoksa devrime ayak uydurmayı şiddetle reddeden yazar mıdır bilemedim. Dedim ya, tam BİR TEREDDÜDÜN ROMANI. İyi okumalar :)




Kitap Peyami Safa'nın her zaman olduğu gibi kendine has tarzıyla ele alınmış. Derin tahlillere, analizlere fazlasıyla yer verilmiş. Her okuduğum kitabı ayrı zevk veriyor bana. Bu yüzden muhakkak Peyami Safa okuyun. Böyle bir yazarla tanışın, çekinmeyin, uzak durmayın..

Kitabın içeriğine gelecek olursak isminden anlaşılacağı gibi tereddütlerin üst düzeyde olduğu, içsel çatışmanın belirgin bir şekilde kendini gösterdiği bir roman. Ayrıca baş karakter bir yazar. Yazar olması hasebiyle yazdığı romanlarından biri başka bir baş karakterlerden olan Mualla tarafından keşfedilip kitabın içinde kitap okuyor. Yani bizzat kitaptan bölümler sunuluyor bize. Bu bölüm en keyif aldığım yer olduğunu söyleyebilirim. Daha sonra Mualla'nın yazarla tanışıp evlilik sürecine girmesi, ancak Mualla'nın kabul etmemesi şeklinde devam ediyor.. Kitap bu kadar muhteşem giderken devreye Vildan adında başka bir kadının girmesiyle benim için durağanlık başlıyor. Sıkıldım desem yeridir. Ama tabi yine kendinizi bulacağınız analizlerle karşılaşmamak elde değil. Ve ayrıca Peyami Safa'nın hayatını az çok biliyorsanız bu kitap bizzat hayatını yansıtmış yani kitabın içindeki kitapta diyeyim:) umarım anlaşılmıştır dediğim..

Bu kitap Peyami Safa'nın diğer okuduğum kitaplarına nazaran alt seviye de kaldı benim için. Ama yine de okunması gereken bir kitap.. 8 günde okuduğuma bakmayın vaktim olsa bir günde okunabilecek bir eser. kesinlikle tavsiye ederim. Kısa ve gayet anlaşılır sürükleyici bir roman.




Peyami Safa'nın okuduğum ilk kitabı bu. Başlangıçta bir başka kitap karşılıyor sizi. Nedeni bilmiyorum ama çok heyecanlandım. Neden daha önce bu yazarın kitaplarını okumadım dedim. Büyük bir aç gözlülükle internetten set fiyatlarına baktım. Sonra kendimi sakinleştirip okumanın tadını çıkarmaya çalıştım( Tabi yolculuk esnasında internetin çekmemesi de blr etkendi:)
Anlatımdan etkilenmemek elde değildi. Cümleler; akıcı, büyüleyici ve çekici... Ben yeni kelimeler keşfetmeyi severim, hemen unutsamda. Ancak bir yerden sonra bu bir işkenceye döndü çünkü bulunduğum yer itibariyle internet çekmiyordu. Artık akışına bıraktım ve bazılarının derin duygularından nispetimi alamadım.
Ama en komik olan şey, kitabın sonuna sözlük koymuşlar ve ben bunu kitap bitince fark ettim. Tabletten okumanın zararları...
Kitapta konuşmaların arkasındaki felsefik ve psikolojik çıkarımlar çok güzeldi. Okuduğum popüler kitapların ne kadar sığ olduğunu birkez daha fark ettim. Ama bu kitaplara da ihtiyacımız var bazen gerçektende bu dünyadan soyutlayacak uyuşturucular lazım.
Kitap net bir şekilde tereddütü ortaya koyuyor. Pembe masallar gibi sonuç çıkarmadan ortaya koyuyor. 'İster nasibini al diyor istersen senin için bir iki hikaye var yetin zaten bir daha bana ilişmezsin' tarzında.
Kitabı okurken arkasını da görebiliyorsunuz. Bazen Oscar Wilde bazen diğer yazarlardan(benim gibi unutkan bir insan bir isim söyleyebilmiş en azından) nameler var.
Okuduğum için mutluyum...




200 sayfalık manevî zelzele… Evlilikten, aşka, ölümden yaşama kadar hemen her alanda insanların tereddüt içinde bulunduğunu; sıkıştığımız vakitlerde asıl sahip olunması gerekenin irade ve iman olduğunu anlatan hoş bir eser.
Ha! Bana ne kattığını sorguladığımda sadece sorgulamalarıma eklenmeler yaptığını görüyorum. Yani demem o ki bir kitap okurken A noktasından B noktasına gitmek istenmiyorsa tereddütsüz alıp olunması gereken bir içtimai ve ferdi tereddüt romanıdır, bu. Ama yazarın hayatını bilince bu tutum, karamsarlık, sorgulamalar, tereddütler sağlam bir zemine oturuyor. Nasıl mı?

Cahit Sıtkı'ya kendisi hakkında şöyle söylemiş:
"Benim şuurum, bir facia atmosferi içinde doğdu. Ben iki yaşımda iken babam ve kardeşim on ay içinde öldü. Kısa bir fasıla ile hem kocasını hem çocuğunu kaybeden bir kadının hıçkırıkları arasında kendimi bulmaya başladım. Belki bütün eserlerimi dolduran bir facia beklemek vehmi ve yaklaşan her ayak sesinde bir tehlike sezmek korkusu böyle bir başlangıcın neticesidir. "
Büyük kayıplar yaşamış ve hayatı boyunca da kayıp vermeye devam etmiş birinden başka nasıl yazmasını bekleyebiliriz ki.

“Beni kurtaracak şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum.” çığlıklarını duydum Safa’nın sanki her sayfada ve onunla aynı çığlığı attım. Hangimiz kayıp değiliz ki, hangimiz kendimizi aramıyoruz ki? Bulup bulup kaybetmiyoruz kendimizi? Ya da bulduğumuzu sanıp… Bir noktadan başka bir noktaya geçiş o kadar kolay değil maalesef, defalarca düşüp düşüp kalkmadan nâmümkün çoğu zaman. Belki de tam da bu sebepten bütün griliğine rağmen çok sevdim bu kitabın sayfalarını.
Öneririm.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: