Bir Ses Böler Geceyi Kitap Bilgileri
Yazar: Ahmet Ümit
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.
Sayfa Sayısı: 144
Basım Tarihi: Temmuz 2010
İlk Yayın Tarihi: 1993
Yayınevi: Everest Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789752897427
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Bir Ses Böler Geceyi Kitap Tanıtımı
Dolunayın ışığında bir köy mezarlığı... Mezarlığın duvarına çarpan bir cip. Gecenin karanlığında uçuşan düşler. Issız köyün ortasında kocaman bir cemevi. Konuğunu yitirmiş bir mezar. Cem töreninde arınmayı bekleyen bir ölü. Bu olanların sessiz tanığı, bir araştırma görevlisi. Yıkılan idealleriyle, sürüp giden yaşamı arasında sıkışıp kalmış bir adam. Alevi inancına farklı bir bakış. Mistik bir gerilim romanı...
"Gözüne kestirdiği dal parçasını çekerken çalılığın arkasında bir karartı fark etti. Feneri oraya doğru tuttu. Yanılmamıştı, az ilerde yeşil renkli bir mezar taşı mahzun bir edayla onu süzüyordu. Bu defa korkmadı, hatta içinde, 'Bu mezar neden mezarlığın dışında?' diye merak bile uyandı. Bir-iki adım daha yaklaştı. Ama bu mezar bozulmuştu, iki yanında toprak birikintileri yığılıydı. Yeni bir ürperti dalgası sardı bedenini. Mezarın içini görmemesine karşın, upuzun yatan ölünün yer yer etleri dökülmüş yüzü geldi gözlerinin önüne. Öte yandan aklı hâlâ mantıklı bir açıklamanın peşindeydi. Belki de bu mezar henüz ölmemiş biri için kazılmıştı. Neden olmasın? insanların ölmeden önce de mezarlarını hazırladıklarını biliyordu; iyi de, kazmakla hazırlamak arasında büyük fark vardı. Belki yeri alınır, hazırlıklar yapılırdı ama ölmeden mezar kazdırılır mıydı? Belki de bu mezarı aç kalmış vahşi bir hayvan açmıştı. Eğer öyleyse mezardaki ölüyü paramparça etmiş demekti. Doğrusu, böyle bir görüntüyle karşılaşmak istemezdi. Yine de merakı ağır bastı; cesaretini toplayıp el fenerini mezarın içine doğrulttu. Mezar gerçekten de boştu."
(Tanıtım Bülteninden)
Bir Ses Böler Geceyi Kitaptan Alıntılar
1. "İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışamıyorsun."
2. "İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışmıyorsun."
3. ""İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışmıyorsun.. ""
4. "^
"Hepimiz ölümlüyüz . Mühim olan genç ya da yaşlı ölmek değil , nasıl ömür sürdüğümüzdür.""
5. ""İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışmıyorsun.""
6. "“Zulmün altındayken bile umudunuzu kaybetmeyin.”"
7. "İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışmıyorsun."
8. "Herkes sözünü tartıp öyle konuşmalıdır."
9. "#
"Yarım sofular cahilliklerini cafcaflı sözlerle pullayıp hikmet diye yutturuyorlar bize.""
10. "İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışamıyorsun."
11. "Gidene üzülme, sabırla gününü bekle. Günü geldiğinde bu defa seçimini doğru yap. Hakkın olanı alacaksın."
12. "“Senin olduğun yerde sanki kendimi daha güvenli hissediyorum.”"
13. "Keşke elimde olsa da bırakabilsem. Ama ne aklıma, ne de yüreğime söz geçirebiliyorum artık."
14. "Bir gelinin görevi kocasına sahip olmak, onu eve bağlamak değil miydi?"
15. "Bildiğim insanın aşık olduğu birini zor durumda bırakıp gitmeyeceği."
Bir Ses Böler Geceyi Kitap İncelemeleri
Okulların tatil olmasını fırsat bilerek usta yazar Ahmet Ümit in Bir Ses Böler Geceyi adlı kitabını yağmurlu bir Erzurum sabahı evimin balkonunda elime alıp cama vuran yağmur damlalarının eşlik ettiği akşam saatlerinde balkonumda bitirdim.
Eserde tek anlatıda küçük geçişlerle birbirine bağlı iki öykü sunuyor bize Ahmet Ümit.
Bir gece Alevi köyüne yakın bir yerde kaza yapan Süha'nın Alevi köyünde gördüklerine dair kesitlere tanık olduğunuz bir hikaye bekliyor sizleri bu kitapta.
Köyde kendisini Hakk-Muhammet-Ali yolunda mükemmel bir şekilde yetiştirmiş,ama bilgisini artırıp belirli bir olgunluğa kadar kendisine rehberlik edecek birisini bulamamış ve çoğu dedelerin, babaların, sofuların Alevilik üzerine yeterli etkiye sahip olmayııp üstelik de din yerine ticaretle meşgul olan çıkarcı kişiler olduğunu gören İsmayil'in intiharı ve bu intihar aracılığıyla vuku bulan köylülerin tartışmalarına tanık oluyoruz.
Eser Alevi inancına dair güzel bilgiler içerirken her inançta sapmaların olabileceği üzerinden genel bir şekilde eleştirileri de içermekten geri kalmamış. Bu, eseri benim için daha değerli kıldı.
Biçim açısından gayet başarılı! Dilin akıcılığı, cümlelerin kurguları ve özellikle iki farklı kesit arasındaki geçişleri çok kaliteli bana göre
Alevi inancına olan saygım ve merakım belki normal okuyuculara göre esere daha çok kapılmama neden olmuş olabilir. Ama okuyanların keyif alacağı, pişman olmayacağı bir eser.
Keyifli okumalar dilerim!
“İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışmıyorsun.”
Diyor kitabında
Akademik bir araştırma yapmak için bir Alevi köyüne gelen Süha’nın yaşadığı kaza sonrasında ki olaylarla ile geçen ve Süha ve İsmail’in birbirine benzer yaşamlarının anlatıldığı bir eser. Geçmişin de izlerini iki farklı kişiden okuduğumuz güzel bir anlatıma sahip.
Çok severek okudum. Herkese naçizane tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Yayın hayatınızda başarılarınızın devamını dilerim.
Arka Kapaktan Alıntı:
Bir Ses Böler Geceyi
Kamil insan olma yolunda
12 Eylül döneminde hapis yattıktan sonra hayata yeniden tutunmaya çalışan Süha, akademik bir araştırma yapmak için bir Alevi köyüne gelir. Burada geçirdiği trafik kazası işine sekte vursa da onu mistik, ardı ardına açılan sır kapılarıyla dolu bir yolun başına getirir.
Şeriat kapısı, tarikat kapısı, marifet kapısı, hakikat kapısı
Ahmet Ümit’in ilk dönem romanlarından "Bir Ses Böler Geceyi", yazarın karakter ve atmosfer yaratmadaki saf yeteneğini görme açısından önemli bir fırsat. Türk kültürünün gizlenmiş fakat asla göz ardı edilemeyecek yapı taşlarının ustaca işlendiği roman bir solukta okunacak kadar tempolu, yıllarca hatırlanacak kadar etkileyici.
Yeni bir ürperti dalgası sardı bedenini. Mezarın içini görmemesine karşın, upuzun yatan ölünün yer yer etleri dökülmüş yüzü geldi gözlerinin önüne. Öte yandan aklı hâlâ mantıklı bir açıklamanın peşindeydi. Belki de bu mezar henüz ölmemiş biri için kazılmıştı. Neden olmasın?
Kitabın tesiri üzerimden gitmeden hemen incelememi yapayım dedim, hoş tesiri üzerimden gider mi o da ayrı bir konu ..
kitabında da çok fazla etkilenip diğer bir deyişle söyleyecek olursam korkttum bu kitabını da aynı usul ile yazmış normalde çok fazla polisiye roman tarzım olmasada ben Ahmet Ümit kalemini çok beğeniyorum ve soluksuz okuyorum hiç şiir sevmeyen ben
kitabındaki şiirlerini de içime çeke çeke okudum sen ne büyük nimmetsin Bizim için Ahmet Ümit
Kitapta neyden bahsedilmiyor ki ; 12 Eylül darbesi mi dersin , sağ sol çatışması mi dersin , hak , hakkikat arayışları mi dersin , hacı ,hoca , imam , süprüntüleri mi dersin ... Daha neler neler . Ahmet Ümit anlatacağı konuyu , vermke istediği mesajı o kadar güzel olay örgüsüyle harmanlaştırıyor ki mümkünatı yok anlamamanın ; Aleviliği o kadar güzel işlemiş ki ismini çok fazla duyup çok fazla hakkında bilgim olmadığım bir kavramdi Alevilik ama şu an sağ olsun zat ı muhterem sayesinde öğrenmiş oldum.
Bir yerde kalbimi bıraktım fazla Sophie vermeden diyeyim ;
Bir baba evladını bir dava yüzünden kaybetmiş çocuğu için diyor ki ; " Oğlumdan sonra oğlumun romanlarını , şiirlerini , öykülerini , felsefe kitaplarnı okudum , okudum çünkü oğlumun neden yaşamını tehlikeye attığını öğrenmek istiyordum . " Ah ah ...
Hepinize iyi okumalar dilerim .
Bir tarafta oğlunun iyiliğini düşünüp Alevi inancına göre duasız kalmasın diye oğlunu mezardan çıkaran cesur bir baba, bir tarafta ise oğlu hapiste dövülüp babasına kanlı gömlek gönderip yardım isteyen oğluna gömleğini yıkayıp geri gönderen korkak bir baba...
Romanın başrolü olan Süha ile İsmayil'in bir yerde hayat hikayelerinin birleşmesi, İsmayil'in dedesi Veli Sofuyla Süha'nın Yunanistanlı Arif dedesinin benzerliği olay kurgusunun etkileyiciliğini arttırmış. Yer yer kurgunun arttırıldığını ve şaşırtan tuhaf sonu, romanı ilginçleştirmiş.
Dört büyük kapı; Şeriat kapısı, Tarikat kapısı, Marifet kapısı, Hakikat kapısı...
Gerçeği ibadetle arayanların kapısı, Şeriat kapısıdır.
Tarikatın kurallarına uyanların kapısı, Tarikat kapısıdır.
Allah hakkındaki sırlara erişme ayrıcalığına sahip olanların kapısı Marifet kapısıdır.
Evrenin sırlarına ermiş kimselerin kapısı, Hakikat kapısıdır.
İsmayil'in hakikati aradığı bu yolda intihar etmesi sonucu dualanmaması, beraberinde mistik olaylar zinciri oluşturmuştur. Romanın son sayfalarında heyecanını iyice arttıran ve özellikle bir köy çocuğu olan İsmayil ve devrimci olan Süha'nın hakikatı arama eğilimleri romanın kurgusunu sağlamlaştırmış. Herkese önerebileceğim iyi kurgusuyla Aleviliği anlatan bir eserdir.
-Okuduğunuz için teşekkür ederim.-
Kitap genel olarak iki koldan ilerliyor. Bir kol 1980 darbesi ve öncesinde bir solcunun başından geçen olayları ve davasını kısa kısa bölümlerle anlatıyor; diğer kolda ise Alevi vatandaşlarımızın bir hadisesini anlatıyor. Ahmet Ümit bu iki kolu anlatırken hem hafiften mesajlar veriyor hem de bu iki yön hakkında ufak da olsa bilgiler veriyor. Solcuların bir kısmının davalarına ne gözle baktığını, ne gözle davalarından kolayca vazgeçen insanları gösterirken, bir taraftan da Alevi vatandaşlarımızın hem gelenekleri hakkında bilgileri verip hem de her toplumun içinde olan yanlışlar gibi bu kesiminde içinde olan kişiye özgü yanlışları romansallaştırarak gösteriyor. Kitap içinde üçüncü bir kol var ki o da kitabın esas kurgusu zaten.
Kitap basit bir dille, basit bir betimlemelerle başladı diyebilirim, Ahmet Ümit’in ilk kitaplarından olduğu için bu şekilde ilerlediğini düşündüm ama çok da fazla sürmeden dil daha bir oturarak, betimlemelerin edebi yönü daha bir artarak kitap kendi içinde yazımı birden değişip kendini okutmaya başladı. Sonunda da olaylar daha bir tuhaflaşarak özellikle son 30 sayfada okuru içine tamamen çekip okuttarabiliyor..
Çok güzel aman aman bir kitap, kesin okumanız lazım diyemem ama okuyunca da beğeneceğiniz, keyif alacağınız, keşke okumasaydım demeyeceğiniz bir kitap.