Bir Karanlık Pencere Kitap Bilgileri
Yazar: Rachel Gillig
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 400
Basım Tarihi: 20 Aralık 2023
İlk Yayın Tarihi: 27 Eylül 2022
Yayınevi: Olimpos Yayınları
ISBN: 9786256411777
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Ciltli
Bir Karanlık Pencere Kitap Tanıtımı
Elspeth’in Bir Canavara İhtiyacı Var. O Canavar Bizzat Kendisi Olabilir. Bu Gotik Fantastik Çıkış Romanında Bir Genç Kız Krallığını Kurtarmak İçin Zihnindeki Canavarı Serbest Bırakmalıdır. Elspeth Spindle’ın bir sisin içine hapsedilmiş ürkütücü Blunder Krallığı’nda güven içinde yaşayabilmek için şanstan daha fazlasına ihtiyacı vardır. Bir canavara... Kâbus dediği bu kadim, kurnaz r uh kafasının içinde yaşar. Onu korur. Sırlarını saklar. Fakat her şeyin bir bedeli vardır, özellikle de sihrin. Elspeth orman yolunda gizemli bir haydutla karşılaştığında hayatı temelinden sarsılır. Gölgeler ve aldatmacalarla örülü bir hayata sürüklenen Elspeth, Blunder’ı dört bir yanını saran kara büyüden kurtarmak için tehlikeli bir göreve dâhil olur. Ne var ki haydut bildiği kişi Kral’ın öz yeğeni, Blunder’daki en tehlikeli adamların komutanından başkası değildir… ve vatana ihanet suçlusudur.
Bir Karanlık Pencere Kitaptan Alıntılar
1. "Ve böylece, Kâbus için.. takas ettim ruhumu."
2. "Blunder’daki karanlıktık biz, o yabani ve dizginlenemez sihrin hatırlatıcıları. Rowanlar ne kadar umutsuzca onu yok etmeye çalışırsa çalışsın varlığını sürdüren o sihir. Asıl korkulması gereken bizdik.
Biz dengeydik."
3. "
.
..."
4. ""Bir zamanlar ormanın derinliklerinde gölgede kalmış zeki ve iyi bir kız yaşardı," diye mırıldandı. "Bir de bir kral vardı. Sihre hükmeden ve kadim kitabı yazan değnekli bir çobandı bu kral. İkisi birlikteydi. Bu yüzden ikisi de aynıydı:
"Kız, Kral... ve dönüştükleri canavar.""
5. ""
.""
6. "En iyi yalanlar böyle söylenir işte; ikna etmeye yetecek kadar gerçek katarak."
7. ""Umutlu olmak beni hayalperest yapmaz, Elspeth.""
8. "Kız için geldi… ama onun yerine canavarla karşılaştı."
9. "Kâbus, Rahatla biraz, dedi. Bırak kontrolün onda olduğunu düşünsün.
Kontrol ZATEN onda."
10. "Rowan, Rowan’a karşı.
Tırpan, Tırpan’a karşı."
11. "En iyi yalanlar böyle söylenir işte; ikna etmeye yetecek kadar gerçek katarak."
12. "İki hafta öncesine kadar avcumun içi gibi bildiğim bir insana artık güvenememek beni korkutuyordu."
13. "
"
14. "
...
."
15. "
? diye fısıldadı Kâbus.
Gözlerimi daha sıkı kapadım.
?
?
.
.
."
Bir Karanlık Pencere Kitap İncelemeleri
Bilindik büyü sistemlerin dışında kalan anlatılar oldum olası beni çok etkilemiştir. Kafasında sivri şapkası ile asalı yaşlı adamlar ya da sözlü veya sözsüz lanetleri ile cadıları sevmiyorum demiyorum, sadece daha farklı anlatıyor hayal dünyama çeşitlilik katıyor.
Kart odaklı büyü sistemleri de bunlardan biri. Işıkyaratan serisinde "9 Kral" ya da Hunter X Hunter serisndeki "Greed Island Arc" hemen aklıma gelenlerden bazıları. Fakat en önemlisi tekrar ve takrar izlemekten usanmadığım Yu-Gi-oH serisidir. Kartların gücü vardır ve doğru kullanımları sınırsız olanağa sahip yetiler vadeder.
Bir Karanlık Pencere, tam da bu bağlamda küçük yaştaki ana karakterimizin bir kartı özümsemesi ile bakış açısına göre güç kazanması, bakış açısına göre lanete yakalanmasından doğuyor. Sayfalar ilerledikçe kitapta yer alan kartlarla bağ kurulamaması oldukça hayal kırıcı. Çünkü kitaba devam etmemdeki ana motivasyonum buradan ilerleyebilecek öykü beklentilerimdi. Bunun dışı ise ne yazık ki aynı lakırtılar.
Gotik fantastik romantik kitaplarda yer alan klasik aşk sahneleri, bir şey söylemek isteyip hiçbir şey söyleyememe klişeleri ve her sayfası tahmin edilebilir olay silsilesi...
Yine de kitapta kötü karakterin belirlediği son ya da kötü karakterin aslında en başından iyi bir karakter olması hissiyatı ikinci kitabı da bir şekilde okunur hale getirecek gibi görünüyor.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Önce spoilersız sonra spoiler
SELAMMMM!! İnceleme başlamadan kendi ifadelerimle kounusundan bahsetmek istiyorum; Blunder Krallığı geçmişteki Çoban Krala verdiği sihir gücüyle on iki kader kartı yapar ve kader kartların bir gücü vardır ama her gücünde bir sonucu. Bu yüzünden bir sise mahkum olur ve Elspeth bu sis yüzünden enfekte olmuş biri ve kafasında bir canavarla yaşıyor. Bir gün kendini bu kara büyüden kurtarmak için haydutların arasında buluyor. 2 kitaplık bir fantastik seri.
İçerik: Toplam 10 sayfa olan bir smut sahneler var. 254-(309-316)
Açıkçası bu kitap çok popüler olduğu için seriye beklentim düşktü. Ama dostlar beni içine o kadar çok çekti ki. Yazar evreni uzun uzun anlatmamış çok hızlu olaylara dahil oluyoruz ve bu hiç göze batmıyor. Evren çok güzel işlenmiş. Bölümlerin kısa olması ve her bölümde kartlar ve evren ile ilgili bilgi olması çok iyidi.
Seride sevmediğim karakter olmadı. Enfeskiyonlu hastaların güçleride çok iyidi kartların anlamlarıda.
Elspeth güçlü ve zeki bir karakter.
Ravyn ilk başta asla güven vermesede okudukça karaktere çok ısındım. Elm ile aralarındaki sadıklık çok iyidi. Hasret kalmışım böyle ihanet etmeyenlere (inşallah çok erken konuşmamışdır ksndks)
Ben ikici kitap
başlıyorumm hemennnnn
Gözüm kapalı önerebilceğim bir seri.
İyi okumalar :)
SPOİLER
OFFFF sonunda asla bunu beklemiyordum yani evet Elspeth döner (yani bence) ama yani nasıl dönecek ve Çoban Krala ne olacak??? Ravyn için bunu yapması... aralarındaki sevgi çok gerçek gerçektennnn
Muazzam bir kitap. Yazarın ilk kitabı olduğunu bilerek okudum ama bilmesem asla ilk kitap mı diye düşünmezdim. Karakterler gerçekten kendi karakterlerine sahipti -artık bunu yazmak zor sanırım- Bir şey olduğunda Elm şöyle karşılık verir Ravyn şu şekilde davranır diyebildim hep. Çünkü karakterler kendi kişisel özelliklerine sahip insanlardı, güzel yazılmışlardı.
Elspeth özelinde bence harika işlenmiş bir başroldü. Yew'lere katılmasında çıkarına olan şeyler vardı. Aynı şekilde Yew'lerin onu gruplarına dahil etmelerinin mantıklı açıklamaları vardı. Kimse hadi yolculuğa çıkalım lalala diye gezmedi kitapta. Yazım dili bence çok güzeldi. Çeviri hatası da görmedim, varsa da fark etmedim ama çevirmen de başarılıydı bence.
Ravyn ve Elm ikisi de harikaydı. Ione'nun ne yapmaya çalıştığını hala anlayamasamda onu da sevdim. Emory çok tatlıydı şapşal bebe. Ama favorim Kâbus oldu. Bence harika bir karakterdi.
Ters köşe yok denecek kadar azdı, bir tanesine şaşırdım ama çok değil. Ters köşeye ihtiyacı olan bir kitap da değildi çünkü kitap olayları gayet mantığa uygun bir şekilde işlediğinden kafada soru işareti bırakmıyordu.
Bir yazarın ilk kitabı bu kalitede olabiliyorsa, ilk kitap diyerek mantık hatalarına göz yummayı bırakmalıyız bence. (AYRICA KİTABIN SONU BİTMESİ GEREKTİĞİ GİBİ BİTTİ VE HARİKAYDI.)
Bu sefer spoilersız yorumlayacağım. Kitabı alırken çok sevildiğini ve genel olarak beğenildiğini bilerek aldım bu da beklentimi yüksek tuttu. Normalde çok dark atmosferlerin beni boğduğunu düşünüyorum, öyle kitapları da alıp almamakta kararsız kalıyorum. Bu yüzden en başında elim hiç gitmedi. Çok negatif, böyle iç boğucu bi enerjisi var kesinlikle ama bunu zaten bilerek alıyorsunuz o yüzden bir şey diyemiyorum. Yine de zorlandım. İlk bi 100 sayfasına kadar falan beni daralttı-sıktı ama sonra oldukça sardı.
Yazım dili iyi denebilir, bölümler bence çok çok kısa ve bir tık kopukluk yaratıyor. Karakterleri beğendim genel anlamda. Ancak ben tabii ki bir şeylere benzetme yapmadan duramadığım için kafamda sürekli VENOM canlandı. Yaa venomu da zaten absürt şakaları vs aşırı sevmem kızı habire öyle hayal ettiğim için çekici de bulamadım uzun süre. Kader destesi dedikçe de Caraval serisine gittim geldim. Sis vs olayı da tamamen The100 anımsattı. Biraz karması olmuş gibi geldi. Yine de kartların olayını sevdim tabi. Atmosferi de sadece iç sıkıcı olarak algılayabildim hani öyle çok betimlenecek, kafada canlandıracak bir şey bulamadım.
Bu kitabı bana tek okutan şey tamamen kızın gücü (spoiler olur belki söylemiyim) ve çift uyumuydu. Eğer içerisinde krallık falan olmasaydı ve o malum erkekle yakışmasalardı hiçbir şekilde okuyamazdım. Olayın nereye varacağından çok ikisinin nasıl gideceğini merak ettim sanırım. Ama genel olarak sevdim bi 7yi hak eder diye düşünüyorum. İkincisini de muhtemelen alırım.
Puanım: 8.1/10
Son zamanlarda çok popüler olan bir kitaptı. Ben de alıp okudum. Gerçekten sevildiği kadar varmış. Kurgusu gerçekten çok karmaşıktı. Hikayeyi ve olayları anlamak için pür dikkat okumanız gerekiyor. Yazar elinden geleni yapmış, böyle bir kurgulama zor olsa gerek. Konusundan bahsedip daha rahat konuşalım.
Blunder Krallığı lanetlenmiş ve sisler altında kalmaya mahkum edilmiş bir krallık. Bu sisin içine giren çocuklardan bazıları "enfekte" adı verilen bir hastalığa yakalanıyor ve bu hastalıktan kurtulanlar sihir sahibi oluyor. Blunder Krallığı'nda 12 sihirli kart var ve sadece bu kartı kullananların sihir yapmasına izin veriliyor. Sis sayesinde sihre sahip olan insanlar yozlaşmadan kral tarafından infaz ediliyor. Ana karakterimiz Elspeth Spindle, henüz küçük bir çocukken enfekte olmuş ve ailesi onu infaz edilmemesi için teyzesinin yanına, ormana göndermiştir. Elspeth, çektiği acılara rağmen hastalığı atlatıp 20 yaşına kadar enfekte olduğunu gizlemiştir. Hastalığı sayesinde kazandığı sihir gücünü ailesi dahil herkesten saklamış ve bu şekilde hayatta kalmıştır. Ta ki bir baloya gidene kadar.
Kitaptaki detayları sürekli unutup tekrar okumam gerekti. Biraz karmaşık yazılmıştı. Gotik fantastik yönü daha ağır basan bir kitaptı, romantik çok fazla unsur yoktu. Serinin başlangıç kitabı olduğu çok bariz anlaşılıyor, o yüzden doğal karşılıyorum. Yavaş yavaş daha kapsamlı sahnelerin olacağını tahmin ediyorum. Seriye devam ederim, kitabı tavsiye ederim.