Bir Genç Kızın Gizli Defteri Kitap Bilgileri
Yazar: İpek Ongun
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 11 dk.
Sayfa Sayısı: 324
Basım Tarihi: 27 Ocak 2025
İlk Yayın Tarihi: 1998
Yayınevi: Artemis Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786054560844
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Bir Genç Kızın Gizli Defteri Kitap Tanıtımı
Neden yazarız? Daha doğrusu neden anı defteri tutarız?
Yaşamımızın her döneminde ama özellikle ilk gençlik çağında, sorunlarımızı, mutlu mutsuz anılarımızı bizi yargılamadan dinleyen, paylaşan birilerine gereksinim duyarız.
Ve bu biri, evet, bildiniz, anı defterimizdir.
On beş yaşındaki Serra tüm duygularını, düşüncelerini anı defteriyle paylaşıyor. Annesiyle babası neden tuhaf davranıyorlar?
Yoksa yolunda gitmeyen bir şeyler mi var?
Çeşme'de tatil günlerinde tanıştığı yeni arkadaşları, Serra'nın yaşamında ne gibi değişikliklere neden olacak?
Tüm bu soruların cevaplarını Serra'nın anı defterinde bulacaksınız...
(Tanıtım Bülteninden)
Bir Genç Kızın Gizli Defteri Kitaptan Alıntılar
1. "Her şey para değildir. Sanat da önemli!"
2. "•••
Bunu kimseye anlatamam çünkü anlamazlar.
•••"
3. "•••
Dışarı çıkmak istemiyorum, kitap okuyamıyorum,evde bir yerde oturamıyorum .Bekliyorum,bekliyorum. İşin kötüsü, neyi beklediğimi de bilmiyorum.
•••"
4. "Bir de gençlik insan yaşamının en neşeli, en gamsız dönemi derler. Güleyim bari!"
5. "Dışarı çıkmak istemiyorum, kitap okuyamıyorum, evde bir yerde oturamıyorum. Hiç kimseyle konuşmak da istemiyorum. Bekliyorum, bekliyorum. İşin kötüsü neyi beklediğimi de bilmiyorum."
6. "•••
Beni rahat bıraksınlar, başka bir şey istemiyorum !
•••"
7. "Sevgi, dünyanın en güzel duygusudur. Sevmeyen insanlar yaşam boyu katı ve hoşgörüsüz
olurlar. Birini, bir şeyleri sevebiliyorsan, utanacağına kendinle gurur duymalısın. Kişi insanlar, çiçekleri, hayvanları, sanatı ve daha pek çok şeyi sevdikçe dünyası renklenir, güzelleşir, zenginleşir."
8. "•••
Kitaplarımın tozunu almak, onları yeniden bir araya koymak en üzüntülü zamanlarımda bile beni avutuyor.
•••"
9. "Bu arada kendime de çok şaşıyorum, meğer ben beni hiç tanımamışım."
10. "Neyi hevesle beklesem mutlaka bir terslik olur. Ne zaman aldırmasam, o zaman da güzel şeyler oluyor."
11. ""Ama bu onun mesleği, babaanne," dedim yavaşça.
Gözlerini gözlerime dikip sır veriyormuşcasına, bana doğru eğilerek alçak sesle, "Kadın kısmının mesleği evidir kızım. Sen de bunu böylece bilesin. Bugünlerde hepimizin aklını karıştırıyorlar. Kadının mesleği kocasıdır, çocuklarıdır, evidir...""
12. ""Kendimi çok yorgun hissediyordum, sanki ağırlaşmış gibi, sanki yaşlanmış gibi. Çaba harcamaktan yorulmuştum.""
13. "“Bunu kimseye anlatamam çünkü anlamazlar.”"
14. "Kadın kısmının mesleği evidir kızım. Sen de bunu böylece bilesin. Bugünlerde hepimizin aklını karıştırıyorlar. Kadının mesleği kocasıdır, çocuklarıdır, evidir."
15. "Bir de gençlik insan yaşamının en neşeli, en gamsız dönemi derler. Güleyim bari!"
Bir Genç Kızın Gizli Defteri Kitap İncelemeleri
Merhaba arkadaşlar
Bu kitapta, İpek Ongun’un kalemiyle tanıştım.İlk olmasına rağmen yazarın dilinden etkilendim ve çok beğendim.Sayfalarını defalarca okuduğum muhteşem bir kitaptı.Kitabı okurken sanki ruhunuzun derinliklerine iniyor, en ücra köşesine oturuyor, iç aleminizi okuyormuşsunuz gibi izlenim bırakıyor.Kendi kitabınızı yazıp, kendinizi okuyormuşsunuz gibi hisler oluşturuyor.Kimi yerde Serra’yla güldük kimi yerde ağladık.Seriye tabiki de devam etmek istiyorum.️
Kitabın konusuna gelecek olursak; Serra adında 15 yaşında bir kızın günlüğünü okuyoruz.Karakterimiz Serra Noyan birçoğumuz gibi zor zamanlarında kitaplara sığınan, kendini pek de güzel bulmayan bir kız. Kitapta, Serra’nın inişli çıkışlı hayatından, gençliğin verdiği heyecandan, ilk aşkından ve aile içindeki sıkıntıların getirdiği zorluklar karşısındaki tutumundan, yaşadığı ama kimseye anlatamadığı şeylerden söz ediyor.
Her genç kızın kesinlikle okuması gereken bu kitapta aşkın gerçek ile hakikat deryasında yoğrulmasını, korkuya, hüzne, umuda, dostluğa, aile hayatına dair her şeyi içinde biriktirmiş, okuyucuya kalbi selin cümleleriyle yansıtmış, yaşadıklarını idrak etmiş... Henüz büyümemiş olan kızların okuması gereken, kendi hayatına uyarlama yapacağı bir kitap...
Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.Kitapla kalın.
"Bu anı defteri bana aittir.
Benim iznim olmadan defterimi karıştıran veya okuyan, dünyanın en terbiyesiz insanıdır."
Herkese selam,
Ortaokul zamanlarımda beni okuma alışkanlığına sevk eden, bir kere değil birkaç kere okuduğum canım kitabımı en eski baskısına sahipken tekrar okuyup paylaşmak istedim.
Serra'nın ergenlik döneminde yaşadığı sıkıntılar ve geçiş döneminde bu durumları nasıl karşıladığı, zaman içindeki değişimi anlatılıyor.
Sayfalarca anlatsam yine de az gelir. Özellikle yazarın bu kitabı benim için çok değerli. 2000 yılında çıkan 15. Baskı'nın elimde olması, sararan sayfalarına rağmen kendine has kokusu, ara sıra alıp karıştırdığımda Serra'yı bana hep derinden hissettirir.
Ah canım Serra... Yazmaya olan aşkı bir yana hissettiği o temiz aşkı bir yana. Anne ve babası arasındaki ayrılıkla savrulurken, babasına olan kırgınlığı da cabası. Ankara'da yaşayıp tatile İzmir'e gitmesiyle hayatı değişir. Sırma, Tümay, Cüneyt, Bora, Zeynep daha saymadığım bir sürü isim ve tabii ki Cosby baba. Sadece Serra'nın değil o zamanlar benim de hayali babamdı.
Kontak lense hevesim, okuma ve yazma konusunda kendime idol seçtiğim Serra. Yıllar sonra tekrar karşılaşmak güzeldi. Serinin devamı için geç kalmış olsam da ilk kitap olarak yeri kalbim de hep ayrı olacak.
Bazı kitapların yaş sınırı vardır gerçekten. Normalde severek, etkilenerek, kendinden bir şeyler bularak okuyacağın kitap bir bakmışsın sana çok çocukça geliyor. Bu kitapta benim için öyle oldu. Lise çağlarında methini çok duyduğum ama okumaya fırsat bulamadığım kitabı okul kütüphanesinde görünce 'geç olsun ama güç olmasın!' diyerek okumaya karar verdim. Çerez niyetine iki günde de bitirdim.
Serra'nın yaşadıkları, günlük tutması, edebiyata ilgi duyması beni yıllar öncesine götürdü. Lise yıllarımı özlemle anmama vesile oldu. Gençlik çağlarımı ve arkadaşlıklarımı yâd ettim bol bol. Bir de o yılları düşününce, Serra gibi benim de ne kadar boş şeylere üzüldüğümü fark ettim aslında. Ama adı üzerinde, gençlik... Yaşamadan bilemezsin! Hani bir söz var ya, 'Bugünkü aklım olsaydı, dün yaptıklarımı yapmazdım ama dün yaptıklarımı yapmasaydım, bugünkü aklım olmazdı.' diye. Bizimki de tam o hesap...
Kitabın konusuna gelirsek Serra bir lise öğrencisidir. Okulunu ve arkadaşlarını çok sever. En çok da yazı yazmayı ve kitap okumayı. Annesi ve babası boşanma aşamasına gelince yaz tatilinde Çeşme'deki teyzesinin yanına gider. Kuzeni ve onun arkadaşlarıyla çok güzel bir yaz tatili geçirir burada. Daha sonra Ankara'ya geri döner. Annesi ve babası boşanır. Ama zamanla bunun üstesinden gelir ve okula adapte olur. Edebiyat kulübüne katılır ve kendi yolunu çizmeye başlar. Her genç gibi tökezler ama ayağa kalkmayı bilir. Yazarın vermek istediği mesaj da buydu bence. İyi okumalar...
●BİR GENÇ KIZIN GİZLİ DEFTERİ| İyi akşamlar, bir döneme damga vurmuş olmayanı kalmamış olan bu serinin ilk kitabıyla geldim. Serranın anne ve babası ayrılmaya karar vermiştir bu karar üzerine okul tatile girdiği için Serra' yi teyzesinin yanına İzmir' e gönderirler ve annesinin işleri yoluna koyup geleceğini bilerek yola çıkmıştır. Kuzeni Sırma kendi arkadaşlarıyla tanıştırır ve tanışma esnasında herkesin yanmış olduğunu görür kendi bembeyaz olduğundan sorun eder kendine, bu işin üstesinden kuzeni kolaylıkla gelir. Buradaki herkes bir işle meşguldür Tümay yüzmeyle, Bora araba yarışlarıyla, Cüneyt ise kitaplarla ilgilidir bu yüzden Serra Cüneyt ile daha çok vakit geçirir. Annesi geldiğinde babasıyla tamamen boşunacaklarını öğrenip oracıkta bayılır bir hafta uyanamaz. Tüm bu sorunlar olurken rüyalarında Cosby babasıyla iletişim halindedir ve sürekli yol gösterir. Tatil bittiğinde eve dönüşün hüzün verici olacağını tahmin etmeyen Serra gözyaşları döker. Eve döndüklerinde evde bir eksiklik hisseder artık babası yoktur. Annesi sinemaya gitmeyi önerir ama saat geç olduğu için ikiside endişelidir, sorunsuz bir şekilde eve dönerler ve gece çıkmaya korkmamaya başlarlar sık sık anne kız gezerler. Okula döndüğünde yaz tatilinde arkadaşları değişen saçlarını, olmayan gözlüklerini farkettip iltifat yağmuruna tutarlar. Cüneyt' in sözünü dinleyip Edebiyat kulübüne girip yazılar yazmaya başlar, başarılı bulunan yazısını her zaman yanında olan Cosby babasına ithaf eder fakat bir öğretmen sorun yaratır. Yolundan şaşmayan Serra galip gelir ve yazısını tüm okul merak etmektedir. Devamında ne oldu derseniz ben de bilmiyorum..
--- Kitap genç kızın günlüğünden oluşuyor. Bir genç kızın günlük tutması harika bir alışkanlık fakat bu günlükte ebeveynlere gösterilen anlamsız tepkiler ve isyanlar beni rahatsız etti.
--- Tespit ettiğim diğer bir durum ise insanların karşısındaki insanın dış görünüşüne karşı alaycı ve küçümseyici hareketleri nasıl da kırıcı ve üzücü olabiliyor. Herkes kusurlarıyla, hatalarıyla güzeldir. Burada ana mesele insanın kendini bilmesi. İnsan kendi hatasını, kusurunu bildikten sonra karşıdaki insanın da kendisi gibi olduğunun bilincine varır ve kimseye yukarıdan bakamaz. Sonuç olarak ; sana yapılmasını istemediğin hiçbir şeyi bir başkasına yapma.
--- Son olarak kitapta en çok rahatsız olduğum cümle ise şuydu :" Kadın kısmının mesleği evidir kızım. Sen de bunu böylece bilesin. Bugünler de hepimizin aklını karıştırıyorlar. Kadının mesleği kocasıdır, çocuklarıdır, evidir. Bu cümleye kesinlikle katılmıyorum. Kadını dar kalıplara sığdırdığımız için toplum bu kadar çökkün değil mi? Kadını sakın küçümseme. Kadın ilk öğretmendir, sevgiyle, merhametle karşılanan bir kadının yetiştireceği çocukları düşünün lütfen.
-- Kitabı fazla yorumlamadım hakkınızı helal edin. İçimdekileri önce defterime satır satır işledim şimdi de siz kitap okuyan dostlarımla paylaşmak istedim.
Hoş kalın, kitapla kalın.