Bir Dinozorun Gezileri Kitap Bilgileri
Yazar: Mina Urgan
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 10 dk.
Sayfa Sayısı: 288
Basım Tarihi: Ekim 2024
İlk Yayın Tarihi: Ekim 1999
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750801385
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Bir Dinozorun Gezileri Kitap Tanıtımı
Mina Urgan Bir Dinozorun Anılarını yazarken kitabının bu kadar çok okunacağını hiç beklemiyor, Benim gibi bir kocakarının hayatını kim merak eder ki... diyordu.
Ama öyle olmadı. Yüzbinlerce kişi bu ufak tefek, beyaz saçlı, sigara içen, cesur, komünist ve ateist olduğunu televizyon ekranlarında söyleyen İngiliz Edebiyatı profesörünün anılarını okudu ve kendiyle alay etmeyi bilen bu zeki kadını çok sevdi.
Çünkü o, Türkiye aydınının sıcak ve zeki dilidir. Samimi bir düşünce sahibinin, aykırı da olsa, tüm kesimler tarafından kucaklanacağının kanıtıdır.
Türkiye şimdi de onun yeni kitabı Bir Dinozorun Gezileri ile yeryüzünde keyifli ve uygar bir yolculuk yapacak. Dinozorca yani az parayla, tadını çıkarmayı ve insanları tanımayı hedefleyerek yapılmış bu gezileri gülümseyerek okuyacak, okurken düşünecek, yeryüzünü ve kendini tanıyıp öğrenecek, sevecek.
Bir Dinozorun Gezileri Kitaptan Alıntılar
1. "Benim için ise bir keyif olduğundan, kendimi divanlara atarak, rahat koltuklara gömülerek ya da yatağıma uzanarak okurum.
Sağlıklıyken de okurum, hastayken de."
2. "~
tutkuyla bağlananlar, öteki insanlardan
bana kalırsa.
~"
3. "Bakmakla görmek arasında büyük bir fark vardır."
4. "Bizlerin başlıca iki kusurundan biri yaşama sevincinden yoksun olmamızsa, ikincisi de doğa sevgisinden yoksun olmamızdır bence. Çoğumuz, küçük mutluluklara sıkı sıkı kapatırız benliğimizin kapılarını. Neşeli insanları sulu sayarız. Dertlenecek bir neden bulunmayınca bile, hep dertliyizdir genellikle. Doğanın güzelliğini görmeye de pek meraklı değilizdir."
5. "İstanbullular, kentlerinin dışına hiç mi hiç çıkmazlardı eskiden. Kendi ülkelerini, yani Anadolu’yu görmek akıllarının kenarından bile geçmezdi. Parası olanlar, İstanbul’un sayfiye yerlerine giderlerdi yaz aylarında. Yolculuk deyince de sâdece Avrupa gelirdi akıllarına."
6. "İnsanı insan yapan başlıca niteliklerinden biri, hayvansı içgüdüleri denetim altına tutabilmektir."
7. "Gerçekten güzel bir pilav pişirmek… Aslında öyle güçtür ki… Annemden duyduğuma göre, eskiden adama sadece bir pilav yaptırırlarmış. Sahiden kusursuz bir pilav yapanı hemen tutarlarmış."
8. "… günde mutlaka birkaç saat yalnız kalmak, sessizlik içinde kitap okumak istiyordum."
9. "Küçük mutluluklar, ağır hastalıklarda tüm antibiyotiklerden daha etkileyici bir ilâçtır."
10. "… bakmakla görmek arasında büyük bir fark vardır."
11. "Küçük mutluluklar denen şeyleri doğru dürüst değerlendirmesini bilirseniz, bunların aslında büyük, hem de çok büyük mutluluklar olduğunu anlarsınız."
12. "Doğa, herkese, özellikle acı çekenlere mutluluk sunmaya her zaman hazırdır."
13. ""Faşizm böyledir işte! Hiç kimsenin okumamasını, herkesin aptal kalmasını ister.""
14. "Küçük mutluluklarım dışında, iki büyük mutluluk kaynağım vardır. Biri kitap okumak, öteki de deniz."
15. "“Faşizm böyledir işte! Hiç kimsenin okumamasını, herkesin aptal kalmasını ister”"
Bir Dinozorun Gezileri Kitap İncelemeleri
Goethe’nin klasik bir sözü vardır;”Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.”diye.Çoğu kişide görmüşüzdür bu tür paylaşımları ve bu insanların böylesine katliamların,zulümlerin,felaketlerin,ikiyüzlülüğün kol gezdiği bir dünyada mutlu olmanın suç olduğunu düşünecek kadar ileri ince düşüncelere saplanmışlardır,buraya kadar her şey hastalık durumuna varmışsa da tamamdır .Fakat bazıları da,mutsuz olmak marifetmiş gibi mutsuzluklarıyla övünür ve bunu göstermekten çekinmeyerek,sürekli göz önüne serecek kadar tembelleşirler.Tembelleşirler diyorum,çünkü Mina Urgan’ın dediğine göre;Mutsuz olmak bir marifet değildir.Çektiğin acıları gözler önüne sermemek,büyük kişisel mutlulukların peşinden koşmak ayıbından vazgeçip,küçük mutluluklara sığınmak,onlarla yetinmektir marifet.Bu romanda bir İngiliz edebiyatı profesörü olduğu için özellikle merak ettiğim yazarın “Dinozorca” yani az parayla,tadını çıkarmayı ve insanları tanımayı hedefleyerek yapılmış gezileri vardır.
Bu küçük mutluluklarla yazılmış kitaba veda ederken “Bu dinozor öyle bir yaşa geldi ki artık,bunca genç ,bunca çocuk ölürken,daha fazla yaşamak biraz ayıp gelmeye başladı ona.İsteği çevresine ve kendisine bir başbelâsı haline gelmeden,bu dünyadan göçüp gitmek.”diyerek hoş bi veda etmiştir okuyucuya Mina Urgan.
Mîna Urgan'ın, Bir Dinozorun Anıları'ndan sonra çıkardığı kitabı, adından da anlaşılacağı üzere gezilerini anlatıyor. Mîna Urgan okumak bana kendimi çok iyi hissettiriyor, ilham veriyor. Keşke onun anılarını daha çok okuyabilsek. İngiliz Edebiyatı profesörü ufak tefek ,beyaz saçlı ,cesur anılarını ve gezilerini okudum kendiyle alay etmesini çok iyi bilen bu Zeki kadını çok sevdim . Bizi bu kitabı İle yeryüzünde keyifli ve uygar bir yolculuk yaptırdı . Az parayla ,tadını çıkarmayı ve insanları tanımayı hedefleyerek yapılmış bu gezileri gülümseyerek okudum . Okurken çok düşündürdü ve yereyüzünü tanıyıp daha çok bilgi sahibi oldum . Kitabın sonunda, bir öncekinde olduğu gibi, bir de fotoğraf albümü var. Anlattığı anılara ait fotoğrafları görebilmek çok hoş cidden. Kitabın son söz kısmını okuduktan sonra tüylerim diken diken oldu. Bilindiği üzere Mîna Urgan bu kitap yayınlandıktan 1 sene sonra vefat etti. Sanırım kendisi de bunu önsezmişti ki kitabın son sözünde, önceki kitabının aksine bu sefer gerçek bir sonsöz olduğunu söylüyor ve "Kalanlara sonsuz sevgiler." diye bitiriyor kitabı. Kalanlar; yani bizler. Ölümünden 23 yıl sonra bu kitabı okumak beni duygulandırdı, kendisine tekrar tekrar hayranlık duydum. İyi ki okumuşum dediğim kitaplardan.
Bu dünyadan iyiki bir MİNA URGAN geçmiş !
Benim ondan ilk kitabım Bir Dinazorun Gezileri. Mina Urgan tanıştıklarını, gezdiklerini, tadımladıklarını, günlerini, başarılı başarısızlıklarını kısaca iyisi ile kötüsü ile bucak bucak deneyimlerini anlatmış. Senle konuşuyor, okura hitaptan çok sigarası elinde keyifle tüttürürken sana okuyor hayatını tane tane. Sen hayretler içinde kalıyorsun. "Olmaz canım böylesi" dediğinde ne cesur, ne cüretkar bir kültüre sahip diye imreniyorsun. Bahsedilen yıllar sen ben doğmadan çok önce olmuş bitmiş. Çocukluğu var lakin en çok evliliğinden sonra ki Karadeniz turu var. Bir Bodrum var ki böyle bir anlatım yok. Tek zaafı yemek olsa da onu da keyifle yaptığını idrak ediyorsun. Sanki seni de sofrasına tat diye davet ediyor. Sonra devam ediyor yurtdışından maceraları ile; kimle konuşmuş, hangi etkinlikte bulunmuş, hangi önemli kişilerle muhattap olma şerefine nail olmuş onu öğreniyorsun. Gezi rehberliği yapıyor sana Mina Urgan. Fakat bu rehber başka. Neden başka? O ırk ayrımından haz etmiyor, bazen feminist duygusu kabarıyor, bezense dalgacı tavrı seni şaşkına uğratıyor. En güzeli herkese sevgisi olduğu kadar saygısınıda ön plana koyması oluyor. İşte bu noktada "hayatta ne yaparsan yap saygı ve sevgi çerçevesinde yap" diyor sana! Başarılı bir kadının dünya görüşüne izdüşümü ile bakılan şahane bir yapıt bu! Oku okur, buna mutlaka hayatının ufacık bir sürecini ayır! Hayat felsefesi hayran bırakacak türdeki bu kadına inanamayacaksın.
#birdinazorungezileri #minaurgan #ykyyayinlari
Edebiyat dersimizde okuyacağımız bu kitabı, sınıfımdan çok daha önce okudum. Listelere bağlı kalmak pek huyum değil sanırım :) Her neyse, gelelim kitap hakkındaki düşüncelerime. 2 gün boyunca şehir dışında olduğum için kitabı yanıma almadım ve toplamda 5 günde kitabı bitirebildim. Öncelikle yazarla bazı konularda çeliştim, hatta bazı fikirleri bana garip geldi ve belli bir sayfa vardı ki kitabı bir kenara bırakıp sakinleştim ve okumaya öyle devam ettim. Normalde böyle şeyleri pek hissetmem ama nedense bu kitapta bunları yaşadım. Bilemiyorum, sorun bende miydi yoksa (çok af edersiniz ama) yazarda mıydı, kestiremiyorum. Yine de yazara ve düşüncelerine saygı duyuyorum, sonuçta Mîna Urgan ülkemizde "İngiliz Edebiyatının Duayeni" olarak anılıyor. Bunlar benim şahsi fikirlerim, benim hissettiklerim belki sizlere tuhaf gelebilir ama bu böyle, 21. yüzyılda insanlar olarak birbirimize saygı duymalıyız. İçerisinde çok değerli insanlarla olan anıları - gezileri de mevcut ve bunları büyük bir zevkle okudum. Sonuç olarak, bir insanın hayatına dair olan anıları ve yaptığı gezileri, o gezilerdeki edindiği tecrübeleri ve gezilen yerler hakkında bilgi almak isterseniz tavsiye ederim. Okuyacaklara şimdiden iyi okumalar dilerim.
Kitapla kalmanız temennisiyle...
Mina Urgan bu kitabı yazdıktan 26 yıl sonra hala okunduğunu duysa hem gurur duyar hem şaşırırdı. Zira kendisi ilk kitabı anıları çok okunup satınca hem gururlanmış hem çok mu bayağı oldu acaba diye şaşırmıştır. Hakkıdır kendisi burjuva bir aile ve çevreden gelmekte halkın ne olduğunu ne olmadığını bilen ve yazdığı kitabında bu çevrede tutulması onu elbette kuşkuya düşürür.Gezmiş Mina Hanım ama ne gezmek sahip olduğu network sayesinde 40lar 50ler 60lar ve sonrasında şimdi gezmek nedir ozamanlar şimdi insandan geçilmeyen yerleri gezmiş. bakir koylarda yüzmüş,Ağrı dağının heybetli gölgesinde serinlemiş,Nemrut’ta güneşin doğuşunu izlemiş,Suriye sınırında komşu köyde yemek yemiş,Paris sokaklarını arşınlayıp,İtalyada,Amerika’da sokak sokak varolmuş.Kendi tabiriyle zorluklarda yaşamış kılık kıyafete önem vermemiş,lüksten kaçınmış.Bazılarına yapay gelmiş Mina Hanımın bakış açısı sahip olduğu yapabildiği kendince küçük mutluluklar olarak değerlendirdikleri birçok insan için lüks olduğu için. Fakat insanı kendi değer ve sahip olduklarımız olamadıklarımız şeklinde değerlendirmez isek yani onun yaşadığı dönem ve şartları dahilinde okumayı başarabilirsek güzel bir kitap. İlk kitabı daha eğlenceli elbette bol dedikodu içeriyor Gezileri kitabı daha çok kendi hoşlandığı yerleri anlatıyor. Ben de yer yer sıkılarak okudum. Gezmeyi seven birinin gezerken neye dikkat edip etmediğini anlamak için. Son olarak bir ömür nasıl yaşanırsa öyle yaşamış Mina