Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton - Nikolay Gogol | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton Kitap Bilgileri


Yazar: Nikolay Gogol
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 21 dk.
Sayfa Sayısı: 224
Basım Tarihi: Haziran 2019
İlk Yayın Tarihi: 1835
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9789944888035
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton Kitap Tanıtımı


Nikolay Vasilyeviç Gogol (1809-1852): Ukrayna’da, orta halli toprak sahibi bir ailede dünyaya geldi. Çocukluğunu etkileyen köy yaşamı ve Kazak gelenekleri eserlerine yansıdı, Ukrayna halk kültürünün ögeleriyle işlenmiş öyküler yazdı. Mizah anlayışı, gerçekçi tutumu ve canlı anlatımıyla Rus edebiyatında önemli bir yeniliğin öncüsü oldu. Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları ve Mirgorod Öyküleri’nde mizahın yanı sıra, yaşam karşısında karamsarlık ve dünyanın kötülüğü üzerine düşüncelerini ortaya koydu. Petersburg Öyküleri yazarın öykülerinin ikinci halkasını oluşturmaktadır.




Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton Kitaptan Alıntılar


1. ""Kurtar beni! Beni buradan uzaklaştır! Bana rüzgar kadar hızlı üç at ver! Bineğine bin arabacı, zilleri çal, atları koştur ve beni bu dünyadan uzaklara taşı! Daha uzaklara gidelim ki artık hiçbir şey görünür olmasın!""




2. "Şaşılacak şey : Demek iffet terk etti mi insanı, akıl da terk ediyordu."




3. ""Gözlerime güneş doluyor sandım yüzüne bakınca.""




4. "Hak ederek değil, hırsızlama elde edilmiş ün, sahibine mutluluk vermez; onu ancak hak edenlerin, ona layık olanların yüreğini heyecanla, sevinçle titretir."




5. "Gözlerime güneş doluyor sandım yüzüne bakınca."




6. "Sen birine kötülük edeceğine, bırak sana kötülük etsinler! Ruhunun temizliğini koru!"




7. "Beni kimseler tanımaz, bilmez; benim de kimseyi taktığım yoktur."




8. "Eğer kendi varlığımı sevmezsem, yaşamaya nasıl devam ederim ki?"




9. "“Demek iffet terk etti mi insanı, akıl da terk ediyordu.”"




10. "Ah, ne kadar iğrençti şu gerçeklik denen şey! Düşlere neden hiç uymuyordu sanki?"




11. "Adımını atmayagör, tek bir arzuyla dolar taşar için: Gezmek, gezmek, gezmek."




12. "…ahlaksal çökmüşlüğün kokuşmuş soluğunun sindiği güzelik karşısında duyulan acıma duygusu bu türden duyguların en güçlüsüdür."




13. "Bana göre düşünceleri , duyguları ve izlenimleri bir başkasıyla paylaşmak dünyanın en büyük nimetlerinden biridir."




14. "Öyle sözler bulup söylemek gerekir ki, ne fazla akıllıca, ne fazla gülünç olsun.."




15. "Ama bu dünyada hiçbir şey kalıcı değildir. Mutluluk, bir kez geldikten hemen sonra azalır. Biraz zaman geçince hemen bitmeye yüz tutar. En sonunda da tükenir ve biz her zamanki ruh halimize döneriz. Tıpkı suya atılan bir çakıl taşının yüzeyde oluşturduğu dalgalar ve sonra o dalgaların giderek kaybolması gibi."





Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton Kitap İncelemeleri


Kitap "Bir Delinin Hatıra Defteri", "Palto" ve "Burun" olarak üç hikayeden oluşuyor.

Hikayelerin ortak yanını üç baş karakterinde memur olması oluşturuyor;
Bir delinin hatıra defterinin baş karakteri Aksenti İvanoviç yedinci derece sıradan memur,
Palto öyküsünün baş karakteri Akaki Akakiyeviç, dokuzuncu derece bir memur, Burun öyküsünün baş karakteri Kovalev dokuzuncu derece memur her üç öyküde Rusya’daki üç farklı memur bireyin yaşam ve beklentileri ve çözümsüzlükleri mizahi bir eleştirisi hikayeleştirilmiş. Aksenti İvanoviç, üst gelir grubundan Genel Müdürün kızı sofiye aşık, gerçeklikte ulaşılamayan sevgiliye hayal dünyasında oluşturduğu kurgularıyla ulaşmaya çabalar, ancak kurduğu kurguların içine hapsolur, algılarıyla gerçek dünyadan kopar.
Akaki Akakiyeviç çalışkan ve kendi halinde yaşar, kullanılamaz durumda olan paltosu yerine alacağı yeni palto onu mutluluğa ulaştıracaktır, paltonun çalınmasıyla hayatı altüst olur, çalınan paltosunun bulunması için yetkililere yaptığı müracaatlarda kendisine karşı sergilenen tavırlar karşısında travma geçirir, hayatı terk eder.
Binbaşı Kovalev üst göreve yükselme beklentisinde olan bir memurdur, bir sabah uyandığında burnu yoktur, üstelik kendi burnunu ararken burnunu üst derece bir memur olarak görür, tekrar burnuna kavuşmaması halinde tüm yükselme beklentilerinin sonu olacaktır.
okunulabilir .....




• bir delinin hatıra defteri•
Bu bölümü okurken aklıma gelen ilk şey Zindan Adası filmi oldu. Filmin konusuyla çok uyuşan, uçuk kaçık bir bölümdü. Kısaca meclis üyesi olan başkahramanımızın adım adım delirmesini izliyoruz. Neden bir general ya da müfettiş olamadığını sorgularken İspanya’ya kadar uzanan ama gerçekleri sadece bizim görebildiğimiz zaman zaman güldüren güzel bir bölümdü.
•palto• Bu bölüm ise diğer bölümlere göre kısmen trajik bir bölümdü. Memur olan ve sıkıcı diyebileceğimiz karakterimizin aniden bir hayat amacı kazanmasını izliyoruz bu bölümde. Biraz da insanların ikiyüzlülüğüne ayna tutan Gogol, hikayenin sonuna doğru yine bize aklımızı sorgulatacak ögeler eklemekten hiç kaçınmamış. •burun• Okurken kendinizi şüpheye düşürecek, saçmalıktan güldürtecek bir hikaye. Bugüne kadar bu hikayeden daha mantıksızını okumadığınıza eminim. Hikaye kaybolan bir burnun ve sahibinin çılgın bir hikayesi. Fakat mekanların bile yoğun sansürden doğru yazılamadığı bir zamanda Gogol’un burada verdiği mesajı tam olarak anladığımı sanmıyorum. Bu hikayenin üstüne kesinlikle bir süre daha düşüneceğim ama şu anlık yüksek rütbelerde olan insanların egolarını eleştirmek amaçlı yazılmış gibi geldi bana. Eğer okuduysanız siz ne düşünüyorsunuz çok merak ediyorum.





Bir deli bir palto ve burun !!! Kitabın 3 hikayesi ve 3 ana karakteridir bunlar.

Deliye bir diyeceğim yoktur. 2018 senesinde sırf bu kafayı yakalamak için kişiler ne kimyasallar kullanıyor ne kimyasallar. Hikaye kronılojik bir şekilde tarih belirtilerek ve akıcı bir şekilde yazılmış. Konuşan köpekler mi dersin, markete çay almaya giden inekler mi dersin hepsi var. Eğlenceli hikaye. “Tamam, neyse sus.”

Palto ise deliye göre çok daha dramatik bir hikaye. Keza hep üstlerin astlarını ezdiğini her devirde gördük ve yaşadık. Makam sahibi olup kişiliklerimizden ödün verip kendimizi bir halt sandık. Hikayede değinilen en ince ayrını buydu bence. Her insan eşit iken mevkiilerin kişileri başkalaştırması. Kişinin bütün ihtiyaçlarından ödün verip bir paltolya sahip olması ve paltonun keyfini süremeden işlern sarpa sarması...

Burun hikayesi ise tam bir karmaşa... kişi hiç burnunu yitirir mi? Gece uyuyorsun sabah kalkıyorsun burun yok, nasıl yok... Nasıl yok olduğunu yazmamış yazar bende bilmiyorum. Ama çok iyi göndermeler yapmış. Paltodaki ast üst ilişkileri burada da geçerli. Kimseye derdini anlatamama ve insanların diğer bireylere karşı hissiyatsız oluşları...

İyi bir kitap değil, kötü de değil. 120 sayfa ve arada okunacak bi kitap. Yazarın isminin ağır oluşu bence kitabı bu günlere getirmiş, sıradan basit bir yazar olsaydı bu hikayeler zamana meydan okuyup bu zamana kadar gelemezlerdi.

“Tamam, neyse sus,” “Tamam sus” ve “sus artık.” Bir Delinin Hatıra Defteri’nde geçiyordu hoşuma gitti ve buraya eklemek istedim.

Sevgi ile kalın...




Çağdaş Rus edebiyatının atası olarak kabul edilen Gogol, kendinden sonra gelen ve dünya edebiyatında çığır açan diğer pek çok Rus yazarını derinden etkilemiş ve ilham kaynağı olmuş.Bunu Dostoyevski'nin kendisi de söylüyor: "Hepimiz Gogol'ün Palto'sundan çıktık." diye.

Üç hikayenin bulunduğu bu eserde, her bir hikaye farklı bir hayat, farklı bir acı.Gogol'ün bu eserlerindeki karakterleri genel olarak devlet memurları.Silik, yoksul, dışlanmış, hor görülmüş insanlar.Biri fakir olduğu için sevdiği soylu kızla evlenemez ve delirir.Diğeri canını dişine takarak aldığı paltosunu çaldırır ve diğeri bir sabah burnunun olmadığını fark eder.

Tabi Gogol, klasik dediğimiz bu konuları öyle basit bir anlatımla aktarmıyor.Müthiş bir hayal gücüyle, mizahla, hicivle, fantastik bir anlatımla büyülüyor okuyucuları.Devlet otoritesini, bürokrasiyi, bozuk hiyerarşik sistemi inceden bir alaya alıyor.Eşitsizliği, sınıf farkını, otoritenin gücünün insanlarda yaptığı yıkıcı baskıyı müthiş bir yaratıcılıkla yansıtıyor.

Her öyküsü birbirinden anlamlı mesajlar barındırıyor.Dönemin Rusya'sına tanıklık ettiriyor, aslında anlatılanlar her zaman güncelliğini koruyabilen sorunlar.

Hem gülümseten hem duygulandıran, eleştiren, düşündüren, hem gerçek hem fantastik bir eser.

Keyifli okumalar.




Kitapta 6 öykü var ve bunların arasında Palto ve Bir Delinin Anı Defteri öykülerini çok beğendim. İnsanı derinden etkileyen öyküler bunlar.

Öncelikle Palto'dan bahsetmek istiyorum.
Akaki Akakiyeviç adında yoksul bir memurun yıpranmış paltosu çevresindeki insanlara alay konusu olmuştur. Yeni bir palto diktirmek için yemeyip içmeyip, hatta ve hatta giyinmeyip, binbir güçlükle para toplar. Diktirdiği yeni paltosuyla öyle mutlu olmuştu ki eski halinden eser kalmamıştı. Daha önce alay eden arkadaşları ise Akaki Akakiyeviç'e sanki hiç dalga geçmemiş gibi arkadaşlık kurmuşlardı. Tabi garibin yüzü güler mi? Gülmez tabi ki de. Gece eve dönerken hırsızlar paltosunu çaldılar. Paltonun bulunması için her yere başvurur ama kimse onunla ilgilenmez. En sonunda ise üşür ve hastalanır. Son kelimesi ise "Palto"dur.
Gerçekten okuyunca derinden etkileneceksiniz. Bir palto deyip geçmeyin, o paltodan daha fazlasıydı.

Dostoyevski'nin sözü zaten her şeyi açıklar: "Hepimiz Gogol'ün Palto'sundan çıktık."

Diğer bir etkilendiğim öykü ise Bir Delinin Anı Defteri.
Yine bir memur yine bir acı. Baş karakter kalem memuru, çevresinde sürekli küçümsenmektedir. Sürekli kendine "Neden kalem memuruyum? Neden başka bir şey değil de neden kalem memuru? Neden kont ya da general değili?" diye sorularını sorar. Bundan sonra da kafayı sıyırır ve akıl hastanesine düşer. Kendini İspanya Kralı sanıyordu. Hastanede işkenceye maruz kalıp, annesine yardım için yalvarır. Onu kurtarmasını ister.

Rusya'da bulunan ast üst ilişkisi de Gogol'ün öykülerine konu olmuştur. Gerçekten düşündüren, hüzünlendiren öyküler ortaya çıkmış.
İyi okumalar.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: