Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Bir Akşamdı - Peyami Safa | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Bir Akşamdı Kitap Bilgileri


Yazar: Peyami Safa
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 37 dk.
Sayfa Sayısı: 304
Basım Tarihi: Aralık 2020
Yayınevi: Ötüken Neşriyat
ISBN: 9789754370997
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Bir Akşamdı Kitap Tanıtımı


Bir Akşamdı, gençlik hülyalarının, tecrübe noksanlığının ve hepsinden önemlisi iyi bir aile terbiyesi alamayışın neticesi olarak bilinmeyen ama cazip görünen, zengin bir hayat yaşama hevesi ile kendini baştan aşağı değiştirmek isteyen Meliha’nın romanıdır. Akrabalarından Kamil adlı bir gencin Kafkas cephesinden dönüşünde İzmit’e uğramasıyla hayatı değişen Meliha hasta babasını ve muhitine bir türlü uyum sağlayamamış annesini arkasında bırakarak, Kamil ile birlikte bir gece gizlice İstanbul’a kaçarlar. Bir süre sonra da evlenirler. Ancak Meliha, kendisini hiç hesaba katmadığı, hatta hayal bile edemediği olayların ağında bulur. Tutkusunun bedelini, hemen bütün değerlerini kaybederek ağır bir şekilde öder. Şişli’nin meşhur çapkınlarından olan Kamil, Meliha ile evlendikten sonra eski alışkan­lıklarını terk etmediği gibi, eşini de sefahat âlemleriyle tanıştırır. Meliha, Kamil’in etrafındaki sayısız kadınla mücadele etmekle uğraşırken, kocasının savaştan önce evlendiği ve bir çocuk sahibi olduğu Fransız eşi de çıkıp gelir. Kadınlar arasında kalan ve çareyi devam etmekte olan İstiklâl mücadelesine katılmakta gören Kamil, bunalımlarını atlatabilmek için gittiği Anadolu’da kendini gerçek cehennemin ortasında bulur.




Bir Akşamdı Kitaptan Alıntılar


1. "“Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürüyor…”"




2. "“Bir şeyden gelen bir şüphe,her şeyden şüphe ettirir…”"




3. "“Fakat dağ dağa kavuşmaz,insan insana kavuşur…”"




4. "“Kalpten kalbe yol vardır…”"




5. "~



.

~"




6. "Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürüyor."




7. "Seni gördüğüm vakit evvelce kaybettiğim bir şeyi bulmuş gibi oldum."




8. "~



.

~"




9. "~

Ebeveyninin çocuklarında ikinci hayatlarını yaşadıkları hakikati hiç de mecazî bir tasavvurdan ibaret değildir..

~"




10. "~

Kadınların çok pişman olduklarını bilirim, fakat çok geç pişman olduklarını da bilirim...

~"




11. "Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürüyor."




12. ""Can sıkıntısı, asrın hastalığı.""




13. ""Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz
öldürüyor.""




14. "Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürüyor."




15. "- Ne yapıyorsun?
- Okuyorum.
- Neler?
- Roman.
- Başka neler yapıyorsun?
- Körfeze bakıyorum.
- İkisi de iyi."





Bir Akşamdı Kitap İncelemeleri


Peyami Safa bu kitabında da bize yazarlık dehasını gösteridi. Çok sürükleyici ve dolu doluydu bir eserdi. Herşeyden önce karakterleri tanıyalım:

-Meliha... İzmit'te hasta baba ve zevkine düşkün bir annenin kızı. Hayatı güzel giderken Melihaya rahat batıyor. Meliha yaşamak istiyor. Zaten herşey onun yaşama arzusu yüzünden oluyor.

-Zabit Kamil... Çapkın, playboy yazarın tabiriyle Donjuan. Hatta yazar Kamili şöyle özetlemiş:

" Kamil'in sol omzundaki melek bir cilt eser yazdı ve Allah'a takdim etti. Bu eserin adı 'Bir medeni barbarın Roma tarihinden aldığı dersler' dir. Kamil'in sağ omzundaki Melek ise ne zamandır bir satır yazmadı."

-Ben bu incelemeyi 2024'te yazıyorum. Peyami Safa ise bu kitabı 1924'te yazmış. Yani tam 100 yıl önce. Ama bana sorarsanız bugünü anlatıyor: Bir yandan savaş, ihanetler, ölüm; bir yandan eğlence, zevk âlemi, umursamazlık. Herkes kendi derdinde...

-Bir Akşamdı'nın en beğendiğim özelliği de yazarın bizimle sohbet edermiş gibi anlatması. Bu da anlatıma merak olgusu yüklemiş. Çünkü olayları direk anlatmıyor da yazarla birlikte "izliyoruz". Sonlara doğru bir Yunan askerinin silahından çıkan mermi vardı ki heyecanla onun kimin kalbine sağlanacağını bekledik.

- Herşey bir yana kitabın sonunda karakterlerin hesaplaşması çok rahatlattı. Orada yazarın da hortlayıp dile gelmesi de çok şaşırtıcıydı.

İyiki okumuşum dediğim bir kitap oldu. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Kitapla kalın:)




Kitabın 1993 basımını okudum. Yıpranmışlığı ve eskimişliği ile sayfalar arasındaki kitap tozlarının boğuculuğu, başkarakterimiz Meliha'nın yaşamak isteğini hayal ederken ve hayalini başarısızlıkla yaşarkenki darlanmışlığını daha iyi anlamamı sağladı.
Peyami Safa romanında Milli Mücadele dönemindeki İstanbul'u, İstanbul'un burjuvalarını ve bu burjuvaların Anadolu türlü sıkıntılar çekerken her şeye rağmen düşünsel hayatlarında yaşadıkları bunalımları, yaşamlarını değiştirme ve yaşamın içine atılma heveslerini anlatıyor bizlere. Romanın düşünsel sözlerle insanı derinliğine çektiği tarafını çok beğendim. Hüzünlü bir roman. İnsan okurken karakterler yerine birçok defa "keşke böyle olmasaydı" tabirini kullanıyor. Kitapta başkarakterimiz Meliha'nın "bir akşamda" değişen yaşamına, baskıladığı arzularına, erkekleri elim yaşantılarla tanımasına ve düşünmeden -belki de düşündüğü halde ihtiraslarına yenik düşerek- verdiği kararların ardından yaşadığı pişmanlıklara, giderek kızdığı, yadırgadığı annesine dönüşmesine tanık oluyoruz. Meliha öyle ihtiraslı bir karakter ki ardında bıraktığı ölüler uğruna yaşamak istencinden vazgeçerken, zihninde taşıdığı dirilerin yaşam çağrısına "evet" yanıtını verebiliyor. Aslında yaşamak isterken, verdiği kararların sonuçlarını düşünmüyor ve pişman olarak geriye dönme isteğiyle arada kalıyor. Kıskançlıklarla, öç alma ihtirasıyla ve pişmanlıklarla yaşamını tüketerek ve çokça eksilerek başladığı noktaya geri dönüyor.




Yazarın şimdiye kadar okuduğum romanlarında oldukça farklı geldi bu eser. Evvela karakteri ve olayları bizlere üçüncü gözle anlatırken aynı zamanda okuyucuyu da metinlere dahil ediyor. Zaten hikâyenin sonunda bütün karakterler gölgede oturan adama sorular yöneltir ki Peyami Safa'nın kendisidir. Ayrıca bizlere "Siz ne dersiniz?" diyerek Meliha'nın ve Kamil seçimlerini soruyor. Bende hazır sormuşken okurken uüksek sesle cevap verdim. Umarım beni duymuştur.
Dilerseniz lafı fazla uzatmadan kurguyaVerem geçeyim. Verem hastası bir babası ve psikolojik sorunlu bir annesi olan Meliha İzmit'teki çaresiz hayatından bıkmıştır. Babasını hasta ettiği için annesinden nefret etmektedir. Ve ondan intikam almanın yolunu evlerine ziyaret için gelen uzak akrabaları Kamil ile İstanbul'a kaçmakta bulur. Sergüzeşt bir hayat yaşayan Kamil'e uyup izzet-i nefsini bir kenara bırakarak bu çarpışık hayata adımını atar. Cemiyet hayatına karışan Meliha Kamil'in sevgilisi lakabından kurtulmak için onunla evlenir. Lakin Kamil tam bir Donjuan, yani çapkındır. Her seferinde Meliha kandırmaktadır. Ama günün birinde Kamil'in Balkan Harbindeyken evlendiği Fransız eşi Bert yanında oğluyla çıkıp gelir. İki kadın arasında kalan Kamil çareyi Anadolu'ya savaşa gitmekte bulur. Ama işler içinden çıkılmaz bir hal alır. Meliha'nın anne babasına ne olduğunu, Kamil'in cephede neler yaşadığını ve en önemlisi erkeklere düşman olan Meliha'nın neler yaptığını siz okuyacak olanlara bırakıyorum.




Öncelikle demeliyim ki

'nın en iyi yaptığı iş okuru sıkmamak. Kalın sayılabilecek bir kitap iki günde elimde eridi. Olaylar çok çabuk uzatılmadan nihayetleniyor, karakterler çok gerçek.Anlatım tarzı olarak yazarımızın diğer kitaplarından biraz farklı diyebilirim. Tanzimat romanlarında hata olarak gördüğümüz "meddah tipi" anlatımın esintileri var. Olayın ortasında yazar araya giriyor ve birkaç fikir söylüyor, gülmememizi veya şaşırmamamızı ... Okura soru soruyor birçok yerde "Hangisine acıyalım?" ... Bunlar benim çok hoşuma gitmese de yazarın başarısızlığı olarak görmüyorum, bu kitabın bir tekniği... Zaten sonunda da bunun sebebini anlıyorsunuz. Konu olarak ise klasik bir kitap. Genç bir kızın "yaşamak" hayaliyle değiştirdiği hayatı ve hayatın onun önüne getirdiklerini görüyoruz. Peyami Safa zaten genel olarak farklı konularla değil ; karakter analizleri, kitabın içindeki tasvirler, gerçekten hayattan alındığı belli olan tespitler gibi özelliklerle ön plana çıkıyor . Örneğin kitapta ölüm konusu o kadar gerçek işlenmiş ki bazen sayfaları okurken adeta içim ürperdi. Yani birisinin ölmesi klasik bir olay fakat Peyami Safa öyle bir anlatıyor ki sanki siz de cenaze evindesiniz. Ölünün yanı başında oturuyorsunuz gibi bir his doğuyor insanın içine. İnsan bence yılda bir kez Peyami Safa okumalı. Gayet güzel bir kitaptı...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: