Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Beni Asla Bırakma - Kazuo Ishiguro | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Beni Asla Bırakma Kitap Bilgileri


Yazar: Kazuo Ishiguro
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 42 dk.
Sayfa Sayısı: 272
Basım Tarihi: Haziran 2024
İlk Yayın Tarihi: 2006
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789750811876
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Beni Asla Bırakma Kitap Tanıtımı


“Beni Asla Bırakma”

Yayımlandığı yıl Time dergisi tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesine alınan Kazuo Ishiguro’nun “Beni Asla Bırakma” isimli kitabı yıkıma götüreceğini bile bile kendi kaderini kabullenenlere odaklanıyor.




Beni Asla Bırakma Kitaptan Alıntılar


1. "Yalnızlığı bile sevmeyi öğrendim."




2. "“Doğru insanı bulursan,kendini çok iyi hissedersin…”"




3. "Seçme şansı olunca, kendine benzeyeni seçer insan. Bu çok doğal."




4. "“Yalnızlığı bile sevmeyi öğrendim…”"




5. "“Sizce aşk o kadar basit bir şey mi?”"




6. "Vakit öldürmek için nostaljik hayaller kuruyorum hepsi bu."




7. "Aşık olduğunuza emin misiniz? Bunu nasıl bilebilirsiniz? Sizce aşk o kadar basit bir şey mi?"




8. "“Aslında yalnızlığı bile sevmeyi öğrendim.”"




9. "“Bir sonraki adımımızı atarken her zaman dikkatli olmalıyız.”"




10. "Doğru insanı bulursan, kendini çok iyi hissedersin."




11. "Doğru insanı bulursan, kendini çok iyi hissedersin."




12. "Yalnızlığı bile sevmeyi öğrendim."




13. "Kızdın, çünkü ben hayatıma devam etmeyi başardım."




14. "Hayatımda hiçbir şey yolunda gitmiyor."




15. "Seçme şansı olunca, kendine benzeyeni seçer insan."





Beni Asla Bırakma Kitap İncelemeleri


ucretsizkitap.com.tr ile tanışmamdan çok çok önceleri, büyük beğeniyle okuduğum ve beni çok etkilemiş olan nadir kitaplardan biri. Yazarın 2017 Nobel Edebiyat ödülünü almasından dolayı, gündeme gelmesi sebebiyle aklıma geldi ve bir kaç cümleyle kitaptan bahsetmek istedim.

Kitapta ,ıssız bir yerdeki bir yatılı okulda, belli bir amaç için büyütülen çocukların,gençlik yaşlarında kendilerini bekleyen dramatik sonlarına doğru gidişi ve bu sırada yaşadıkları acılar,sevinçler, duydukları hisler , kendilerini bekleyen sondan kurtulma çabaları ..vs , başarılı bir şekilde yansıtılıyor. Bütün bu olaylar ise esas itibariyle ,çocukluklarından beri arkadaş olan üç kişi arasındaki aşk çerçevesinde dramatik bir şekilde bize aktarılıyor.

Kitap, esas itibariyle bir bilim kurgu özelliği taşır gibi görünse de , ben kesinlikle bunu kabullenemiyorum. Ben bu kitabı, yazarın, bilim ile ilgili her buluşun yarar kadar zarar da getirebileceğini bize göstermek için, üstün hayal gücünü kullanarak kaleme aldığı bir eser olarak tanımlıyorum. Çünkü kitabın yazılmasından bir kaç yıl önce,gerçekten de insanlık tarihinde apayrı bir dönem açacak, müthiş bir çalışma gerçekleştirilmiş ve başarıya ulaşılmıştı. İşte tam da bu sırada yazar, böyle bir buluşun, farklı olarak kullanımında ortaya çıkacak olumsuzluklardan sadece birini ele alarak , yaşanabilecek dramları bize göstermek istemiştir diye düşünüyorum.

Başta da yazdığım gibi yıllar önce okuduğum bir kitaptı. Onun için çok fazla ayrıntılı olarak yazamıyorum. Ama şunu söyleyebilirim: Kitap,mutlaka okunması gereken muhteşem bir eser. Ve okumanızı da kesinlikle tavsiye ederim.




Hatır için çiğ tavuk yiyip de zehirlendiğim bir haftasonundan sonra, bu satırlar sadece söz verdiğim için. (Bazen sözümü tek seferde tutabiliyorum, bazen de aynı sözü defalarca tutamadığım oluyor: Seviyorum seni canım sigaram!) Yoksa incelemelerle ilgili değişmeyen şeyler yine var; hâlâ sıkılıyorum, hâlâ kitapla aramda engel gibiler (tabi ki hepsi dahil değil) ve hâlâ soğuk zihnim vs..

Bazı kitapların seyri sırlarla devam eden bir örgü. Bazı kitaplar seni bir "zaman makinesi" nde yolculuğa çıkaran ağaç dalları. Bundan hoşnut olmuyorum çoğunlukla ama bu sefer işler sandığım gibi olmadı. Çıktığım zaman yolculuğunda, "neler oluyor?" diye sorarken, bir yandan da sanki bir şeyleri biliyormuşum gibi bunalmadan, yorulmadan, sakince gezindim, sayfalar arası.

Üç şey (onlara bir isim veremedim henüz);
Ruth; kim ne derse desin, kızgınım ona.
Tommy; bazen bir Tommy düşüyor hayatınızın ortasına.
Kathy; saklı yanım..

(Çay bardağımı dolduracağım. Birazdan geliyorum.)

Geldimm!.. Çayı bardağıma doldururken, kardeşimin, daha çok küçükken sorduğu bir soru geldi aklıma;
"Öleceksek, neden yaşıyoruz?"..

İşte o; üç şey, bir gün öleceklerini bilerek, bedenlerindeki parçaların eksilmesini göre göre yaşıyorlar. Çok da farkımız yok aslında. Bu yüzden soruya geri döndüğümde 'neden değil nasıl yaşıyoruz?' a dönüşüyor cümle..

Ve nasıl'dan sonra durur ân.. Kendinle kalmalısın artık ve çekiliyorum burdan..

Dilediğinde bu hikayeye tanıklık edebilirsin..




"Doğru insanı bulursan, kendini çok iyi hissedersin."

Hep aklıma takılan bir konudur organ bağışı. Bu kitap sayesinde merak ettiğim konuya da ışık tuttuğu için kitabı öneren sevgili Esra Hanım'a çok teşekkür ederim.

Bilim mi? Kurgu mu? Bu kitabı okuduktan sonra bu iki soruda gittim geldim. Araştırmalarım bilimin gerçekliğini gösterirken kitaptaki kurguya ise hayran kaldım.

Gelelim kitabımıza; klonlanan insanlara çocukluktan itibaren spor, sanat ve derslerden oluşan eğitimler veriliyor. Eğitimleri verenlere ise öğretmen yerine gözetmen deniyor. Bu çocuklar insan ve fakat görevleri ya organ bağışçısı ya da bakıcı olmak...

Kitabın başlarında şaşkınlık ile olanları çözmeye çalışırken bir noktada tüm taşlar yerine oturuyor. İnsan olmak yalnızca etten, kemikten mi? Bu projeyi tasarlayanlar sanırım duyguları unutmuşlar!

Kitapla empati kurduğumda ise insanoğlunun dünya üzerindeki varlıkları da böyle görünüyor. Hangimiz var oluşumuzda kendimiz olabiliyoruz? Dünya'nın keşmekeşliği içinde okullarda okuyup, bizim için biçilen gelecekte yok olmuyor muyuz? Tüketici toplumunun klon insandan pek de farkı yok doğrusu. Dünya'nın düzeni böyle var olmuş demekten başka çare de gelmiyor...

Bilimsel gerçeklik de kabul gören klonlanma çok yakın bir gelecekte insan olarak da karşımıza çıkacak. Bundan sonra ne olacağını kestiremesem de artık dünya kesinlikle eskisi gibi olmayacak...

Beni Asla Bırakma kitabı iyi ki okuduklarım arasında yer alacak. Ben beğendim. Takdir siz okuyucuların. Keyifli okumalar dilerim.




Kitabı bitirdim ve içimdeki yer alan hissin adı tam anlamıyla boşluk...
Öyle böyle bir boşluk değil ama içinde türlü duyguları barındıran ama hangisinin belirgin olduğunu anlamadığım bir boşluk.
Biz insanlar... Dünyada her şey bizim için yaratılmış olsa da ( ki gerçekten acaba bizim için mi ?) her şeyi sömürmekten, bilinçsizce tüketmekten ve değerini bir türlü anlayamamaktan öteye geçemiyoruz.Peki bilinçsizce sömürdüğümüz şey insan hayatı ise tepkiniz ne olurdu?
Kitabın sonlarına doğru o kadar güzel bir şey söylenmiş ki kısacası " Bana dokunmayan yılan bin yaşasın " mantığının aynısı. Günümüz dünyasına ne kadar da yakın bir düşünce okudukça daha iyi anlaşılıyor.
Gelelim kitabın içeriğine; Kitapta Hailsham adında bir yurttan bahsediliyor. Sürekli kafamda bu nasıl bir yurt acaba diye düşünüp durdum yurdun gizemi kitabın ilerleyen sayfalarında karşıma çıktı o yüzden yurtta ilgili pek birsey bahsetmek istemiyorum. Kitap boyunca iki kelimeyi çok duyacaksınız "bağışçılar " ve "bakıcılar ". Kitap üç yakın arkadaş olan Katy , Tommy ve Ruby 'in yurt hayatını, aşklarını yurttan sonraki yaşadıkları dönemi anlatıyor. Yazarımız duyguları o kadar güzel yansıtmış ki bu üc arkadaş çevresinde ozellikle umudu ve umudun tükendiği andaki kabullenmeyi. Her türlü okumalısınız derim.




Nobel Ödüllü yazarlardan Saramago, Camus, Thomas Mann'ın kitaplarını okumuştum. Saramago'nun Körlük'ü başta olmak üzere kitapları beğenmiştim, Kazuo Ishiguro da iyi bir izlenim çizdi bende. Sıradaki ya Marquez ya Orhan Pamuk.

İnceleme spoiler içerir!

Kitap çok özgün bir konuya sahip, gelecekte organ bağışlamak üzere Hailsham'da büyütülen çocuklar ve sonrasında gelişen olaylar.

Kitap başından beri Tommy ve Kath'in arasındaki arkadaşlığı, aşkı yeterince oturmuş buldum. Fakat aynısı asla Ruth için geçerli olmadı. Kath hep Ruth'u çok sevdiğini söylüyordu ve öyleydi de, ama arkadaşlığın en önemli şartı anlaşılmaktır ve Ruth Kath'i anlamıyordu; bunun için dostlukları bana geçemedi. Resimlerin toplanma nedenin aşkı kanıtlamaktan farklı bir neden barındırması beni sevindirdi, amaç ruhun varlığını göstermekti ve bence bu çok güzel bir detaydı. Tam da kitapta dediği gibi "resimler, şiirler, bütün bu tür şeyler gerçekte nasıl insanlar olduğunuzu gösterir, demişti. Ruhunuzu yansıtır, demişti.” bunlar ruhunuzu yanısıtır tabii varsa. Bence Madam'ın galerisinin adı "Ruh Galerisi" olmalı .d

Genel olarak akıcı bir kitaptı, okurken keyif aldım. Ama böyle bir konudan çok çok daha iyi bir kitap çıkabileceğine inanıyorum, çünkü bağış yaptıklarında ne hissettikleri doğru düzgün işlenmemişti veya bunu hemen kabullenmeleri de benim hoşuma gitmedi. Daha içsel monologlar, sistem sorgulamaları görmek isterdim. Yine de totalde beğendim.

Okuyacaklara iyi okumalar.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: