Bay Mercedes Kitap Bilgileri
Yazar: Stephen King
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 14 dk.
Sayfa Sayısı: 432
Basım Tarihi: Aralık 2014
İlk Yayın Tarihi: Aralık 2014
Yayınevi: Altın Kitaplar
ISBN: 9789752119161
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Bay Mercedes Kitap Tanıtımı
Bakalım bu oyunda kim av, kim avcı olacak?
BILL HODGES: emekli polis
BRADY HARTSFIELD:Bill Hodges'un asla çözemediği cinayetlerin faili.
Şimdi bir kez daha büyük bir oyunda karşı karşıyalar. Dünyanın en çok satan yazarı Stephen King'den zamana karşı yarışan yüksek gerilimli bir roman.
(Tanıtım Bülteninden)
Bay Mercedes Kitaptan Alıntılar
1. "Bir kadının katlanabileceklerinin de sınırı vardır."
2. "Seni özgürce sevmek istiyorum..."
3. "İnsanlar göründüklerinden fazlasıdır."
4. ""En karanlık günlerde bile güneş bazı köpeklerin kıçını aydınlatır."
İngiliz Atasözü"
5. ""Biraz vicdan.""
6. "Duygular bazen akla baskın çıkar."
7. "Hiç adil değil ama ne adil ki? Hayat boktan bir karnaval."
8. "Ölümün kendine özgü bir çekiciliği var. Her şey sona eriverirdi."
9. "Hayat boktan bir karnaval."
10. "İnsanlar göründüklerinden fazlasıdır."
11. "Sahip olduklarını nadiren, eksikliklerini her zaman düşün.
(Shakespeare)"
12. "Hayatta her şey mümkün çoğu zaman başımıza ya en iyisi gelir ya en kötüsü."
13. "Çıkamayacak kadar derine batmadan önce küreği bırak."
14. "Sarhoş olmak ayık olmaktan iyi değildi. Aslında daha bile kötüydü."
15. "Hiç adil değil ama ne adil ki? Hayat boktan bir karnaval."
Bay Mercedes Kitap İncelemeleri
King'in polisiye roman ile karşı karşıyayız. Konu King olunca öven de çok oluyor yeren de çok oluyor. Yerenlere saygı duyarak kulaklarımı tıkıyorum ve Mercedes'e binmeye başlıyorum... :) Aslında pek binmekte istemeyeceğiz ama biz yola onunla devam edelim.
''Bay Mercedes'' kitabına başlar başlamaz olay hemen başlıyor. Ama ne olay vahşet desek yerinde olur. ''Tepenin Gözleri'' isimli film vardı baya bir vahşet içeren filmdi. Her ne kadar kitap o filmle hiç alakası olmasada aklıma Tepenin Gözlerin'deki vahşet gelmişti.
Öncelikle katil direkt belli öyle Agatha'nın kitapları gibi katil peşine düşmüyorsunuz. Katilimiz tam bir psikopat. Normalde sıradan bir insan ve sıradan bir hayatı var ama aslında içinde fırtınalar kopan tam bir manyak ile karşı karşıya kalıyoruz. King bu karakteri çok farklı bir şekilde gözümüze sokmuş.
Yaşanan olayları yazma gibi zaten hiçbir niyetim yoktur. Ayrıca çok zeki bir katille yolda devam ediyoruz ve peşinde de emekli olan polisimiz var. Kovalamaca başlayıp farklı farklı olaylara geçiş yapıyor.
Kral burada karakterleri anlatırken, olayların geçişinde hiç sıkmadan okutturuyor. Sürükleyici bir polisiye olmuş. Manyak karakterdeki adamın yaptıkları sizi çok ama çok şaşırtacak. Okuduklarımı başka hiçbir yerde okumamış olup böyle bir akıllı psikopat görmedim.
Sizler söylenenlere bakmayın... King bu işte de çok başarılı olmuş.
Dogruya dogru, korku unsurlariyla suslenmis, araya doga ustu olaylarin sikistirildigi ilginc bir kitap beklemistim. Hatta kitabin ismi sanirim beni cok yaniltti. "Bay Mercedes"... Bir araca kimlik yukletilmis olmasi, gozumde kendi bilincini oturmus ve ortalikta suc isleyerek gezen ilginc, eski model bir Mercedes'le karsilasacagim beklentisi olusturdu. O sebeptendir ki, kitabi okumak zerre icimden gecmemisti.
Ta ki Bill Hodges serisinden haberdar olup da, Mr. Mercedes'in bu serinin ilk kitabi oldugunu ogrenene kadar.
Bill Hodges, King'in polisiye serisinin ana kahramani. Mr Mercedes de gercek ustu tek bir olayin icinde olmadigi gayet akici bir polisiye roman.
Bence bu romani diger polisiye romanlarindan ayiran en onemli ozellik, daha kitabin basinda suclunun kim oldugunu ogreniyor olmamiz. Daha kitabin ilk sayfalarinda hem emekli dedektif Bill, hem de afacan suclumuz Mr. Mercedes tanitiliyor ve ikisinin karakterlerinin ilmek ilmek islenisine tanik oluyoruz.
Ve bence yine bu kitabi diger King kitaplarindan ayiran ozellik ise, karakter sayisinin azligi. Ama ister az olsun ister cok olsun, King, her karakterle okuyucunun iletisimini saglamayi basariyor. Yine her karakter tanidigimiz, hayatimizdan insanlar yakan yakindi. Gerek iyi gerekse kotu karakterlerde kendimizden bir seyler bulduk, zaman zaman hak verdik, ya da en azindan "zeki" bulduk.
Belediyenin düzenlediği iş bulma fuarına gelen insanların üzerine, çaldığı Mercedes'i sürerek sekiz kişinin ölümüne ve onlarcasının yaralanmasına neden olan Brady Hartsfield'ın eylemiyle başlıyor üç ciltlik hikâyemiz. Ve katilin, emekli polis memuru Bill Hodges'a gönderdiği mektupla devam ediyor. Alışıldık polisiye romanlarının tersine katili baştan biliyoruz. Zaten elinizdeki Stephen King kitabıysa asla alışıldık ve klişelerle dolu bir roman değildir. Ve bunu daha ilk sayfadan hissediyorsunuz.
Kanalizasyonda dolaşan palyaço ile ilgili televizyon filminden bahsederek O'ya yaptığı küçük bir gönderme vesilesiyle King Evreni'ne selam vermeyi de ihmal etmiyor yazarımız ayrıca.
Katil Brady dışarıdan bakıldığında günlük hayatın akışında sürüklenen, insanlarla şakalaşmaktan hoşlanan güler yüzlü, gününün yarısında sevecen bir dondurma satıcısı, diğer yarısında da bilgisayar teknik servisinde çalışan bir personel olarak çalışan sıradan biri. Oysa nefes aldığı her an bir katliam planı ve cinayet fantazileriyle dolu. Ve cidden hiç karşılaşmak istemeyeceğiniz kadar tehlikeli.
Ve King'in efsane karakterleri arasında haklı olarak yerini alan Holly Gibney ile tanışıyoruz. Holly ki, King'in dilimize çevrilen son romanına adını veren karakter.
Kral'ın bilinen romanlarının aksine içinde hiçbir doğaüstü unsur barındırmayan, telepati bile içermeyen son derece gerçekçi, yaşanılabilirliği mümkün ve mükemmele yakın olarak kaleme aldığı Bay Mercedes, bir Stephen King klasiği olarak okurlarını fazlasıyla tatmin eden bir eser.
Kaliteli bir polisiye okumak isteyenler buyrun, buyrun sizi şöyle en ön sıralara alalım. Bakalım bu defa misafirlerimiz kimler ?
Başrollerde şişman ve günlerini babasının tabancasına bakarak ve acaba bu hayattaki son günüm mü diye düşünerek geçiren emekli polis Bill Hodges ve berbat bir çocukluk geçirdiği için mi, yoksa yaradılıştan berbat bir insan olduğu için mi bilinmez, manyak-sapık bir katile dönüşen, sabahın soğuk ve sisli saatlerinde iş bulma fuarına çalıntı mercedesle dalıp, iş bulma umuduyla soğukta titreşen sekiz kişiyi ezen Brady Hartsfield.
Brady kuyruğu yakalanmadan kurtarmış ama yerinde rahat rahat duramayacak kadar kaşınmaktadır. Yaptıklarının ve işlediği cinayetlerin de unutulması onu pek kötü etkilemektedir.
Acaba kendi kişisel öldürme rekorunu kırarak zaferini taçlandırıp, bu arada Bill' in de kendisini öldürmesini sağlayabilecek midir ?
Üçlemenin ilk kitabına başladım ve sonra bittiğini fark ettim. Bazı kitapları okurken, kalan sayfanın çok olup olmadığına bakıyorum, bu da yazarın beni kaybettiğini ve sıkıldığımı gösteriyor. Yürek acısı resmen. Şu ana kadar bu duyguyu hiç bir KİNG kitabında yaşamadım. Üçleme+1 olarak yazılan kitaplar şu şekilde;
1-
2-
3-
ve seriye bağlı olmasa da bu üç kitaptan önce okunmaması gereken
-
( Okudum ne yazık ki ! )
Stephen King okumayı, onun ustaca geliştirdiği karakterlerin, kitabın sonuna doğru neye nasıl tepki vereceğini, aklımdan nasıl bir mimik kullanacağını tahmin edebildiğim, gözümde sahneleri canlandırabildiğim, her sayfada acaba şimdi ne olacak diyebildiğim, bu kitapta ufakta olsa acaba hangi ilginç bilgiyi öğreneceğim diye düşündüğüm için seviyorum. Daha bir sürü sebep sıralayabilirim ama en önemlisi hep, insanın kanını donduran, sayfaları nasıl çevirdiğimizi bilemediğimiz sonlar yazdığı, hayal gücünün sınırının olmadığını düşündüğüm için seviyorum. Ve ne yazık ki bu kitapta sonuna kadar her şey o kadar güzel ve tırmanarak gitti ki bence sonu kitap boyunca artan beklenti için biraz hafif kaldı. Bunu bir Stephen King kitabı için söylemek beni çok üzüyor ama bu kadar kolay olmamalıydı dedirtiyor insana, sonu böyle çabuk bitmemeli idi. Bilmiyorum belki Stephen King okudukça ona olan sevgim ve beklentim arttığı içindir. Kitapta katilin karakter gelişimi o kadar iyiydi, katil o kadar kurnaz ve akıllıydı ki sonunun böyle biteceğini hiç düşünmemiştim. Öte yandan Kitapta King' in yine bir karakter nasıl yaratılır öğrettiğini görüyoruz. Kitabı okurken sanki film izliyormuş hissine kapılıyorsunuz. Dediğim gibi kitaba sonu dışında bayıldım ama sonundaki o ufacık heyecan kırıntısı beni ikinci kitabı okumam için ikna etti bile.