Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Batı Notları - Nuri Pakdil | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Batı Notları Kitap Bilgileri


Yazar: Nuri Pakdil
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 2 dk.
Sayfa Sayısı: 107
Basım Tarihi: Kasım 2014
İlk Yayın Tarihi: Ekim 1972
Yayınevi: Edebiyat Dergisi Yayınları
ISBN: 9789757013020
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Batı Notları Kitap Tanıtımı


Batı’ya dair tespitlerin yapıldığı bir kitap ‘Batı Notları’; iyiki okudum diyorum. Yazarın daha kitabın başında kurduğu şu cümle özet mahiyetindeydi: “Ama öykünmekle, inançları davranışları farklı uluslara göre düzenlenmiş kurumları almakla, onların aynısını kurmakla, ulusal birleşime varmak mümkün müydü?”



Batı bu kadar samimi bir şekilde, ancak bu kadar güzel yazılabilirdi. Bir dostumdan dinliyormuş gibi okudum Batı Notları’nı. / Ayşegül Toprak



‘Batı Notları’, Nuri Pakdil’in Paris, Brüksel ve Roma’ya yaptığı gezinin notlarını içeriyor. Batı Notları’nda Nuri Pakdil, tarih bilincine sahip Müslüman bir yazarın bakışıyla Batı’yı, Batı toplumlarını eleştirel bir gözleme tâbi tutuyor.



Sunuş yazısında, şöyle deniyor: “Yalnızca izlenimlerimi değil, Batı’nın bende yaptığı çağrışımları da yazdım. Şunu da belirteyim: Bilinen gerçeklere yeni bir şey eklenmedi. Ama bunlarla, uygarlık sorunlarımıza az çok değiniliyorsa, bu gerçeklerin sürekli yazılması ve üzerinde düşünülmesi zorunludur.”



Uzun yıllar sonra, kimi küçük eklemeler ve değişikliklerle yeniden basılan Batı Notları, genç okurlara Nuri Pakdil’i yakından tanımaları için bir imkân kabul edilmelidir. / Şaban Abak




Batı Notları Kitaptan Alıntılar


1. "Kimse, öldürülmüş ruhunun davacısı değil!"




2. "Bir ülke, utanma duygusunu yitirmişlerle dolunca, sürgünler ülkesi olur."




3. "Uçakta hep Kudüs'ü düşünmüştüm. Çünkü Peygamber'in miracı Kudüs'ten başlar."




4. "..boynumuz ağrıdı Batı'ya bakmaktan."




5. "Anlatacak bir konu bulamadı mı, başlıyor yollardaki çiçeklerden söz etmeye."




6. "Korkuyoruz bayım. Çünkü boşluktayız..."




7. "Bir ülke, utanma duygusunu yitirmişlerle dolunca sürgünler ülkesi olur."




8. "Ruhsal isteklerin, insanın manevi yönüyle ilgili isteklerin olmadığı, insanın artık bunları dü­şünemeyecek kadar katılaştığı bir dünyada adalet kal­mıyor demektir. Çünkü, insanda adalet duygusunu oluş­turan, bu duyguyu canlı tutan kaynak, insanın ruhsal de­rinliği, insanın manevi yönüdür. Bir toplulukta, ruh unu­tulmuşsa, manevi istekler yoksa, o toplumda gerçek an­lamıyla sağlıklı insanların bulunmadıklarını hemen anla­rız. Kimse, öldürülmüş ruhunun davacısı değil! Ne çıka­cak yalnızca maddesel isteklerinin karşılanmasıyla?"




9. "Kim çaldı yüreğimizi ve onun yerine başka bir organ koydu?"




10. "Yüreğimizin yarısı Mekke'dir, geri kalanı da Medine'dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır."




11. "Kimse, öldürülmüş ruhunun davacısı değil!"




12. "Ne var ki, umutsuz olmamalıyız."




13. "Yüreğimin yarısı Mekke'dir, geri kalanı da Medine'dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır."




14. "1923'ten beri Türkiye'de uygulanan eğitime benzer, tarihsel değerlerden kopuk, insanı kendi özüne yabancılaştıran bir eğitim biçimine, anlayışına başka bir ülkede rastlanılmadı, sanırım."




15. "Aslında; yaşamın da yolculuk olduğunu, en iyi yolculukta anlıyoruz."





Batı Notları Kitap İncelemeleri


بسم الله الرحمن الرحيم°

• Batı dünyasının üzerinde uyuşturucu bir uyku ağırlığı vardı. İnsanların gözleri etrafını dikkatle gözlemleyemeyecek kadar yorgun, duyuları merakla harekete geçmeyecek kadar tükenmiştir. İnsanlığın ruhu ölümcül bir hastalık atlatmışcasına felç olmuştur sanki, içinde yaşadığı dünya hakkında hiç hiçbir şey bilmek istememektedir. Daha da garibi, halihazırda bildiklerini de anlaşılmaz bir biçimde unutmuştur. İnsanlar artık okumayı, yazmayı, hesaplamayı bilmemektedir; Batı dünyasının kral ve imparatorları fermanlarının altına kendi adlarını yazmaktan bile acizdir.
... Talihin ne denli değişken olduğunu anlamış, geçici ve sürekliliği olmayan zenginliklerin dengesiz dağıtılmış olduğunu, bir gün insanı en tepeye oturturken bir başka gün onu, ödünç verdiği zenginlikleri geri almak suretiyle alaşağı ettiğini görmüştür.
*Hatırasına...

Örneğin Süleymaniye Camii; ne kadar uzağında olursanız olunuz sizi, kendisini görmeye çağırır.Bir gördünüz mü, elini tuttunuz mu, hemen arkadaş olursunuz; günlük yaşantınıza girer; günde beş kez belki onu görmek istersiniz.Sakrekör kilisesi ise, o tümsekte, kimsenin kendisini arkadaş edinmediği bir sürgündür.
Yanına gelenlerse , kendisinin ve oradan Paris'in resmini çekerler ve giderler. Resim çekmenin dışında kendisini görmeye gelen, arkadaşlık etmeye gelen görmedim.
...''
Üstâd Nuri Pakdil'in Batı Notları'nı okurken işte bu son cümleler beni dehşete düşürdü. Ne güzel de anlatmış Üstâd !




Batı notları, yedi güzel adamın içinde “Kudüs Şairi” olarak bilinen Nuri Pakdil’in yazmış olduğu, içerisinde batı özentiliği, yabancılaşma, batılılaşma, makineleşme, put anlayışı gibi pek çok konunun işlendiği güzide bir eser.

Yazarımız Batı’ya yaptığı bir gezi esnasında gördüklerinin oluşturduğu derin hisleri, düşünceleri anlattığı bir eser kaleme almış. Gezi kitabı yazarken aslında bir fikir kitabı üretmiştir. Öyle ki eserde; Türkiye’nin Batılılaşma esnasında kaybettiği değerleri, Batı’ya olan özentinin topluma olan etkilerini, Batı’ya bakmaktan göremediğimiz Doğu’yu, sömürülmüş Doğu ülkelerinin bağımsızlık çabasını, bir milletin tarihe sahip olmasının önemini ve İslam bilincini yazarın fikirleri ışığında okuyoruz.

Kitap ince, akıcı, sade bir şekilde inşa edilmiş olmasına rağmen verdiği öğüt ve fikirlerle oldukça yoğun anlamlı cümlelere sahip. Okudukça ufkunuzu açacak ve bazı düşüncelerinizi sarsacak, muntazam bir kitap. Severek okudum, severek okumanızı dilerim.

#alıntı
“Sorumlusunuz, bütün yaptıklarınızdan, olanlardan ülkenizde ve ülkeniz olmayan yerlerde, ilginiz ve bilginiz oranında.”
“Batı dedikleri kapı çökmüş ve görülmüştür çöplük.”
“Hız telâşı tedirgin etti iç sistemimizi. Belki ‘en iyisi yürüyerek gidilir yaşamaya.’ “
“Yabancılaşmış aydınlar, yurt düşmanlarıyla birlik olup tuzak üstüne tuzak kursalar da, uygarlığımıza dönüş eylemi durdurulamayacaktır.”




Yazarın öyle akıcı ve duru bir uslübu var ki. Nasıl bitti farkına bile varmadım. Yalnızca izlenimlerimi değil, Batının bende yaptığı çağrışımları da yazdım diyor kitabın başında. Bize özümüze dönmemiz gerektiğini öğütlüyor. Çoğunlukla kendisine katılsam da kitap da beni rahatsız eden bir nokta var. Paristeki tarihi yapıtların, kilise mimarilerinin Merhum yazar tarafından sürekli olarak olumsuz yorumlanması ve Türkiye güzellikleriyle kıyaslanması. Bir çok konuda aynı düşünüp, yazılarından iç dünyam için faydalanmak istesem de bu konuda biraz geri çekilme gereği duydum. Irkçılığa karşı cümleler bulunan kitapta böyle bir şey sezimlemek beni düşündürdü. Belki de yanlış görüyorum bilmiyorum fakat her ne kadar bizim inancımızla uymasa da sürekli olarak sanatlarının, işlerinin aşağılanması, doğru mudur? Heykel bizim inancımıza ters bir kavram bu doğru. Fakat farklı kültürlere karşı bu kadar kesin bir sınırla mı yaklaşılmalı bilemiyorum..Bu sınır Afrika, Asya ve orta doğu için değil sadece Avrupa içindi. Roma şehri için ayrılan sayfada tek bir cümle vardı: putlar kuyusu. (avrupadaki müzeleri gezmeyi isteyen biri olarak biraz üzüldüm) Belki de onu sevildiği camida bu kadar yükselten, saygı duyulan biri haline getiren bu kararlılığı ve açıklığıdır. Allah rahmet eylesin..




Nuri Pakdil, Rabbim kendisine merhamet etsin ve cennetine kabul etsin inşallah.

Bazı kimseler var -Nuri Pakdil'de bunlardan biri- az bir çaba ile kendilerini görme tanıma belki sohbet etme imkanım dahi vardı. Lakin genç, bilinçsiz olmak ve ölüm'ü unutmak gibi nedenler kendilerine karşı kayıtsız kalmama neden oldu. Evet, belki de okuduğum ilk kitabını bu kadar ertelemiş olmakta bu ilk nedene kapı açan ana etkendi.

Nuri Pakdil bu eserinde Almanya, Fransa, İtalya ve Belçika'ya yaptığı seyahatlerden notlarını paylaşıyor. Bizim için en anlaşılır yanı da şu oluyor: Kemale ermiş biri Avrupa'ya gittiğinde oranın ne kadar aciz, soysuz ve suçlu olduğunu her bir zerresinden farkedip bunu dile getirebiliyor.

Başlıca işaret ettiği konular arasında bambaşka bir medeniyette dahi olsa Müslümanların birbirini bulduğunda kalplerinde olan neşve ve muhabbet, Batı'lı insanın bir bedenden ibaret olarak hayatına devam etmek durumunda olması, sömürülerine karşı olan kibirli yaklaşımları, Türkiye'nin sahiplenmesi gereken davalar ve bizim içimizde olması gereken devrimci ruh yapısı...

Nuri Pakdil'in asaletini ifade etmek için sadece şu kelimeler dahi yeterdi aslında son sayfalardan.
Roma:Put kuyusu
Kaypak bir zeminde Roma hayranı olarak yetişmiş birey'e anlatmaya gelmez put kuyusu'nu.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: