Batan Güneş Kitap Bilgileri
Yazar: Osamu Dazai
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 38 dk.
Sayfa Sayısı: 128
Basım Tarihi: 14 Temmuz 2023
İlk Yayın Tarihi: 1968
Yayınevi: İthaki Yayınları
ISBN: 9786052652008
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Batan Güneş Kitap Tanıtımı
“Daha önce tatmadığım bir korku tarafından ele geçirilmiştim. Aşk acısı denen şeyin bir parçası mıydı bu da? Issızlığın ortasında dikilirken güneş batmıştı ve gecenin çiyi üstüme yağarken ölmekten başka çarem yokmuş gibi hissettim.”
Yirminci yüzyıl Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından, sıradışı hayatıyla da meşhur Osamu Dazai’nin savaş sonrası manevi bağları kopmuş bir Japonya’yı arka planına yerleştirdiği romanı Batan Güneş yayımlanır yayımlanmaz sansasyon yarattı. Dazai’nin şair sevgilisi Şizuko Ota’yla yaşadıklarından ve onun günlüklerinden faydalanarak kaleme aldığı roman, küçük bir ailenin adım adım yıkıma nasıl gittiğini gözler önüne seriyor.
Bir zamanlar zengin olan aristokrat bir ailenin 29 yaşındaki kızı Kazuko ve annesi, Tokyo’daki lüks evlerini satıp İzu Yarımadası’ndaki bir evde kıt kanaat yaşamaya çalışırlar. Ancak kırılgan bir dengeye oturmuş hayatları, Kazuko’nun İkinci Dünya Savaşı’nda kaybolmuş erkek kardeşi Naoci’nin dönüşüyle altüst olur. Annesinin sağlığı giderek kötüleşir ve tüm paraları Naoci’nin Tokyo gezilerinde çarçur olurken Kazuko da gönlünü alkolik bir yazara kaptıracak ve başına gelenler topluma karşı hissettiği yabancılaşmayı giderek derinleştirecektir.
Batan Güneş Kitaptan Alıntılar
1. ""Asla aşık olmamalısınız. Aşk size mutsuzluk verecektir.. Sevecekseniz, yaşlandığınızda, otuz yaşı geçtiğinizde sevin.""
2. "İnsan, yaşamak için rol yapmak zorunda."
3. "Hepimiz ne denli yaşlanırsak yaşlanalım, çocuk kalıyoruz."
4. "‘Öğrenme, kibrin diğer adıdır. İnsanın insanlıktan uzaklaşma çabasıdır.’"
5. "İçimde anlatması zor bir huzursuzluk vardı."
6. "...sevildiğinin farkında değilsin."
7. "Ağlamak istesem bile gözyaşlarım akmıyor."
8. "“Toplum tarafından saygı duyulan kimselerin yalancı ve sahtekâr olduklarını biliyorum.”"
9. "“Olgun biri gibi davrandığımda, insanlar ne kadar olgun olduğum hakkında konuşuyorlar. Tembel davrandığımda, tembelliğim hakkında dedikodu ediyorlar. Roman yazamıyor gibi yaptığımda, yazamadığımı söylüyorlar. Yalancı gibi davrandığımda, yalancı diyorlar. Zengin gibi davrandığımda, zenginliğimi konuşuyorlar. Umursamaz göründüğümde, ne kadar da umursamaz olduğumu söyleyip duruyorlar.
Fakat gerçekten acı çekip inlediğim vakit, insanlar numara yaptığımı söylüyorlar.
Bence kendileriyle çelişiyorlar.
Neticede intihardan başka yol yok gibi.
Tüm acılarımın intiharla son bulacağını düşününce bir çığlıkla ağlamaya başladım.”"
10. "Ağlamak istesem bile gözyaşlarım akmıyor."
11. "Asla aşık olmamalısınız. Aşk size mutsuzluk verecektir..."
12. "Yerinde söylenen bir söz, gümüş tepsi üzerinde sunulan altın elmalara benzer."
13. "Ahlaki çöküş mü? "Fakat böyle yapmazsan yaşayamazsın," diyenlerin yerine, bana "Geber!" diyenleri yeğlerim. Fakat insanlar nadiren "Geber!" derler. Sizi içten pazarlıklı ikiyüzlüler!"
14. "Yüreğimdeki bu ateşi sen yaktın, yine sen söndür. Tek başıma söndürmeye gücüm yetmez."
15. "⠀ོ
Ben doğduğum, yaşadığım için mutlu olmak, bir dünyanın ve insanların var olduklarını düşünmek istiyorum."
Batan Güneş Kitap İncelemeleri
Yılı Osamu Dazai ile bitirdim ve yaşamak hala güzeldir diyorum efenimm :)
Dazai'nin okuduğum üç eseri için de ortak nokta kesinlikle acı çeken karakterler diyebilirim. Her eserinde muhakkak acı çeken karakterler bulunuyor. Böyle diyince sanki sadece Dazai acı çeken karakterler eserlerine koyuyor gibi oldu ama demek istediğim yapıtların o acı çekmeye yoğunlaşması ve bu durumu da acı çeken intihara meyilli karakterler ile donatması.
Kitapta devrim ve aşkın gücü önemli görülüyor.
Spoi İçerir
Kazuko'nun olmayacak bir karaktere aşık olması beni gerçekten hayrete düşürdü. (Bay Uehara iyi biri değil , yakışıklı değil, zengin değil ve kaba biri...) Yazar zaten bunu dile getiriyor ama en azından aşık olmak için bir neden de olsa tamam diyeceğim. Mesela Kazuko onu gözlerindeki üzüntü için sevse yani somut bir gerekçe olsa güzel olurdu. (Böyle de tüccar gibi oldum ama yapacak bir şey yok bana bu aşk hissi yavan geldi :) )
Naoji karakterinin aşkı daha anlamlı geldi. Aşık olduğu kişinin iyiliği onu tetiklemişti. Bu da bana güzel bir gerekçe verdi.
Dazai anne figüründe soylu davranışları ön plana çıkarmıştı.
Kitapta gözüme çarpan yanlardan biri Naoji'nin soyluluktan yakınmasını içeriyor daha doğrusu komünizm etkisi ile işçinin soyludan üstün tutulmasını kavrayamıyor (eşit olmalı diyor. En azından ben öyle anladım)
Dil Naoji ve Uehara'nın düşüncelerini kağıda dökme yerleri hariç anlaşılır. Bazı kelimeler ve eserler fikriniz yoksa araştırma yapmanıza neden olabilir.
Kitap okunulabilir.
Batan Güneş, ağır bir yenilgi ile 2. Dünya Savaşı'ndan çıkmış Japonya temellerinde oturtulmuş karamsar bir kurgu. Savaş sonrasında birçok yara alan Japonya, ciddi travmalar geçirmektedir, ekonomik ve sosyal açıdan sıkıntı içindedir. Genel planda manzara bu şekildeyken, özelde Kazuko'nun çözünmeye başlayan ve zamanla parçalanan ailesinin dramı işlenir.
Kazuko ve ailesi, ekonomik açıdan güçlü iken, zamanla bu durumun bozulması nedeniyle soylu yaşantılarını terk edip köye yerleşmek zorunda kalırlar. Ailenin babası halihazırda vefat etmiştir, anne ise amansız bir hastalığın pençesindedir.
Hikaye boyunca Kazuko'nun, erkek kardeşinin ve annesinin dramı işlenir. Ve hikayenin başından sonuna kadar ölüm kurguya, gülümseyen bir lanet gibi motif motif eklenmiştir.
Oldukça karamsar olmasının yanı sıra karmaşık anlatımı sebebiyle de okuması çok kolay değil.
Tüm bunların yanı sıra, yazarın diğer eserlerine ve hayatına aşina olanlar, bu kitabın çokça otobiyografik nitelik içerdiğini söylüyorlar. Kitapta geçen tüm karakterlerin yazardan birer parça taşıdığından ve kurgunun yazarın hayatına oldukça benzediğinden bahsediyorlar.
Osamu Dazai, bu kitabı yazdıktan bir yıl sonra intihar etmiş. Belki hikayenin tamamında kol gezen ölüm, bu intiharın habercisidir; kim bilir.
Karamsar kitaplardan rahatsızlık duymayanların ve bir aile tradejisine manevi olarak dayanbilecek olanların bu kitaptan zevk alacağına inanıyorum.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sevgiyle. :)
Batan Güneş / Osamu Dazai
Merhabalar,
Farklı kültürlere ait edebi eserleri okumayı seviyorum, Japon edebiyatı da bunlardan biri.
Osamu Dazai’den ne zaman bir okuma yapsam eserlerinde otobiyografik öğelere ne kadar fazla yer verdiğini görüyorum. Batan Güneş de erkek kardeş Naoji üzerinden Dazai’nin aslında kendini anlattığı bir eseri.
Eserde; savaştan çıkmış, toplumsal düzeni, ekonomisi ve insanları altüst olmuş bir ülkede dağılıp giden bir ailenin dramını okuyoruz. Annesi ve erkek kardeşiyle birlikte yaşayan Kazuko’nun penceresinden savaş sonrası Japonya’ya ve küçük ölçekte de bir aile dramına tanık oluyoruz.
Yazar intiharla sonlandırdığı kısacık hayatına bir dolu eser sığdırmış. Eserleri; yalın dili ve melankolik havasına rağmen akıcılığıyla Japon edebiyatına ilgili okurların gözdesi olmuş.
Batan Güneş, okuduğum üçüncü Dazai eseri. Eseri, Japonca aslından Bilge Çay çevirisiyle bizlerle buluşturan @olvidokitap a teşekkür ederim.
🩵Okuyunuz efendim, tavsiyemdir
#alıntılarım
“İnsanlar yalan söylerken ciddi bir ifade takılırlar. Aklıma ülke liderlerinin ciddiyeti geliyor. Pöh!”
“Ama ait olduğum sınıfta dürüst insanlar yok. Aptallar var., Hortlaklar, pintiler, sonra kuduzlar var, palavracılar, asil görünmek için kelimeler uyduranlar, fildişi kulelerinden aşağı işeyenler var.”
“Mantık dediğimiz şey aslında mantığa duyduğumuz sevgidir, insanlara duyduğumuz sevgi değil.”
#batangüneş #osamudazai #olvidokitap #japonedebiyatı #birdahaoku
Bu yazardan okuduğum ilk kitap “Batan Güneş” oldu. Kitaba geçmeden önce Osamu Dazai hakkında biraz araştırma yaptım. Yazarın hayatı beni üzdü ve bende merak uyandırdı. Yaşamı boyunca bu dünyadan göçmek istemiş, birkaç kez intihar girişiminde bulunmuş ve bu girişimlerinde başarısız olmuş. En sonunda yine intihar etmiş ve aramızdan ayrılmış. Kısa süreli hayatına ise önemli eserler sığdırmış.
Bu kitabında yine yaşamından izler taşıyan karakterler var. Kendisi gibi intihara meyilli, hayatın anlamını bulamamış, bu dünyaya tutunmaya çok çalışmış fakat başaramamış son kurtuluş çaresini bu dünyadan göçmek olarak gören bir erkek kardeşin intihar etme sürecini okudum. Bir anne ve kızın taşınma süreçleri, yeni taşındıkları yere ve insanlara alışma süreçleri, sessiz, sakin ve korkularla geçen hayatlarının bir kesitine şahit oldum.
Annenin yılan korkusu, başlarına gelenlerin yılanlar yüzünden olduğuna inanması ve benimsediği o lanetlenmişlik hissini evlatlarına aktarması beni çok etkileyen ve şaşırtan kısımlardan biri oldu. Biraz farklı bir kitaptı aslında mektuplar, duyulan aşk, aralarındaki konuşmalar insanı değişik bir ruh haline sokuyordu diyebilirim. Bu kadar yoğun konular olmasına rağmen yazarın dili gayet sade ve akıcıydı. Okumakta zorlanmadığım, elime aldığımda akıp giden bir kitaptı. Şimdi bu yazarın en popüler kitabı olan “İnsanlığımı Yitirirken”i okuyacağım. Bakalım o kitabı da değişik hisler uyandıracak mı?
Günəş yalnız səmada deyil, insanın içində də batar…
Osamu Dazainin Batan Günəş əsəri Yaponiyanın II DM sonrası dağılan aristokrat sinfini təsvir etməklə yanaşı, fərdi çöküşün və yenidən doğulma ehtiyacının dərin bir hekayəsidir. Əsərin baş qəhrəmanı Kazuko zəngin bir ailənin qızıdlr və ailəsinin dağılmasını izlədikcə, həm cəmiyyətin, həm də qadınlığının dəyişdiyini hiss edir.
Əsər boyunca Kazuko atasızlığın boşluğunu, anasının ölümü ilə təkliyin ağırlığını, qardaşı Naojinin intihar və ümidsizliklə olan mübarizəsini yaşasa da, o özü bu dağıntılar içində yeni bir yol, yeni bir mən axtarır. Bu yönü ilə Dazai Kazuko obrazında müharibədən sonrakı Yapon qadınının daxili və sosial dönüşümünü təmsil edir. Artıq qadın itaətkar və susqun deyil, onlar sorğulayır, qarşı çıxır, seçir.
Əsər o qədər mənfiliklərlə doludur ki... o qədər çətin idi ki mənə bitirmək. Hər sətrində bir ağrı gizlidir, hər fikrində bir ümidsizlik, amma eyni zamanda bir azadlıq qığılcımı da var. Fikrimcə yazarn öz həyatı da bu obrazlarda əks olunur,xüsusilə ümidsizlik, intihar və sosial uyğunsuzluq mövzularında.
Kazukonun seçimi ilə əsər “batan” bir ailənin içindən “doğan” bir qadının hekayəsinə çevrilir. Günəş batsa da, yeni bir sabahın işartısı onun ruhunda görünməyə başlayır.