Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Başkaldıran İnsan - Albert Camus | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Başkaldıran İnsan Kitap Bilgileri


Yazar: Albert Camus
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 12 dk.
Sayfa Sayısı: 360
Basım Tarihi: Aralık 2015
Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 9789750724763
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Başkaldıran İnsan Kitap Tanıtımı


1957 yılında kırk dört yaşında Nobel Ödülünü alan "Albert Camus" (1913-1960), yaşamı boyunca şu sorunun yanıtını aradı: "İnsan toprakla nasıl bağdaşabilir, yoksulluğu yüzünden acı çekerek, ama güzelliğini koruyarak saçma ve yücelik için nasıl yaşayabilir?" Camus'ye göre sanat 'yalancı bir lüks' ve bencil bir edebiyatçının yapıtı değildir. Sanat yaşayabilir, kullanılabilir bir durumdadır; gerçeğe sadık ve onun üzerinde olduğu için, hiç uysallaşmayan saçmalığı ve hiç yok olmayan umudu ile insanın durumunu tepeden tırnağa kapsar. "Başkaldıran İnsan", başkaldırının kendisidir, ama ılımlı ve insanın boyutlarında. "Başkaldıran İnsan", adalete ve özellikle doğruluğa vurgundur, mutlak olan'ın iğvasından, mitoslardan, gurur, horlanma ve kanın romantik başdönmelerinden uzak durur. Ama insan, ne ise, o olmaya yanaşmayan tek yaratıktır. Bu yadsıma onu intihara mı, yoksa bir başkasını öldürmeye mi götürür? "Hayır!" demeyi bilen insandır "Başkaldıran İnsan", ama kime, neye, nerede, nasıl? Başkaldıran insanı kuşatan 'hayır'ın içeriği nedir? Bunun yanıtı "Başkaldıran İnsan"da...






Başkaldıran İnsan Kitaptan Alıntılar


1. "“İnsan, ne ise o olmaya yanaşmayan tek yaratıktır.”"




2. "Kimdir başkaldıran insan? Hayır diyen biri."




3. "“İnsan, ne ise o olmaya yanaşmayan tek yaratıktır.”"




4. ""Yaşamımızı bekleyişten bekleyişe tüketiyor ve hepimiz acı içinde ölüyoruz."


"




5. "“Bunca özenle kaşınan yara sonunda haz vermeye başlar.”"




6. "Ama boş gökyüzü altında yalnızsak, nasıl olur da gerçekten var olabiliriz."




7. "Geleceğe karşı gerçek cömertlik her şeyi 'şimdiki' zamana vermektir."




8. ""Hiç olmak, işte kendi başkaldırılarından usanmış ruhun haykırışı.""




9. "Gökyüzünden yeryüzüne dek her şey acıya terk edilmişse garip bir mutluluk umudu var demektir."




10. ""Yaşamımızı bekleyişten bekleyişe tüketiyor ve hepimiz acı içinde ölüyoruz.""




11. ""Bunca özenle kaşınan yara sonunda haz vermeye başlar..""




12. ""Her başkaldırıda, haksıza karşı bir tiksintiyle birlikte, insanın kendi benliğinin herhangi bir yanına tam ve birdenbire bir katılışı vardır.""




13. "Kimdir başkaldıran insan? Hayır diyen biri."




14. "
: “İşte senin bağışlanmaz yanın. Bütün güçler kendi elinde ama imzanı atmaya yanaşmıyorsun.”"




15. ""Hiçbir sanatçı gerçeği hoş görmez" der Nietzsche. Doğrudur; ama hiçbir sanatçı gerçeksiz de edemez."





Başkaldıran İnsan Kitap İncelemeleri


Yaklaşık bir buçuk ayımı alan bir kitap oldu. Sanırım altını çizmediğim sayfası yok denecek kadar az. Çok etkilendiğimi belirterek başlamak istedim. Kitap başkaldırının tarihi üzerine şekilleniyor ve devamında tarih sahnesine çıkmış kalemi ve kimliği güçlü kişiliklere tek tek konu başlıkları dahilinde değinilmiş çarpıcı bir kitap. Hegel,Hegelciler, Marx, Nietzsche,Dostoyevski,Saint-Just, Comte de Lautréamont, Napoleon,Sezar,Turgenyev,Stalin,Mussolini, Hitler…(Liste baya uzun) gibi ünlü lider ve düşünürlerin başkaldırılarının içerikleri nedenleri ve sonuçlarını detaylı bir şekilde ele alışı çok yoğun bir keyif veriyor. Hayır diyen insanların “hayır” larının gölgelerini ve gerçekte ne olduğunu gözler önüne seren bir eser. Genelde bir durumu yaşarken insanlara kuşlar ve gökyüzü gösterilir fakat arka tarafta olayların iç yüzü bambaşkadır. Gerçek başkaldırıyı yapmış insanlarla, başkaldırı yapıyor gibi görünüp ardından yalnızca kendi düşlerini gerçekleştiren insanları aktarıyor. Oldukça sert eleştiriler barındırdığını belirtmek isterim.(Aslında sert değil gerçeklerin yüze vuruşu diyebiliriz.)
Tarihe yön veren olaylara değinimi çok muazzamdı. Okudukça yaşamınıza yeni kelimeler ve yeni düşünceleri ekleyebileceğiniz,anlatılan destanlarla asıllar arasında mekik dokuyacağınız, insan doğasını apaçık gözler önüne seren dopdolu bir kitap.




Mükemmel bir kırılamaz döngü içinde varlığımızı sürdürmeye çalışıyoruz her şeye rağmen. Ama bazen yaşanmışlar, yaşananlar ve yaşancak olanlar yanlış gözüküyor gözümüze. Uyanıyoruz aslında bir nevi. Başkaldırı bu uyanıştır. Başkaldırı, bu döngüyü kıracak güce sahip değil ama önüne taş koyabilecek güçte. Başkaldırı bir göğüs geriş.

Albert Camus'un denemesi diyoruz ama çok da bir inceleme kalitesinde bir kitap. Düşünürden tutun da yazara kadar birçok tarihe geçmiş kişinin düşünceleri üzerine alıntılarla incelemeler var. Kitap, toplumdan devrime, doğadan sanata, insandan insana ve hepsinin içinde de başkaldırıyı anlatmış. Çok zorlandığım, gerek terimsel olarak gerek düşünsel olarak, bir kitap oldu. Birçok terimi de bilmediğim için sürekli bir araştırma içinde olmam da yeni şeyler öğrenmeme vesile oldu. Birçok yönden düşünmemi, yeni bakış açıları kazanmamı ve de daha yeni birçok şey öğrenmemi sağlayan çok da güzel bir eser olduğunu düşünüyorum. Okuyun ve de en çok düşünün efendim.

Kitapta adı geçen bazı kitaplar;
> Hınç- Max Scheler
> Doğanın Evrimi- Lucretius Carus
> Kayıp Cennet- Milton
> Emile- Jean-Jacques Rousseau
> Babalar ve Oğullar- Ivan Sergeyeviç Turgenyev
> Kapital- Karl Marx
> Komünist Manifesto- Karl Marx, Friedrich Engels




Kitap Yorumu//Başkaldıran İnsan-Albert Camus
.
1957 yılında kırk dört yaşında Nobel Ödülünü alan Albert Camus (1913-1960), yaşamı boyunca şu sorunun yanıtını aradı: "İnsan toprakla nasıl bağdaşabilir, yoksulluğu yüzünden acı çekerek, ama güzelliğini koruyarak saçma ve yücelik için nasıl yaşayabilir?" Camus'ye göre sanat `yalancı bir lüks' ve bencil bir edebiyatçının yapıtı değildir. Sanat yaşayabilir, kullanılabilir bir durumdadır; gerçeğe sadık ve onun üzerinde olduğu için, hiç uysallaşmayan saçmalığı ve hiç yok olmayan umudu ile insanın durumunu tepeden tırnağa kapsar. Başkaldıran İnsan, başkaldırının kendisidir, ama ılımlı ve insanın boyutlarında. Başkaldıran İnsan, adalete ve özellikle doğruluğa vurgundur, mutlak olan'ın iğvasından, mitoslardan, gurur, horlanma ve kanın romantik baş dönmelerinden uzak durur. Ama insan, ne ise, o olmaya yanaşmayan tek yaratıktır. Bu yadsıma onu intihara mı, yoksa bir başkasını öldürmeye mi götürür? "Hayır!" demeyi bilen insandır Başkaldıran İnsan; ama kime, neye, nerede, nasıl? Başkaldıran insanı kuşatan `hayır'ın içeriği nedir? Bunun yanıtı Başkaldıran İnsan'da...
.
Ve hep savunduğum şeyi Camus yineliyor. Başkaldıran başa geçtiğinde efendi köle değişir hiçbir zaman eşitlik söz konusu değildir. Günümüzde bunun adı devlet düzeni; efendi ve biz pis fakir kölelerdir.
.
Hayata ve siyasete felsefeyle, varoluşçu bakış açısıyla bakmak isterseniz Camus okuyunuz.




Hayatımda okuduğum en etkileyici kitaplardan biriydi, Tahsin Yücel çevirisi okuma zevkimi inanılmaz azaltmış olmasına rağmen. Kendisinin Öztürkçe fikri çok değerli olsa da çevirilerinin gerçekten kitapları fazlasıyla keyifsizleştirdiğini düşünüyorum. Nihilizm yerine “yoksayıcılık” terör yerine “yıldırı” gibi tabirler kullanıyor Tahsin Yücel ve zaten kitapta araştırılması gereken birçok kavram ve konu varken bir de kelimeleri araştırmak, okumayı çok yorucu hale getiriyor. Yine de kesinlikle okunması gereken bir eser olduğunu söyleyebilirim.

Başkaldıran İnsan, giriş kısmında Sisifos Söyleni’nin devamı olduğunu açıklıyor bize. Sisifos Söyleni’nde felsefenin en büyük probleminin intihar olduğunu belirten Camus, bu problemi o kitapta kendince çözdükten sonra, yeni problemin cinayet olduğunu söylüyor. Diğer kitabın aksine “cinayet” problemini oldukça kısa bir sürede çözüyor ve ardından bireyin toplum içindeki yerini, kendini gerçekleştirmesi için gereken başkaldırıyı, inanç, komünizm ve anarşizm gibi kavramları başka yazarların, filozofların ve mitik karakterlerin ışığında araştırıyor. Eğer okunacaksa Sisifos Söyleni’nden sonra okunmalı çünkü dediğim gibi, iki eser birbirini tamamlıyor adeta: Sisifos Söyleni “neden yaşamalıyız”, Başkaldıran İnsan ise “nasıl yaşamalıyız” sorusunu yanıtlıyor.




Başkaldırı Camus için bir “kırılım” yöntemidir aslında. Kırılması gereken döngüyü fark edebilmek ve bu kırılımın yaratımı için cesaret gösterebilmekle açılır başkaldırının kapısı. Bu cesaret kişiyi yeniden tanımlar çünkü kişinin bilincini yeni evreye açar, bilinç değişimi başlar. Başkaldırabilmek için döngüyü fark edebilmek/görebilmek, bu döngüden sıkılmak (sıkılmak o yüzden olumludur) ve bu döngüyü kırma istencinden cesarete bağlanmak gerekir. Başkaldırma cesareti bana göre anlamsızlık karşısında iken, anlamı yaratma cesaretini de doğurur. Güncel bilincimden Camus’ye yeniden bakıyorum aslında.
Camus dünyanın anlamsızlığı karşısında edilgen olmayı değil, anlamı yaratmayı savunur. Sözgelimi Sartre tam tersi duruşa sahip aslında, ne yaparsak yapalım anlamsızlığı aşamayacağımızı savunur. Daha edilgen bir noktada bence. Anlamsızlığın kurbanı olma görüşüne vakti zamanında da ısınamadım ben.
Camus -> Yaşam anlamsızdır, öyleyse anlamı yaratacağız. Dans etmeye devam et.
Kurban bilincini aşma noktasında Camus ve onun başkaldırı bilinci destekleyici olabilir.
Varoluşçuluğun gülü🩵 Sartre ne kadar onu varoluşçu saymak istemese de Camus varoluşçuluğun gülüdür bana göre. Reçete böyle sunulur, kurban bilincine sokarak değil kimse kusura bakmasın.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: