Başını Vermeyen Şehit Kitap Bilgileri
Yazar: Ömer Seyfettin
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 50 dk.
Sayfa Sayısı: 65
Basım Tarihi: 2013
İlk Yayın Tarihi: 1940
Yayınevi: Kuşak Yayınları
ISBN: 9786054853809
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Başını Vermeyen Şehit Kitap Tanıtımı
Ömer Seyfettin önde gelen hikâye yazarlarımızdan biridir. Otuz altı yıllık kısa ömrünün son üç yılına çok sayıda hikâye sığdırmıştır. Bu seri, mesaj, konu ve seviye bakımından 9 -12 yaş grubu çocuklarının gelişim düzeyleri göz önünde tutularak yazarın 125 hikâyesi arasından özenle seçilmiştir. Dilde sadeleşmenin savunucularından olan Ömer Seyfettin'in hikâyelerinde geçen ve günümüzde de varlığını sürdüren kelimeler korunmuştur. Gerek kitap arkasına eklenen sözlükle, gerekse parantez içersinde eş anlamı verilerek çocukların kelime haznesinin gelişmesi hedeflenmiştir.
(Tanıtım Bülteninden)
Başını Vermeyen Şehit Kitaptan Alıntılar
1. "Mehmet Mehmet canını verdin başını verme Mehmeeeett."
2. ""İnsan ne tuhaftır! Fikrine, ümidine, arzusuna ters düşen bir şeye rastlayınca hemen bozulur.""
3. "İlim,tanım demektir."
4. "Çünkü bilmediğin, kendinde varlığını hissetmediğin bir şeyi elbette tanımlayamazsın."
5. "Gözler kulaklardan daha hızlı inanırlar."
6. "Bireyler bir denizin dalgaları gibidir. Asıl olan denizdir yani toplum. Dalgalar yani bireyler gelip geçici, kalıcı olmayan şekillerdir."
7. "Çünkü bilmediğin, kendinde varlığını hissetmediğin bir şeyi elbette tanımlayamazsın."
8. "“Beklenilmeyen bir ölüm kadar ehemmiyetsiz ne olabilirdi? Fakat bu ölüm beklenildiği zaman ne müthişti.”"
9. "İktisat meydanında "kap kapanın, vur vuranın! Ar dünyası değil kâr dünyası!" felsefesini kendine din edinmiş birtakım ne oldukları belirsiz yamyamlar türemiş, her şeyin fiyatını yüzde yüz bin fırlatarak koca bir milleti siyah bir "açlık, ölüm, kıtlık" çemberi içinde inletmişlerdi."
10. "O halde en uygun olan budur ki, biz de namazlarımızı kılalım. Gözlerimizin yaşını dökelim. Dua edelim. Biribirimizle helalleşelim. Sonra savaşa girişelim. Kalanlarımız gazi, ölenlerimiz şehit olsun! Dünyada iyi nam ile anılalım. Ahirette Peygamberimizin sancağı dibinde toplanalım... Ne dersiniz?"
11. "“Evlilik, aşkın mezarıdır”"
12. "Fani vücuda kefen gerektir. Hilat cahilleri sevindirir..."
13. ""Tarih ezeli bir tekrardır.""
14. "Bireyler bir denizin dalgaları gibidir. Asıl olan denizdir yani toplum. Dalgalar yani bireyler gelip geçici, kalıcı olmayan şekillerdir."
15. "Mehmet, Mehmet!..
Canını verdin, başını verme Mehmet!..
Bu nara o kadar müthiş, o kadar etkili, o kadar yanıktı ki...
...Deli Mehmet 'in başsız vücudu canlıymış gibi eğildi. Yerden kendi kesik başını aldı. Hemen oracığa yorgun bir kahraman gibi uzanıverdi."
Başını Vermeyen Şehit Kitap İncelemeleri
1. Dünya Savaşı yıllarında halka moral,motivasyon vermek ve cephedeki askere gücünü hatırlatmak maksadıyla, Ömer Seyfettin'in yazmış olduğu hikayelerden bir tanesi. Peçevi'den alıntılanıp yeniden kurgulanmıştır. Bunu kitabın başındaki Peçevi sözünden de anlayabiliriz. Deli Hüsrev ve Deli Mehmet karakterlerindeki "deli" unvanı aklî değil, vatanı ve milleti için hiç düşünmeden delicesine kendilerini ölüme terk edecek vasıfta olmalarından gelir. Bu unvan, Klasik Türk Edebiyatı'ndaki "veli" kelimesiyle eş değerdir. İslamiyet öncesi edebiyatımızda Alp tipi İslamiyet ile birlikte gazi tipine dönüşmüştür. İkisi de kahramanlığı, deliliği, mertliği ifade eder. Bu hikayede en dikkat çeken durumlardan birisi de olağanüstü olayların ele alınmasıdır. Harp esnasında Deli Mehmet'in kellesinin alınması ve kendi kellesini düşmandan almadan ölmemesi , aslında bize yaşanılan olayları hatırlatıyor. Düşmanlar, Türklerin kellesini alıp bu kellelerde şarap içmeyi marifet sanarlar. Burada da bu konu ele alınmış. Her ne kadar şehit olacak bile olsa, kellesi kesilmiş bile olsa Deli Mehmet ayağa kalkar, kellesini onlara bırakmaz ve onu geri almadan ölmez. Dolayısıyla deli unvanının hakkını vermiş olur. Kısacası bu hikayede Ömer Seyfettin, bu olayları ele alarak savaş süresince askere moral vermiş ve millete kazanma umudunu aşılamıştır.
Ömer Seyfettin konusunu günlük olaylardan, hatıralardan, tarih, masal ve efsanelerden alan etkileyici hikayeler yazmıştır. Edebiyat alanındaki ününü 1911'de Genç Kalemler dergisinde yayımlanan hikayeleriyle kazanmıştır.
Bu kitabında bulunan hikayeleri:
1- Başını vermeyen Şehit: Zigetvar seferinde savaş sırasında delilerden biri başı koparak şehit düşer. Arkadaşı Mehmet canını verdin başını verme diye bağırır. Şehit başı elinde savaşmaya devam eder. Buna tanık olan bölük kadısının efsanevi hikayesini kaleme almıştır.
2- Tarih Ezeli Bir Tekrardır: Kendisini tarih okumalarına adayan bir adamın hikayesidir. Yaptığı bir hata sonucu çok sevdiği kadını kaybeden bu kişi. Kadını kaybetmesinin sebebi Herodote tarihinde Candole un hikayesinde yatmaktadır. Merakla okunacak harika bir hikaye.
3- Tuhaf Bir Zulüm: Bu hikaye de bir Bulgar diplomatın Ormankadı da yaşayan Türkleri yerlerinden yurtlarından göndermek için uyguladığı tekniğin hikayesini okuyacaksınız.
4- İffet: İffetin insanlar için ne kadar önemli olduğunu komik bir hikaye ile okuyacaksınız.
5- Çirkinliğin Esrarı: Kız ne kadar güzel olursa olsun çok çirkin birini sevebilir. Bir kızın karşısında ki insanda en önem verdiği şeyin çirkinlik olduğunu şaşırarak okuyacaksınız.
6- Acaba ne idi: Tımarhane ye kapatılan ve burada 4 sene tedavi görmek zorunda kalıp çıktıktan sonra çevresinde ki değişimi anlamaya çalışan Cabi Efendinin hikayesini severek okuyacaksınız.
Ben bu kitabı severek okudum. Hikayeler birbirinden güzel. Ömer Seyfettinin harika kaleminden herkesin okumasını tavsiye ederim...