Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde - Mahir Ünsal Eriş | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde Kitap Bilgileri


Yazar: Mahir Ünsal Eriş
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 18 dk.
Sayfa Sayısı: 152
Basım Tarihi: Mart 2018
İlk Yayın Tarihi: 2012
Yayınevi: İletişim Yayınevi
ISBN: 9789750510670
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde Kitap Tanıtımı


Abim Atatürk'ü çok severdi, bense Allah'ı. Babam, annemi ve 

Galatasaray'ı severdi, annem de Ringo'yu. Babam yorgun bir 

adamdı. Gündüz vardiyasındayken her gün, çalıştığı taşocağında sanki onca kayayı sırtına vurup ordan oraya sürüklemiş gibi, kalan son canıyla eve gelir, çoğunlukla da tek kanallı televizyonun bitmek bilmeyen ana haber bülteni sona ermeden uyuyakalırdı, akvaryumun karşısındaki ikili koltukta...



Yaz bitince kalabalığın günbegün seyreldiği, ahalinin biz bize 

kalıp bıkkınlıkla merabalaşıp mahsunlaştığı, her gürültünün 

ikindi vakti ağır usul söndüğü bir sahil şehrini düşünün... 

Boş masaları döven yağmurları, kirlenmiş kıyıları, eprimiş 

güneş şemsiyelerini... Buna, seksenli yılların sakaletini, iğreti 

kaygılarını, katıksız korku olan çaresizliğini ekleyin. 



Mahir Ünsal Eriş, bir sahilde oturmuş, can sıkıntısından esneyen, 

kendi çocukluğuna bakıyor; renkli, yuvarlacık, pütür pütür bir 

çocukluk anlatıyor bize. "Komen! komen!" diye ateş eden oğlan 

bebelerini, mobiletleri, leblebi tozunu, Kaynanalar Parkı'nı, Kız 

Meslek'in kızlarını, Klinsmann'ı, Evrenos'u, Allah'ın yanına aldığı 

iyileri, kale zindanındaki prensesleri resmediyor. 



Yoksulluk, hoyratlık, yalnızlık, gamsızlık, kırk mumluk sarı 

ampulün ışığında belli belirsiz görünüp, kayboluyor. Merhamet, 

taşraya uğramadan Kaf Dağı'na gidiyor... 



Canlı, anlatma iştahıyla dolu yeni bir ses var karşımızda. Eriş, 

soba boyasıyla boyanmış hikâyeleriyle edebiyat şehrengizinde... 



Mağlup ama baştan kaybetmişliğini bilen bir hınzırlıkla sırıtıyor 

okuruna...

(Tanıtım Bülteninden)




Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde Kitaptan Alıntılar


1. "Kadınlar hep olmadık zamanlarda gitmeyi severler."




2. "Biliyorum, kimi sevsem en son hatırladığım görüntüsü gidişi olur."




3. "“Ama seviyordum onu. Yani galiba seviyordum, sanırım sevmek böyle bir şeydi. Hiç yanımdan gitmesin istemekti..”"




4. "Hiç kimseyi sevmedim ondan sonra, bir kendimi sevdim, dönmeye kalkarsa beni bıraktığından iyi bulsun diye."




5. "Kimseye ait olamamış insanlardık çünkü biz."




6. "Her şeyin biteceği hakikatini aklına getiremeyecek kadar çocuk olmak ne büyük mutlulukmuş meğer."




7. "“ Gitmesinde sorun yok, asıl sorun bir daha gelmeyecek olmasında. “"




8. "Ne çok değişiyor dünya, sanki her sabah dünden akilda kaldiğı kadarıyla yeniden kuruluyormus gibi."




9. "Gitmesinde sorun yok, asıl sorun bir daha gelmeyecek olmasında."




10. "Kadınlar hep olmadık zamanlarda gitmeyi severler."




11. "“Aşk acısı çekmenin yeri de yok, yaşı da; nereye gitsen kafayı da taşıyorsun çünkü.”"




12. ""umutlanamayacak kadar acı çekiyordum.""




13. "Kimi sevsem, beklemekle geçiyor vaktimin büyük çoğunluğu."




14. "Cennete olabilecek miyiz sevdiğimizle, aramıza ayrılık girmeden?"




15. "İnsan üzülmekten yorulmaz mı?"





Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde Kitap İncelemeleri


Önemli misafirler gelince çıkan tabak çatal takımları...Duman arabasının arkasından koşturup kendini adeta beyaz büyünün içinde cennette hayal eden çocuk çeteleri...Akşam ezanı okunurken topu bırakıp eve koşan o çocuk...Elinde çikolata poşetiyle gelen misafire gizliden duyulan hayranlık...Yumurtanın sarısını patlatıp ekmek banan minik gurme...Misafir gelmeden önce annesinin sıkı sıkı tembih ettiği kurallara uymadığı için terlikle dayak yiyen o çocuk...Kıyafetleri vaktinde kurumadığı için tozu dumana katan koca...İlk aşk acısını yaşayınca teybe Ferdi kaseti takan o genç...Sokakta oyun oynarken annesinin yaptığı ekmek arasını yiyen oyuncu çocuk...Askerdeki sevgilisine aşk mektupları yazıp dönüşünü sabırsızlıkla bekleyen, küçücük dünyasını büyük umutlarla dolduran , evlenmek için yanıp tutuşan genç kız...Odasının dört köşesini hayran olduğu sanatçının posterleriyle dolduran gençlik...

Hepsine selam olsun...

O kadar yurdum öyküler ki, sizi adeta geçmişinize götürecek.Yeşilçam tadında, hüzün kokan bir kitap :)

Eskiden Annem temizlik yaparken bangır bangır Ferdi çalardı evde, kitabın adını görünce aklıma ilk o anı geldi ve beni eski günlere götüreceğini düşündüğüm için hemen satın aldım, beklentimi yüksek tutmadım.Orta karar çok keyifli öykülerin yer aldığı bir kitap, söylemeden geçemeyeceğim yazarın üslubu çok ama çok güzel farklı bir tarzı olduğunu okuduğunuzda siz de anlayacaksınız.
Sevgiyle Kalın Sevgili Okurlar...




Eleştirmenler genelde toplumcu-gerçekçi olarak nitelendirirmiş Mahir Ünsal Eriş’in yazdıklarını. Kendisi demiyormuş, başkaları öyle söylüyormuş. Geçen atölyede anlatıyordu. Ve evet, Mahir Bey’in öykü öğrencisi olup kendisinin tornasından geçmenin sarhoşluğu devam etmekte efendim. Aspirin falan var mı? Belli ki akşamdan kalmalık da bir müddet sürecek.
***
“Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde”, Mahir Ünsal Eriş’ten okuduğum dördüncü kitaptır. Ferdi Tayfur’u da aksi gibi hiç sevmem. Yani zaten arabesk sevmem de, Orhan Gencebay’ın, Müslüm Gürses’in falan bir iki benlik şarkısı vardır mesela. Ferdi’nin ise hiç.
***
Ama o mahalleyi bildim. Zaten Mahir Beyefendi’nin anlattığı her şeyi “biliyorum”. Arabeskin ve permanın ve vatkanın aynı anda patladığı o karanlık çağ mesela. Mahir 80’li, ben 88’liyim. Dünyadaki katılımcı gözlemim neredeyse bir 10 yıl kadar eksik ama kurcalamayın işte, biliyorum. Bandırma’da hayatımda bir gün bile geçirmedim, Edremit’te bir kere bile denize girmişliğim yok ama anılarım var orada benim. Yaz neşesini, kış hüznünü falan hep biliyorum oraların.
***
Toplumcu mudur, gerçekçi midir, sağcı mı solcu mu futbolcu mudur ben bilmem. Ama ultra kıyak bir adamdır. Son iki haftada 6 saatten fazla mesaim oldu. Garantisi bizzat benim. Mahir Ünsal Eriş okuyun kıymetli dostlar. “Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde” mesela çok iyi seçenek olur ;)
***
Sevgiler!




Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde, on dört öyküden oluşan bir kitap. Benim okuduğum baskı 2012 yılında yayımlanan ikinci baskı. Kapak resminde uzun saçlı bir erkek çocuk var ki Erdek'te 1974 yılında çekilmiş bir resim.

Mahir Ünsal Eriş'in adı geçen kitabı, 1980'li ve 1990'lı yılları anlatıyor. Kah çocuk gözüyle kah yetişkinin gözünden anlatılan öyküler biraz arabesk, biraz hüzünlü, biraz da duygusal. Çoğunlukla kaybedilenlerin arkasından yakılan bir ağıt gibi de aynı zamanda. Acı da var özlem de. Klasik öykü anlatım biçimine uymayan cümle yapıları var. Söylendiği gibi yazılan sözcükler var. Argoya da sıkça başvurulmuş. Tabii bunun yanında dilinin akıcı olduğu, okuyucuyu sıkmadığını da belirtmek gerekir.

Mahir Ünsal Eriş, bilhassa bir şekilde hayatına girmiş kızları ve kadınları, onlara bakışını, gidişleriyle ortada kalışını etkili ve duygusal biçimde anlatmış. Öykülerindeki mekanlara dair, Kuzey Batı'nın Ege' nin ve Marmara'nın tatil yörelerine dair gözlemleri var. 1980'lerde geçen çocukluğu var. Anıları var.
Kitaba biraz önyargılı başlamıştım. Tabii İletişim Yayınları'nın kitabı yayımlamış olması edinmemde ve okumamda asıl nedendi. Okumaya başlayınca bütün önyargılarım yok oldu.

Çocukluğu 1980'lerde geçmiş birisi olarak öykülerde geçen birçok anımsatıcı ögeyi bildiğimi, yabancısı olmadığı söyleyebilirim. Tabii benim için bu yönün kitabı kıldığını belirtmeliyim.
Yeni nesil edebiyatçılardan Mahir Ünsal Eriş, rahatlıkla okunabilir. Okuduktan sonra pişman olunmaz. Değindiği, anlattığı bir çok öyküyle özdeşlik kurulabilir.




Anladığım kadarıyla Türk Edebiyatı'nda böyle bir öykü tarzı oluşmaya başladı. İlk başlarda tuhaf bulsam da sonradan alıştım sanırım. Emrah Serbes, Melisa Kesmez, Mahir Ünal Eriş tarzı. Birkaç tane daha var hatırlayamadığım. Hikayeler hep yarım kalıyor bir kere, sonra bolca küfür ve argo baharat gibi öykülerin her yerine serpiliyor. Vurgulanmak istenen bir yaşam tarzı, siyasi görüş vs varsa okuyucuyu sıkmak pahasına her hikayede cümlelerin aralarına ustaca sıkıştırılıyor ve asıl can alıcı nokta kitap ismi, muhteşem bir isim seçiliyor ki benim gibi ilginç kitap isimlerine zaafı olanlar kaçırmasın. Tıpkı daha önce okuduğum 'Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz' deki gibi, harika bir isim. Orada tüm öykülerde yer verilen hatta gözümüze sokulan alkol burda yerini solculuğa bırakmış. Hikayelerde geçen politik kavramlar hangi taraftan olursa olsun beni rahatsız etmez. Beni rahatsız eden solcuları bile bıktıracak şekilde solculuk vurgusu, alkol kullananları alkolden tiksindirecek derecede bir anlatım.Bunlar olmasa aslında samimi, akıcı öyküler. Kitabı beğenmedim diyemem, anlatımı çok güzeldi. Bazı cümleler özellikle, bunu böyle anlatmak nerden aklına gelmiş dedirtti. Bizden, tanıdık bildik şeyler hep anlatılan. Kitaptaki bazı hikayeler birbiri ile bağlantılı, benim en sevdiğim tür.




Öykü zordur…
Hem yazması, hem okuması , hem de insanda bıraktıklarını anlatabilmek.
Bazen okursun sonu havada kalır. Tam güzel gidiyor dersin ya öykü bitmiştir ya da senin sabrın.

Neyse bir sonraki güzeldir BELKİ diyerek devam edersin bir bakmışsın ki -taş çatlasın 130-140 sayfalık bir öykü kitabı- 1 ayda bitmiş!

“Oysa öykü okumak biraz da duygu işi. Duygularına hitap eden öykücüyü bulmak takdir edersiniz ki zor”diyordum ki kitap açılmaya başladı.

Yazarın daha önce “Sarıyaz” kitabını okumuştum ne yalan söyleyeyim çok etkilenmiştim farklı bir tarzı vardı ve “vay anasını” dedirtecek kadar da ilginç öykülere sahipti. Hemen o gazla bu kitabını da aldım fakat ilk öyküler beni pek cezbetmedi.

Roman olsa gelişme bölümünde depar atmış diyeceğim.

Tam ortalarda “Her Kanser Erken Ölümdür” ile başlayan sonra “Bir Konsomatris Hikayesi” ile devam eden 60-137 sayfaları arasında gerçekten duyguyu anlatış biçimi olarak beni perişan etti bazı. Bir his ancak bu kadar doğal anlatılabilir dedim.
Çok duygulandım. Yer yer boğazıma oturan o yumruyu elimle yokladım.

Özellikle bu büyük depremin acısını duyduğumuz günlerde “kadınlar hep olmadık zamanlarda” hikayesi sonunda yüreğime bir kor bıraktı ve gitti…

Velhasıl kıymetli okurlar,
Umut hep vardır siz kitabı bir sonraki sayfaya çevirin yeter!



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: