Balıkçı ve Oğlu Kitap Bilgileri
Yazar: Zülfü Livaneli
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 58 dk.
Sayfa Sayısı: 140
Basım Tarihi: 2021
İlk Yayın Tarihi: 2021
Yayınevi: İnkılap Kitabevi
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789751042125
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Balıkçı ve Oğlu Kitap Tanıtımı
Toplumsal konulara duyarlılığı ile tanınan edebiyatçı ve fikir adamı Zülfü Livaneli, bu kez Ege balıkçılarının ve hayal kurmaktan bile mahrum bırakılan göçmenlerin kaderine eğiliyor. Usta edebiyatçı Livaneli, Balıkçı ve Oğlu ile son yılların en can yakıcı ve büyük dramı “göçmenliği” balıkçı Mustafa, Mesude ve Samir bebek üzerinden anlatıyor. O güne dek sıcak evlerinde televizyondan izledikleri haberlerden aşina oldukları ölü insan bedenleri ve yarı ölü bir bebek evliliklerinin tam ortasına düşerek bir bomba etkisi yaratıyor; aile ilişkilerini bambaşka bir çehreye büründürüyor. Balıkçı ve Oğlu, Ege’nin tarihinden bugününe, balık çiftliklerine ve rant hırsıyla dağlara, kıyılara saldıran şirketlerin yarattığı ekolojik yıkıma dair çok şey söylüyor. Bunun ötesinde göçmenlerin bir bilinmeze doğru göze aldıkları yolculuğu, hayatta kalma çabalarını ya da ölümü; kısacası “deryaya yakın, dünyadan uzak” yaşamlarını odağına alıyor. Livaneli’nin belki de en şiirsel romanı olan Balıkçı ve Oğlu; aile, aşk, ebeveynlik, evlat, kadın dayanışması, dostluk, göç, doğa üzerine çağdaş bir epope. Zülfü Livaneli’nin, uzun bir aradan sonra yazdığı ve heyecanla beklenen yeni romanı Balıkçı ve Oğlu, ustalıkla seçilen tasvirlerle okurun zihninde capcanlı bir anlatı oluşturuyor.
Balıkçı ve Oğlu Kitaptan Alıntılar
1. "“Kısmet işte , kısmetten öte yol yok. “
~"
2. ""Uyurken kimseden zarar gelmezdi ama uyanıkken insanların şeytandan bir farkı yoktu.""
3. "" İnsanlığın her anlamda can çekiştiği bir noktadayız.! ""
4. "~
Seni dinlerim ama kendi kararlarımı kendim alırım.
~"
5. "“çiçeğe dokunuşu, çiçekten güzel.”"
6. "“Nasipten ötesi yok.”"
7. "“Çözemediğin bir sorun olunca öyle yaparsın zaten. Ya uyursun,ya kaçarsın.”"
8. "~
❝
—
,
,
.
❞
~"
9. "“İnsanlığın her anlamda can çekiştiği bir noktadayız.”"
10. "“Kısmet işte, kısmetten öte yol yok.”"
11. "Kadın kadını anladı, kadın kadını hissetti,kadın kadını sevdi..."
12. "Seni dinlerim ama kendi kararlarımı kendim alırım."
13. "“Çiçeğe dokunuşu çiçekten güzel.”"
14. ""Çiçeğe dokunuşu çiçekten güzel.""
15. "Dünyayı erkekler bozar, savaş çıkarır, felaketlere neden olur, kadınlar ise hayatı devam ettirir, yaraları sararlar."
Balıkçı ve Oğlu Kitap İncelemeleri
Birikimi, kültürü, sanatı ve dünyaya bakış açısıyla bana göre bir dünya entelektüeli olan, bizi keşke o yönetse dediğim usta sanatçı Zülfü Livaneli'nin son eseri Balıkçı ve Oğlu.
Kendisini okumaya, tanımaya ve sevmeye kendi hayatını yazdığı biyografi romanı ''Sevdalım Hayat'' ile başlamıştım. Akabinde de bütün eserlerini okuyup bitirmek istemiştim. (okumadığım 3 kitabı olsa da şu an) Livaneli'yi takip edenler onun nasıl bir Ernest Hemingway hayranı olduğunu çok iyi bilirler. Kitap çıktığı gün, kitabın adını duyduğum gün Hemingway gibi bir deniz romanı yazdığını anladım. Bu zaten benim açımdan beklenen bir şeydi çünkü Hemingway'in Yaşlı Adam ve Deniz, diğer adıyla da İhtiyar Balıkçı kitabı Livaneli'nin başucu kitabıdır, er ya da geç her yazarın başka yazarlardan ilham aldığını bildiğim için bu ilhamın da bir gün gerçekleşeceğini çok iyi biliyor ve bekliyordum.
Balıkçı ve Oğlu, dünyanın kanayan ve malesef hiçbir zaman durmayacak yarası olan savaş mültecilerinin konu alındığı, içine Hemingway'in İhtiyar Balıkçı'sının da bol bol serpiştirilip işlendiği, konu itibariyle ancak Livaneli gibi duyarlı bir sanatçının bu kadar mesafeli ve ajitasyona girmeden yazabileceği çok akıcı bir roman. Sadece 140 sayfa, kısa öz ama etkileyici.
Hayranı olduğu yazardan ilham alarak hayran olduğum yazarın yazdığı kitabı okumaktan, iki saat içinde bitirmekten aşırı derece tatmin oldum. Her zamanki gibi kendisine uzun ömürler ve bizlere de nice eserler bırakmasını diliyorum. İyi okumalar :)
Zülfü Livaneli'nin son kitabı Balıkçı ve Oğlu bugün yaşananları bizden sonraki nesillere taşıyacak, toplumda ve dünyada yaşananlara parmak basan bir roman.
Roman bir Ege kasabasında yaşayan Balıkçı Mustafa , ailesi ve çevresinde geçen olaylardan yola çıkarak ülke gündemi ve hatta dünya gündemine atıfta bulunuyor.
Tüm dünyanın sorunu hale gelen göç ve göçmen sorunundan, rant için yerli yabancı şirketlere peşkeş çekilen dağlara ve kıyılara, balık çiftliklerinden, denizlerin kirlenmesine, evlilik, aşk, aile, anne baba olmaktan, kadın dayanışmasına, doğa katliamlarına dair pek çok şey söylüyor Livaneli Balıkçı ve Oğlu'nda.
Ben kitabın en çok sonunda yer alan yazarla yapılan söyleşi kısmını beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Livaneli zaten toplumsal duyarlılığı ve politik kimliği olan, yıllarca ülkesinden uzakta sürgün yaşamak zorunda kalmış, her daim hem şarkıları, hem köşe yazıları hem de yazdığı kitaplarla bu duyarlılığını ortaya koymuş bir sanatçı. Balıkçı ve Oğlu'da bu dönem yaşananların unutulmamasını ve bizlerden sonraki nesillere aktarılmasını sağlayacak bir kitap olmuş. İleri de bu kitapları okuyanlar hakkımızda ne düşünürler onu bilemem ama temennim "o zamanlar yine her şey şimdikinden daha iyiymiş" dememeleri.
Kitapta yazar yunuslardan bahsederken "Keşke insanlarda yunuslar kadar iyi olsaydı" diyor. Evet, olsaydı belki şimdi daha güzel, daha yaşanabilir bir dünyada yaşıyor olurduk. Yine de umut hep var. Her şey çok güzel olacak deyip okuyacaklara keyifli okumalar dileyerek bitireyim en iyisi.
"Keşke insanlar da yunuslar kadar iyi olsaydı."
Uzun zaman olmuştu Livaneli okumayalı. Hâlâ eskilerin tadı damağımda, sabırla bekliyordum. Nitekim sonunda geldi yeni kitap. Balıkçı ve Oğlu...
Livaneli okurları bilir; her kitapta o bilindik usta anlatımla kitabın içine girer okur. Ne yaşanırsa yakından takip eder ve şahit olur her olaya, her duyguya ve her düşünceye.. Yalın ama bir o kadar çarpıcı anlatımla sürüklenir gider sayfalarla birlikte bir oraya bir buraya..
Elbette yine öyle oldu. Livaneli, yine çığlıklara sağır olduğumuz, görmemiz gerekenlere kör olduğumuz toplumsal meselelerden biriyle gelmiş bize. Hayalleri ve umutları ile yola çıkan ve onları serin, hırçın denizin dalgaları arasına bırakan mülteciler.. Göç etmek, doğduğun yerden bir başka memlekete gidecekken yarı yolda her şeyini yitirmek.. İşte güzel mülteci anne, oğlu Samir'i böyle kaybediyor bilinmezin ortasında. Şans bu ya, Samir bebek Mustafa'nın karşısına çıkıyor.
Denize tutkun olan balıkçı Mustafa, oğlu Deniz'i denizin ondan almasıyla vurgun yemiş, karısı Mesude ile acılarını içlerine gömmüş, oğullarının hatıralarıyla günlerini geçirir olmuş. Samir bebeği bulmaları bir mucize değil de ne? Denizin onlardan aldığı yavrularının yerine, bir masum yavru daha vermiş işte deniz onlara.. Elbette kolay olmaz sahip olmak bir cana. Bedeli vardır gözyaşı ve umutla.. Kitapla ve sevgiyle kalın..
Ege kıyılarında yaşayan bir balıkçının dramını okudum bugün...
Livaneli'nin yalın ve bir o kadar da akıcı olan kaleminden, oğlunu yitirmiş bir balıkçı bir babanın dramı ile karşınızdayım. Eserlerinde toplumsal konulara, insanlık ayıplarına ve insan ruhunun karanlık yönlerine açıkça değinmesiyle tanınan yazarımız çıkardığı son kitapta da oldukça başarılı bir eser ortaya koymuş.
Okurken duygulandığım pek çok sahne oldu. Eserde ruh hali tasvirlerinin başarılı şekilde işlenmesi, ana karakterlerimiz Mustafa ve eşi Mesude ile empati kurabilmemi sağladı.
Konusundan kısaca bahsedecek olursam, küçük bir Ege kıyısında balıkçılık yapan Mustafa, yıllar önce adını Deniz koyduğu oğlunu kaybetmiştir."Deniz'imi bu zalim deniz aldı" deyip sevdalısı olduğu denize küsen bu balıkçı için, deniz artık yalnızca bir ekmek kapısı haline gelir. Oğlunun vefatından sonra tamamen kabuğuna çekilmiş olan Mustafa'ya hayat bir sürpriz yapacak, yakınlarda batan göçmen botlarından denize saçılan cesetler arasında hayatını kaybetmek üzere olan bir bebek bulduğunda bir kez daha babalık duyguları canlanacak, onu zor bir karar vermek durumunda bırakacaktır.
Aile bağları, evlat sevgisi, göçmenlik, sevda, umut ve direniş... Bu kitapta pek çok güzel konuya değiniliyor. Livaneli'nin kalemini seviyorsanız öneririm. İşte bu kitaptan sizler için seçtiğim birkaç alıntı :
"Uyurken kimseden zarar gelmezdi ama uyanıkken insanların şeytandan bir farkı yoktu. "
"Kadın kadını anladı, kadın kadını hissetti, kadın kadını sezdi."
"Keşke insanlar da yunuslar kadar iyi olsaydı"
Nerdeyse her yıl yeni bir eser ortaya koyan üretken yazar Livaneli'nin eseri son yılların en can yakıcı ve büyük dramı göçmenliğe , Ege'nin tarihinden bugününe , balık çiftliklerine ve rant hırsıyla dağlara , kıyılara saldıran şirketlerin yarattığı ekolojik yıkıma dair çok şey söylüyor . Bunun ötesinde göçmenlerin bir bilinmeze doğru göze aldıkları yolculuğu , hayatta kalma çabalarını ya da ölümlerini ; kısacası "deryaya yakın dünyadan uzak" yaşamlarını odağına alıyor .
Livaneli'nin belki de en şiirsel romanı olan Balıkçı ve Oğlu ; aile , aşk , ebeveynlik , evlat , kadın dayanışması , dostluk , göç , doğa üzerine çağdaş bir epope .
"1970'li yıllarda Stockholm'de yazdığım Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm romanımda Bülent adlı bir akademisyen bir kehanette bulunur. İlerde Asya'dan, Afrika'dan insanlar şişme botlara, sandallara binecek ve Avrupa'ya göç edecek. Bunu durdurmaya kimsenin gücü yetmeyecek gibi bir kehanet: "Açlık çeken ülkelerden insanlar sallara, köhne motorlara binecek ve Avrupa kıyılarını zorlayacaklar. Afrika ve Asya kıtalarının insanları, Avrupa'ya, Amerika'ya akacak. Bir süre sonra kimse başa çıkamayacak bu göçle." Bugün kehanet gibi görünen bu cümleler, aslında dünyanın gidişini okuyabilmekle ilgiliydi" der yazarımız.
Yazarın bu kitabı diğerlerine pek benzemiyor eksik kalan birşeyler var ama okumanızı tavsiye ederim. Türkiye'nin şu anki gündemi düşünürse yerinde bir kitap olmuş.