Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Bahar ve Kelebekler - Ömer Seyfettin | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Bahar ve Kelebekler Kitap Bilgileri


Yazar: Ömer Seyfettin
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 6 dk.
Sayfa Sayısı: 180
Basım Tarihi: Ağustos 2020
İlk Yayın Tarihi: 1911
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9786254050213
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Bahar ve Kelebekler Kitap Tanıtımı


Yüz yıldır eserleri çokça okunan Ömer Seyfettin’in bütün hikâyelerini günümüz Türkçesiyle sunduğumuz bu dizinin ilk cildinde, yazarın 1902’den 1911’e kadar yayımlanan ilk dönem hikâyeleri yer alıyor. Bu hikâyeler birkaç bakımdan önemlidir. Öncelikle bunlar bize Ömer Seyfettin’in Maupassant tarzı olay hikâyeciliği anlayışının biçimlenme süreci hakkında değerli ipuçları verir. Ayrıca sade Türkçe eğilimiyle ün yapacak yazarın kendi dilini aradığı bu ilk yıllarda, ağdalı bir Osmanlıcayla ve çok farklı bir imgelem dünyası içinde hikâyeler yazdığını görmek ilgi çekicidir.




Bahar ve Kelebekler Kitaptan Alıntılar


1. "Ah on beş sene evvelki çocukluk ve şimdiki ben... Tatsız, neşesiz, muhabbetsiz, aşksız ve heyecansız, her şeysiz, boş bir hiçten daha boş geçen eziyetli, soğuk hayat."




2. ""Her şeyi öğrenmek isteyen hiçbir şeyi öğrenemez.""




3. ""Hislerimize, fikirlerimize üstün gelmeyi arzu etmek kadar masumane bir hülya olamaz.""




4. ""Ah bu hayal gücü ne kadar mahzun ve tatlıdır, bilir misiniz?""




5. ""Ben hâlâ her gördüğüm şeyde makul bir mana, hakiki bir sebep arayacak kadar masum ve çocuk muydum? Hayır, hayır, hayır... Hiçbir vakit hiçbir şeyde hiçbir sebep, hiçbir mana yoktur.""




6. ""Kalbimden, ruhumdan vurulmuştum...""




7. ""İlerlemek sadece eskilikten sıyrılmak değil mi?""




8. "Sevmek, ah sevebilseydim, birisini, yalnız birisini sevebilseydim; belki mesut olur, belki hep dertlerimi unuturdum."




9. ""Dezanşante..."
"Ne demek?"
"'Sevinç ve saadetten mahrum kadınlar'demek."
"Onlar kimmiş?"
"Biz... Türk kadınları...""




10. ""Ah yalnız ben, yalnız ben mi ümitsizim?..""




11. ""Unutmak, maziye kayıtsız kalmak, önem vermemek istiyorum. Fakat mümkün mü?""




12. ""Yeni bir şey yoktur. Her şey eskidir. Eskiden gerçekleşmiş bir olayın aynı sebepler ve şartlar dahilinde tekrarıdır.""




13. "Kelebeklerin birer manaları vardı. Ah, siz bunları bilmez, bunlara inanmazsınız. Beyaz kelebek: Saadete, talihe... Pembe kelebek: Sıhhat ve afiyete... Sarı kelebek: Kedere, hastalığa... Siyah kelebek: Felakete, matem ve ölüme işaret ederdi. Beyaz kelebek görünce talihimizin o sene açık olduğuna, mesut olacağımıza inanırdık. Bahar çiçekleri altında beyaz kelebeğin şerefine semailer okurduk.""




14. "“Desenchanté...”
“Ne demek?”
“`Sevinçten, saadetten mahrum kadınlar` demek.”
“Onlar kimmiş?”
“Biz... Türk kadınları...”"




15. "Her şey yalan, her şey sahte, her şey taklit oldu. Saadet uzak bir hayale, yetişilmez bir hülyaya dönüştü..."





Bahar ve Kelebekler Kitap İncelemeleri


Ömer Seyfettin Türk edebiyatında yeri dolduramaz hikayecimiz. Yayıncı bilinmeyen hikayelerinin yer aldığı 2 kitaplık bir seri basmış. Okumuş olduğum kitap bu serinin ilk kitabı. İçinde yazarın bugüne kadar okumamış olduğum bir sürü hikayesi mevcut. Dili son derece akıcı ve sade. Bu özelliği ile her kesimden insana hitap ediyor. Bu kitaptaki hikayeleri 1902 ile 1911 arası yazdığı hikayelerden oluşuyor. Bu nedenle Osmanlı'nın son dönemine şahitlik ediyoruz. Bu devirdeki aile hayatı, sosyal hayat bolca tasvir edilmiş. Em beğendiğim hikaye ise kitaba adını veren Bahar ve Kelebekler . Hikayede bir nine ve torunu etrafında eski ve yeni çatışması resmedilir. Türk kadınının hak ettiği yeri alması gerektiği aktarılır. Mutlaka okumamız gereken klasiklerinden yazarın.

Alintilar

Çünkü kelebeklerin birer manaları vardı. Beyaz kelebek saadet, talih; pembe kelebek sıhhat ve afiyet; sarı kelebek keder ve hastalık; siyah kelebek felaket, matem ve ölüm demekti."

Allah'ın şüphesiz "istenildiği gibi"değil, "istediği gibi ' vermek en haklı bir hikmetiydi.

Şimdi düşünüyorum ki, hayatta bu mecbur ve şefkatsiz geçmişlerin hiç olmamış gibi geçişinde meydana gelen ne garip bir hiçlik, ne yok oluş düşkünü ve hayal dolu bir boşunalık, ne belirsiz, ne gizemli bir sürat var!...

Ah bu hayal gücü ne kadar mahzun ve tatlıdır, bilir misiniz?

Onu sevmekliğim o kadar umulmadık, o kadar olağandışı mıydı?

Unutmak, maziye kayıtsız kalmak, önem vermemek istiyorum. Fakat mümkün mü?.. Hislerimize, fikirlerimize üstün gelmeyi arzu etmek kadar masumane bir hülya olamaz.

Bir gül, bir gül... O kadar ihtiyacım var ki, bir gül, bir bahar çiçeği..




Herkese merhaba.
Mart ayının Türk Klasiği olan benim ise nisan ayında okumuş olduğum Bahar ve Kelebekler kitabıyla karşınızdayım.

Kitap, Ömer Seyfettin’in 1902-1911 yılları arasında yazmış olduğu 26 hikayeden oluşmaktadır.
Genel olarak çok kısa hikayeler bunlar ve bir oturuşta bitecek türdendi. Dönemin kültürünü, ekonomik durumunu, ikili ilişkileri çok güzel özetliyordu. Kimi hikaye güldürürken kimi hikaye de hüzünlendiriyordu.
Yazarımız kendi yaşadığı olaylardan da hikayeler yaratmış, okuması çok keyifliydi.
Maupassant tarzında yazılmış olan hikayelerin tek tek konusundan bahsetmek istemiyorum zaten çok kısa oldukları için en güzeli büyüyü bozmayayım.
Hikaye severlere tavsiyemdir.



ve @okuyan_hemdemler_kulubu önderliğinde her ay #türkklasikleriniokuyoruz Bu ay
@okumakvakti
@okumakgerekazizim






arkadaşlarımızla birlikte Bahar ve Kelebekler kitabını okuduk. Gelecek ay okuyacağımız Henüz 17 Yaşında kitabını bizimle okumak isterseniz bekleriz.

#alıntı
Yeni bir şey yoktur. Her şey eskidir. Eskiden gerçekleşmiş bir olayın aynı sebepler ve şartlar dahilinde tekrarıdır.
”Çünkü kelebeklerin birer manaları vardı. Ah, siz bunları bilmez, bunlara inanmazsınız. Beyaz kelebek saadet, talih; pembe kelebek sıhhat ve afiyet; sarı kelebek keder ve hastalık; siyah kelebek felaket, matem ve ölüm demekti. Beyaz kelebek görünce talihimizin o sene açık olduğuna, Mesut olacağımıza inanırdık ve bahar çiçekleri altında beyaz kelebek şerefine semailer okurduk…”




Ömer Seyfettin, Milli Edebiyat Döneminin öncü isimlerinden birisidir. Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem ile birlikte dilde sadeleşme çalışmalarına hızlı kazandırmış, Genç Kalemlerde "Yeni Lisan® yazısı ile tanınmış, büyük bir ses getirmiştir. Çeşitli dergilerde, Türk Yurdu, Tanin, Türk Sözü'nde sayısız öyküsü yayınlanmıştır. Bu süreç içerisinde farklı takma isimler ile yazmayı sürdürmüştür.

Ömer Seyfettin, öykücülük denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri. Olay tarzı yazı Maupassant tarzı öykücülüğün temelini atar. Dilde sadeleşmeye verdiği önem ile birlikte özgün, yalın bir dille eser verir. Hepimizin küçük bir çocukken okuduğu, ders kitaplarında yer alan "Kaşağı" öyküsünün yazarıdır. son zamanlarda öykülere gittikçe daha da yakınlaşıyorum. Bu dönem Milli Edebiyat Dönemini inceleyeceğimiz için, kendisinin öykü kitabını almak istedim. İş bankasının bu kitabı geçen yıl çıkmış. sanırım devamı da gelecek.

Bahar ve Kelebekler, Ömer Seyfettin'in 1902-1911 yılları arasında yazdığı ilk dönem öykülerinin toplandığı kitaptır. Oldukça sade ve anlaşılır bir dil, günümüz Türkçesi halini okusam da alttaki dipnotlardan da sade bir dil ile yazıldığını görebiliyorum. İlk dönem eserleri olduğu için Milli Edebiyat hareketinin başlamadan önceki hali olarak insanı, daha gündelik konuları ele alıyor. Kadın, öykülerinde dikkat çekici bir yer de. Feminist diyebileceğimiz bazı öyküleri de var, o zaman ki sosyal hayat hakkında oldukça bilgi veriyor. Güzel bir öykü kitabıydı.




Merhaba canlar...
Ev taşıma, yerleştirme, bayram derken uzunca bir aradan sonra tekrar buralardayım. Tabi ki açılışımı dört yıldır birlikte okuduğumuz ve daha çooook okumalar yapacağımız @okuyan_kadınlar_kulubu nün #turkklasikleriserisi etkinliğiyle yapıyorum. Bu ay #ömerseyfettin in #baharvekelebekler isimli topu hikaye kitabıyla buluştuk.

Malumunuz Ömer Seyfettin eserleri en çok okunan yazarlar arasında. Benim gibi öğrencilik yıllarında okuyan ya da sinemaya uyarlanan eserlerini izleyenler vardır mutlaka. Bu kitapta ise 1902'den 1911'e kadar yayımlanan ilk dönem hikayeleri mevcut. Günümüz Türkçesiyle sunulan yayım dizisinin devamı ciltler halinde gelmeye devam edecek. Hem edebi hem siyasi kimliğe sahip olan Ömer Seyfettin'in edebi kimliğiyle tanışacak olduğunuz eserde; yer, olgu, olay ve tarihsel kıyaslar baş rolde...

-Tenezzüh
-Buse-i Mader
-Hediye
-İlk namaz
-Sebat
-Pervanelerin Ölümü
-Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür!
hikayelerini sevdiğimi söyleyebilirim. Dönem itibariyle hemen hemen bütün Türk Klasikleri eserlerinde işlenen kadının yaptığı işin değersizliği ve erkeklerin bir lütuf olarak verilmesi burada da göze çarpıyor. Bir bölüm var ki; İlim ve fenle ilgilenmesine 'rağmen' karısını sevmeye çalıştığını söylüyor zat-ı muhterem. Lütfettiniz beyzadem demekten alamadım kendimi affola...

Siz benim çıkışlarıma aldırmayıp okuyun diyor ve müsaade istiyorum.
Keyifli okumalarınız daim olsun...
Kitapla kalın...




Merhaba canlar...
Ev taşıma, yerleştirme, bayram derken uzunca bir aradan sonra tekrar buralardayım. Tabi ki açılışımı dört yıldır birlikte okuduğumuz ve daha çooook okumalar yapacağımız @okuyan_kadınlar_kulubu nün #turkklasikleriserisi etkinliğiyle yapıyorum. Bu ay #ömerseyfettin in #baharvekelebekler isimli topu hikaye kitabıyla buluştuk.

Malumunuz Ömer Seyfettin eserleri en çok okunan yazarlar arasında. Benim gibi öğrencilik yıllarında okuyan ya da sinemaya uyarlanan eserlerini izleyenler vardır mutlaka. Bu kitapta ise 1902'den 1911'e kadar yayımlanan ilk dönem hikayeleri mevcut. Günümüz Türkçesiyle sunulan yayım dizisinin devamı ciltler halinde gelmeye devam edecek. Hem edebi hem siyasi kimliğe sahip olan Ömer Seyfettin'in edebi kimliğiyle tanışacak olduğunuz eserde; yer, olgu, olay ve tarihsel kıyaslar baş rolde...

-Tenezzüh
-Buse-i Mader
-Hediye
-İlk namaz
-Sebat
-Pervanelerin Ölümü
-Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür!
hikayelerini sevdiğimi söyleyebilirim. Dönem itibariyle hemen hemen bütün Türk Klasikleri eserlerinde işlenen kadının yaptığı işin değersizliği ve erkeklerin bir lütuf olarak verilmesi burada da göze çarpıyor. Bir bölüm var ki; İlim ve fenle ilgilenmesine 'rağmen' karısını sevmeye çalıştığını söylüyor zat-ı muhterem. Lütfettiniz beyzadem demekten alamadım kendimi affola...

Siz benim çıkışlarıma aldırmayıp okuyun diyor ve müsaade istiyorum.
Keyifli okumalarınız daim olsun...
Kitapla kalın...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: