Ateşböceğinin Şarkısı Kitap Bilgileri
Yazar: Kristin Hannah
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 36 dk.
Sayfa Sayısı: 480
Basım Tarihi: Eylül 2016
İlk Yayın Tarihi: Nisan 2013
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786053431558
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Ateşböceğinin Şarkısı Kitap Tanıtımı
Ateşböceğinin unutulmaz hikâyesi devam ediyor…
Uzun zaman önce, hayatımın en kötü gecesinde Ateşböceği Yolu denen kapkaranlık bir sokakta yapayalnız yürürken ruhuma dokunan biriyle karşılaştım.
O gün bizim başlangıcımızdı. Aradan otuz yıl geçti… Tully ve Kate. Sen ve ben dünyaya karşı. Seninle sonsuza dek dost kalacağız.
Ama her hikâyenin bir sonu vardır, değil mi? Bir şekilde yola devam etmen gerekir.
Geçmişi yaralarla dolu Tully...
Fedakârlığıyla etrafına ışık saçan Kate…
Onların dostluğunu ölüm bile bozamaz.
“Ailesi için büyük bir savaş verenlerin hikâyesi… Ateşböceğinin Şarkısı sizi çok şaşırtacak.”
Publishers Weekly
“Derin ve etkileyici karakterlerin olduğu duygu dolu bir roman…”
Wisconsin Book Watch
“Fedakârlığı, sevgiyi ve affetmeyi Kristin Hannah kadar güzel anlatabilen başka bir yazar yok.”
Kristine Huntley
Ateşböceğinin Şarkısı Kitaptan Alıntılar
1. "+“Bizi biz yapan anılarımızdır Tul. Sonunda valize koyup yanına aldığın şey anıların oluyor yalnızca. Aşk ve anılar unutulmuyor...”
-“Aşk ve anılar mı? Yandım desene. Hiçbir şey anımsamıyorum...”"
2. "“Keder sinsi bir şeydir, davetsizce gelen ve geri çeviremediğiniz bir misafir gibi sürekli gidip gelir.”"
3. "“Gerçek dediğin şey görecelidir.”"
4. "Sen bana hikâyeni anlat, ben de sana benimkini anlatayım. O zaman bunun bir randevu mu olacağını yoksa kendi yoluna gitmesi gereken iki gemi mi olduğumuzu görmüş oluruz."
5. "Daha iyi bir yerde. Zaman her şeyi düzeltecek. Dua etmek rahatlatır."
6. "Acım dinmiş, ama anısı kalmış."
7. "Onu bu kadar sevmek canımı yakıyordu."
8. "“Genç bir kızın sorumluluğunu almak yorucu ve korkunç bir şeydi. Ne zaman banyoya gitse kendini kesecek diye endişeleniyordum. Çöpleri kontrol edip bütün kutuların içindeki yara bantlarını sayıyordum. Onu gözümün önünden ayırmaya korkuyordum.”"
9. "Bazı acılar yabancılarla paylaşılmayacak kadar derindi."
10. "Nefesini dışarı verdi ama aldığının bile farkında değildi."
11. "Müzik, müziğimiz, söylenmemiş sözlerin asla yapamayacağı biçimde onu bana getiriyordu."
12. "O benim kalbim. Yükselip yere ayak basmama izin veren kalbim."
13. "Marah' nın öğrendiği gerçeklerden biri de buydu. Hiç kimse sizi anneniz kadar iyi tanıyamazdı."
14. "Konuşmadığımız hiçbir gün yaşanmış sayılmıyordu."
15. "Birine değer verdiğimde akıl sağlığı sınırlarını zorlayan bir çaresizliğe düşüyorum."
Ateşböceğinin Şarkısı Kitap İncelemeleri
Tully ve Kate. Sen ve ben dünyaya karşı. Sonsuza dek dost kalacağız.
***
Kristin Hannah’nın dünyayı kasıp kavuran ve en çok beğenilen kitabı Ateşböceği Yolu, Ateşböceğinin Şarkısı ile devam ediyor.
Tekrar Ateşböceği Yolu’na dönmeye hazır olduğumu düşünmüyordum açıkçası ilk kitabın hala etkisindeyken...
Romanımız Ateşböceği Yolu’nun kaldığı yerden dört yıl sonrasında devam eder. Her şey değişmiştir artık, Marah on altı yaşında bir kız değildir, ikizler büyümüştür ve Tully ve Johnny artık tamamen farklıdır. Ama hayat devam ediyordur ve bir yerden başlamaları gerekiyordur.
Bu kitapta ayrıca Tully’nin annesiyle olan ilişkisi hakkında da okuyucu aydınlatılıyor. En şaşırtıcı kısım da Dorothy'nin geçmişi ... Ne kadar nefret etsem de sevemesem de üzüldüm. Anlamaya çalıştım. Yine de annesine hak verdiğimi söyleyemeyeceğim. Hiçbir çocuk annesinin onu sevmesi için çabalamamalıdır . Onu dünyaya getiriyorsanız ona bakmak ve sevmek zorundasınız zaten. Herkesin anne ve baba olmaması gereken konular var.
"Bir adam üç nesil kadının hayatını paramparça etmişti." Dorothy, annesi ve kızı Tully...
Okurken bana saç baş yolduran bir karakter daha var , Marah. Gerçekten bu kadar sorunlu ve nankör bir karakter daha yoktur ya. Allah kimseye Marah gibi bir evlatla sınamasın.
Dostluk, arkadaşlık ve aile olmak hakkında bir Kristin Hannah klasiği.
Kristin Hannah, beni şaşırtmaya ve etkisi altına almaya devam ediyor. Muhteşem anlatımı ve kurgularıyla en sevdiğim yazarlar kategorisinde başı çekiyor.
Okuduğum kitapları yarım bırakmak gibi bir huyum yoktur, sırf bu sebeple sonuna kadar sabrettiğim bir kitap olmuştur. Ama bu kitabın yerine klasiklerden enfes bir eser okuyabilirdim, zamanımı çaldı.
''Ateşböceği Yolu'' yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Çok da sevmiştim. Devamıymış bakalım dedim, oysaki ''Kızkardeşler Arasında'' kitabından sonra bir daha Kristin Hannah okumayı düşünmüyordum. Keşke hiç başlamasaymışım, ilk kitabın etkisini de düşürme noktasına getirdi bu kitap beni. Bitsin diye o kadar çaba verdim ki...
Birinci kitaptaki olayların ardından yaşananları anlatmasını beklerken tüm olayları baştan nakletti neredeyse yazar. Hayır ne gerek var, zaten biz okuduk birinci kitabı. Okumayanlar da okusunlar. Sıkıla sıkıla biten o bölümlerden sonra -ki yazar araya bolca serpiştirmiş bunlardan- Kate'in hiç sevmediğim kızının aşırılıklarını, uç notalarda dolaşmasını filan okuduk. Böyle sıkıla bunala sonlara geldim derken, Tuly'nin annesi mevzusu çıktı da biraz rahatladım. Kitabın tek okunabilecek kısmı orasıydı. Onun dışında değmez. Ticari kaygılarla yazılmış bir kitap düşüncesi yarattı bende.
Yazara gösterdiğim tolere de burada bitmiştir. Elimde okumadığım iki kitabı var. Belki , uzuunn bir süre sonra, okuyabilirim. Bu tarz kitaplar okumayı bıraktım zira, aynı mevzular etrafında kurgulanan o kadar çok kitap var ki...
Ateşböceği Yolu'nu okuduktan sonra 'Cloud'un hikâyesini merak ettiğim için Ateşböceği Şarkısı'nı da alacağım' demiştim. İyi ki aldım iyi ki okudum. Neler oldu neler!!!
Kitap Ateşböceği Yolu'nun dört yıl sonrasını anlatıyor ama sürekli geriye gittiği için, sonrasında tam olarak neler olmuş görüyorsunuz. Biz kitaba arkadaşımla beraber başladık ve ben biraz geride kalınca 'can alıcı yere geliyorsun dikkatini vererek oku' demişti. Cloud'un hikâyesinde bir şeyler tahmin ediliyordum ama kesinlikle bunu değil. Tokat yemiş gibi oldum.
Spoiler:
- Katie öldükten sonra herkes paramparça oldu. Sanırım sorun çıkarmadan yaşayan sadece Magie, Bud, Sean ve ikizler oldu.
- Marah doğduğunda ergendi, yirmi yaşına geldi hâlâ ergen hâlâ ergen. Aşırı sıkıldım onu okurken. Annesi öldü, tamam yaşadığı şey kolay değil de sanki annesi hasta olmadan önce çok muhteşem bir ilişkileri vardı. Kadını kanser etti resmen kız.
- Johnny baba olarak fena çuvalladı. Karısı öldü, çocuklarının arkadaşlarına ihtiyacı varken kalktı başka şehire taşındı. Onun için de kolay değil tabii ama o bir baba.
- Hayatı en yerlebir olan Tully oldu. En fenası da uyuşturucu.
Kitap Tully'nin kaza geçirip komaya girmesiyle başlıyor. Hayatı perişan, kilo almış, iş bulamamış, bağımlı olmuş, elli yaşına gelmiş vs vs o komadayken etrafında olanları okuyoruz. Ama beni en çok annesinin hikayesi delik deşik etti. Dediğim gibi kesinlikle öyle bir yaşanmışlık beklemiyordum. İlk kitapta Tully'nin büyükannesi ölünce yarım saat ağlamıştım. Gözyaşlarımı asla haketmiyormuş.
Evet tam olarak yola devam etmek zorunda olan geride kalmışların hikayesi... Tully'nin de değimiyle onları bir tutkal gibi birbirine yapıştıran Kate artık yoktu. (Baştan söyleyeyim ucundan biraz spoilerlıdır.) İlk kitabı lise onda okumuş olmam lazım. Benim de çok sevdiğim değerli dostlarım var. Haliyle kitapla inanılmaz bir bağ kurmuştum. Zaman zaman yerine bizi koymuştum. Yıllar sonra benim de çok değişen hayatımla birlikte ( iki dostum da hâlâ yanımda) bu kitabı okuyunca bunun da bende baya bir etkisi oldu. Kimse kendini iyi hissetmezken, kimse teselli veremezken birbirilerinden yavaşça koptular. Üstüne zarar verdiler, zarar gördüler. Tully'nin tutunacak tek dalı gidince yapayalnız kaldı, elindeki tek dayanağı başarısını kaybetti ; Marah kendine zarar verdi, aile kavramını unuttu; Johnny eşinden sonra ailesini bir arada tutamadı... ama kötü olaylarla birlikte iyi şeyler de olur, er ya da geç...
İkinci kitap ilk kitabın yerini tutamaz elbet lakin Kate gittikten sonra olanları görmemiz çok hoş olmuş. Ve bunu kronolojik bir sıra yerine parça parça vermesi de tekdüzelikten kurtarmış. Ayrıca bir gizem olan Tully'nin annesinin hikayesini de öğrenmek akıldaki bir soru işaretini daha silmiş. Kitabın sonunda da görebileceğimiz gibi dünyanın sonu gelmiş kadar kötü bir olay yaşasak dahi onunla yaşıyoruz. Zor da olsa, gerek tek başına, gerek yardım alarak. Ve sonunda iyi şeyler de olmaya başlıyor. Unutmuyorsun ama kabulleniyorsun. Hayat devam ediyor ve sen yaşıyorsun.
Paralel dünyalar olmadığını düşünürsünüz ama vardır. İçinizde var olabilirler. Bir an sıradan bir kız olabilirken bir dakika sonra bomboş bir deniz kabuğuna dönüşebilirsiniz. Bir köşeyi döner ya da kendi karanlık odanızda gözlerinizi açar, size ait ama aynı anda sizin olmayan bir dünyaya adım atarsınız. #kristinhannah #ateşböceğininşarkısı
.
.
2022'nin ilk kitabıyla geldim ️
#ateşböceğiyolu ndan fazlasiyla etkilendigimi daha once söylemiştim ve ertelemeden devam kitabini okumam gerekiyordu kitapligima bir #hannah kitabi daha eklemenin sevincini yasiyorum
.
Konusu Katie'den sonra dagilan aile bireyleri, Tully nin çöküşü ve Cloud'un gercek hikayesi.
Tully yasadigi kaybi sindirip normal hayatina donemiyor ve geçirdiği trafik kazasi ile komaya giriyor. Yasanan felaket hepsinin kendileri ile yuzlesmesini sagliyor. Anne Cloud'un bile. Nasil bu kadar kotu bir anneydi Cloud sebebini bu kitapla ogreniyoruz. Bana gore vefa kelimesinin anlaminin karşılığı bu kitaplar.Umut etmekten asla vazgecmemen gerektigini çok guzel anlatiyor ve diyor ki ;Vazgecmen gerekinceye kadar devam et ve vazgeçmek istediginde de durma.
.
Bu kitabi okuyanlar ilk kitap kadar guzel degil yorumu yapsalarda ben cok begendim. Nedeni bu dostluk hikayesini icime cok sindirmemden dolayi sanirim. Kisilerin hayatlarina nasil devam ettigini ve o yikimdan nasil sag çıktıklarını ogrenmeden bu hikayeyi sonlandiramazdim Hannah sevenlerine kesinlikle tavsiyedir.