Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam - Jean-Louis Fournier | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam Kitap Bilgileri


Yazar: Jean-Louis Fournier
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 23 dk.
Sayfa Sayısı: 84
Basım Tarihi: Şubat 2009
İlk Yayın Tarihi: Şubat 2009
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
ISBN: 9789750815553
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam Kitap Tanıtımı


“Bir sabah, çok erken vakitte, annem odama geldi, ‘Sanırım baban öldü’ dedi. ‘Yine mi...’ dediğimi hatırlıyorum.



Kalkmak istemiyordum, yorgundum ve yorganın altına girdim.



Babamı o kadar kör kütük sarhoş görmüştüm ki, gerçek bir ölüyle kör kütük sarhoş biri arasındaki farkı bilemiyordum. Sonra babam doktordu ve bir doktor ölemezdi. Annem, ‘Bu seferki gerçek. Hadi kalk’ dedi. Kalktım. Odasına gittim. Yatağın yanı başına düşmüş, ağzı kan doluydu. Beni azarlamadı, gerçekten ölmüştü.”



2008 Prix Femina ödüllü Jean-Louis Fournier’den otobiyografik bir anlatı.



Bir çocuğun gözünden kahraman, koruyucu, şakacı, alçakgönüllü, sorunlu bir imge:Baba.




Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam Kitaptan Alıntılar


1. "Bizim zamanımızda kitap diye bir şey vardı, kağıttan yapılıyordu. Düşünebiliyor musunuz?"




2. "Şimdi büyüdüm, yaşamın zor olduğunu biliyorum ve hayatı daha dayanılır kılmak için "kötü" yollara başvuran kimi daha hassas insanlara kızmamak gerektiğini de."




3. "Şimdi büyüdüm, yaşamın zor olduğunu biliyorum ve hayatı daha dayanılır kılmak için "kötü" yollara başvuran kimi daha hassas insanlara kızmamak gerektiğini de."




4. "Aile albümünde sevdiğim bir fotoğraf var, o da babamla benim fotoğrafım."




5. "Babam kırk üç yaşında öldü, ben on beş yaşındaydım. Bugün ondan daha yaşlıyım."




6. "Bir kereliğine yalan söylemek günah değildi."




7. "Aile albümünde sevdiğim bir fotoğraf var, o da babamla benim fotoğrafım."




8. "Şimdi büyüdüm, yaşamın zor olduğunu biliyorum ve hayatı daha dayanılır kılmak için “kötü” yollara başvuran kimi hassas insanlara kızmamak gerektiğini de."




9. "Şimdi büyüdüm, yaşamın zor olduğunu biliyorum ve hayatı daha dayanılır kılmak için "kötü" yollara başvuran kimi daha hassas insanlara kızmamak gerektiğini de."




10. "Babam kötü bir insan değildi, ama bazen, sinirli olduğu zaman, tuhaf şeyler yapardı."




11. "Babam anneme iyi davranıyor, onu güldürüyordu. Her ikisi de benimdi, sanırım o gün olduğum kadar hiç mutlu olmamıştım. Annemin bir an bana bakmak için döndüğünü ve bana "Bizimle birlikte olmaktan mutlu musun?" dediğini hatırlıyorum.
Hiçbir cevap vermedim, çocukların en mutlusunun ben olduğumu gayet iyi görebiliyorlardı.
Bu mutluluğun uzun süre böyle devam edebileceğini hayal etmeye başladım, belki de her zaman böyle olurdu. Mutluluk çok kolaydı. Babamın iyi davranması yetiyor, böylece annem mutlu oluyordu ve biz çocuklar da onunla birlikte mutlu oluyorduk.
Ertesi gün, babam eve geç vakitte, çok yorgun bir halde döndü; artık iyi davranmıyordu, aynı baba değildi.
Babama göre mutluluk o kadar kolay olmamalıydı."




12. "Sen hiçbir zaman memnun değilsin…"




13. "Şimdi büyüdüm, yaşamanın zor olduğunu biliyorum ve hayatı daha dayanılır kılmak için "kötü" yollara başvuran kimi daha hassas insanlara kızmamak gerektiğini de."




14. "Babam şimdi neden üzgün, niçin artık benimle konuşmuyor, neden anneme iyi davranmıyor, niçin arada sırada bizi korkutuyor?
Resimdeki babam nereye gitti?"




15. "Mutluluk çok kolaydı. Babamın iyi davranması yetiyor, böylece annem mutlu oluyordu ve biz çocuklar da onunla birlikte mutlu oluyorduk."





Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam Kitap İncelemeleri


Fournier okumalarına devam. Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam' da yazar bu kez de çocuk Fournier'in gözünden baba Fournier 'i anlatıyor.

Baba Fournier tıp doktoru, hastaları tarafından sevilen takdir edilen bir adam. Ancak iş babalığa geldiğinde çok da başarılı olduğu söylenemez. Onun da kendine göre defektleri var. Kötü biri değil, yalnızca çok içtiği zaman kontrolden çıkan, ailesine karşı öfke kontrolü yapamayan, gün geçtikçe fazla alkolün etkisiyle sağlığını da kaybeden bir baba.

Ama o bir baba, onun tarafından sevilmeyi bekleyen dört çocuğun babası ve ne acıdır ki 43 yaşında hayatı sonlanan bir baba. Yazarımız hep babasını iyi tanımamış olmaktan dolayı üzgün olduğunu söylüyor ama ona kızmıyor. Büyüdükçe yaşamın zorluklarını gördükçe babasını daha iyi anlıyor. Bazı hassas insanların hayatla başa çıkma yolu olarak seçtikleri bir yöntem olarak kabul ediyor bu durumu.

Yine de her zaman onunla gurur duyuyor. Kimi zaman kahraman, kimi zaman onu korkutan , kimi zaman koruyan, mütevazi ama bir o kadar da sorunlu bir figür onun hayatında baba Fournier.

Bugün Babalar Günü. Bu vesileyle tüm babaların Babalar Günü de kutlu olsun. Babalar çocuklarının hep ilk kahramanıdır. Çocuklarınızın hep kahramanı olun asla hayal kırıklığı değil.

Fournier okumaya devam. Bakalım sırada hangi kitabıyla neler anlatacak Jean bu kez.

Keyifle okuyun...




"Üzgündüm, babamın ölmüş olmasından dolayı değil de, hayatının sonuna kadar içmiş olmasından dolayı. Ben, bir gün içmeyi bırakacağını, paramızın olacağını, annemin artık çalışmak zorunda kalmayacağını, diğerleri gibi normal bir hayatımızın olacağını sanıyordum.
O gün, bunun asla olmayacağını anladım..."

Asla kimseyi öldürmedi benim babam, Jean-Louis Fournier ile tanışma kitabım. Kitabı almadan önce yazar hakkında hiçbir bilgim yoktu, kalemine yabancıydım. Anlatı türündeki kitabın düz yazı formatında olmasını beklemiştim ama yazar, her sayfası bir kaç paragraftan oluşan ufak kesitler olarak yazmış kitabı. İlk başta biraz yadırgadım ama okumaya devam ettikçe yazarın bu tercihini çok daha etkileyici buldum.
İhmalkar bir babayı okuyoruz aslında. Oldukça problematik biri olmasına rağmen ne kadar şanslıymış ki ailesi tarafından sevilmekten vazgeçilmemiş. Yazar, ele iyi eve kötü babasıyla ilgili olumsuzlukları nasıl bu kadar gururla yansıtabilmiş bize hayret doğrusu...
Pek çok üzücü kesit olmasına rağmen benim kalbimi en çok kıran çocuğun babasını çağırmak için bistroya gittiğinde onu arkadaşlarına hikayeler anlatıp gülüp eğlenirken, mutlu bir halde görmesi ve varlığı ile babasının eğlencesini bozmaktan çekinip geri dönmesiydi... "Babam neden bize, çocuklarına hikayeler anlatmıyordu?" sorusuydu...
9/10




Yıllar boyunca kitapçıların raflarında Jean Louis Fornier adını görünce hep başka bir zaman demiştim. Yazarların da doğru zamanda doğru okuyucunun karşısına çıktığına inanıyorum artık. 20 yaşlarım sahip olamadıklarıma isyan etmekle geçerken, 30'lu yaşlarım empati kurmak ve boşvermekle geçiyor. Fournier'in birinci ağızdan yazmasına, kısa ama delici cümlelerle okuru kalbinden yakalamasına ve hayatı daha yaşanılır kılmak için yaptığı kara mizahına bayılıyorum.

"Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam" kitabını okurken gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti çocukluğum. 34 yıllık yaşantımda babamla olan diyaloğumu toplasam bir saati geçmez. Ömrüm onu gözlemlemek, tanımaya çalışmak, empati kurmak ve son zamanlarında rahat ettirmekle geçiyor. Bana veremediklerini sorgulayıp, ona kızmak yerine; her geçen gün hayatta kalma mücadelesi verirken onu daha iyi anlarken buluyorum kendimi. Babamın neden karamsar ve mutsuz olduğunu bilmiyorum. Oysaki bardağın dolu tarafını görecek olsa şükredecek o kadar çok şeyi var ki. Sonra babama verecek aklım olsa, önce kendime vermeliyim diyorum. Sahi ben neden bu kadar düşünceli, karamsar ve yalnızım. Bilmiyorum.

Fournier bir çocuğun gözünden babayı nasıl gördüğümüzü okuyoruz. Kahraman, ketum, sert, şakacı, koruyucu, sorunlu, karamsar, mutsuz... Baba olmak böyle bir şey sanırım. Tüm zıt duyguları yüreğinde barındırabilmek.




Kendi babasını anlatan çocuk Fournier öyle iç yakıcı tanıtıyor ki nefesiniz yer yer kesilip içinizi deşiyor. Doktorluğunda başarılı olup babalığı bir o kadar başarısız olan bu adamın zaafları, hastalarına verdiği önem ve 43 yaşında hayata gözlerini yumması bir çocuğun gözünden yazılan satırlarla sizi rahatsız ediyor.

Öyle içten cümleler var ki çocuk Fournier'a sarılmak istiyor ve "her şey geçecek" demek istiyorsunuz. Kısa ama bir tokat gibi vurucu bir anlatı okudum. Alkol bağımlılığı bir aileyi nasıl sevgisiz bırakabildiğini açıkça göstermiş. Annenin sessiz göz yaşları, bir çocuğun babaya hala saygılı bir hürmeti ve kendini yetersiz hisseden bir adam var bu satırlarda. Küçük Fournier büyüdükçe hayatın fiskesini gözlemliyor ve bu yüzden babasına hak vermeye başlıyor. Kitap boyu aklımdaki tek şey "hepimizin hayatımızda bazı sorunlarla baş etme yolu başka" oldu.

Babadan korkmanın fakat babaya hiçbir kötülük konduramamanın verdiği ikilem çok güzel dile getirilmiş. Oldukça üzücü ama gerçek bir aktarımdı. Kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum. Belki yazar kadar iyi ifade edemem ama Fournier'i onun anlattığı kadar anlayabilmiş olmak nice duygudaşlık yaşayanlara bir kapı olduğunu düşünüyorum. Seni anladım küçük Fournier, öyle iyi anladım ki annenin gözyaşlarını ve senin "babam kötü bir değil, en azından insan öldürmedi" demeni çok iyi anladım.




Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam ~ Jean-Louise Fournier

Ben bu yorumu yapana kadar yazarın üç kitabını bitirdim. O kadar güzel ki, dupduru. Her bir kitapta Fournier kendi anılarını anlatırken, ben de her kitabında farklı duygular hissettim. Resmen insanın yüreğine dokunuyor.

Bu kitabında Fournier doktor babasıyla ilgili hikayeleri anlatıyor bize. Ama o aslında küçücük bir çocuk.. bize hikayeleri anlatan o çaresiz canım çocuk, neler yaşamış ve yüreğinde neler hissetmiş meğerse. Beni en çok etkileyen alıntıyı bırakıyorum. Kitap hakkında çok fazla bir şey yazmak istemiyorum. Sadece okuyun diyorum. Fournier’ın kalemi ile henüz tanışmadıysanız, tanışın pişman olmayacaksınız.

Yazar kendi hayatını anlattığı hikayeleri ayrı ayrı kitaplar olarak yazmış. Ben üç kitabını okudum derken bu sıralamaya göre okudum. Sıralamayı da aşağıdaki şekilde yaptım,

1. Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam
2. Nereye Gidiyoruz Baba
3. Son Siyah Saçım
4. Dul
5. Kuzeyli Annem
6. Otopsim
7. Tek Yalnız Ben Değilim
8. Bekleyecek Vaktim Kalmadı Artık

Gönülden tavsiyedir
Sevgiler
.
“Gazetelerde yazılar yer aldı. “Bir filantrop aramızdan ayrılıyor” başlıklı bir yazı hatırlıyorum.
Babamın doktor olduğunu biliyordum ama bir filantrop olduğunu bilmiyordum.
Gidip sözlüğe baktım: “Kendini bütün insanları sevmeye adamış kimse” demekmiş.
Acaba daha büyüyüp adam olmamış mıydım?”



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: