Aşkla Kal Kitap Bilgileri
Yazar: Kahraman Tazeoğlu
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 50 dk.
Sayfa Sayısı: 312
Basım Tarihi: Ocak 2016
İlk Yayın Tarihi: Ocak 2016
Yayınevi: Destek Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786053110576
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Aşkla Kal Kitap Tanıtımı
İnsan olmaktan yorulur bazen insan. Hayat yorar, aşk yorar, yalnızlık yorar, kalabalık yorar, gelen yorar, giden yorar... Sana sunulan hiçbir şeye alışma bu yüzden. Terk edenler yorar... Daha az güvenmeye, daha az sevmeye ve daha az inanmaya tecrübe diyorlar. Ama bu tecrübe değil, tecrübeyi doğru kullanamamaktır. Daha az güvenmek, güven sorunu yaratır. Gerektiği kadar güvenmelisin. Daha az sevmek yalnızlığı getirir. Hak ettiği kadar sevmelisin. Daha az inanmak inancını zedeler. Neye ne kadar inanman gerek, onu bilmelisin.
İnsanlar terk edilerek terk etmeyi, aldanarak aldatmayı öğreniyorlar. Oysa terk edilen sadakati, aldatılan dürüstlüğü öğrenmelidir. Hayatın getirdiği sevinç ve mutlulukları nasıl kabul ediyorsak, onun sunacağı kederleri de aynı olgunlukla kabul etmeliyiz. Bu dünya bir imtihan dünyası. Kaderimize yazılan her keder, dayanma, sabretme ve inanma gücümüzü sınar. Yıkılmış, aldanmış, incinmiş, kırılmış olabilirsin. Umutların tükenmiş de olabilir. Bu kaderindir. Kader seni sürekli dener. Cevabını bilmediğini sandığın bir soru gibi gelir. Oysa Rabb'in o sorunun cevabını çoktan vermiştir. Ve onun senin durumundakilere verdiği en iyi cevap gece-gündüz ilişkisidir. Geceyi ve gündüzü düşün şimdi. Ve şunu: Her yeni gün, bitmiş bir gecenin ardından başlar ve şahitlik ettiğimiz bitişler, göremediğimiz nelerin başlangıcıdır kim bilir...
(Tanıtım Bülteninden)
Aşkla Kal Kitaptan Alıntılar
1. "Ben seninle başlayıp, sensiz bitirdim o filmi ."
2. "Kanatlarım yok ama bir uçuruma aşığım..."
3. "Başı heyecanlı, ortası pişmanlık,sonu ayrılık olan bir illet için değer miydi beni kaybetmeye?"
4. "Sana vermediğim ne vardı da gittin başkasında aradın? Kalbimin neyi yetmedi sana?"
5. "Bak ben seninle geçen zamanımdan, sen ise benden oldun. Hangimiz daha eksik şimdi ?"
6. "“Ah Ömer…” dedi iç çekerek. “Beraber yaşadığımızı tek başına öldürmemeliydin.”"
7. "'
"Kanatlarım yok ama bir uçuruma âşığım...""
8. ""Kanatlarım yok ama bir uçuruma âşığım...""
9. "Nasıl sevilmek isterse öyle sever insan."
10. "Öyledir işte aşk. Bir taraf kendini devamlı olarak şair zanneder, diğeri de yazılan her şiire inanır. Ama mutlu bir yanılsamadır bu. Herkes salak gibidir ama yine de halinden memnundur. Gönüllü bir teslimiyet vardır ortada. Zaten öyledir aşk. Özgürlüğünü kısıtlıyorsun ama mutlu oluyorsun."
11. "“Babalar, kızların kalbine ölene kadar sevgi tohumu eken beyaz saçlı bahçıvanlardır.”"
12. "" Yaşamak için sebebi olmalı insanın...""
13. ""Belki ben bir şiir kaybettim ama o şairinden oldu......""
14. "Hayat yorgunlaştırdıkça olgunlaştırır"
15. "Bir istasyonda tek başına beklemek değil, son treni kaçırmış olmaktır asıl yanlızlık..."
Aşkla Kal Kitap İncelemeleri
Bilindik bir aşk hikayesi zengin varlıklı bir kızla fakir bir genç çiftin sonu evlilikle biten imkansız bir aşkın doğuşunu anlatıyor. Derya yüzücü başarılı dereceleri olan bir kızdır. Kendi halinde yüzmeden spor yaparak hayatı geçiyor. Züppe bir adamla sevgili oluyorlar, züppe yapacağını yapar aldatır, deryanın babası ölür, eve kapanır yüzmeden başka dışarıya çıkmaz. Bir süre devam eder. Sonra hayat karsısına burak adında delikanlıyı çıkarır, can ciğer dost olurlar, derya yüzmeye giderken burakta onu yanlız bırakmaz. Ve aşk başlar burak hayatını düzeltir, para biriktirir tek odalı evden taşınır daha güzel bakımlı eve çıkar deryayı yalnız bırakmamak için. Bunlar yedikleri içtikleri birlikte yaparlar. Bazen burak deryanın evine gider ona kahvaltı hazırlar, deryanın baba dostu vardı babayiğit bir insandi insanın halınden herşeyi anlardı bunların halındenmi anlamıyacak. Burakı çeker karsısına oğlum maşallahınız var deyayı yalnız bırakmıyorsun der. Baba adam işte aşığın halinden anladı. Burak babayiğide içindekileri döker. Adam da deryayı yoklar ve dostluktan aşka doğru adım başlar. Nişanlanırlar baba adam burağa yüzük almakta yardımcı olur, kısa zamanda otelde burak deryaya teklif eder vs mutlu son olur. Bu kitapla öğrendiğim imkansız aşk yoktur kişiler aşkı gözünde büyütüyorlar, ve yakın bir dostunun senin sevdiğin olabileceğini unutmamak gerek. 10 numara bir kitap okudum hoşuma gitti çok sevdim bu kitabı okuyun pişman olmazsınız.
Kitap akıcı ve güzel. Okudukça daha çok meraklanarak sıkılmadan okuyosun. Kitapta güzel bir aşk hikayesi anlatılıyor. Kitabın arka kapak sayfasındaki sözler en çok hoşuma gitti. Kitabın arka kapaktaki sözleri şöyle başlıyor;
İnsan olmaktan yorulur bazen insan. Hayat yorar, aşk yorar, yalnızlık yorar, kalabalık yorar, gelen yorar, giden yorar... Sana sunulan hiçbir şeye alışma bu yüzden. Terk edenler yorar... Daha az güvenmeye, daha az sevmeye ve daha az inanmaya tecrübe diyorlar. Ama bu tecrübe değil, tecrübeyi doğru kullanamamaktır. Daha az güvenmek, güven sorunu yaratır. Gerektiği kadar güvenmelisin. Daha az sevmek yalnızlığı getirir. Hak ettiği kadar sevmelisin. Daha az inanmak inancını zedeler. Neye ne kadar inanman gerek, onu bilmelisin.
İnsanlar terk edilerek terk etmeyi, aldanarak aldatmayı öğreniyorlar. Oysa terk edilen sadakati, aldatılan dürüstlüğü öğrenmelidir. Hayatın getirdiği sevinç ve mutlulukları nasıl kabul ediyorsak, onun sunacağı kederleri de aynı olgunlukla kabul etmeliyiz. Bu dünya bir imtihan dünyası. Kaderimize yazılan her keder, dayanma, sabretme ve inanma gücümüzü sınar. Yıkılmış, aldanmış, incinmiş, kırılmış olabilirsin. Umutların tükenmiş de olabilir. Bu kaderindir. Kader seni sürekli dener. Cevabını bilmediğini sandığın bir soru gibi gelir. Oysa Rabb'in o sorunun cevabını çoktan vermiştir. Ve onun senin durumundakilere verdiği en iyi cevap gece-gündüz ilişkisidir. Geceyi ve gündüzü düşün şimdi.
Ve şunu: Her yeni gün, bitmiş bir gecenin ardından başlar ve şahitlik ettiğimiz bitişler, göremediğimiz nelerin başlangıcıdır kim bilir...
Her yeni gün, bitmiş bir gecenin ardından başlar ve şahitlik ettiğimiz bitişler, göremediğimiz nelerin başlangıcıdır kim bilir...."
.
.
Aşkla Kal
Sevgi, tutku, aşk, ihanet, intikam,nefret, güven, yeniden umut etme...
Bir çok duyguya kapılıp gideceğiniz bir okuma #asklakal
.
.
Bir kız çocuğunun ilk aşkı hep mi babasıdır.
Bir babanin varlığı bile bir güçtür, ozguvendir evladina, sevgiyi onda onun gözlerinde öğrenmektir...
Peki ya sonrasında sevgi saygı dışındaki farklı duygular; ihanet, aldatılmak gibi..
Nasıl başa çıkar ki, insan..
Nasıl toparlar ..
Nasıl yeniden güven duyar ..
.
.
Aslında insanlar terk edilerek terk etmeyi, aldatarak aldatmayı öğreniyorlar. Oysa terk edilen sadakati, aldatılan dürüstlüğü ogrenmelidir.
Hayatın getirdiği sevinc ve mutlulukları Nasıl kabul ediyorsak, onun sunacağı kaderlerine aynı olgunlukla kabul etmeliyiz..
.
.
Deryanın babasına olan güçlü sevgisi, ona olan bağlılığı, onu üzmek korkusu, onu nasıl mutlu ederim düşüncesi, beraberinde hayatına giren büyük aşkı Ömer, onda babasından izler araması. Ama hayat hep sandığımız kadar düz ve sorunsuz ilerlemiyor ne yazık ki, Deryanın yaşadığı inişli çıkışlı duygu seline bizlerde okurken kapiliyoruz ..
Ben yazardan daha öncede okuma yapmistim ama bu kitabi beni oldukça etkiledi, okuru duygudan duyguya suruklemeside ayrica heyecan vericiydi ...
Insan olmaktan yorulur bazen insan.
Hayat yorar, aşk yorar, yalnızlık yorar, kalabalık yorar, gelen yorar, giden yorar...
Sana sunulan hiçbir şeye alışma bu yüzden. Terk edenler yorar... Daha az güvenmeye, daha az sevmeye ve daha az inanmaya tecrübe diyorlar. Ama bu tecrübe değil, tecrübeyi doğru kullanamamaktır.
Daha az güvenmek, güven sorunu yaratır. Gerektiği kadar güvenmelisin. Daha az sevmek yalnızlığı getirir. Hak ettiği kadar sevmelisin.
Daha az inanmak inancını zedeler. Neye ne kadar inanman gerek, onu bilmelisin.
İnsanlar terk edilerek terk etmeyi, aldanarak aldatmayı öğreniyorlar. Oysa terk edilen sadakati, aldatılan dürüstlüğü öğrenmelidir. Hayatın getirdiği sevinç ve mutlulukları nasıl kabul ediyorsak, onun sunacağı kederleri de aynı olgunlukla kabul etmeliyiz. Bu dünya bir imtihan dünyası. Kaderimize yazılan her keder, dayanma, sabretme ve inanma gücümüzü sınar. Yıkılmış, aldanmış, incinmiş, kırılmış olabilirsin. Umutların tükenmiş de olabilir. Bu kaderindir. Kader seni sürekli dener. Cevabını bilmediğini sandığın bir soru gibi gelir. Oysa Rabb'in o sorunun cevabını çoktan vermiştir. Ve onun senin durumundakilere verdiği en iyi cevap gece-gündüz ilişkisidir. Geceyi ve gündüzü düşün şimdi.
Ve şunu:
Her yeni gün, bitmiş bir gecenin ardından başlar ve şahitlik ettiğimiz bitişler, göremediğimiz nelerin başlangıcıdır kim bilir...
İnsan olmaktan yorulur bazen insan.
Hayat yorar, aşk yorar, yalnızlık yorar, kalabalık yorar, gelen yorar, giden yorar...
Sana sunulan hiçbir şeye alışma bu yüzden. Terk edenler yorar...
Daha az güvenmeye, daha az sevmeye ve daha az inanmaya tecrübe diyorlar. Ama bu tecrübe değil, tecrübeyi doğru kullanamamaktır.
Daha az güvenmek, güven sorunu yaratır. Gerektiği kadar güvenmelisin. Daha az sevmek yalnızlığı getirir. Hak ettiği kadar sevmelisin.
Daha az inanmak inancını zedeler. Neye ne kadar inanman gerek, onu bilmelisin.
İnsanlar terk edilerek terk etmeyi, aldanarak aldatmayı öğreniyorlar. Oysa terk edilen sadakati, aldatılan dürüstlüğü öğrenmelidir. Hayatın getirdiği sevinç ve mutlulukları nasıl kabul ediyorsak, onun sunacağı kederleri de aynı olgunlukla kabul etmeliyiz. Bu dünya bir imtihan dünyası. Kaderimize yazılan her keder, dayanma, sabretme ve inanma gücümüzü sınar.
Yıkılmış, aldanmış, incinmiş, kırılmış olabilirsin. Umutların tükenmiş de olabilir. Bu kaderindir. Kader seni sürekli dener. Cevabını bilmediğini sandığın bir soru gibi gelir. Oysa Rabb'in o sorunun cevabını çoktan vermiştir. Ve onun senin durumundakilere verdiği en iyi cevap gece-gündüz ilişkisidir. Geceyi ve gündüzü düşün şimdi. Ve şunu:
Her yeni gün, bitmiş bir gecenin ardından başlar ve şahitlik ettiğimiz bitişler, göremediğimiz nelerin başlangıcıdır kim bilir...