Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Aşk-ı Sükun - Nuriye Çeleğen | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Aşk-ı Sükun Kitap Bilgileri


Yazar: Nuriye Çeleğen
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 7 dk.
Sayfa Sayısı: 216
Basım Tarihi: Ağustos 2016
İlk Yayın Tarihi: Kasım 2012
Yayınevi: Timaş Yayınları
ISBN: 9786050823424
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Aşk-ı Sükun Kitap Tanıtımı


Her kadın Hacer'dir... 



Aşk-ı Sükûn alışılmışın dışında bir roman... Nuriye Çeleğen, bu kitapla çıktığı yolculukta, hakiki aşkın sırrını arıyor. Hepimizin az çok bildiği kıssa-yı İbrahim'den (a.s.) hareketle iki kadının gözlerinden aşkın tabiatını ve farklı kalplerdeki tecellilerini okumamızı teklif ediyor. Kur'an-ı Hakîm'den ve hadis kaynaklarından yararlanılarak ortaya çıkarılan bu eser, kıssanın kadınlara bakan cihetlerini anlatmasıyla da özgün bir boyut taşıyor. Peygamber annelerinin bu değerli hayat hikayesini, bizzat Hz. Hacer ve Hz. Sâre validemizin gözlerinden okumak isteyenler için, elinizdeki roman doğru bir seçim...

(Arka Kapak)




Aşk-ı Sükun Kitaptan Alıntılar


1. "Yalnızlık, insan kalbinin kendisini sığınılacak birinden uzak hissetmesiydi."




2. ""Aşk gizlilikti.
Aşk sırdı.
Aşk saklamaktı.
Aşk sakınmaktı. Sevdiğini tüm kem gözlerden, duygulardan, bilumum varlıklardan uzak kılmaktı.""




3. "“Cihanı hiçe saymanın adıdır aşk
Varlığı bırakıp gitmenin adıdır aşk.”"




4. ""Gerçek dostluk araya hiçbir vasıtayı koymamaktır. Gerçek dostluk, dost ne yaparsa yapsın hakkında su-i zanda bulunmamaktır. Gerçek dostluk, dostun sırrını hiçbir dostla paylaşmamaktır.""




5. "“Bu âlem sanki ateşten bir denizdir.
Ona kendini atmanın adıdır aşk...”"




6. ""Sevgisi kalbe ulaşıp aşk kimyasına erenlere bu dünyada hep ayrılık vardı.""




7. ""Maziye kaçmak insanı dinlendirirken, istikbal dalgalı bir denizde yüzmek gibi yorar, hırpalardı. Mazi hatıralara, istikbal hayallere taşırdı insanı.""




8. ""Kalp, mahremiyet ile sırrın, gizlilik ile bilinmezliğin, tutku ile aşkın çözülmez meydanı oldu.""




9. "Meğer sevgiymiş kelamla dile gelen,
sevgi nefisten kalbe dökülüp aşka ulaşınca kelamın dili tutulur,
tüm kelamlar hamûş olurmuş.
Anladım, aşk gözde değil ruhta, kelamda değil sükûttaymış."




10. ".
"..Gerçek dostluk araya hiçbir dostu koymamaktır.."
."




11. "Eş de, Rabbimizin bizim için seçtiği bir yazgıydı."




12. ".
Gerçek dostluk, dost ne yaparsa yapsın hakkında 'su-i zanda' bulunmamaktır.
."




13. "Artık Filistin’de hep benim gibi analar, İsmail gibi çocuklar ağlayacaktı."




14. "Kâbe İbrahim’di.
Kâbe Hacer’di.
Kâbe iki şeyi temsil ediyordu.
Tevhidi ve aşkı."




15. "Elif yalnızlıktı. İnsan yalnızlıkta elif olabilendi..."





Aşk-ı Sükun Kitap İncelemeleri


Aşkı Sevgiliden gelen her şeye teslim olup sükun etmekte buldum. Zira konuşmak itirazdi, susmak ise teslimiyet...

Kitapta hikayeleştirilerek, Hz. İsmail'in annesi Hacer validemizin Hz. İbrahim'in eşi Sare' nin kıskançlığı yüzünden merhametsizce, kucağında bebeğiyle yollara revan oluşunu ve teslimiyetinin sonucunun, yolun sonunun asırlar sonrasına uzanan kutlu sırlar olduğu anlatılıyor.

Resulüllah Efendimiz buyururlar ki, "Ben atam İbrahim’in duası, İsa’nın müjdesi, annemin rüyasıyım.."
Bu duanın sonucu için bu yolculuk yapılmalıydı.

Yazanın kaleminden dökülenler o kadar yüreğinize dokunuyor ki Hacer'le birlikte siz de yürüyorsunuz o yolları.Yaşadığı duyguları siz de yaşıyor yolun sonunda sizde susuyorsunuz.

Mısır'da Firavunun sarayından çıkışıyla başlıyan yolculuk ileride kutlu mekanlar olacak ve oraya giden her Müslümanın Hacer validemizi taklit edeceği, anacağı Mekke'de bitiyordu. Bu yolculukta Hz. İbrahim'e konuşmak yasaktı Konuşmadan yol bitermiydi hiç. 'Rabbiyle çok konuşan insanlarla az konuşur' dedi Hacer validemiz ve Rabbiyle konuşmaya başladı. Hacerin yolculuğu dıştan iç yolculuğa dönmüştü. Nefsi duygularını törpülemiş, çöle fırlatıp atıvermişti. Hadiselere farklı bakmaya başlamıştı. Kıskanılmaya, terk edilmişliğe, yalnızlığa, acziyetine.. Her hadisenin sahibi, yaşatanı ve bir hikmeti vardı.

"Nefisten kalbe, kalpten nefise say ettim.Döktüm tüm çakıl taşlarımı..."

Size kendinizi okutan ve duygu yoğunluğu çok fazla olan bu kitapla ilgili çok şey söylenebilir. Ancak en güzeli sükun etmek ve okumak.
Yüreğinize sağlık




Kitap adeta maneviyatıma dokundu. Ürperdim. Hz. Hacer annemizle yürüdüm çöllerde, dağlarda, tepelerde... onunla beraber döktüm gözyaşlarımı vadide. Onunla beraber Hz. Ismail'e su bulamamanın telaşesini yaşadım. Onunla beraber safa ve merve arasında duruş tarzımla yürüdüm. Onunla beraber özledim İbrahimi. Onunla beraber taşladım şeytanı. Onunla yalnızlıkta yürüdüm, dua ettim, secde ettim, af diledim. Onunla beraber nefsimle konuştum, nefsimi yendim. Onunla beraber aşkı yaşadım. "Allah bana aşkı ihsan etti" dedim ve şükrettim. Çölde onunla beraber uzandım sıcak kumlara, yıldızları onunla seyrettim, onunla konuştum adeta, onunla yaşadım, onunla gördüm, özledim, hissettim... kitabı okurken ben Hacerleydim. Mim duruşunu öğrendim Annemizden. Sabrı, tevekkülü, inancı, takvayı...

Bu kitabı mutlaka okumalısınız. Kitabı eğer arkadaşımdan almasaydım çöpe atacaktı. Düşünebiliyor musunuz? Bir kitap hiç çöpe atılır mı? Kitabı okurken şöyle dedim; Rabbim! Bizim nefsimizi de Hacer annemizin nefsi gibi mübarek kıl. Kitap öyle güzeldi ki... yazarın bile kitabı yazarken yaşadığına eminim. O nasıl bir hâkimiyettir nefsine kurduğu, o nasıl bir duruştur? Kitabı şimdiye kadar okumadığınıza pişman bile olabilirsiniz. Bence en yakın zamanda okuyun bu kitabı...




Sabrın ve teslimiyetin timsali, İsmail Peygamber'in değerli validesi, yoldaşı, zemzem ile buluşmamıza vesile olan, Rahim'in (c.c) merhametinin tecelli ettiği mübarek kadın, gönlü aşk ile sükün olmuş, o mübarek kadın; Hazreti Hacer'in hikayesi..

Hacer..

Hazreti Hacer..
Onu Hz.yapan şüphesiz Allah'a olan imanıydı, aşkıydı..Belki de aşk, sandığımızın aksine; bedende değil ruhtaydı, fani de değil 'Baki' olandaydı. Hz İbrahim(a.s)'in oğlunu ve eşini çölün ortasında yalnız bırakırken, Hz. Hacer annemizin dudaklarından dökülen o cümlede saklıydı: "Bizi kime emanet ediyorsun?"
Aldığı "Rabbim'e" cevabıyla duyduğu gönül ferahlığındaydı.
"Öyleyse Rabbim bizi ziyan etmez"deyişindeki teslimiyetteydi. Bir bir vazgeçisindeydi.. Ayrılıklarındaydı.. Tevekkül edişindeydi. İlmek ilmek işlediği sabrındaydı.Her saniye nefis terbiyesi yapışındaydı. Belki de aşk; anne yüreğindeydi.. Merhametindeydi.. Safa-Merve arasında durmadan 7 kez koşup susamış, nur yüzlü oğluna su bulmaya çalışan merhametli bir annenin yüreğinde..
Hz. İbrahim(a.s) İsmail'ini Rabb'ine kurban ederken, şeytan onu anneliğinden vurmaya çalışırken, onun gösterdiği vakarlı duruşundaydı. Var gücüyle şeytanı taşlamasındaydı. Rabb'ine olan imanını şeytana teslim etmeyişindeydi.. "Rabbim ne isterse o olur" deyip sabır edişindeydi.. Vav oluşundaydı.. Sükün oluşundaydı..

"Aşk sükûndaydı, sükûn aşktı.. " Hz. Hacer annemizin hasret kaldığı, biricik eşi Hz.İbrahim(a.s)' in duası ile..

"Hasbunallahı ve Ni'mel vekil.."




Öncelikle Nuriye Çeleğen'i daha önce niye keşfetmedim diye düşünmüyor değilim. Kalemine İffet-i Kalp kitabı ile tanışmıştım. Ve hayran kaldığım bir kitap olmuştu. Ve yine Aşk-ı Sükunda da hayranlığım arttı.Kitap çoğunlukla Hz.Hacer'in ağzından anlatılmış olup olaylar sırasıyla Hz.Ibrahim'in ateşe atılması, Sareyle evlenmesi, Hz.Hacer'i cariye olarak almaları şeklinde devam ediyor ancak edebi lezzetini anlatamam.Bize bugün Hz.Ibrahim ve yahut Hz.Hacer'in hayatı sorulsa sanki tarihte yaşanıp bitmiş hikayeler olarak anlatırız. Çünkü geniş bir bakış açısına sahip olmayıp bize verilmek istenen mesaj'ı anlayamıyoruz.Kitapta özellikle Hz.Hacer'in teslimiyeti Sarenin ona olan kıskançlığına rağmen Rabbine olan bağlılığı beni tefekkür etmeye sevk etti.Ve en beğendiğim yer Hz.Hacer'in ve Hz.Ismail'in çöle bırakılışı ve Hz.Hacer'in Hz.Ibrahim ile geçen o diyaloğu ve daha sonrasında Hz.Ismail'e su bulmak için Safa ve Merve arasında Hz.Hacer'in say etmesindeki amacın dünyevi bir koşuşturmadan ziyade ruhen ve kalben gerçekleştirdiği bir koşuşturma olduğuydu.Yazar'ın ifadesiyle:
Say ettim;
Yalnızlıkta
Acizlikte
Çaresizlikte...
Say ettim;
Tevekkülde,
Teslimiyette,
Rızada ...
Unutmayalım her kadın Hacerdir,fark yürüyüşte..Nefisten kalbe say edebilme duasıyla
Vesselam
11/01/2023




"Her kadın Hacer'dir; fark yürüyüşte..."

İncelememe bu cümleyle başlamak istedim. Kitapta beni en etkileyen cümlelerden biriydi bu cümle.
Kitap Hz.Hacer'i anlatıyor bize. Onun teslimiyeti, tevekkülü o kadar güzel anlatılmış ki,insan ister istemez etkileniyor.Yer yer Hz.İbrahim, Hz.Sare'yi de okuyoruz ve Hz.Hacer ile olan diyaloglarına şahit oluyoruz. Aşk-ı sükûn okumakla kalmayıp okurken hissettiğim bir kitap oldu.Kitap roman şeklinde yazılmış ve gayet sürükleyici. Sıkılmadan okuyacağınıza eminim. Nuriye Çeleğen, Hz.Hacer'in duygularını öyle bir yazmış ki, okuyunca Hz.Hacer'e olan bakışınız değişecek ve daha çok seveceksiniz. Hz.İbrahim'in karısı, Hz.İsmail'in annesi aynı zamanada çok sıkıntılar çekmesine rağmen Rabbine teslimiyeti ve tevekkülü çok fazla olan mübarek bir kadın. Hem ne diyorduk "Her kadın Hacer'dir; fark yürüyüşte..." Rabbim ondan razı olsun.(Allahumme amin)

" Say ettim;
yalnızlıkta,acizlikte,çaresizlikte...
Say ettim;
tevekkülde,teslimiyette,rızada...
Say ettim; nefiste...kalpte...ruhta...aşkta...sükûnda...
Nefisten kalbe,kalpten nefse say ettim...
Döktüm tüm çakıl taşlarımı...
Gözyaşlarımın verdiği serinlik ruhumu biraz ferahlatmıştı. Tüm cesaretimi toplayıp bakışlarımı yavrumun olduğu yere doğru uzattım. O da ne? Gözlerime inanamadım. Kupkuru çölün ortasında bir ananın gözyaşları rahmet,kanayan yüreği kaynak olmuştu. Bu su, kızgın çölde anayı temsil eder gibi akacak, kıyamete kadar gözyaşlarımla bereket bulacaktı."



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: