Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura - Ayfer Tunç | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura Kitap Bilgileri


Yazar: Ayfer Tunç
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 42 dk.
Sayfa Sayısı: 448
Basım Tarihi: Şubat 2018
İlk Yayın Tarihi: Şubat 2018
Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 9789750736803
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura Kitap Tanıtımı


Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden)



Saatin içindeki kum taneleri gibi parmaklarının arasından akıp giderken hayat, hikâyeleriyle birbirini tamamlayan iki âşık, belirsizlik içinde sevgilerini var ediyor. Ama bazen kum saati sadece akmıyor, yere düşüp kırılıyor, kumlar ortaya saçılıyor. Böyle anlarda ailenin sadece huzur ve güzelliği değil geçmişe terk edildiği sanılan hatıraları, marazları da taşıdığı anlaşılıyor.



İki âşığın genetik bir hastalıkla kesişen yolları bir noktada ayrılsa bile biri İstanbul’da, diğeri New York’ta aynı nefesi alıp vermeyi sürdürecekler… nefesleri yettiği sürece.



Ayfer Tunç, ilmek ilmek işlediği cümleleriyle modern bir destan yazıyor. Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura ailenin, arkadaşlığın, sadakatin, hastalığın ama en çok deliliğin ve acının öyküsü. Çünkü âşıklar delidir ve deliler acı çeker.



Umutlandı. Yüzü açık kalmış bir kitap gibiydi, aşk hakkında hiç söylemediği sözler satır satır okunuyordu. Mucizeler her zaman beklenir hayattan. Aşkın kendi varlığından gelen, iyileştirici bir gücü vardır ve kıyaslanacak olursa, aşkla geçen zamanın özgül ağırlığı, saatlerin gösterdiği zamanınkinden kat kat fazladır.



Aşk zamanın yoğunluğunu arttırmaya muktedir olan tek kimyadır.




Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura Kitaptan Alıntılar


1. "''Kelimelerin iyi geldiği, yarım kalmış insanlarız biz.''"




2. "''Kelimelerin iyi geldiği, yarım kalmış insanlarız biz.''"




3. ""Seni özlemenin bir tarifi yok, bir yolu yok seni özlemenin. Gözlerinin içine baktığımda, yanaklarının kıvrımındaki tebessümü gördüğümde özlemin içimi parça parça ettiğini nasıl anlatayım. İçimde sayısız özlemin birikiyor. Her gün her dakika her saniye özleminin verdiği o tarifsiz zorluğuna katlanmanın ne demek olduğunu anlıyorsam seni sevdiğim içindir. Seni sevdiğim içindir bunca zorluğa katlanmam, dur durak bilmeden çabalamam. İçimde bir kırıntı umut varsa bil ki seni sevdiğim içindir. Seni sevmekle büyüdü içimdeki umutlar ve seni sevmekle yeşerdi içimde kuruyan tohumlar.""




4. "ama acıdan ölmedim, acıdan ölünmüyormuş."




5. "Kelimelerin iyi geldiği, yarım kalmış insanlarız biz."




6. "bilmek anlamaya yetmiyor,"




7. "İçimdeki herkesi tükettim."




8. "Kendimde olmayan umudu başkalarına vererek yaşıyorum."




9. "Hayat bir muamma ama çözmeye ne vaktim var ne de niyetim."




10. "Kendi dilimde çoktan öldüm."




11. "Döner… hep dönerler."




12. "Bazı duygular kelimeleri aşıyor."




13. "Kelimelerin iyi geldiği, yarım kalmış insanlarız biz ."




14. "Yapacak bir şey yok. Gidicek bir yer yok. Bekleyecek biri yok."




15. "Bende bu dünyayla uyuşmayan bir şey var."





Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura Kitap İncelemeleri


Yaaburnee

Kendi halimde okumaya başladığım kitabı

ın
kaçak dövüşüyorsun olmaz yorumunu davet bilip davete icabet etmek gerek diyerek bende etkinlik kapsamında okumuş oldum.
Her neyse sadede gelecek olursak
Hayatımızda benim başıma gelmez dediğimiz kaç şey geldi başımıza. Bazen bu cümleyi kurarak belayı kendimiz çağırdığımızı düşündüğüm olmuştur.
İşte böyle başlıyor hikaye
Gözlerinin önünde sevdiğin birinin her geçen gün biraz daha eridiğini görmek
Bunu görmek bu kadar acıyken ya bu acıyı yaşıyor olmak
Ve kaçınılmaz son ölüm
Yenemeyeceğin bir hastalığın olduğunu öğrensen ne yaparsın?
Her gün bu hastalık seni yiyip tüketirken
Böyle bir süreçte intihar güçsüzlük müdür?
Yoksa güçlülük müdür?
Sen beni yenemezsin asıl ben seni yendim mi?
Ve bazen gerçek bir şey hissetmek ister insan Özellikle öleceğini biliyorsa
Kimimiz tesadüf der buna kimimiz tevafuk
Sevgi sözcüğü ne kadar basitleşti demi anlamını yitirdi gerçek sevmek ne bilen kalmadı
Ben bana iyi geliyorsun derim
Bana iyi geleni severim çünkü
Çünkü sevmek mutluluk iyilik demek benim için
Bu kitapta da hayat ne kadar yaralasada birbirine iyi gelen iki kişinin hikayesi
Ayfer Tunç un bir kaç kitabını okudum ama beni en çok etkileyen bu kitabı oldu okuyun kalbinize dokunacak.




Ayfer Tunç ile tanışmama vesile olan bir kitaptı. Bana ilk olarak bu kitabını okumak denk geldi ve kalemine hayran oldum. Okurken birçok duyguyu hissettirebilmesi yönünden çok başarılı. Yazarın ismi ile sık karşılaştığım bir dönem olmuştu ve bende merak uyandırmıştı. En sonunda bir kitabını okuyarak tanıştım ve beğendiğim yazarlar hanesine biri daha eklenmiş oldu.

Yazı ve tura, Umut ve Sanem, ikisinin ağzından yaşadıkları duyguları, önceki hayatları, umutları, sevinçleri, yalanları, aile bağları, bütün hayat tarzları ile ilgili detayları okuyoruz. Kitap bir yazıdan Umut'un anlattıklarından, bir turadan Sanem'in anlattıklarından oluşuyor. Yazı, daha duygulu daha yakın hissedebildiğim kısmı oldu. Olayları ve duyguları iki taraftan da okumak daha yoğun hisler duymamıza sebep oluyor. Tura bölümüne geçince fark ettiğim bir detay, bölümler yazıda tek sayılarla ilerlerken, turada çift sayılarla ilerliyor.

Bazı cümleler o kadar anlamlı ki yüreğime fazlasıyla dokundu. Bütün beğendiğim cümleleri bir kenara not almak isterdim ama sürekli kitaba mola vermek zorunda kalırdım. Kelimelerin duygularla uyumu, duyguları geçirebilmesi çok iyiydi. Aşk konusunda yavanlık yoktu, hayatın içine yedirilmiş gayet başarılı işlenmiş.

Kelimelerle dans eden insanın yüreğine işleyen tarzıyla bu yazarı tanıdığım, geç de olsa okuduğum için mutluluk duydum.




Öncelikle Ayfer Tunç’tan okuduğum kaliteli kitaplar listesine girdiğini söylemek isterim..
Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura; üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm olan; yazı da hayatının yazı turasını kaybeden ve genetik bir hastalığa yakalanan Umut’un hayatı, ailesi ve bir karakter haline getirdiği Sophie’yi onun ağzından dinlerken, tura bölümünde Sanem’in ailesinin iç yüzünü, yaşadığı travmaları hatta mesleğini Sanem’in ağzından dinliyoruz Son bölümde ise Umut ile Sanem bir kaç sayfada buluşarak ortak anlatımını okuyup kitabı bitiriyoruz. Sanem ve Umut’un yolları New York’ta bir restaurantta kesişir. Zamanla aralarında oluşan bağa aşk adını koymaktan çekinselerde birbirlerine aşık olurlar. Maalesef hikaye bu kadar basit değildir. İki tarafında hayati travmaları ve Umut’un genetik rahatsızlığı araya taşlı yollar dizer.. Kitap her ne kadar aşk kitabıymış gibi bir izlenim versede çok daha fazlası olduğunu savunuyorum. Çünkü ailenin yaşamlarımız üzerindeki etkilerinin genetik faktörlerden ibaret olmayıp tüm hayatımızı topyekün etkileyebileceği, insanların dostlukları, yerin dibine yaklaşan yaşamları okudum her satırda.. Yazarın, tasvirleri, karakter özellikleri, olay örgüsü çok güzeldi.. Kesinlikle okunmaya değecek kıymetli bir eserdi.
İyi okumalar dilerim..




Aziz Bey Hadisesi, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman ve son olarak Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura. Ayfer Tunç külliyatından okuduğum 4 kitaptan sonra hayatımın belki de en çalkantılı en acı dolu en allak bullak döneminde elime geçen bu kitabı her bir satırında, her bir metaforunda , her bir alıntısında kendimden ve yaşadığım süreçten izler bularak okudum. Kitabın olay örgüsü ile yaşadığım sürecin taban tabana zıt olması bu acıda ortaklaşmayı engellemedi.
Zira iki aşığın genetik bir hastalıkla kesişen yollarının birbirinden farklı coğrafyalarda ve alabora olan hayatlarda sürencemesini konu edinen bu eserde yazar ilmek ilmek işlediği cümleleriyle modern bir destan yazıyor ve ruhunda acıyı hisseden her okurun mutlaka bir şeyler edinebileceği bir anlatıyı biz okurlarına armağan ediyor.
Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura çekirdek ailenin bireylere baskıladığı karakter dayatmalarının, arkadaşlığı ve modern çağda tanımı değişen arkadaşlığın, hastalığın ama en çok deliliğin ve acının öyküsü işte bu yüzden onlarca yerin altınız çizip ülke tarihinin en acılı olayının yaşandığı bu zamanlarda en derinimde hisssederek okudum. Umuyorum ki tüm bu acılar biraz olsun hafiflediğinde ben yeniden bu kitabı daha gündelik acılarımda nefes almak için tekrar okuyacağım..




Ayfer Tunç' un yeri ayrıdır kitaplığımızda ve kalbimizde. İlk yazdıkları bile aklımızdadır, üzerinden seneler geçmesine rağmen. O' nunla aynı zamanda yaşamak, yazdıklarını sabırla beklemek büyük bir onurdur. Ancak bu kitap sanki O' na ait değilmiş gibi geldi. Tam olarak nasıl ifade edebileceğimi bilemiyorum ama deneyeceğim: Sıradan insanların, sıradan, tekdüze yaşamlarının kırılma anlarını, akıllarından ve kalplerinden geçenleri öyle muhteşem bir biçimde, sanki bir büyü gibi anlatırdı ki tüm o sıradanlık bambaşka hayatlara dönüşürdü. Aziz Bey örneğin, hataları, iyilikleri, kötülükleri ve daha pek çok özelliği ile aradan geçen yıllara rağmen kanlı canlı durur gözlerimin önünde. Yazı Tura'nın kahramanları ise kitabı kapattığınızda yok oldular sanki. Derinlik ve gerçekçilikten uzaktılar. Kitaba bir işkenceci ekleyip bu karakterin neler yaşadığını birkaç düz cümle ile geçiştirmek bu çok sevdiğim yazara yakışmadı. Ya da ana karakter bilmem kaçta bir görülen o hastalığa yakalanmak zorunda mıydı, böylesi yoğun bir aşkı hissedebilmek için? Sanem' in tüm hayatını kaplayan, kocaman bir sır mıydı kitap boyunca kendini gerçekleştirememe sorununu körükleyen? Ölümcül bir hastalık, elden alınan bir bebek gibi dehşetli olaylar Ayfer Tunç yazınına çok abartılı gibi göründü kitap boyunca. Öyle düşünce de aşağıdaki birkaç güzel cümle altları cizilse de havada kaldı. Tam olarak belirleyebildiğim tek gözlem, kitabın temelsizliği sanırım. Bilmem, sorun bende miydi yoksa?



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: